Advertisement
SEKTÖR HABERLERİ ABONE OL

Türkiye’da tarım sektörü her ne kadar zor şartlar altında gerçekleşse de tüm zorluklara rağmen kendi içinde bir değişim ve gelişim de kaydediyor.

Türkiye tarım makinaları sektörü bu gelişimde önemli bir paya sahip.

Türk Tarım Alet ve Makinaları İmalatçıları Birliği (TARMAKBİR) hazırladığı sektör raporunu yıl içerisindeki gelişmelere göre revize ediyor.

16 Ekim’de güncellenen raporda Türkiye’de tarımın mevcut durumu, sorunları, çözüm yollarının yanı sıra küresel tarım trendleri de ayrıntılı şekilde ele alınmış.

Biz de yazının uzunluğunu dikkate alarak analizi iki kısma ayırdık.

Gelin önce tarımda küresel trendlere bir göz atalım…

- Küresel tarımda Çin faktörü -

Rapora göre dünyada tarım ürünleri arz/talep dengesi değişiyor. Arz fazlılığı egemen bir dönemden, arz açığı egemen bir döneme geçiliyor.

Küresel tarımın değişiminde Çin faktörü başrol oynuyor. Milli gelirin her geçen gün arttığı Çin’de daha çok et, balık, sebze ve meyve tüketiliyor. Daha çok sebze ve meyve üretimi ise hububat ekim alanlarını kısıtlayacak. Bu gelişmelere paralel, geniş tarım alanları çölleşme ve erozyon nedeniyle hasar görmeye devam ediyor.

Tarımsal üretim ve pazarlamada küresel rekabetin arttığına dikkat çekilen raporda, dünya tarım ürünleri ticareti gelişirken, tarımsal desteklerin azalma eğiliminde olduğuna ve tarımsal üretimde kâr marjlarının daralma trendine vurgu yapılıyor.

- Küresel tarım açısından tatlı su kıtlığı en yakın tehdit niteliğinde -

Biyo-enerji kullanımının yaygınlaştığı belirtilen raporda, enerji bitkileri tarımının artması ve biyo-yakıtlara olan politik ilginin arkasında fosil yakıt tüketimini azaltma ihtiyacı gösteriliyor. Aynı zamanda biyo-yakıtların gaz emisyonlarının düşük olmasının uluslararası düzeyde destek gördüğünün de altı çiziliyor.

Küresel tarım açısından tatlı su kıtlığının en yakın tehdit olarak gösterildiği raporda, dünyada sulanan alan değerlerinin 2004 yılından bu yana azalmaya başlandığına dikkat çekiliyor.

Küresel ısınma ve iklim değişikliğinin artması ile ortalama sıcaklıktaki her bir derecelik artışın dünya hububat hasadını yüzde 10 azaltacağı belirtilen raporda yer alan şu ifade dikkat çekici: “Tarım bir yandan iklim değişikliğinden etkilenen ana sektörlerden biri olurken, diğer yandan iklim değişikliğinin ana sebeplerinden olan karbon salınımının en önemli tetikleyicilerindendir.”

- Kişi başına düşen tarım arazisi her geçen gün azalıyor -  

Dünyada her geçen gün artan nüfusa karşın tarım arazilerinin azaldığı belirtilen raporda, “Dünyada toplam işlenebilir tarım arazisi 3.2 milyar hektar. Son yıllarda kişi başına düşen tarım arazisi gelişmiş ülkelerde yüzde 14.3 azalırken, gelişmekte olan ülkelerde yüzde 40 oranında azalmıştır. Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü’ne (FAO) göre kişi başına düşen tarım arazisi 0.23 hektar olup, 2050 yılında bu miktar 0.15 hektara kadar düşecektir” ifadelerine yer verildi.

İklim değişikliğinin su, gıda, sağlık, üretim alanları ve çevreyi tehdit edeceği gerçeğine vurgu yapılırken, sıcak dalgası, sel, fırtına ve buzulların erimesi gibi değişimler özellikle tarımsal üretim alanlarını büyük ölçüde daraltması muhtemel gelişmeler olarak sıralanıyor.

- 10 yıl içinde gıda fiyatları yüzde 40’a kadar yükselebilir -

FAO ve OECD’nin ortak raporunda yer alan notlara da yer verilen TARMAKBİR raporunda, çiftçiliğin teşvik edilmemesi halinde önümüzdeki 10 yıl içerisinde gıda fiyatlarında yüzde 40’a varan artışların olabileceği tahmin ediliyor.

Gıda talebinin küresel düzeyde yükseldiği, bununla birlikte tarım alanları ve tarımsal ürünlerin üretiminde yeterli artışların olmadığı belirtilen raporda, tarımsal üretimin teşvik edilmesi ve artırılmasının gerekliliğine vurgu yapılıyor.

2003-2012 yılları arasında dünyadaki tarım üretiminin her yıl ortalama yüzde 2.1 arttığı hatırlatılan raporda, buna rağmen 2020 yılına kadar yıllık üretim artışının yüzde 1.5 seviyesinde kalacağı tahmin ediliyor.

FAO-OECD raporuna göre gelişmekte olan ülkelerde kişi başına ve hane başına düşen aylık gelirin yükselmesiyle, gıda tüketiminin de yüzde 30 arttığı ifade edilirken, buna karşılık tarım alanlarının genişlemesinin sınırlı kaldığı, üretim maliyetlerinin arttığı, kaynakların azaldığı ve çevresel kaygılar nedeniyle tarımsal ürünlerden elde edilen yakıtlara yönelimin arttığına dikkat çekiliyor.

Raporda öne çıkan küresel trendler kısaca bu şekilde.

Peki Türkiye’de tarım sektörünün mevcut tablosu nasıl, sorunları ve çözüm yolları neler derseniz, o da bir sonraki yazıda.

Bloomberg HT Editörü
İrfan Donat
idonat@bloomberght.com