Advertisement
TÜRKİYE MAKRO VERİLERİ ABONE OL

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Başkanı Murat Çetinkaya, "Enflasyonun 2017 yılında yüzde 6,5'e geriledikten sonra 2018'de yüzde 5 düzeyinde istikrar kazanacağını öngörmekteyiz." dedi.

Çetinkaya, "2017 Yılında Para ve Kur Politikası" konulu toplantıda yaptığı sunumda, Merkez Bankası olarak fiyat istikrarına odaklı para politikası duruşunun korunduğu bir çerçeveyi esas aldıklarını ve gelecek dönemde de bu çerçeveyi korumaya devam edeceklerini belirtti.

Para politikası kararlarının enflasyon beklentileri, fiyatlama davranışları ve enflasyonu etkileyen diğer unsurlardaki gelişmeler dikkate alınarak oluşturulacağını ifade eden Çetinkaya, "Enflasyonun hedefle uyumlu seviyelerde tutulması amaçlanırken fiyat istikrarı da gözetilecektir. Bu temel amaç doğrultusunda enflasyon hedefi hükümetle varılan mutabakatla uyumlu olarak orta vadede yüzde 5 olarak korunmuştur. Enflasyonun 2017 yılında yüzde 6,5'e geriledikten sonra 2018'de yüzde 5 düzeyinde istikrar kazanacağını öngörmekteyiz." diye konuştu.

Gayri safi yurt içi hasılanın istikrarlı büyüme eğiliminin yılın ilk yarısında yavaşlayarak da olsa sürdüğüne işaret eden Çetinkaya, anılan dönemde büyümenin ana sürükleyicisinin nihai yurt içi talep olmaya devam ettiğini söyledi.

Temmuz ayında yaşanan yurt içi gelişmeler ve bayram tatilleri nedeniyle ortaya çıkan çalışma günü kayıplarının 3. çeyrekte sanayi üretiminde ana eğilimin ötesinde bir daralmaya neden olduğuna değinen Çetinkaya, şunları kaydetti:

"Yakın dönemde açıklanan veriler gerek iş gücü kayıplarının telafi edilmesi gerekse ana eğilimdeki toparlanmayla birlikte üretimde artışa işaret ediyor. Kapasite kulanım oranı ve siparişlere ilişkin göstergeler de bu görünümü teyit ediyor. Yılın son çeyreğinde iktisadi faaliyette ılımlı bir toparlanma öngörmekteyiz. 2017 yılında ise ihracat kanalından büyümeye gelen desteğin artacağını değerlendiriyoruz. Bununla birlikte önümüzdeki dönemde toplam talep koşullarının enflasyona katkısının aşağı yönde olmasını beklemekteyiz.

Cari işlemler dengesi 2011 yılından itibaren kademeli bir düzelme eğilimi gösterdi. Ancak son aylarda özellikle turizm gelirlerindeki azalış nedeniyle iyileşmenin bir miktar duraksadığını gördük. Turizm sektöründeki görünümün cari denge üzerindeki olumsuz etkisine rağmen dış ticaret hadlerindeki gelişmelerin gecikmeli yansımaları ve kredilerin ılımlı seyri bu etkiyi sınırlıyor."

Çetinkaya, petrol fiyatlarındaki yükseliş, gelecek yıl cari işlemler dengesi üzerinde aşağı yönlü bir risk oluştursa da turizm gelirlerinde beklenen ılımlı toparlanmanın ve dış ticaret görünümünün söz konusu etkiyi telafi edebileceğini söyledi.

Geçen dönemde enerji fiyatlarının düşük seyrinin ithalat kanalıyla dış ticaret dengesindeki iyileşmeyi desteklediğini belirten Çetinkaya, "Avrupa Birliği ülkelerinin talebindeki artışın ihracat üzerindeki olumlu etkisinin sürdüğünü görmekteyiz. Jeopolitik gelişmelerin dış talep üzerindeki olumsuz etkilerine karşın dış pazarlarda pazar çeşitlendirme konusundaki esnekliğimiz ihracatı desteklemeye devam ediyor. Ayrıca yakın döneme dair veriler Rusya ile başlayan normalleşmenin ihracatı olumlu yönde etkilediğine işaret etmekte." değerlendirmesinde bulundu.

- "Tüketici kredileri artış eğiliminde"

Merkez Bankası olarak aldıkları likidite tedbirlerinin makro ihtiyati alandaki düzenlemelerinin finansal koşulları desteklediğini gördüklerini ifade eden Çetinkaya, "Tüketici kredilerinin son dönemde kredi maliyetlerindeki gerileme ve makro ihtiyati önlemlerin de etkisiyle konut kredilerinde olmak üzere artış eğilimi göstermeye başladı. Öte yandan, küresel ve jeopolitik gelişmelerin yurt içi finansal piyasalara yansımaları nedeniyle ticari kredi standartları bir ölçüde sıkılığını korurken, ticari kredilerdeki canlanma göreli olarak zayıf seyretmekte." dedi

Son dönemde iktisadi görünümü etkileyen en temel gelişmenin küresel piyasalarda yaşanan yeniden fiyatlama eğilimi olduğunu vurgulayan Çetinkaya, gelişmiş ülkelerde politika faizlerine ilişkin beklentilerin yukarı yönlü güncellenmeye başlamasıyla uzun vadeli faizlerde kayda değer bir yükseliş yaşandığına dikkati çekti.

Merkez Bankası Başkanı Murat Çetinkaya, yakın dönemde yaşanan döviz kuru hareketlerinin 2017 yılının 1. çeyreğinden itibaren enflasyon üzerinde etkili olacağını değerlendirdiklerini belirterek, "Ancak bu etkinin büyüklüğü ve zamanlaması, iktisadi faaliyet kur oynaklığı beklentiler gibi birçok faktöre bağlı olarak şekillenecektir. Son dönemdeki Döviz kuru gelişmeleri ve vergi ayarlamalarına rağmen gıda fiyatlarındaki olumlu görünüm ve iç talepteki ılımlı seyir nedeniyle yüzde 7,5 olan 2016 yılı sonu enflasyon tahminimizi korumaktayız." dedi.

Çetinkaya, "2017 Yılında Para ve Kur Politikası" konulu toplantıda yaptığı sunumda, artan belirsizlik ve risk iştahındaki zayıflamanın da etkisiyle gelişmekte olan ülkelere yönelik portföy akımlarında belirgin bir yavaşlama gözlendiğini ifade etti.

Küresel belirsizliklerdeki artışın ve sermaye akımlarındaki dalgalanmaların diğer gelişmekte olan ülkelerde olduğu gibi Türkiye'de de finansal piyasalar ve döviz kuru üzerinde oynaklığa neden olduğunu söyleyen Çetinkaya, yakın dönemde enflasyon gelişmelerine bakıldığında, döviz kuru hareketlerinin enflasyon üzerindeki yansımalarının bu aşamada sınırlı kaldığını ifade etti.

Çetinkaya, tüketici enflasyonunun sene başından bu yana gıda fiyatlarına bağlı olarak dalgalı bir seyir izlerken, çekirdek enflasyon göstergelerinin düşüş eğiliminde olduğuna dikkati çekerek, şunları kaydetti:

"Enflasyon görünümünü etkileyen maliyet yönlü gelişmelere baktığımızda enflasyon raporu dönemine göre, risklerin bir miktar yukarı yönlü olduğunu söyleyebiliriz. Küresel gelişmelerin de etkisiyle yakın dönemde diğer gelişmekte olan ülke para birimlerinde olduğu gibi Türk lirasında da belirgin bir değer kaybı gözlendi. Döviz kuru ve ithalat fiyatlarına ilişkin gelişmeleri enflasyon beklentileri ve fiyatlama davranışlarına yansımaları açısından Merkez Bankası olarak yakından takip etmekteyiz. Yakın dönemde yaşanan döviz kuru hareketlerinin 2017 yılının 1. çeyreğinden itibaren enflasyon üzerinde etkili olacağını değerlendiriyoruz. Ancak bu etkinin büyüklüğü ve zamanlaması iktisadi faaliyet kur oynaklığı beklentiler gibi birçok faktöre bağlı olarak şekillenecektir.

Son dönemdeki döviz kuru gelişmeleri ve vergi ayarlamalarına rağmen gıda fiyatlarındaki olumlu görünüm ve iç talepteki ılımlı seyir nedeniyle yüzde 7,5 olan 2016 yılı sonu enflasyon tahminimizi korumaktayız. 2017 yılı görünümüne baktığımızda ise birbirini dengeleyen iki faktör olduğunu söyleyebiliriz. Bir taraftan döviz kurundaki gelişmeler enflasyonu yükseltirken, diğer taraftan iktisadi faaliyetin ılımlı seyri bu etkiyi kısmen telafi ediyor."

- "Para politikasındaki temkinli duruşumuzu sürdüreceğiz"

Çetinkaya, para politikasının görünümü açısından orta vadede hangi etkinin daha baskın olacağının önemli olacağını belirterek, "Yakın dönemde küresel belirsizlikteki artış yüksek oynaklıklara bağlı olarak yaşanan döviz kuru hareketlerinin enflasyon beklentileri ve fiyatlama davranışları üzerindeki olumsuz etkisini sınırlamak amacıyla temkin düzeyimizi güçlendirerek bir miktar parasal sıkılaştırma gerçekleştirdik. Önümüzdeki dönemde para politikası kararlarımız enflasyon görünümüne bağlı olmaya devam edecek. Enflasyon beklentileri fiyatlama davranışları ve enflasyonu etkileyen diğer unsurlardaki gelişmeleri yakından izleyerek para politikasındaki temkinli duruşumuzu sürdüreceğiz." değerlendirmesinde bulundu.

Para politikası duruşunu oluştururken yaşanan şokların geçicilik, kalıcılık durumunu ve ana trendler üzerindeki etkilerini de dikkatle değerlendireceklerini anlatan Çetinkaya, şu ifadeleri kullandı:

"Gelişmeleri yakından takip ederek elimizdeki bütün araçları uygun bir bileşimle ve doğru yerde kullanmaya gayret ediyoruz. Bu doğrultuda yakın dönemde döviz piyasasına dair seçici tedbirler almaya devam ettik. Kasım ayında yabancı para zorunlu karşılık oranlarında yaptığımız indirimle piyasaya döviz likitidesi sağladık. Ayrıca ihracat reeskont kredileri kapsamında yıl sonuna kadar yapılacak olan geri ödemelerin vade uzatımına veya Türk lirası cinsinden yapılabilmesine imkan tanıdık. Buna ek olarak enerji ithalatçısı KİT'lerin döviz talebini kısmen karşılamaya devam ediyoruz. Merkez Bankası olarak para politikası duruşumuz enflasyon görünümüne karşı sıkı döviz likitidesinde dengeleyici ve finansal istikrarı destekleyici niteliğini korumaktadır."

Fiyat istikrarının ekonomik istikrar açısından önemini ve tüm ekonomik aktörlere sağlayacağı kazanımların kamuoyuyla paylaşılmasının iletişim politikalarının temel önceliklerinden birisi olduğunu belirten Çetinkaya, "Enflasyonda ilave katılık ve oynaklığa yol açan yapısal unsurlarla ilgili kamuoyunda farkındalığı artırmaya ve ilgili paydaşlarla eş güdüm sağlamaya yönelik çabalarımızı sürdüreceğiz." dedi.

AA