Advertisement
TÜRKİYE EKONOMİSİ ABONE OL

Yargıtay 11. hukuk dairesi'nin verdiği karara göre, 2001 krizinde batan bankaların off-shore hesaplarında paraları kalanlara ödeme yapılacak. Ancak olayın tarafı TMSF'ye göre, "bu o kadar kolay değil".

Çünkü, TMSF hukukçuları yargıtay kararının ardından banka ve ticaret hukukunun sayfaları arasına dalarak, neredeyse "karşı konulamaz bir
gerekçe" buldular. Bu görüş şöyle: 2001 krizi sonrası batan bankalardan 6'sı (Yurtbank, Bankkapital, Egebank, Sümerbank, Yaşarbank ve Ulusal Bank)
birleştirilerek, "birleşik Sümerbank" adıyla, sembolik sayılacak bir bedelle Oyak'a satıldı. Oyak ise sonraki yıllarda bankayı epey yüksek bir bedelle ING Bank'a sattı.

TMSF, satış öncesi bu zincirin aynısını tersinden oluşturarak şöyle bir
görüş belirledi: "Son ödeme mercii olan banka, mudiye ödemeyi yapabilir,
buna karışmayız. Ama biz, o bankaya ödeme yapmak için tasfiye
işlemlerinin tamamının bitmesini beklemek zorundayız. Tasfiye işlemlerinin
ne zaman sonuçlanacağını da bilemeyiz."

TMSF'nin görüşüne göre; batık Yurtbank için Ali Balkaner, batık Sümerbank
için de Hayyam Garipoğlu ile mahsuplaşma tamamlandıktan sonra, off-shorezedelerin alacakları ödenebilir. En zor olan da Egebank
mudilerinin durumu. Zira, Egebank'ın hakim ortağı ortada yok.

TMSF'nin itiraz noktaları bununla da sınırlı değil. TMSF, "off-shore
hesabı normal hesap sahibi gibi işlem göremez, bu yüzden de alacaklarının
tamamı banka alacağı gibi düşünülemez" diyor. Yani, off-shore hesapları
için eksik ödeme de TMSF'nin gündemi arasında.

Sonuçta TMSF, batık banka patronları ile kuruşu kuruşuna hesaplaştıktan sonra, off-shore hesaplarındaki paraları ödeyebilir, o da tamamını değil, yasadaki limitler içinde.

Yani, off-shorezedenin umudu bir başka bahara kaldı.

BloombergHT Haber Müdürü

Ali Çağatay