Advertisement
TÜRKİYE EKONOMİSİ ABONE OL

Ekonomideki yavaşlama ile bu yıl cari dengedeki iyileşmenin sürmesi ve açığın yıllık 65 milyar dolara kadar gerilemesinin olası olduğu, dolayısıyla kur üzerindeki baskının bir miktar azalacağı öngörülüyor.

Akbank Ekonomik Araştırmalar Biriminin yaptığı ''USD/TL nereye?'' başlıklı çalışmaya göre, Dolar/TL 'de 2011 yılında yaşanan yükselişte, cari açığa ilişkin endişeler, küresel risk iştahının azalması ve Döviz cinsinden borcu bulunan kurumların borçlarını kapatmak için döviz talep etmelerinin etkili olduğu belirtildi.

Özel sektörün yurt dışından sağladığı döviz cinsinden kredi borcunun bir yıl içerisinde ödemesi gereken miktarın Ekim 2011 itibariyle 63,8 milyar dolar olduğuna dikkati çekilen çalışmada, dolar/TL'deki yükseliş yılın son ayında hızlanırken, kurun aralık ayında ortalama 1,8730 ile önceki 11 aydaki ortalamasının (1,6620) yüzde 13 üzerinde seyrettiği, aralık ayının son gününde ise 1,9250 ile tarihinin en yüksek seviyelerini gördüğü anımsatıldı.

Çalışmada, özel sektörün yurt dışından sağladığı kredilerin ödemesinin aylık kırılımlarına bakıldığında aralık 2011'de 4,9 milyar dolar ile yüklü bir döviz kredisi ödemesi olduğunun altı çizilerek, şunlar kaydedildi:

''TCMB'nin 1,9250 seviyelerinde doğrudan ve yüksek tutarlı döviz satım yönündeki müdahalesi sonucunda kur yılı 1,89'dan tamamlamıştı. Kur, yeni yılda TCMB'nin satışlarını sürdürmesinin ve dolar talebinin bir miktar azalmasının etkisiyle düşüşünü sürdürerek 1,85 seviyelerinden işlem görüyor.

2012 yılının 10 aylık döneminde, özellikle mart ayında 7 milyar dolar ve eylül ayında 6,4 milyar dolar ile yüklü özel sektör döviz borcu ödemeleri olduğu dikkat çekiyor. Dolayısıyla, bu aylarda döviz talebinin artarak kurlar üzerinde yukarı yönlü bir baskı oluşturması olası. Ancak özel sektör, vadesi gelen yurt dışı borçları için yeniden borçlanmakta güçlük çekmiyor. 2011 yılının ilk 11 ayında borç çevirme (roll-over) oranı yüzde 132 ile yüksek, 2009'da da bu oran ancak yüzde 73 seviyesine kadar gerilemişti. Ayrıca, TCMB'nin yayınladığı uluslararası yatırım pozisyonuna göre özel sektörün yurt dışında döviz cinsinden tuttuğu likit sayılabilecek varlıklar (bono ve efektif ve mevduat) 42 milyar dolar.''

Merkez Bankasının döviz rezervlerinin azalış gösterdiği, temmuz ayında 98,6 milyar dolara kadar yükselen rezervlerin, 6 Ocak 2012 haftası itibariyle 87,8 milyar dolara gerilediği belirtilen çalışmada, Merkez Bankası verilerine göre kasım 2011 itibariyle izleyen 12 ay için dış yükümlülüklerin toplamının 51 milyar dolar olduğu, bunun 18 milyar dolarının önceden belirlenmiş net çıkışlar ve 32,7 milyar dolarının şarta bağlı çıkışlar olarak kategorize edildiği, şarta bağlı net çıkışlar kaleminin altında, ticari bankaların Merkez Bankasında tuttukları döviz ve altın cinsinden zorunlu mevduat karşılıklarının da bulunduğuna değinildi.

Türkiye'nin cari açığının, dış ticaret dengesindeki iyileşmeye paralel olarak gerilemeye başladığının vurgulandığı çalışmada, 2012'de ekonomideki yavaşlama ile cari dengedeki iyileşmenin sürmesi ve açığın yıllık 65 milyar dolara kadar gerilemesinin olası olduğu, dolayısıyla kur üzerindeki baskının bir miktar azalacağına işaret edildi.

Bu yılın ilk yarısında Avrupa'da yüklü kamu borç ödemeleri, bankaların sermayelendirilmesi ve benzeri risklerin de mevcut olduğu belirtilen çalışmada, ''Ayrıca jeopolitik belirsizlikler de söz konusu. Bu risklere ilişkin tansiyonun yükselmesi, global risk alma iştahını bozarak tüm gelişmekte olan ülkelerin para birimleri ile birlikte TL'yi de olumsuz etkiler. Bu risk unsurlarının azalması ve/veya ABD'den olası bir yeni parasal genişleme programı gelmesi halinde ise TL'nin 2011 yılındaki kayıplarının bir kısmını geri alması olasılığını yüksek görmekteyiz'' denildi.