Advertisement
KÜRESEL PİYASALAR ABONE OL

Kredi derecelendirme kuruluşu Fitch geçtiğimiz hafta 'çöp bono' notuna (BB+) sahip olan İzlanda'daki iyileşmeye atıfta bulundu ve ülkenin kredi notunu 'BBB-'e yükseltti. 2008 yılında iflasın eşiğine gelen ülke, 2011'de tekrar büyüme kaydetmesiyle çevre ülkelere örnek olabilir mi?

İzlanda tarafından izlenen model şu an Avrupa'daki zayıf ülkelerce, Avrupa
bölgesinde kaldıkları sürece uygulanabilir gibi gözükmüyor.

İzlanda modeli: %100 yabancı mudileri kaldır

İzlanda, 3 yıl kadar önce mali açıdan zor bir duruma düştü. Finansal kriz ekonomiyi ve sektörün %85'ini temsil eden 3 büyük İzlanda bankasını (Kaupthing, Landsbanki ve Glitnir) vurdu. Piyasalardaki o zamanki kredi kriziyle bankalar battı. Bu durum yetkililerin bankaların kamulaştırılması için örnek teşkil etmiş oldu ve bunu alışılmamış bir yolla yaptılar.

İzlanda hükümeti batık bankaları kurtarmayı finanse etmeyi red etti ve sadece
vatandaşların tasarruflarını korumayı kabul etti. Bu durumda yabancı yatırımcılar, özellikle en çok etkilenen Hollanda ve İngiliz yatırımcılar büyük kayıplarla karşı karşıya kaldılar.

Bu durum, 300,000 nüfusa sahip küçük ölçekli ülkeyi köşeye sıkıştırdı. 2009 yılında GSYİH %7 düştü, enflasyon yılsonu %12 ile kapadı, faiz oranları %15'in üzerini test etti ve kur hızla devalüe oldu. Bu noktada, artan kamuoyu baskısı İzlanda Başbakanı Geir Haarde'i 2009 yılı başında istifaya sürükledi.

Ülke zor bir uyum sürecinin ardından 2011 yılının 3. Çeyreğinde büyümeyi başardı ve GSYİH'nin %3'ü kadar bir büyüme yakaladı. Aynı zaman dilimi içerisinde dış desteği çoktan geride bırakmıştı. Fitch'in direktörlerinden Paul Rawkins, İzlanda hakkında: 'Ülkenin IMF ile olan programını başarıyla bitirdiğini ve uluslararası sermaye piyasalarına erişimini geri kazandığını dile getirdi. Gelecek vaat eden bir toparlanmanın devam etmekte olduğunu, finans sektörünün yeniden yapılandırılmasının ileri düzeyde olduğunu ve güçlü mali konsolidasyon programıyla birlikte Kamu Borç/GSYİH oranını desteklediğini ekledi. Fitch ayrıca İzlanda'nın unorthodox (alışılmamış) politika tepkisinin ülkenin kredibilitesini eşi görülmemiş kriz için korumayı başardığını belirtti.



Diğer ülke sorunları için örnek olabilir mi?

İzlanda başarısı akıllara özellikle Yunanistan, Portekiz ve İrlanda gibi diğer
sorunlu ülkelerde bu başarı modelinin uygulanabilir olup olmadığı sorusu.

İzlanda Maliye Bakanı Steingrimur J. Sigfusson, İzlanda için uygulanan reçetenin hiç kolay olmadığını dile getirdi. Bloomberg'e vermiş olduğu röportajda Sigfusson, İzlanda'nın bankalarını kurtaracak kapasitelerinin olmadığından dolayı aşırı tepki aldıklarını belirtti. İzlanda'nın mütevaziliğini korumasını ve konu bankacılık sektörü olduğunda diğer ülkelerin tavsiyelerinden kaçınılması gerektiğini sözlerine ekledi. Ayrıca, İzlanda'nın Euro alanındaki çevre ülkelerden farklı özelliklere sahip olduğunu hatırlattı. Ülkeleri karşılaştırmak gerekirse; İzlanda'daki krizin başlangıç nedeni tek bir para birimini kullanan Euro Bölgesi
ülkelerinden farklıydı. Ancak İzlanda da tüm sorunların çözülmediğini ve halen
bitmemiş işlerin olduğunu Fitch'in son raporunda görmek mümkün. Özellikle 'Ice save' çöküşüyle İngiltere ve Hollanda ile sorunun çözümüne ilişkin hala yasal konularla ilgili sorunların sürdüğünü belirtti. Her iki devlet 2008'de bloke edilen tasarrufların kendi vatandaşlarına geri verilmesi gerektiğini öne sürüyor. Hollanda ve İngiltere hükümeti 320,000 kişinin mağduriyetini gidermek için 4 milyar Euro'nun peşinde.

Fitch'in öne çıkardığı konular arasında, İzlanda'nın 2012-2013 yılı arasında %2
-%2,5 GSYİH yavaşlaması beklentisiyle, borç krizinden az bir şekilde etkilenerek başarılı olduğu yer alıyor. Ancak İzlanda'nın özel borçluluğunun fazla olduğunu ve bu nedenden dolayı ekonomide kırılganlık olabileceğini, buna bağlı olarak ihracatın olumsuz etkilenerek yatırım eksikliğine yol açtığını hatırlatalım.

Ayşe İyigündoğdu (aiyigundogdu@bloomberght.com)
BloombergHT Araştırma