Kesin sonuçlara göre, ülke genelindeki 43 seçim bölgesinde halkoylamasına katılan İrlandalıların yüzde 60,3'ü anlaşmanın onaylanmasına destek verdi.

Halkoylamasına katılım oranının ise tahmin edilenden daha düşük olduğu, 3,1 milyon kayıtlı seçmenin yalnızca yarısının dün oy kullanmak üzere sandık başına gittiği bildirildi.

Borç krizindeki İrlanda'da hükümet referandum kampanyası boyunca, anlaşmanın onaylanmasının ülke ekonomisinin toparlanması ve İrlanda'nın uluslararası alanda yeniden güvenilirlik kazanması açısından büyük önem taşıdığı mesajını vermişti.

Muhalefetteki Sinn Fein'in başını çektiği "hayır"cılarsa sorunlara çözüm getirmeyeceğini düşündükleri anlaşmanın borç krizini daha da derinleştireceğini savunmuştu.

-Borç krizi-

Anlaşmanın onaylanmasıyla, AB ve IMF'den yardım alan İrlanda gelecekte de Avrupa İstikrar Mekanizması'nın yardım fonlarından yararlanabilecek ve hükümetin açıklamalarına bakılırsa, referandum sonucu İrlanda'nın istikrardan yana olduğu yönünde tüm dünyaya güçlü bir mesaj gönderecek.

Borç krizinin altından tek başına kalkamayınca AB ve IMF ile 2010 sonunda 85 milyar euroluk yardım anlaşması imzalamak durumunda kalan İrlanda, yardım programındaki bütçe hedeflerini yerine getirmeye ve en kısa zamanda uluslararası piyasalara geri dönmeye çalışıyor.

AB, IMF ve Avrupa Merkez Bankası troykası, işsizlik ve iç talebin yetersizliği gibi bazı sorunların sürmesiyle birlikte, İrlanda'nın şu ana dek yardım programının gereklerini yerine getirdiğini düşünüyor.

Ekonominin hızla büyüdüğü "Kelt Kaplanı" döneminin ardından emlak ve bankacılık sektörlerindeki çöküş İrlanda'yı 2008 yılında ekonomik krize sürüklemiş, alınan katı tasarruf tedbirleri halkın omzuna ağır bir yük bindirmişti.

İngiltere ve Çek Cumhuriyeti dışında 25 AB üyesinin taraf olduğu bütçe anlaşması, az 12 üye ülke tarafından onaylandığı takdirde gelecek yıl yürürlüğe girecek ve bütçe disiplininden taviz veren ülkeler yarı otomatik yaptırımlara hedef olacak.