Advertisement
HABERLER ABONE OL

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Diyarbakır'daki konuşmasında gündemi meşgul eden kürtaj ve sezaryen meselesine değindi.

-''Sen yine bildiğini oku, biz bunu aynen bu şekilde yapmaya devam edeceğiz''-

Erdoğan, kürtaj ve sezaryenle ilgili iki yaklaşım tarzının ortaya konulduğunu, bir kesimin ''Bu vücut benimdir, ben tercih hakkımı kullanırım'' şeklinde propaganda yaptığını kaydetti.

Diğer yaklaşımın ise yaşam hakkını ön planda tuttuğuna dikkati çeken Erdoğan, konuşmasında şu ifadelere yer verdi:

''Biz nereden hareket ediyoruz. Biz yaşam hakkından hareket ediyoruz. Çünkü bir vücutta cenin öldürüldüğünde, ha yaşam halinde öldürülen ha orada öldürülen. Bizim için aynıdır. Bunu öldürme hakkına kimse sahip değildir.

Bu tür olaylar aynı zamanda insan sağlığını tehdit eden olaylardır. Bu oyuna gelmeyeceğiz, bu oyunu da bozacağız. Bu kesim aynı zamanda annelik makamını da kabul etmeyen kesimdir. Çok enteresan, ne diyorlar biliyor musunuz; 'Ne demek anne, kadın değil de anne ya da ana.' Bu kesimin anlayışı bu. Biz 'anne' diyoruz, 'annelerin ayaklarının altı öpülür' diyoruz. Biz bu değerlerden geliyoruz. Bizim değerlerimizde, bizim dinimizde cennet annelerin ayakları altındadır, babaların değil. Biz annenin kıymetini bilen, onu bildirmeye çalışan anlayışını mensuplarıyız. Biz muhafazakar demokrat partiyiz. Biz bu anlayışla çalışıyoruz, bunu halkımıza anlatmaya çalışıyoruz. Sen yine bildiğini oku, biz bunu aynen bu şekilde yapmaya devam edeceğiz.''

-''Sezaryen, nüfusu dondurmaya yönelik bir adımdır''-

Sezaryenin ülke nüfusunu dondurmaya yönelik bir adım olduğunu ifade eden Erdoğan, şöyle konuştu:

''Sezaryenle 1 ya da 2 tane olabiliyor. Aslında 3 de, 4 de olabilir, o ayrı mesele. '2 daha fazla olamaz.' Böyle bir yaklaşım tarzı. Dert başka aslında. Dert money (para). Daha rahat doğum yapıyormuş. Hayır. Oralardan gayet iyi para götürüyorlar. Biz, bu konuları iyi biliyoruz. Bunların çalışmalarını da yaptık. Şu anda özel hastanelerde yüzde 90'a kadar sezaryenle doğum var. Türkiye ortalaması yüzde 50. Kimi uyutuyorsunuz ya. Biz bu adımı da atacağız. Nüfusumuzun güçlü olması, artmasıyla ürken, çekinen değil... Aksine bu ülkenin nüfusu artmalı. Genç dinamik nüfusa sahip olmalıyız, yaşlı nüfusa değil. Ekonominin en önemli gücü insandır.''