Advertisement
HABERLER ABONE OL

Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı (TEPAV) tarafından yapılan yazılı açıklamada, Vakfın Araştırmacısı Ali Sökmen'in hazırladığı, ''Almanya'daki Türk Kadınlarının İş gücüne Katılımı-Yapısal ve Kültürel Faktörlerin Etkisi'' başlıklı değerlendirme notuna yer verildi.

''Türkiye'de kadınların iş gücüne düşük katılımı ülkemiz geliştikçe ve maaşlar yükseldikçe kendiliğinden düzelecek bir sorun mu, yoksa gelişmişlik seviyesi gibi yapısal faktörlerden farklı bir etken tarafından mı belirleniyor?'' sorusuna yanıt aranan çalışmada, şu ifadelere yer verildi:

''Göçmen olmayan Almanlarda kadınların iş gücüne katılımı yüzde 73 seviyesindeyken, göçmen kadınlarda bu oran yüzde 61, Türk kadınlarında ise yüzde 46 seviyesinde. Türkiye ortalamasına kıyasla bu oran oldukça yüksek gözükse de gerek ülke ortalamasının, gerek diğer göçmen gruplarının ciddi bir şekilde gerisinde kalması düşündürücü. Kadınlarda iş gücüne katılımın en düşük olduğu ikinci grup olan Sırplarda dahi bu seviye Türklere nazaran yüzde 13 daha yüksek. Dikkati çeken bir başka nokta da Türklerde hem erkekler hem de kadınların iş gücüne katılımının düşük olması. Göçmen gruplarının genelinde ise hem genel iş gücüne katılımda, hem de kadın ile erkek iş gücü katılımı arasında göçmen olmayanlara nazaran daha büyük bir fark olsa da bu açık Türklerde olduğu kadar fazla değil.''

Almanya'da yaşayan Türklerin, Ruslardan sonra en çok devlet yardımından yararlanan grup olduğunun vurgulandığı çalışmada, sosyal yardımların Türk kadınlarının ve genel olarak Almanya'daki kadınların çalışmıyor olmasında birincil etken olmadığı kaydedildi.

Türk kadınlarının, eğitim seviyelerinin iş piyasasının ihtiyaçlarına cevap verememesinden dolayı iş piyasasının dışında kalmış olabileceğine dikkatin çekildiği çalışmada, cinsiyetler arası eğitim seviyesi farklılıklarına bakmanın, kültürel faktörler hakkında da fikir verebileceği belirtildi.

''Almanya'daki göçmen grupları içinde en eğitimsiz ve en az çalışan grup Türk kadınları'' ifadelerine yer verilen çalışmanın sonuç kısmında şunlar kaydedildi:

''Türkler, Yunanlar, İtalyanlar ve Bosnalılar 50. senesi geçtiğimiz yıl kutlanan 'misafir işçi' programları aracılığı ile Almanya'ya yerleştikleri sırada, Türkler ve Bosnalılar eğitim seviyesi en düşük ve cinsiyetler arası eğitim farkı en fazla olan ülkelerden geliyorlardı. Günümüze geldiğimizde ise Bosnalılar hem aradaki eğitim farkını en çok azaltan hem de ortalama eğitim seviyesini en yükseğe çıkaran göçmen grubu iken Türkler hem genel eğitim seviyesi hem de cinsiyetler arası fark açısından en geride kalan grup olmaya devam ediyor. Türkiye'de politika üretenlerin Almanya'daki Türklerin durumdan çıkarabilecekleri en önemli ders, kadınların iş gücüne katılımlarını kendi kendine yoluna girecek bir süreç olarak değerlendirmektense, olumsuz sosyal yaklaşımları göz önüne alarak kadınlarla erkekler arasındaki eğitim ve istihdam uçurumunu kapatmak için özel teşvikler ve politikalar geliştirmek.''