Advertisement
PİYASALAR ABONE OL

İstanbul Menkul Kıymetler Borsası (İMKB) Başkanı İbrahim Turhan, hisse senetlerinin artık çok önemli olduğunu ve bankaların kredi vermesinin azaldığını belirterek, ''Bu yüzden gerçekten iyi gelişmiş ve doğru şekilde işleyen hisse senedi piyasalarına ihtiyacımız var. Bu hepimizin önceliği olmalıdır'' dedi.

Turhan, 3. İstanbul Finans Zirvesi'nde (IFS) ''Sermaye Piyasaları: Riskler ve Fırsatlar'' konulu oturumda yaptığı konuşmada, riskler ve kırılganlıkları iki açıdan değerlendirdiğini belirterek, öncelikle konjonktürel bir tarafı, bir de yapısal tarafı bulunduğunu kaydetti.

İbrahim Turhan, mevcut koşullar ve konjonktür ile ilgili hikayeyi şöyle anlattı:

''Aynı evde yaşayan 3 arkadaş varmış. Biri Alman, biri İngiliz ve biri İtalyan. Evde iş bölümü yapmışlar. Alman organizasyondan sorumlu olmuş, İngiliz dış ilişkilerden sorumlu olmuş, İtalyan da yemek pişiriyormuş. Hepsi de mutlu yaşıyorlarmış. Buradaki formülün sırrı doğru görevi doğru insanlara vermektir. Doğru görevi doğru insanlara veremezseniz, İtalyan'a organizasyonu, İngiliz'e yemek pişirme, Alman'a da dış ilişkileri verecek olsanız bambaşka hikaye ile karşılaşırsınız. Bizim için risk şudur; bütün hükümetler çok ciddi bir açık sorunu yaşıyorlar ve hükümetlerin birincil hedefi bu açığı kapatmaktır. Bunun için de sabit getirili menkul kıymet çıkarıyorlar. Sadece bununla kalmayıp düzenleme kurumları hem yurt içi hem uluslararası düzeyde likidite ile ilgili sorunları halledebilmek için sabit getirili hükümet tahvillerini tercih ediyor. Bu dinamik, borsalar için çok avantajlı değil ve olumsuz şekilde etkileniyor.''

Yaşlanan toplumun, yatırım ufkunu kısalttığını ifade eden Turhan, ''Hisse yatırımı için doğru nüfus yapısı değil. Varlıklar farklı şekilde tahsis ediliyor. Emeklilik fonlarına bile baktığınızda 20 sene önce neredeydi, şimdi çok düşüş gerçekleşti. Bir diğer taraftan insanlar genellikle hep fazla ileri gitme eğilimindedir. Her şeyi radikal düzeyde yapma eğilimindeyizdir. Aynı durumu borsaların ya da sermaye piyasalarının yeniden yapılandırılma işinde de görüyoruz. Rekabet iyidir ama günün sonunda bizler neden ekonomik birim oluşturuyoruz? Daha fazla şeffaflık olsun diye. Eğer ki bunu çok radikal noktaya çekecek olursak bunun sonucunda ne şeffaflık ne de fiyat keşfi olacaktır'' şeklinde konuştu.

-''Londra ve İstanbul borsaları arasında işlemler açısından rekabet var''-

Fransızların, ''Bir parmakla ne zaman ayı gösterseniz aptallar parmağa bakarlar'' sözünü anımsatan Turhan, ''Yani rekabet daha verimlilik için iyidir, ekonomik kaynakları daha iyi şekilde tahsis etmek için iyidir, ama rekabet tam tersi bir yaklaşımla çalışıyorsa sürekli piyasanın verimliliğini baltalıyorsa neden bu yolda ilerlemeliyiz ki?'' diye konuştu.

Turhan, küresel platformda, gelişmekte olan ülkeleri nasıl daha fazla görünür, büyümeyi daha şeffaf hale getirilebileceğine bakıldığını ifade ederek, ''Bunun için gelişmekte olan ülkelerin sahneye çıkması gerekiyor. Gelişmekte olan ülkeler KOBİ'leri asıl merkez görmüşler. Hisse senetleri artık çok önemli. Bankaların kredi vermesi azaldı. Bu yüzden gerçekten iyi gelişmiş ve doğru şekilde işleyen hisse senedi piyasalarına ihtiyacımız var. Bu hepimizin önceliği olmalıdır'' dedi.

Turhan, geçmişin bilgeliğini geleceğin iş dünyasına yansıtmaya çalıştığını belirterek, farklı rekabet alanları olabileceğini söyledi.

Bir pazar ortamının söz konusu olduğunu anlatan Turhan, şöyle konuştu:

''Rekabet içinde işbirliği göz ardı edilmeden yapılırsa yani bir kazan-kazan durumu varsa her şey çok daha güzel olur. Biz borsalar olarak böyle bir ekosistem geliştirebilirsek bu şekilde hayatta kalabiliriz diye düşünüyorum. Aksi takdirde özellikle organize olmayan marketlerden gelen rekabet baskısıyla başa çıkmak mümkün olmayacaktır. Krizin başlangıcından bu yana bütün G-20 toplantılarında organize olmayan pazarlarda satılan organize olmayan ürünlerin, organize olan pazarlara yönlendirilmesi konuşuldu. Krizin başlamasından beri organize olmayan pazarlardaki ciro ne yazık ki yüzde 40 oranında arttı. Kendimizi risk altına atıyoruz. Allah korusun, olur da kötü bir şey olursa herkes için bir felaket olur. Bir kriz ve zorlu bir dönem daha aşamayız. O yüzden borsalar için bir ekosistem geliştirmemiz lazım. Burada her şeyin paylaşım açık olması gerekir. Herkes böyle para kazanabilir. Yüzlerce fırsat var. Herkese yetecek kadar fırsat var. Birlikte çalışarak, el ele yürüyerek bu sorunu aşabiliriz.''

Turhan, gelişmekte olan pazarlara dikkati çekerek, ''Gelişmekte olan pazarların kendi arasında bir pazar oluşturması ve ileri bir ekonomi kurulması gerektiğini görüyoruz. İleri gelişmiş ekonomilere bir şey olacak olursa tabii ki gelişmekte olan ülkeleri de etkileyecektir. Küresel olarak hiçbirimiz için iyi olmayacaktır. O yüzden küresel ekonominin gelişebilmesi için gelişmekte olan pazarlar içinde bir ağda geliştirilmesi gerekiyor O yüzden bu kadar seyahat ediyorum'' diye konuştu.

Londra ve İstanbul borsalarının arasında bir rekabetin olup olmadığına ilişkin soruya da Turhan, ''İşlemler açısından elbette rekabet var. Organize ve organize olmayan alış satış platformları arasında rekabet var. Bu borsalardan birine ya da birden fazlasına kote olan şirketler arasında da rekabet var. O yüzden biraz komplike bir tablo var. Bir uydu gibi bir yandan gezegen kendi etrafında dönüyor, dairesel döngü içinde yıldızlar, yörünge var. Yani her seviyede rekabet söz konusu'' karşılığını verdi.