Advertisement
GÜNCEL / SİYASET ABONE OL

Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, 2013 yılının, bu yıla göre daha iyi olacağını belirterek, ''Dünyada çok iyi bir ortam görmeyeceğiz ama 2012'ye göre yaşanacak daha iyi bir ortam, Türkiye'nin işini kolaylaştıracaktır'' dedi. Yılmaz, Türkiye'deki istihdamın da ihracatın da 2013'te artmaya devam edeceğini bildirdi.

Bakan Yılmaz, 2012 yılında Türkiye ve dünya ekonomisinde yaşanan gelişmeleri ve 2013 yılına ilişkin beklentilerini AA'ya açıkladı.

Öncelikle, yeni yılın ülkemiz, milletimiz ve tüm insanlık için barışa, huzura, esenliğe vesile olmasını dileyen Yılmaz, herkesin yeni yılını tebrik etti.

Bu yılın, ekonomi açısından tüm dünya için zor bir yıl olduğunu belirten Yılmaz, yaşanan küresel krizin etkilerinin  devam ettiğini söyledi.

Krizin, evre değiştirerek devam ettiğini dile getiren Yılmaz, özellikle borçlu devletler açısından çok zorlu bir döneme girildiğini ifade etti. Devletlerin, bu krizde çok ağır bedeller ödediğini vurgulayan Yılmaz, hızlı bir şekilde bir çok devletin borcunun arttığını kaydetti.

Şu anda özellikle devletlerin, krizin maliyetini ödemesinden kaynaklanan ciddi bir borç sorunu olduğunu anlatan Yılmaz, bunun da ekonomik açıdan büyük bir belirsizlik oluşturduğunu söyledi. Devletlerin, katlandıkları bu maliyetleri bir şekilde de halka yansıttıklarını dile getiren Yılmaz, bunun getirdiği siyasi zorlukların yaşandığını söyledi.

Türkiye'nin ise bu ortamda, olumlu yönde ayrışan bir ülke olduğunun ve bu konumunun 2012 yılında da devam ettirdiğini aktaran Yılmaz, ''Türkiye, 2012 yılında da büyümesini devam ettirdi. Dünyada bu kadar sorun yaşanırken, ihracat ağırlıklı büyümeyi başardık. Bu da 2012'de hanemize artı olarak yazmamız gereken bir durum. 2012 yılında, yıl sonu itibariyle inşallah 150 milyar doları aşmış olacağız ve yine tarihi bir rekor düzeyinde ihracatı kapatmış olacağız'' diye konuştu.

Bakan Cevdet Yılmaz, öte yandan Türkiye'nin istihdam yaratarak büyümesine devam ettiğine işaret ederek, krizin tepe noktasından bu yana 4 milyonun üzerinde kişiye iş imkanı sağladıklarını bildirdi. Yılmaz, ''İstihdam dostu bir büyüme sağlamaya devam ediyoruz'' dedi. 

-''Yılı yüzde 6,5 gibi bir enflasyonla kapatacağız''-

Bunların yanı sıra, kamu borçlarının milli gelire oranında düşüşün sağlandığını belirten Yılmaz, dış denge açısından da Türkiye'nin daha olumlu bir makroekonomik çerçeve oluşturduğunu ifade etti.

Enflasyon konusunda da bu yıl çok başarılı bir sürecin yaşandığını anlatan Yılmaz, geçen yıl yüzde 10'un üzerine çıkan enflasyonun bu yıl yine aşağı doğru indiğini bildirdi.

Yılmaz, şunları kaydetti:

''Orta Vadeli Program'da (OVP) öngördüğümüzün yaklaşık 1 puan altında, yüzde 6,5'lar civarında bir enflasyonla bu yılı inşallah kapatmış olacağız. Bu da istikrar açısından son derece önemli bir gösterge. Tüm bu makro göstergelere baktığımızda Türkiye'nin sağlıklı, istikrarlı ve sürdürülebilir bir şekilde büyümesini devam ettirdiğini görüyoruz. Tabii ki büyüme hızımızı daha üst noktalara çıkarmamız gerekiyor. Nitekim önümüzdeki yıllara ilişkin olarak, OVP'de, 2013'te yüzde 4, 2014'te yüzde 5, 2015'te yüzde 5 şeklinde, yani yaklaşık ortalama olarak yüzde 5 büyüme performansı bekliyoruz. İnşallah Türkiye, bunları aşan bir performans gösterecektir. Ben buna yürekten inanıyorum fakat bu bizim, bugünkü şartlarda ortaya koyduğumuz tahmin ve hedefler.'' 

-''Önümüzdeki yıl istihdam ve ihracat artışı devam edecek''

Önümüzdeki yıl istihdam ve ihracat artışının devam edeceğini belirten Yılmaz, Avrupa'da yaşanacak nispi toplanmanın da buna katkı sağlayacağını ifade etti. Bakan Yılmaz, ''2013 yılı, bu yıla göre daha iyi olacak. Dünyada çok iyi bir ortam görmeyeceğiz ama 2012'ye göre yaşanacak daha iyi bir ortam, Türkiye'nin işini kolaylaştıracaktır'' dedi.

Dünyada yaşanan bir çok sıkıntının temelinde siyasi belirsizliklerin olduğuna dikkati çeken Yılmaz, şöyle devam etti:

''Türkiye'nin bu başarı performansı ise siyasi istikrarla çok yakından ilgili. Türkiye, bu yönüyle diğer ülkelerden ayrıştı. Allah korusun, bu küresel krize bir koalisyon yapısıyla, siyasi istikrarsızlıkla yakalanmış olsaydık, bugün Türkiye çok farklı bir Türkiye olurdu ve bu bahsettiğimiz rakamların yanına bile yaklaşamazdık. Dışardan baktığımızda Türkiye, imrenilecek bir performans gösteriyor. Kriz, Türkiye için bir test oldu. 2002'den bu yana gelen politikalarımızın test edildiği bir ortam oldu ve bu sınavdan Türkiye, başarıyla çıktı. Fakat bu noktadan sonra önemli olan bunu sürdürmek, istikrarlı ve sürdürülebilir büyümeyi devam ettirmek.'' 

-''Asıl olan Orta Vadeli Program'dır''- 

Bu yıl, Türkiye'nin büyümesiyle ilişkili çokça yaşanan ''gaz-fren'' tartışmalarının sorulması üzerine de Yılmaz, Türkiye'nin büyümeye devam edeceğini ancak bu büyümenin istikrarlı ve sürdürülebilir olması gerektiğini söyledi.

''Türkiye, büyümeye devam edecek ama bir yıl çok hızlı, sonra eksi değil. İstikrarlı bir şekilde, belirli bir düzeyde büyümeyi sürdüreceğiz'' diyen Yılmaz, asıl olanın OVP'de belirlenen hedefler olduğunu kaydetti. 

-Yeniliğe, teknolojiye çok daha fazla ağırlık vermemiz gerekiyor''- 

Yılmaz, Türkiye'nin artık kritik bir eşiğe geldiğini belirterek, geçmiş 10 yıllık performansı, gelecek 10 yıla da yansıtmak için mutlaka yeniliğe, teknolojiye çok daha fazla ağırlık verilmesi gerektiğini ifade etti. 
Türkiye'nin artık katma değeri daha yüksek bir üretim ve ihracat yapısına yönelmek durumunda olduğunu vurgulayan Yılmaz, 2013 yılına ilişkin de şu mesajları verdi:

''Nitekim bu yıl bir Kalkınma Planı hazırlıyoruz. İnşallah 2013'te 10. Kalkınma Planımızı Meclis'e sunacağız. Burada da en önemli alanlardan biri bu olacak, yenilik, her alanda yenilik. Kamuda, özel sektörde, sivil toplumda yeni bir takım düzenlemeler, yeni çalışma biçimleri, yeni ürünler. Türkiye büyüyecekse, gelişecekse bunu yenilikle ve katma değer üretimiyle yapacak. İnsana dayalı bir şekilde yapacak. Genç ve dinamik nüfusuna, iyi eğitilmiş nüfusuna, girişimci nüfusuna dayalı olarak yapacak. Bu yüzden önümüzdeki dönem, özel sektörün de kamunun da yeniliğe ve reforma çok daha fazla önem verdiği bir dönem olmalı diye düşünüyorum. 2013'ün de bu açıdan özellikle çok verimli geçmesini temenni ediyorum.''

Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, ''Türkiye artık, ucuz iş gücü ile hedeflerine ulaşabilecek bir ülke değil'' dedi.
Bakan Yılmaz, 2012 yılında Türkiye ve dünya ekonomisinde yaşanan gelişmeleri ve 2013 yılına ilişkin beklentilerini AA'ya açıkladı.

Yılmaz, 10. Kalkınma Planı ile ilgili ciddi bir hazırlık çalışması yaptıklarını söyledi. Planın gelecek 10 yılın ilk 5 yılını ayrıntılı bir şekilde ortaya koyacağını dile getiren Yılmaz, ''Burada teknoloji ve yenilik en önemli eksenlerden biri olacak. Rekabet gücümüzü artırmak açısından Türkiye bunu yapmak durumunda. Türkiye artık, ucuz iş gücü ile hedeflerine ulaşabilecek bir ülke değil'' dedi.

Türkiye'nin aynı anda yapması gereken iki önemli hedefi olduğunu ifade eden Yılmaz, Bunlardan bir tanesinin dünyanın diğer ülkeleri ile arasındaki gelişmişlik farkını kapatmak olduğunu vurguladı. Bu anlamda son 10 yılda önemli bir performans gösterdiklerini belirten Yılmaz, ikinci önemli hedefin Türkiye içindeki gelişmişlik farklılıklarını azaltmak olduğunu, son 10 yılda gelir dağılımında ciddi bir iyileşme yaşandığını söyledi. 

-''GAP bölgesinde 4 yılda 400 bin istihdam yarattık''- 

AK Parti Hükümetleri döneminde, başından beri bölgesel milliyetçiliğe karşı olduklarını ifade ettiklerini kaydeden Yılmaz, bu amaçla en az gelişmiş denilen illere bile üniversiteler açıldığını, eğitim, sağlık, ulaştırma altyapısı gibi pek çok konuda yatırımlar yaptıklarını anlattı.

Teşvik politikaları ile az gelişmiş bölgelerde kamu yatırımlarının yanı sıra özel sektör yatırımlarının artması için de her türlü çabayı gösterdiklerine de dikkati çeken Yılmaz, ''Bunların dışında özel programlar uyguladık. GAP projesini süratlendirdik. Son 5 yılda çok ciddi bir performans gösterdik. Sadece, geçtiğimiz 4 yılda GAP bölgesinde 400 bine yakın yeni istihdam oluşturduk. Bu ciddi bir hamle'' diye konuştu.

2008 yılında açıklanan GAP Eylem Planı'nın üzerinden yaklaşık 5 yıl geçtiğini belirten Yılmaz, bu süre içinde bölgede kamu yatırımlarının arttığını ifade etti.

Eylem planından sonra GAP bölgelerindeki yatırımların toplam kamu yatırımları içindeki payının yüzde 7'lerden yüzde 14'lere çıktığını vurgulayan Yılmaz, geçen yıl bölgeye 4 milyar liradan fazla ödenek ayrıldığını, bu yıl da yaklaşık olarak aynı miktarda yatırım ödeneği ayrılacağını söyledi.

Yılmaz, Silvan ve Ilısu baraj projeleri tamamlandığında GAP'ın ''klasik anlamda'' bitmiş olacağını, ancak GAP Bölgesi'nin kalkınmasının bitmiş sayılmayacağını kaydetti.   

-''Büyümemizde altının rolü yok''

Suriye'de yaşanan sorunlar, İran'a uygulanan ABD ambargosu gibi sorunlara karşın Türkiye'nin ihracatını artırdığına dikkati çeken Yılmaz, aynı durumun Güneydoğu Anadolu için de geçerli olduğunu dile getirdi. 
Yılmaz, 10 yıl önce Güneydoğu Anadolu illerinin ihracatının 700 milyon dolar bile olmamasına karşın bugün 7 milyar doların üzerinde olduğunu belirtti.

Altın ihracatı ile ilgili de değerlendirmelerde bulunan Yılmaz, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Altın dediğimiz metayı iki türlü değerlendirmek mümkün. Bir ithal edersiniz. Türkiye altını kısmen üretiyor ve işliyor. İşlediğimiz altın katma değerin bir unsurudur. Bir taraftan da Türkiye altın ithal eden ve ihraç eden bir ülke. Bunları bir araya getirdiğinizde aslında birbirini dengeleyen süreçlerdir. Bunlar, o kadar fazla abartılması gereken hususlar değil. 'Büyümemiz altından kaynaklanıyor' gibi bazı yanlış haberler de oldu. Hiç böyle değil. Büyümeyi biz, üretim yöntemiyle hesaplıyoruz. Katma değerle hesaplıyoruz. Harcamalar yöntemiyle yaptığınız zaman altın büyümeyi etkiliyor görünüyor. Fakat asıl bizim kamuoyuna açıkladığımız büyüme rakamları üretime dayalı büyüme rakamlarıdır. Orada da katma değer önemlidir. Bu yıl sağladığımız büyümede altının rolü yok.''

-''Merkez'den dikilen elbiseyi bölgelere giydirmek istemiyoruz''- 

Kalkınma ajansları hakkında da değerlendirmelerde bulunan Yılmaz, ajansların kuruldukları bölgelerin rekabet açısından üstün olan özelliklerine göre şekillendiğini söyledi.

Bunun ajansların bölgesel olmasının bir nedeni olduğunu belirten Yılmaz, ''Biz, merkezden tek bir elbise dikip bütün bölgelere giydirmek istemiyoruz. Herkes, kendi üstünlüğü ne ise o üstünlüğe göre çalışsın istiyoruz'' ifadesini kullandı.

2012 yılını ajanslar açısından analiz yılı ilan ettiğini dile getiren Yılmaz, bu analizlerin yöre ile ilgili kamu kesimi, özel sektör ve sivil toplum örgütlerine yol gösterdiğine işaret etti.

Kalkınma ajanslarının temel yapılarının doğru olduğunu belirten Yılmaz, buna karşın her kurumun tecrübe ile iyileşmeye ihtiyacı olduğunu kaydetti. 

-1,2 milyar lira destek-

Kalkınma ajanslarının en fazla KOBİ'lere destek olduğuna dikkati çeken Yılmaz, kalkınma ajanslarının iyi fikri olan ama sermayesi olmayan kesimlere ulaşmayı amaçladığını dile getirdi.

Kullandırılan destek tutarı hakkında da bilgi veren Yılmaz, ''Toplam 1,2 milyar civarında bir destek programı ilan ettik. Eş finansman dediğimiz bir mekanizma da var. Yani yatırımcılar da para koyuyorlar. Bunun harekete geçirdiği kaynak 2 milyar liraya yakın'' dedi.

Yılmaz, ajansların diğer ülkelerdeki eş kurumları ile ilişkiler konusunda da önemli mesafeler katettiklerini belirterek, birçok ajansın Avrupa Kalkınma Ajansları Birliği'nin (EURADA) üyesi olduğunu söyledi. 
Ajansların, sadece Bakanlığın kendilerine verdiği fonları kullanmakla yetinmeyip uluslararası fonları da Türkiye'ye çektiğini anlatan Yılmaz, ''İyi proje olmadığı için bu fonları kullanamıyorduk ama ajanslarımız iyi bir kadro, iyi bir projeyle devreye girince AB fonlarını da çekmeye başladık'' diye konuştu. 

-Yeni teşvik sistemi-

Yeni teşvik sistemine ilişkin de konuşan Yılmaz, yeni teşvik sisteminin çok gelişmiş bir sistem olduğunu söyledi. 
Sağlanan teşvikler ile özellikle batı bölgelerinde rekabet edemeyen bazı sektör temsilcilerinin yurt dışına gitmek yerine Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da üretim yapacaklarına inandığını belirten Yılmaz, bunun hem Türkiye'nin istihdamına ve ihracatına katkıda bulunacağını hem de bölgeler arasında dengesizliği de azaltacağına işaret etti.

Bölgesel gelişme politikalarının aslında bütün ülkeyi ilgilendirdiğini ifade eden Yılmaz, ''Biz bunları etkili şekilde yapamazsak, büyük şehirlerimiz de rahat edemez. Büyük şehirlerimizin kenarlarında gecekondulaşma, varoş, aşırı göç istemiyorsak bölgesel gelişme politikalarına mutlaka önem vermemiz lazım'' dedi. 
Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde henüz arzu edilen sonuçları alamadıklarını anlatan Yılmaz, bunun sebebinin de terör olduğunu kaydetti.

Terörün yatırım ortamını zehirlediğini ifade eden Yılmaz, bu ortamdan hem sermayenin hem de nitelikli insanların çekindiğini dile getirdi.

AA