Türkiye, Uluslararası Sivil Havacılık Örgütü'nün (ICAO) karar organı konumundaki ICAO Konsey üyeliğine aday oluyor.
Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü'nden (SHGM) yapılan açıklamaya göre, SHGM yetkililerinin AB üyesi olmayan Azerbaycan, Gürcistan, Moldova ve Ukraynalı sivil havacılık otoriteleri ile 10 Ocak'ta İstanbul'da gerçekleştirdiği toplantıda Türkiye'nin ICAO Konsey üyeliğine aday olmasına karar verildi.
Dışişleri Bakanlığı temsilcilerinin de katılımı ile gerçekleşen toplantıda, ICAO Konsey üyeliği için bir rotasyon grubu oluşturulması ve grup adına ilk olarak Türkiye'nin 38. ICAO Genel Kurulu Toplantısı'nda aday ülke olması konusunda mutabakat sağlandı.
Türkiye'de sivil havacılık alanında son 10 yılda kaydedilen önemli büyüme ve ilerlemelerin ele alındığı toplantıda, Türk sivil havacılığın tüm dünyanın dikkatini çektiği bir döneme aday olmasının son derece uygun bir zamanlama olduğu kaydedildi.
SHGM'nin ev sahipliğinde düzenlenen toplantıda, Türkiye'nin havayolu taşımacılığında 2023 hedeflerinin gerçekleşmesine de çok önemli katkılar sağlayacağı belirtilerek, bu girişimin Türkiye'nin global bir konuma yükselerek, daha büyük hedeflere doğru yürümesi bakımında da cesaret verici bir gelişme olduğu değerlendirmesi yapıldı.
-Türkiye'nin ICAO süreci
Açıklamaya göre, ICAO, 7 Aralık 1944 tarihinde Birleşmiş Milletler'in bir organı olarak kuruldu. Türkiye de, ICAO'nun kurucu üyeler arasında yer aldı ve 5 Haziran 1945 tarih ve 4749 sayılı Kanun ile ICAO'ya taraf oldu.
ICAO bünyesinde tüm ülkelerin katılımıyla gerçekleştirilen genel kurul tarafından üçer yıllık süreler için seçilen konseyde, toplam 36 ülke temsilcisi görev yapıyor.
ICAO'nun kurulduğu ilk yıllarda bir dönem için konsey üyesi olan Türkiye, aradan geçen 60 yılı aşkın süredir ICAO Konseyi'nde temsil imkanı bulamadı.
Üç ayrı kategoride üyeliğin bulunduğu ve bölgesel düzeyde temsilin önemli olduğu konseyde, aralarında Türkiye'nin de bulunduğu Avrupa :Bölgesi'nden her 3 kategoride toplam 8 ülke temsil ediliyor.
Konseye üye olmak amacıyla uygulanan yöntemlerden biri de, birkaç ülkenin bir araya gelerek, oluşturulan dönerli grup vasıtasıyla bir konsey üyeliğinin paylaşılması. Halen Avrupa tarafından üstlenilen 8 üyelikten 3'ü bu yöntemle paylaşılmış durumda.