Advertisement
TÜRKİYE EKONOMİSİ ABONE OL

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Para Politikası Kurulu (PPK) toplantı özetinde, "Enflasyonda ağustos ayından itibaren düşüşün başlayacağı öngörülmekle birlikte, fiyatlama davranışları dikkatle takip edilmektedir" denildi.

Kurulun 20 Ağustos tarihli toplantısına ilişkin yayımladığı 27 Ağustos 2013 tarihli toplantı özetinde, temmuz ayında tüketici fiyatlarının yüzde 0,31 oranında artığı ve yıllık enflasyonun yüzde 8,88'e yükseldiği anımsatıldı.

Bu yükselişte baz etkilerinin yanı sıra son dönemde Türk Lirası'nda gözlenen değer kaybının belirleyici olduğu, temel enflasyon göstergelerinin ana eğiliminde de yükseliş gözlendiği bildirildi.

Özete göre, gıda grubunda yıllık enflasyon sınırlı bir düşüşle yüzde 12,72'ye geriledi. İşlenmemiş gıda grubunda taze meyve ve sebze fiyatlarındaki düşüşe karşın et fiyatlarındaki artış sonucunda yıllık enflasyon önceki aydaki seviyesini korudu. İşlenmiş gıdada ise özellikle ekmek ve tahıllar dışında gözlenen olumlu seyre paralel olarak grup yıllık enflasyonundaki yavaşlama sürdü.

Mevcut görünümde işlenmemiş gıda fiyatlarının yıl içindeki birikimli artışı geçmiş dönem ortalamalarının üzerinde seyrettiği ve öncü göstergelerin grup yıllık enflasyonunda bir miktar azalışa işaret ettiği bildirildi.

Hizmet fiyatları temmuz ayında yüzde 0,79 oranında artarken, grup yıllık enflasyonu haberleşme ve diğer hizmetler alt grupları kaynaklı olarak yüzde 7,97'ye yükseldi. Mevsimsellikten arındırılmış verilerin, hizmet enflasyonunda ana eğilimin yüksek seyrini bu dönemde de koruduğuna işaret ettiği belirtildi.

Özette temel mal grubu yıllık enflasyonunun temmuz ayında yaklaşık 1 puanlık artışla yüzde 4,23'e yükseldiği dile getirilerek, "Türk Lirası'ndaki değer kaybının etkisiyle dayanıklı tüketim mallarında yıllık enflasyon yükseldi. Temel malların diğer alt gruplarında ise yıllık enflasyondaki düşüş sürmüştür. Sonuç olarak bu dönemde temel mal fiyatlarının mevsimsellikten arındırılmış artış eğiliminde yükseliş kaydedildi. Hizmet ve temel mal grubuna ilişkin bu görünüm çerçevesinde temel enflasyon göstergelerinin ana eğilimi de yukarı yönlü bir hareket sergiledi. Enflasyonda ağustos ayından itibaren düşüşün başlayacağı öngörülmekle birlikte, fiyatlama davranışları dikkatle takip edilmelidir" denildi.

-"Yılın ilk yarısında gözlenen talep bileşenleri arasındaki bozulmanın, üçüncü çeyrek itibarıyla iyileşme sürecine girmesi bekleniyor"-

Son dönemde açıklanan verilerin iç ve dış talep gelişmelerinin öngörüldüğü şekilde seyretti ifade edilen özette, şunlar ifade edildi:

"İkinci çeyrekte tüketim ve yatırım malları üretim ve ithalatındaki artışlar ilk çeyreğe göre yavaşlamakla birlikte devam ederken, otomobil satışları ve kredi büyümesi güçlü eğilimlerini korumuştur. Altın hariç ihracattaki artışın da katkısıyla sanayi üretimi ikinci çeyrekte istikrarlı artış eğilimini sürdürmüştür. Öte yandan, küresel ekonomi politikalarına dair belirsizlikler ve sermaye akımlarındaki oynaklık üçüncü çeyrek için aşağı yönlü riskleri artırmaktadır. Nitekim İktisadi Yönelim Anketi ve PMI göstergelerinde temmuz ayında ikinci çeyrek ortalamalarına göre gerileme göze çarpmaktadır."

Dış ticaret ve cari dengeye ilişkin verilerin öngörüler doğrultusunda gerçekleşmekte olduğu belirtilen özette, altın ticareti hariç tutulduğunda cari işlemler açığında gözlenen kademeli iyileşmenin sürmekte olduğu, son dönemde sermaye hareketlerinde gözlenen yavaşlamanın, daha temkinli para politikası duruşunun ve alınan makro ihtiyati tedbirlerin katkılarıyla kredi büyüme hızlarının kademeli olarak yavaşlamasının beklendiği kaydedildi. Bu gelişmelerin cari işlemler dengesini de olumlu yönde etkilemeye devam edeceği ve bu çerçevede, yılın ilk yarısında gözlenen talep bileşenleri arasındaki bozulmanın, üçüncü çeyrek itibarıyla iyileşme sürecine girmesi beklendiği özette, şunlar kaydedildi:

"Mevsimsellikten arındırılmış verilere göre tarım dışı istihdam istikrarlı artış eğilimini 2013 yılı mayıs döneminde de sürdürmüştür. Ancak, tarım dışı işgücünün çalışma çağındaki nüfusa oranının daha fazla artması nedeni ile toplam ve tarım dışı işsizlik oranları bir önceki döneme göre yükselmiştir. Son dönemde tarım dışı istihdam artışı sanayi ve hizmetler sektörlerinden kaynaklanırken, inşaat istihdamı bir önceki döneme göre azalmıştır. TCMB İktisadi Yönelim Anketi göstergeleri arasında yer alan Toplam İstihdam Beklentisi ve PMI İstihdam Endeksi sanayi istihdamındaki artışın yılın üçüncü çeyreğinde hız kesmekle birlikte süreceğine işaret etmektedir. Küresel ekonomiye dair belirsizlikler ise önümüzdeki dönemde yatırım ve istihdam artışını sınırlayabilecek bir unsur olarak önemini korumaktadır."

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu (PPK) toplantı özetinde, "Kredi artış hızındaki kademeli yavaşlama hem cari işlemler açığını olumlu yönde etkileyecek hem de finansal istikrarı destekleyecektir" denildi.

Kurulun, 20 Ağustos tarihli toplantısına ilişkin yayımladığı 27 Ağustos tarihli toplantı özetinde, mayıs ayından bu yana küresel düzeyde para politikalarına ilişkin gelişmelerin tüm finansal varlıkların yeniden fiyatlanmasına neden olduğu belirtilerek, "Özellikle gelişmiş ülkelerdeki para politikasına yönelik belirsizliklerin devam etmesi nedeniyle finansal piyasalardaki oynaklık artmaktadır. Bu gelişmelere paralel olarak, küresel portföy yatırımlarında gelişmekte olan ülke varlıklarının ağırlığının azaltıldığı gözlenmektedir. Orta ve uzun vadede sermaye hareketlerinde iktisadi temellerin belirleyici olması beklense de kısa vadede gelişmiş ülke kaynaklı para politikası belirsizlikleri finansal dalgalanmalara yol açmaktadır" değerlendirmesi yapıldı.

Özette, Avro Bölgesi'nin ikinci çeyrekte resesyondan çıkarak pozitif büyüme gerçekleştirmesinin yurt dışı talep ve cari işlemler dengesi bakımından olumlu değerlendirildiği belirtilerek, son dönemde açıklanan verilerin küresel ekonominin halen istikrarlı bir büyüme eğilimine girmediğini gösterdiği kaydedildi.

Küresel iktisadi faaliyete dair istikrarsız görünüm ve gelişmiş ülke ekonomi politikalarına dair belirsizlikler nedeniyle gelecek dönemde sermaye akımlarındaki oynaklığın sürmesinin beklendiği dile getirilen özette, "Bu gözlemler ışığında Kurul, Türk Lirası likidite politikasında esnekliğin korunmasının önemli olduğunu değerlendirmiştir. Bu amaçla, fiyat istikrarını ve finansal istikrarı etkileyen gelişmeler yakından takip edilerek Merkez Bankası tarafından sağlanan Türk Lirası likiditesinin kompozisyonunda gereken ayarlamalar yapılacaktır" denildi.

Kredi artış oranlarının referans değerin üzerinde seyretmeye devam ettiğinin altı çizilen özette, son dönemde zayıflayan sermaye hareketlerinin ve alınan makro ihtiyati tedbirlerin kredi büyüme oranlarını sınırlayıcı etki yapmasının beklendiği ifade edildi.

Kurul'un, böyle bir konjonktürde daha temkinli bir para politikası duruşunun da katkısıyla kredi büyüme hızlarının kademeli olarak daha makul düzeylere geleceği değerlendirmesinde bulunulan özette, "Kredi artış hızındaki kademeli yavaşlama hem cari işlemler açığını olumlu yönde etkileyecek hem de finansal istikrarı destekleyecektir" denildi.

-"Enflasyon görünümü orta vadeli hedeflerle uyumlu olana kadar para politikasının temkinli duruşu korunacak"-

İşlenmemiş gıda enflasyonundaki yüksek seyrin, enerji fiyatlarındaki baz etkisinin ve kur gelişmelerinin yansımalarının enflasyonun beklendiği gibi yüksek seviyelerde seyretmesine neden olduğu belirtilen özette, şunlar ifade edildi:

"Ağustos ayından itibaren ise enflasyonda öngörülen düşüşün başlaması beklenmektedir. Ancak hedefin oldukça üzerinde seyreden enflasyon göstergelerinin fiyatlama davranışları üzerindeki olumsuz etkilerini sınırlamak amacıyla Kurul, para politikasındaki temkinli duruşun güçlendirilmesine karar vermiştir. Enflasyon görünümü orta vadeli hedeflerle uyumlu olana kadar para politikasının temkinli duruşu korunacak, gerektiğinde ek parasal sıkılaştırmaya gidilebilecektir. Ek parasal sıkılaştırmanın etkinliğini artırmak amacıyla borç verme faiz oranı yüzde 7,25'ten yüzde 7,75'e yükseltilmiştir."

Kurul'un, maliye politikasına ve vergi düzenlemelerine ilişkin gelişmeleri enflasyon görünümüne etkileri bakımından yakından takip ettiği vurgulanan özette, "Para politikası duruşu oluşturulurken maliye politikası ile ilgili olarak Orta Vadeli Program'da belirlenen çerçeve esas alınmaktadır. Dolayısıyla önümüzdeki dönemde mali disiplinin korunacağı ve yönetilen/yönlendirilen fiyatlarda öngörülmeyen bir artış gerçekleşmeyeceği varsayılmaktadır. Maliye politikasının söz konusu çerçeveden belirgin olarak sapması ve bu durumun orta vadeli enflasyon görünümünü olumsuz etkilemesi halinde para politikası duruşunun da güncellenmesi söz konusu olabilecektir" ifadelerine yer verildi.

Özette, küresel dengesizlikler karşısında ekonominin dayanıklılığını koruması açısından maliye ve finansal sektör politikalarındaki temkinli duruşun sürdürülmesinin kritik önem taşıdığının altı çizilerek, orta vadede ise mali disiplini kalıcı hale getirecek ve tasarruf açığını azaltacak yapısal reformların güçlendirilmesinin makroekonomik istikrarı destekleyeceği belirtildi.

Bu yönde atılacak adımların aynı zamanda para politikasının hareket alanını genişleteceği ve uzun vadeli kamu borçlanma faizlerinin düşük düzeylerde kalıcı olmasını sağlayarak toplumsal refaha olumlu katkıda bulunacağı değerlendirilmesinde bulunulan özette, "Bu çerçevede, Orta Vadeli Program'ın gerektirdiği yapısal düzenlemelerin hayata geçirilmesi büyük önem taşımaktadır" denildi.

AA