Advertisement
TÜRKİYE EKONOMİSİ ABONE OL

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu (PPK) toplantı özetinde, "Enflasyonun önümüzdeki dönemde düşmeye devam edeceği, bununla birlikte son aylarda yaşanan döviz kuru gelişmelerine bağlı olarak çekirdek enflasyon göstergelerinin bir süre daha hedefin üzerinde seyredeceği tahmin edilmektedir" denildi.

Kurulun 23 Ekim tarihli toplantısına ilişkin yayımladığı 31 Ekim 2013 tarihli toplantı özetinde, eylül ayında tüketici fiyatlarının yüzde 0,76 oranında artarken yıllık enflasyon yüzde 7,88'e gerilediği anımsatılarak, bu gerilemede işlenmemiş gıda ve enerji fiyatlarının belirleyici olduğu ve Türk Lirası'ndaki değer kaybının yansımaları ile temel enflasyon göstergelerindeki yükselişin sürdüğü kaydedildi.

Özete göre, gıda grubunda yıllık enflasyon yüzde 8,73'e geriledi. Eylül ayında işlenmemiş gıda grubunda, taze meyve fiyatlarındaki azalışlar ön plana çıkarken grup yıllık enflasyonu 3,85 puan azalarak yüzde 9,02 oldu. İşlenmiş gıda fiyatlarında ise yıllık enflasyon yüzde 8,48'e yükseldi. Yıllık enflasyon ekmek ve tahıllar grubunda gerilerken diğer işlenmiş gıda ürünlerinde yükseldi.

Enerji fiyatları eylül ayında büyük ölçüde Türk Lirası'ndaki değer kaybına bağlı olarak yüzde 1,38 oranında artarken yıllık enerji enflasyonu baz etkisiyle geriledi. Ekim ayında ise geçen yılın aynı dönemindeki kamu fiyat ayarlamalarının etkisinin ortadan kalkmasıyla yıllık enerji enflasyonunda belirgin bir düşüş olacağı öngörülüyor.

Hizmet fiyatları eylül ayında yüzde 0,90 oranında artarken grup yıllık enflasyonu sınırlı bir artış göstererek yüzde 8,22'ye yükseldi. Bu dönemde mevsimsellikten arındırılmış veriler hizmet enflasyonundaki ana eğilimin yüksek seyrini koruduğuna işaret etti. Temel mal grubunda yıllık enflasyon eylül ayında yüzde 5,74'e yükseldi. Özellikle dayanıklı mal fiyatlarında döviz kuru geçişkenliğinin etkileri gözlendi. Hizmet ve temel mallardaki görünüm çerçevesinde, bu dönemde temel enflasyon göstergelerinin ana eğilimi de yukarı yönlü bir hareket sergiledi.

Özette, "Enflasyonun önümüzdeki dönemde düşmeye devam edeceği, bununla birlikte son aylarda yaşanan döviz kuru gelişmelerine bağlı olarak çekirdek enflasyon göstergelerinin bir süre daha hedefin üzerinde seyredeceği tahmin edilmektedir" denildi.

- Enflasyonu etkileyen unsurlar-

Son dönemde açıklanan veriler yılın üçüncü çeyreğinde nihai yurt içi talebin ılımlı bir şekilde toparlandığına işaret etti. Tüketim malları üretimi temmuz-ağustos döneminde ikinci çeyreğe kıyasla gerilerken, tüketim malları ithalatı, beyaz eşya ve otomobil satışlarına ait mevcut veriler tüketim talebinde artışa işaret etti. Öte yandan, sermaye malları ithalatı ile taşıt hariç sermaye malları üretimi ve metalik olmayan diğer mineral maddeler üretimi ise yatırımlarda tüketim talebine kıyasla daha zayıf bir görünüm çizdi.

PMI ve İktisadi Yönelim Anketi (İYA )anket göstergeleri de üçüncü çeyrek genelinde ılımlı bir toparlanmaya işaret etti. PMI genel ve PMI üretim endeksleri ikinci çeyrek düzeyinin üzerinde seyretti. Ayrıca, İYA gelecek üç ay sipariş beklentileri hem iç piyasa hem de ihracat piyasası kaynaklı olmak üzere arttı.

Öte yandan, özel kesim tüketim ve yatırım talebinde önemli rol oynayan güven kanalına ilişkin göstergelerden tüketici güven endeksi ve firmaların geleceğe yönelik yatırım beklentisinin olumsuz bir görünüm sergilediği not edilmesi gerektiği belirtilen özette şunlar kaydedildi:

"Temmuz ayında artış gösteren sanayi üretim endeksi ağustos ayında keskin bir düşüş göstermiş, böylece üretim temmuz-ağustos döneminde bir önceki çeyrek ortalamasının altında gerçekleşmiştir. Ağustos ayının Bayram dönemi nedeniyle ana eğilimi tam olarak yansıtmadığı değerlendirilmektedir. Bu nedenle, temmuz-ağustos dönemi mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış sanayi üretimine temkinli yaklaşılması gerektiği düşünülmektedir.

Yakın dönem göstergeleri ihracatın ılımlı büyüme eğilimini koruduğunu göstermektedir. Altın dışlanarak oluşturulan altın hariç ihracat miktar endeksi temmuz-ağustos döneminde bir önceki çeyrek ortalamasına göre ılımlı bir artış kaydetmiştir. İhracatımızda önemli bir paya sahip olan ana ticaret ortağımız Avro Bölgesi'nin uzun bir süredir zayıf seyreden ithalat talebinde son dönemde canlanma görülmektedir. Ayrıca, küresel PMI göstergeleri küresel ölçekte bir toparlanmaya işaret etmektedir. Bu çerçevede, dış talep koşullarının önümüzdeki dönemde ihracata olumlu destek vereceği düşünülmektedir."

Özette, dış ticaret ve cari dengeye ilişkin verilerin öngörüler doğrultusunda gerçekleştiği belirtilerek, 12 ay birikimli olarak bakıldığında altın hariç ithalatın yatay seyrini sürdürürken altın hariç ihracatın ılımlı artış eğiliminde olduğunun gözlendiği ve bu çerçevede, kısa vadede altın ticaretinden kaynaklanan baz etkisi nedeniyle yıllık birikimli cari açıkta artış beklense de, söz konusu etki hariç tutulduğunda cari işlemler dengesindeki kademeli iyileşmenin süreceğinin tahmin edidiği ifade edildi.

Mevsimsellikten arındırılmış işsizlik oranlarının 2013 yılı Temmuz döneminde tarım dışı istihdamdaki gerilemenin etkisiyle artış kaydettiği aktarılan özette, "Son dönemde tarım dışı istihdamdaki gerileme tüm alt sektörlere yayılmış, ancak gerilemeye en belirgin katkı inşaat sektöründen gelmiştir. Öte yandan, PMI istihdam değeri ve istihdam beklentisi verileri istihdamdaki gerilemenin eylül ayından başlayarak hız kesebileceği sinyalini vermektedir. Küresel ekonomiye dair belirsizlikler önümüzdeki dönemde yatırım ve istihdam artışını sınırlayabilecek bir unsur olarak önemini korumaktadır" denildi.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu (PPK) toplantı özetinde, "Temkinli para politikası duruşunun, alınan makro ihtiyati önlemlerin ve zayıf seyreden sermaye akımlarının etkisiyle önümüzdeki dönemde kredi büyüme hızlarının kademeli olarak daha makul düzeylere geleceği öngörülmektedir" denildi.

Kurulun, 23 Ekim 2013 tarihli toplantısına ilişkin yayımladığı toplantı özetine göre Kurul, toplantıda Ekim Enflasyon Raporu'nda yer alması öngörülen orta vadeli tahminleri değerlendirdi.

2013 yılının üçüncü çeyreğinde yıllık tüketici enflasyonunun Temmuz Enflasyon Raporu tahminlerinin üzerinde gerçekleşmesinde Türk Lirası'nda gözlenen değer kaybının ve işlenmemiş gıda fiyatlarındaki artışın etkili olduğunu belirtiilen özette, döviz kuru gelişmelerinin çekirdek enflasyon üzerindeki etkisinin temel mal grubu fiyatları üzerinden gerçekleştiği ifade edildi.

Özete göre, enflasyon tahminlerine esas oluşturan varsayımlar ve dışsal koşullar bir arada değerlendirildiğinde, temelde döviz kuru, petrol fiyatları ve çıktı açığındaki gelişmeler göz önüne alınarak 2013 yıl sonu enflasyon tahmini yukarı yönlü güncellendi. Bu gelişmelerin geçici olacağı ve 2014 yıl sonu enflasyon tahmini üzerindeki etkisinin sınırlı kalacağı tahmin edildi.

Enflasyonun önümüzdeki dönemde düşmeye devam etmesi beklenmekte olduğu ifade edilen özette, şunlar kaydedildi:

"Öte yandan, çekirdek enflasyon göstergelerinin bir süre daha hedefin üzerinde seyredeceği tahmin edilmekle ve bu durumun fiyatlama davranışları üzerindeki etkileri yakından izlenmektedir. Kurul, enflasyon görünümü orta vadeli hedeflerle uyumlu olana kadar para politikasındaki temkinli duruşun korunarak gerekli görülen sıklıkta ek parasal sıkılaştırmaya devam edilmesinin uygun olacağını belirtmiştir.

Açıklanan veriler yurt içi nihai talep ve ihracatın ılımlı büyüme eğilimini koruduğunu göstermektedir. Mevcut politika çerçevesi cari işlemler dengesini olumlu yönde etkilemektedir. Temkinli para politikası duruşunun, alınan makroihtiyati önlemlerin ve zayıf seyreden sermaye akımlarının etkisiyle önümüzdeki dönemde kredi büyüme hızlarının kademeli olarak daha makul düzeylere geleceği öngörülmektedir. Bu doğrultuda, altın ticareti hariç tutulduğunda cari işlemler açığındaki kademeli iyileşme eğiliminin süreceği tahmin edilmektedir."

Özete göre, son dönemde finansal piyasalarda temelde küresel para politikalarından kaynaklanan bir belirsizlik artışı oldu. Bu belirsizlik artışı döviz kurları dahil tüm finansal varlıklarda bir yeniden fiyatlamaya yol açtı ve küresel portföy yatırımlarında gelişmekte olan ülkelerin ağırlığı düşüş gösterdi. Bu gelişmeler karşısında para politikası hem makro finansal riskleri dengelemek hem de enflasyon görünümündeki bozulmayı sınırlamak için temkinli bir duruş oluşturdu ve küresel oynaklıkların Türkiye ekonomisindeki etkilerini sınırlamak açısından para politikasının öngörülebilirliği artırıldı. Kurul önümüzdeki dönemde para politikasına dair sağlanan bu öngörülebilirliğin kademeli olarak artırılacağını değerlendirdi.

Önümüzdeki aylarda küresel para politikalarına dair belirsizliklerin azalması halinde bunun hem gelişmiş hem de gelişmekte olan ülkelere pozitif etkileri olabileceği belirtilen özette, şunlar kaydedildi:

"Böyle bir durumda gelişmekte olan ülkelere yönelik sermaye akımları tekrar hız kazanabilecektir. Bu senaryonun gerçekleşmesi halinde Kurul, döviz rezervlerini arttırıcı yönde adımlar atılabileceğini ifade etmiştir. Öte yandan, Kurul, küresel düzeyde para politikalarına ilişkin belirsizliklerin artış göstermesi halinde bunun küresel likidite, sermaye akımları ve finansal varlıkların fiyatlanması açılarından etkileri gözlenebileceğini değerlendirmiştir. Böyle bir durumda gelişmekte olan ülkelere yönelik sermaye akımları zayıf seyretmeye devam edebilecektir. Bu durum enflasyon görünümü üzerinde risk oluşturabilecektir. Kurul, bu senaryonun gerçekleşmesi halinde fiyat istikrarını güçlendirmek amacıyla daha uzun süreli ek parasal sıkılaştırma uygulamalarına başlanabileceğini ifade etmiştir."

- "Enflasyon tahminleri üzerinde risk oluşturan önemli diğer bazı faktörler de gıda ve enerji fiyatlarıdır"-

Enflasyon tahminleri üzerinde risk oluşturan önemli diğer bazı faktörlerin de gıda ve enerji fiyatları olduğu belirtilen özette, yılın üçüncü çeyreğinde işlenmemiş gıda fiyatlarında düzeltme hareketinin beklentilerin altında kalması ile ilk üç çeyrek itibariyle tarihsel ortalamalarına göre yüksek seyreden işlenmemiş gıda fiyatlarının enflasyon görünümü üzerinde yukarı yönlü risk oluşturmakta olduğu aktarıldı.

Enerji fiyatlarında ise son yıllara kıyasla oldukça olumlu seyrin yılın kalan döneminde de korunacağı varsayılmakla birlikte Türk Lirası'ndaki değer kaybının birikimli etkileri ile uluslararası petrol fiyatları gelişmelerinin yönetilen enerji fiyatları üzerinde sınırlı da olsa yukarı yönlü bir risk oluşturduğunun belirtilmesi gerektiği aktarılan özette, şunlar ifade edildi:

"Kurul, maliye politikasına ve vergi düzenlemelerine ilişkin gelişmeleri enflasyon görünümüne etkileri bakımından yakından takip etmektedir. Para politikası duruşu oluşturulurken maliye politikası ile ilgili olarak Orta Vadeli Program'da belirlenen çerçeve esas alınmaktadır. Dolayısıyla önümüzdeki dönemde mali disiplinin korunacağı ve yönetilen/yönlendirilen fiyatlarda öngörülmeyen bir artış gerçekleşmeyeceği varsayılmaktadır. Maliye politikasının söz konusu çerçeveden belirgin olarak sapması ve bu durumun orta vadeli enflasyon görünümünü olumsuz etkilemesi halinde para politikası duruşunun da güncellenmesi söz konusu olabilecektir."

Küresel dengesizlikler karşısında Türkiye ekonomisinin dayanıklılığının koruması açısından maliye ve finansal sektör politikalarındaki temkinli duruşun sürdürülmesinin kritik önem taşımakta olduğu vurgulanan özette, şunlar aktarıldı:

"Orta vadede ise mali disiplini kalıcı hale getirecek ve tasarruf açığını azaltacak yapısal reformların güçlendirilmesi makroekonomik istikrarı destekleyecektir. Bu yönde atılacak adımlar aynı zamanda para politikasının hareket alanını genişletecek ve uzun vadeli kamu borçlanma faizlerinin düşük düzeylerde kalıcı olmasını sağlayarak toplumsal refaha olumlu katkıda bulunacaktır. Bu çerçevede, Orta Vadeli Program'ın gerektirdiği yapısal düzenlemelerin hayata geçirilmesi büyük önem taşımaktadır."

AA