Advertisement
GÜNCEL / SİYASET ABONE OL

Standard&Poor's geçtiğimiz günlerde İslami bankacılık ile ilgili yayımladığı raporunda Türkiye'deki katılım bankalarının taze sermayeye ihtiyacı olduğunu belirtti, katılım bankalarının önündeki en büyük tehlikenin geleneksel bankaların rekabetçiliği olduğunu vurguladı. Peki ülke ekonomisinin can damarı finans sektörünün bir parçası olan katılım bankaları neyi hedefliyor? Kamu bankalarının da katılım bankacılığına giriyor olmasına nasıl bakıyorlar? Artan sukuk ihraçları hakkında ne düşünüyorlar? Merkez Bankası'ndan neler bekliyorlar? Özel Haber Şefi Süheyla Yılmaz sordu; Albaraka Türk GM Fahrettin Yahşi, Bank Asya GM Ahmet Beyaz ve Türkiye Finans YKÜ ve GM Derya Gürerk cevapladı.

-Kamu bankalarının da katılım bankacılığına katılmasının avantajları, dezavantajları...

-Yahşi: "Sektörün pazardan alacağı pay büyür"

Albaraka Türk Genel Müdürü Fahrettin Yahşi, devletin katılım bankası kurması girişimlerini desteklediklerini belirterek "Sektörün bankacılık pazarından alacağı payın büyümesi açısından önemli bir adım olacaktır. Şube ağının artması ile birlikte müşteri tabanı genişleyecektir. Ölçek ekonomisi açısından etkinlik artacak ve rekabet de hizmet kalitesinin yükselmesini sağlayacaktır. Sektöre kamu katılım bankasının girmesi ile birlikte katılım bankacılığı prensiplerine uygun bir interbank oluşması ve sermaye piyasası ürünleri için hacmin artması ile ikinci el piyasanın derinleşmesi kolaylaşacaktır. " açıklamasında bulundu.

Yahşi, bununla birlikte, şu an sistemde dört katılım bankası faaliyet gösterdiğini hatırlatarak "Bu kurumlarda istihdam edilecek deneyimli insan kaynağı bulmak zor bir iştir. Katılım bankacılığının doğası gereği hem bankacılık işlemlerini iyi bilmek hem de çalışma prensiplerimize uygun ürünlerin de işleyişini öğrenmek gerekiyor. Ayrıca, işi bizzat yapacak olanların, katılım bankacılığı tecrübesi olması çok önemli bir husus. Tabi ki bankacılık yasası piyasaya girişi engellemiyor. Mali gücü olan, itibarı olan, kişilerin ve şirketlerin bu alanda faaliyet göstermelerinin önü açık." bilgisini paylaştı.

-Beyaz: Atılan adımlar haksız rekabete yol açmamalı

Bank Asya Genel Müdürü Ahmet Beyaz, katılım bankacılığının sektördeki payının artması için mevcut katılım bankalarının organik büyümelerini sürdürdüğünü, şube açmaya devam ettiklerini belirterek, "Kamunun katılım bankacılığına başlamasının yanında diğer konvansiyonel bankaların da katılım bankacılığı yapabileceklerine dair düşünceleri bulunuyor. Bu açılardan bakıldığında katılım bankacılığı Türkiye’de yükselen bir öneme sahip. Bankacılık sektörü açısından sektörden %5 pay alan katılım bankacılığının tüm bankacılık sektöründeki payını da dikkate aldığımızda Türkiye’nin önünde daha gidilecek yol bulunuyor." açıklamasında bulundu.

Sektörün büyümesi açısından katılım bankacılığına yeni oyuncuların girmesi gerektiğini söyleyen Beyaz, "Yeni oyuncuların gelmesiyle katılım bankacılığı büyüyecek, sektörden daha fazla pay alacak, bilinirliği artacak ve daha fazla müşteriye ulaşacak." dedi.

"Özellikle kamu bankaları mevcut büyüklükleri, bilinirlikleri, onlara duyulan güven gibi unsurlar göz önünde bulundurulduğunda katılım bankacılığının pazar payının artması için büyük bir katkı sağlayacaklardır." diyen Beyaz, "Bunun yanında kamu bankalarının güçlü özkaynak yapıları, kamunun mevduatını alabilme güçleri, mevcut şubelerin kullanılması durumunda şube sayılarının çok fazla olması, katılım bankalarından personel transferi yapabilecek kabiliyette olmaları ve ölçek büyüklüğü sebebiyle maliyet avantajları gibi unsurlar da negatif etkiler olarak ortaya çıkabilecektir." vurgusunda bulundu.

Beyaz, "Önemli olan, atılması düşünülen adımların sektördeki katılım bankaları ile haksız rekabete yol açmayacak ve onların çalışmalarına sekte vurmayacak, aksine onlarla birlikte sektörü daha ileriye taşıyacak şekilde olmasıdır. " dedi.

-Derya Gürerk: Mudaraba ve muşaraka finansmanı alt yapısının gelişir

Türkiye Finans Genel Müdürü Derya Gürerk, kamu Bankaları’nın katılım bankacılığı alanında faaliyete geçmelerinin, rekabeti ve dolayısıyla da hizmet ve ürün kalitesini artıracağını belirterek "Biz bu gelişmeden son derece memnunuz. Bu girişim aynı zamanda faaliyetteki katılım bankalarının ne denli başarılı performans sergilediğinin de göstergesi olarak değerlendirilebilir." açıklamasında bulundu.

Kamu katılım bankalarının sektörde çok önemli bir ihtiyaç olan mudaraba ve muşaraka finansmanı alt yapısının geliştirilmesi yönünde çok katkı yapacağına inandıklarını belirten Gürerk, "Yalnızca kamu bankalarının katılım bankacılığına katılması da bizce yeterli değil. Biz, kamu bankalarının yanı sıra özel bankaları da katılım bankacılığı yapmaya davet ediyoruz. İnanıyoruz ki, bu yönde gerekli yasal düzenlemelerin yapılması durumunda, güçlü rakipler birer birer katılım bankacılığı sektörüne adım atacak ve bu sayede sektörümüz daha da sağlıklı büyüyecektir." yorumunda bulundu.

-Artan sukuk ihraçları...

-Yahşi: Sukukun payını yüzde 10’lara kadar çıkartabiliriz

Albaraka Türk GM Fahrettin Yahşi, son birkaç yıldır yapılan düzenlemeler sayesinde Türkiye’nin de sukuk alanında aktif olmaya başladığının belirterek "2012 Eylül ayında Hazine’nin yaptığı ihraçla birlikte özel sektörün de dahil olduğu yeni ihraçlar yapıldı ve artarak devam ediyor. Albaraka Türk olarak biz de Mayıs ayında başarılı bir şekilde 200 milyon dolar tutarında sermaye benzeri kredi formatında murabaha sukuk ihraç ettik. Bu sukuk ile birlikte son yıllarda çok aktif bir politika izlediğimiz uluslararası bankacılık alanında yeni bir enstrüman kullanmış olduk. Kazandığımız bu tecrübeyi yeni sukuk ihraçları ile artırmak ve bankamıza alternatif bir fon kaynağı sağlamayı düşünüyoruz. Diğer yandan, devletin yaptığı sukuk ihraçlarında yatırımcı tarafındayız. Bu sukuk yatırımlarımız aktif yapımızı çeşitlendirmemizi ve riski dağıtmamızı sağlıyor. İlerleyen dönemlerde toplam aktif içerisindeki sukukun payını yüzde 10’lara kadar çıkartabiliriz. " bilgisini paylaştı.

-Beyaz: "Sukuk ihraçları katılım bankacılığının gelişmesi için çok önemli"

Bank Asya GM Ahmet Beyaz da son dönemde sıkça gündeme gelen sukuk ihraçlarının SPK'nın da ilgili tebliği güncelleyerek çeşitli sukuk türlerinin ihracına imkan hazırlamasıyla birlikte artmaya başladığını belirterek "Sukuk ihraçlarında öncülük yapan Hazine Müsteşarlığı geçtiğimiz Ağustos ayında Türk Lirası cinsinden, Ekim ayında ise ABD Doları cinsinden iki yeni ihraç gerçekleştirdi. Bunlarla birlikte Hazine'nin toplam 3 adet Türk Lirası cinsinden, 2 adet de ABD Doları cinsinden ihracı piyasada yer alıyor. Bank Asya olarak biz de ülkemizde ilk defa vekaleten murabahaya dayalı ilk ihracı geçtiğimiz günlerde nitelikli yatırımcılara gerçekleştirdik." bilgisini paylaştı.

Diğer katılım bankalarının da sukuk ihracına yönelik çalışmalarda bulunduklarını söyleyen Beyaz, "Henüz banka dışı şirketlerden ihraç göremedik, ancak yakın bir zamanda şirketler tarafından da ihraçlar gerçekleşmeye başlayacaktır. İştirakimiz Asya Yatırım özellikle şirket ihraçları konusunda uzmanlaşacak." bildiriminde bulundu.

Sukuk ihraçlarının özellikle katılım bankacılığının gelişmesi bakımından çok önemli olduğunu söyleyen Beyaz, "Katılım bankaları bir taraftan kaynak yapısını çeşitlendirmek ve kaynaklarının vadesini uzatmak maksadıyla sukuk ihraç ederken, aynı zamanda Hazine Müsteşarlığı veya özel sektör tarafından ihraç edilen sukukları satın alarak yatırımcı konumunda oluyor. Diğer taraftan özel sektör yapacağı ihraçlar ile daha uzun vadeli ve daha uygun maliyetli alternatif kaynak elde ederken, yatırımcılar da doğrudan sukuk ihraç eden şirketlere yatırım yapıp getirileri yükseltme imkanına kavuşmuş olacaklar." açıklamasında bulundu.

-Gürerk: "TL ve yabancı para cinsinden sukuk ihraçları planlıyoruz"

Türkiye Finans GM Derya Gürerk, dünya sermaye piyasalarında artarak devam eden sukuk ihraçlarının bu ürünün önemli finansman araçları arasındaki yerini pekiştirdiğini belirterek "Şimdiye kadar menkul kıymet portföyleri kısıtlı olan katılım bankaları için kira sertifikasnın oldukça yenilikçi bir borçlanma enstrümanı olduğunu söyleyebiliriz. Kira Sertifikası ile katılım bankaları kısa vadeli likidite ihtiyacı ve uzun vadeli finansman taleplerini karşılıyor." bilgisini paylaştı.

Türkiye Finans olarak sukuk ihracı konusunda çalıştıklarını hatırlatan Gürerk, "Mayıs ayı başında uluslararası sukuk piyasasında dünyanın önde gelen iki yatırım bankasının liderliğinde 5 yıl vadeli 500 milyon dolarlık yabancı para cinsinden kira sertifikası ihracını gerçekleştirdik." bilgisini paylaştı.

"Ekim ayında ihraç tutarı 1,25 milyar ABD doları, kira oranı yüzde 4,557 ve 5 yıl vadeli olarak gerçekleşen Sukuk ihracında HSBC, QInvest ve Standard Chartered'a yetki verildi." diyen Gürerk, "Türkiye Finans yardımcı düzenleyici olarak CIMB Bank Limited, Dubai İslam Bankası PJSC, QNB Capital LLC, NCB Capital ile birlikte görev aldı." dedi.

Söz konusu ihracın kendilerine tecrübe kazandırdığını belirten Gürerk, 2014 yılı içerisinde uygun piyasa koşulları oluştuğu takdirde TL ve yabancı para cinsinden sukuk ihraçları gerçekleştirmeyi planladıklarını söyledi.

-Merkez Bankası'ndan beklentiler...

Yahşi: MB, elinden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyor

Albaraka Türk GM Fahrettin Yahşi, beklentilerinin fiyat ve finansal istikrar açısından sektörün genel beklentileri ile paralel olduğunu belirterek, "Merkez Bankası da bu alanda elinden geleni en iyi şekilde yapmaya çalışıyor. Bunun yanında katılım bankacılığı açısından da Merkez Bankasından beklentilerimiz de bulunmakta. Katılım bankacılığı açısından en önemli problemlerin başında likidite yönetimi konusunda bir faizsiz menkul kıymetin bulunmaması gelmekteydi. Bu problem hazinenin sukuk ihraçları ile bir nebze ortadan kalkmıştı. Daha sonra Merkez Bankasının yaptığı yeni düzenleme ile sukuklar açık piyasa işlemlerinde kullanılabilecek teminat kapsamına alındı. Bu sayede artık katılım bankaları da merkez bankasından faizsiz bir şekilde kısa vadeli fon temin edebilmekteler. Bu beklentimizin ve ihtiyacımızın Merkez Bankası tarafından karşılanması sektöre büyük bir rahatlık getirdi." açıklamasında bulundu.

Yahşi, "Bu olumlu gelişmenin yanında, sukuk piyasasının derinleşmesini ve bu menkul kıymetler açısından referans bir getiri eğrisi oluşmasını amaçlayan International Islamic Liquidity Management (IILM) kuruluşunun etkinliğinin artırılması konusunda Merkez Bankasının baskısını artırmasını bekliyoruz. Bu kurumun aktifleştirilmesi tüm dünyada katılım bankacılığının gelişmesine önemli bir katkı yapacaktır. " sözleri ile beklentilerini aktardı.

-Beyaz: MB için enflasyon ve fiyat istikrarının öncelikli hale gelecek diyebiliriz

Bank Asya GM Ahmet Beyaz, Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı'nın en son İstanbul Sanayi Odası’nda yaptığı sunumda enflasyona ve fiyat istikrarına vurgu yaptığını ve fiyat istikrarını etkileyen faktörlerin yakından takip edilerek gerekli tedbirlerin alınmaya devam edileceğini belirttiğini hatırlatarak "Sayın Başçı, Enflasyon görünümünün Orta Vadeli Plan hedefleri ile uyumlu oluncaya kadar para politikasında temkinli duruşu koruyacağını söyledi. Ayrıca cari işlemler açığının da altın ticareti hariç iyileşmenin 2014 yılında da süreceğini belirtti. Yurt içi nihai talep ve ihracatta ise ılımlı büyümenin devam edeceğini öngördü." bilgisini paylaştı.

"Bütün bunlar dikkate alındığında önümüzdeki dönemde Merkez Bankası için enflasyon ve fiyat istikrarının öncelikli hale geleceğini söyleyebiliriz." diyen Beyaz, "Bu anlamda Merkez Bankası’nın fiyat istikrarını etkileyen kredi büyümesi, kur hareketleri ve emtia fiyatları gibi faktörleri yakından izleyecek ve ek parasal sıkılaştırma operasyonları, APİ ve politika faizi gibi enstrümanlarla bu hedefin gerçekleştirilmesini sağlamaya çalışacaktır." açıklamasında bulundu.

Beyaz, "2014’te FED’in muhtemel sıkılaştırıcı politikalara geçişi ile birlikte global faiz oranlarında görülecek yukarı yönlü hareketlere bağlı olarak Merkez Bankası’nın faiz koridorunun üst bandında artışa gitmesi de beklenebilir." dedi. 

-Gürerk: Gerekli düzenlemelerin yapılmasını bekliyoruz

Türkiye Finans GM Derya Gürerk de "Dünya genelindeki seyre paralel bizde de sukuk ihraçları artarken katılım bankalarının portföyleri içerisinde kira sertifakalarının payı da artmaktadır. Bunun doğal bir sonucu olarak da söz konusu enstrümanların likidite yönetimi çerçevesinde etkin olarak kullanımına yönelik ihtiyaç doğmaktadır. Mevzuatsal açıdan gerekli düzenlemelerin nihaileşmesi ve bu enstrümanların likidite yönetiminde etkin bir şekilde kullanılması anlamında gerekli düzenlemelerin yapılmasını bekliyoruz." açıklamasında bulundu.