Advertisement
KÜRESEL PİYASALAR ABONE OL

Geçen yıl dolar ve euro karşısında değer kaybeden Türk Lirası, dış ticarette altın yılını yaşadı.

AA muhabirinin Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerinden derlediği bilgilere göre, Türkiye geçen yıl gerçekleştirdiği 403 milyar 519 milyon 111 bin dolarlık dış ticaretin yüzde 4,2'sini TL cinsinden gerçekleştirdi.

Türk Lirası'nın dış ticarette ödeme aracı olarak artan hızda kullanılması yıllar itibariyle incelendiğinde, son 12 yılda milyon dolardan milyar dolara ulaştı. Dış ticarette TL kullanımı 2002 yılında 512 milyon 615 bin dolar iken, 2013 yıl sonu itibariyle 6 milyar 753 milyon dolara çıktı.

Geçen yıl dış ticaretin yüzde 57,5'i ABD doları, yüzde 36,3'ü euro, yüzde 4,2'sini TL, yüzde 1,3'ü sterlin ve yüzde 0,7'si diğer ülke para birimleri kullanılarak gerçekleştirildi.

Analistler, Türkiye'nin son yıllarda oluşturduğu güven ve istikrar ortamının, Türk Lirası'nın uluslararası arenada kullanılabilirliğini artırdığını belirtiyor.

Geçen yıl Türkiye'nin dış ticaretinde yapılan her 100 dolarlık ticaretin 4 dolarının TL cinsinden yapılmasının yerel paranın dış ticaretteki payını artacağına işaret ettiğini ifade eden analistler, özellikle son dönemde imzalanan ikili anlaşmaların bunu hızlandıracağını öngörüyor.

2013 yılında Türkiye'nin gerçekleştirdiği 251,7 milyar dolarlık ithalatın 11 milyar 395 milyon dolarlık kısmı TL cinsinden yapılırken, 2012 yılına göre yüzde 20,2 oranında artış gözlendi. 2006 yılında ithalatın 1,1 milyarlık kısmı (yüzde 0,76) yerel para karşılığında yapılırken, her yıl ortalama yüzde 40'lık artışla 11,4 milyar dolara (yüzde 4,53) yükseldi.

Benzer şekilde Türkiye, ihracatında da TL kullanımını yıllar itibariyle artırarak, payını yüzde 0,94'ten yüzde 3,53 düzeyine çıkarttı.

- "Dış ticarette TL kullanımı Türkiye'ye olan güven ve istikrardan hem de dış politikada kat edilen yol olarak görülmeli"

Konuyla ilgili AA muhabirine değerlendirmelerde bulunan Odeabank Ekonomik Araştırmalar Müdürü İnanç Sözer, cari açığının çoğunun dış ticaret açığındaki net Döviz talebinden oluştuğunu belirtti.

Sözer, şunları kaydetti:

"Eğer biz bu talebi dolar cinsinden değil de TL cinsinden karşılayabilseydik; Merkez Bankası, TL basma yetkisine sahip olduğu için kurlar üzerindeki baskı önemli ölçüde hafifleyecekti. Ama burada ikili bir ticari anlaşma şart. Karşı tarafın TL ile ödemeyi kabul etmesi gerekiyor. Bu yüzden gelecek görünümü yapılırken, Türkiye'nin dış politikası çok önem arz ediyor. Dış ticarette TL'yi ya da dolar cinsi değil de diğer gelişmekte olan ülke para birimlerinin kullanılabiliyor olması, dolar üzerindeki baskıyı önemli derecede hafifletecektir. Aksi takdirde TL ve diğer gelişmekte olan ülke para birimlerinin kullanılamıyor olması hem ihracatçılar hem de ithalatçılar tarafından dolar ve euroya olan talebi yüksek kalmaya devam edecektir."

Hem enflasyonun kura geçişkenliğini hem de büyümede beklentileri yönetme açısından, kurlar üzerindeki baskıyı etkilemek adına dış ticarette TL kullanımını artırmanın önemli olduğuna dikkati çeken Sözer, "Dış ticarette Türk Lirası kullanımının yüzde 1'lerden yüzde 4'lere ulaşması hem Türkiye'ye olan güven ve istikrardan hem de dış politikada katedilen yol olarak görülmelidir" dedi.

AA