Advertisement
TÜRKİYE EKONOMİSİ ABONE OL

TCMB tarafından bugün açıklanan Şubat ayı cari işlemler açığı, bir önceki yılın Ocak ayına göre 1 milyar 901 milyon dolar azalarak 3 milyar 191 milyon dolara geriledi. Yıllıklandırılmış bazda cari işlemler açığı ise 62 milyar 246 milyon dolar oldu.

Bugün açıklanan Şubat ayı cari açık rakamına baktığımızda 3 milyar dolar olan Bloomberg piyasa beklentisinin bir miktar üzerinde 3.2 milyar dolar olarak gerçekleşti. Ancak 2014’ün ilk verisi olan Ocak ayı rakamı ile kıyasladığımızda 4,88 milyar dolarlık açığa göre olumlu anlamda ivme kazandığından bahsedebiliriz.

Cari açık verisinin detaylarını analiz ettiğimizde;

Şubat ayındaki açığın %80’i enerji ithalatından, %11’i altın ithalatından kaynaklandı.

Parasal olmayan altın kalemi altında, bir önceki yılın ilk iki aylık döneminde 727 milyon dolar net altın ithalatı gerçekleşmişken, bu yılın aynı döneminde 413 milyon dolar net altın ihracatı oldu.

Yurtdışı yerleşiklerin yurt içinde yaptığı net doğrudan yatırımlar bir önceki yılın ocak-şubat dönemine göre 514 milyon dolar artarak 2 milyar 377 milyon dolara yükseldi.

Rezerv varlıkların içinde bulunan resmi rezervler 4 milyar 184 milyon dolar tutarında azaldı.

JP MORGAN: Türkiye'nin cari açık dengelenmesinin beklendiği gibi ivme kazanıyor

Veri ile ilgili JP Morgan, açıklanan verilerin Türkiye'nin cari açık dengelenmesinin beklendiği gibi ivme kazanmakta olduğunu gösterdiğini bildirdi.  JP Morgan, cari işlemler açığının rekabetçi kurun desteği ve zayıf iç talep sayesinde daralmakta olduğunu belirtirken, Türk şirketlerinin yurtdışından borçlanmada zorluk çekmediğini belirtti. 2013 yılında 65 milyar dolar, GSYH'nın yüzde 7,9'u seviyesinde gerçekleşen cari işlemler açığının bu yıl 46,4 milyar dolar, GSYH'nın yüzde 5,7'si seviyesine gerileyeceği beklentisini de yineledi.

Cari açığın finansmanına baktığımızda ise son dönemlerde kısa vadeli sermaye hareketlerinden ziyade uzun vadeli sermaye akımlarının kaynak olduğunu görüyoruz. Özellikle haftalık yabancı hisse ve tahvil akışını gösteren kısa vadeli sermaye hareketlerinde Aralık 2013 ve Ocak 2014 akımlarının gerek siyasi gerilim gerekse ABD Merkez Bankası FED kaynaklı gelişmelere ile zayıflık yaşandığını söyleyebiliriz. Son dönemde aşağıdaki grafikte gösterdiği gibi yabancı girişleri hem tahvil hem de hisse tarafında hissedilse de bunun Şubat rakamlarına yansımadı.



Cari açığın finansmanında vurgu yapılan Uzun Vadeli Sermaye Hareketleri ve Portföy akımlarına baktığımızda ise Hükümet’in borç senetleri ve bankaların uzun vadeli yatırımları dahil olmak üzere alt kalemlerdeki finansmana katkı yapan rakamların Şubat 2014’de aşağıdaki grafik üzerinden 1 milyar dolar üzerinde eksi ye döndüğünü görüyoruz. Kısa vadeli sermaye hareketleri ise 666 milyon dolar ekside.


Son dönemde görünümümüzü negatife çeken Moody’s de dahil olmak üzere, Türkiye ekonomisi ile ilgili kırılganlıklarda vurgulanan “Türkiye’nin sıcak para yerine uzun vadeli yatırımlar ile finanse edilmesi” konusu uzun bir süre gündemimizde olacak gibi gözüküyor…

Güzem Yılmaz
Bloomberg HT Araştırma
gyilmaz@bloomberght.com