Advertisement
SEKTÖR HABERLERİ ABONE OL

Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB) faiz kararına ilişkin, "Bir Ekonomi Bakanı olarak Merkez Bankası yönetimini eleştirmek gibi bir şey içinde olmayacağım ama Başbakanımızın bu yöndeki yaklaşımını ya da şikayetini haklı buluyorum" dedi.

Zeybekci, Turquality programı etkinliği olarak Ekonomi Bakanlığı, Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) ve Endüstriyel Tasarımcılar Meslek Kuruluşu'nun (ETMK) iş birliğiyle düzenlenen "Design Turkey Endüstriyel Tasarım Ödülleri"nin tanıtımı sonrası basın mensuplarının sorularını yanıtladı.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Merkez Bankası'nın faiz kararına yönelik eleştirilerinin hatırlatılması üzerine Zeybekci, bunu TCMB yönetimini eleştirmek olarak değil, faizin Türkiye'de ne anlama geldiğinin altını çizerek değerlendirmek gerektiğini söyledi.

Bakan Zeybekci, Türkiye'de bugün tüketici faizlerinin, ticari faizlerin yüzde 15'ler seviyesinde olduğunu hatırlatarak şunları anlattı:

"Yani bugün bir kredi aldığınızda 1 yıl sonra ödeyeceğiniz faiz yüzde 15'ler seviyesinde. Bizim 1 yıl sonrası itibariyle enflasyonla ilgili tahminlerimize baktığınız zaman da yüzde 7,5'lar seviyesinde. Dolayısıyla Türkiye'de reel sektörün ödediği reel faiz hemen hemen yüzde 100 seviyesine gelmiş durumda. Bu Türk ekonomisinin büyümesini, üretimin artmasını, yatırım artmasını destekleyici bir unsur değil. Türkiye'de hiç kimse, hiçbir ekonomi aktörü, Bakanı veya Başbakanı ülkenin büyümesini, daha fazla istihdam sağlamasını, daha çok ihracat yapmasını isteyen hiç bir kuruluş Türkiye'de faizlerin yukarıda olmasını desteklemez. Dolayısıyla şu an da Türkiye'de faizlerin yukarıda olduğu, Türkiye'nin olması gereken seviyesinin üzerinde olduğu kanaatindeyiz."

Türkiye'de şu an da piyasaların faizi aşağı yönlü bir eğilim içinde aşağı doğru çektiğine işaret eden Zeybekci, gösterge faizinin yüzde 12'ler seviyesinden yüzde 8,60'lar seviyesine geldiğini, TCMB'nin burada piyasayı arkadan takip etmek yerine, piyasanın bu aşağı doğru eğilimini önden takip ederek piyasayı yönlendirmesi gerektiğini vurguladı.


Bakan Zeybekci şöyle devam etti:

"Onun için burada Merkez Bankası yönetimini eleştirmek bir Ekonomi Bakanı olarak, ben öyle bir şey içinde olmayacağım ama Başbakanımızın bu yöndeki yaklaşımını ya da şikayetini haklı buluyorum. Ama burada asıl Türkiye'nin tartışması gereken Türkiye'de yatırımın teşvik edilmesi. Ekonomi tartışmalarında biz bu faiz meselesine biraz da yanlış yerinden bakıyoruz. Türkiye'de şu an da enflasyon yüzde 9,3. 'Dolayısıyla Türkiye'de faizler enflasyonun yüzde 9,3 olmasından dolayı aşağı doğru inmemesi gerekir, inerse de dünya piyasalarından Türkiye'nin finansman temininde sıkıntı yaşanabilir' yaklaşımını kesinlikle kabul etmiyorum. Enflasyon dediğimiz unsur bir sonuçtur."

Türkiye'de şu an yaşanan enflasyonun bir talep enflasyonu olmadığının altını çizen Zeybekci, "Türkiye'de yaşanan enflasyon tam anlamıyla bir maliyet enflasyonudur. Bu maliyet enflasyonunun birinci unsuru, Türkiye'de Türk Lirası'nın (TL) değer kaybetmesinden yani kurun yükselmesinden kaynaklanan bir maliyet vardı bu da mayıs ayı itibariyle sıfırlandı. Türkiye'de enflasyona kurun katkısı şu an itibariyle sıfırlandı. Ama maliyet enflasyonuna katkı vermeye devam eden Türkiye'de şu anda faizlerdir. Faizlerin maliyetlere katkısı hala var ve bu olmaya da devam ediyor" değerlendirmesinde bulundu.


- "Merkez Bankası üzerinde bir baskı kurduğumuzu zannetmiyorum"

Zeybekci, gelecek enflasyon beklentisinin yüzde 7'ler seviyesinde olduğu bir ortamda, Türkiye'de şu an da reel faizin çok yüksek olduğunu, üretimi, büyümeyi, istihdamı desteklemediğini tespit ettiklerini, bunun için faizi yüksek bulduklarını söyledi.

Faizin bu şekilde, reel anlamda yüksek olduğu ortamlarda Türkiye'ye sıcak para akışının da beklenenden ve istenenden fazla olduğu bir dönem yaşandığının altını çizen Zeybekci, bu ortamın yurt dışından sıcak para akışının fazla olduğu dönemlerde de Türkiye'de TL'nin istenmeyen seviyede değer kazanmasına da sebep olduğuna işaret etti.

Nihat Zeybekci, TL'nin şu andaki değerinin, yani 2,15-2,25 aralığındaki dolar kuru seviyesinin Türkiye'de ihracatı destekleyici, istenmeyen ithalatı da cazip olmaktan çıkarıcı bir katkısının olduğuna inandıklarını belirterek şunları söyledi:

"Onun için kurun da TL değerinin de bu aşamalarda olmasını uygun görüyoruz. Türkiye'de faiz yüksek olduğu sürece, faiz dünyada en cazip ülkelerden birisi olduğu sürece, Türkiye'ye, sıcak paranın beklenenden çok daha fazla gelmesi, yeniden ithalatı teşvik edecek aşırı değerli TL'ye doğru bir riski öngörüyoruz. Onun için şu andaki faiz seviyesini hem maliyet enflasyonuna katkısı hem büyüme, istihdam, kalkınma ve yatırımın önündeki en büyük engel, hem de ihracatı destekleyici kur seviyesini tehdit eden bir unsur olduğu için faizi yüksek buluyoruz."

TCMB Başkanı Erdem Başçı'nın üzerinde bir baskı olup olmadığı, görevinde bir değişiklik olup olmayacağı yönündeki soruya Zeybekci, şu yanıtı verdi:

"Bunu ben bir baskı olarak görmüyorum. Burada biz endişelerimizi dile getirmekle Merkez Bankası üzerinde bir baskı kurduğumuzu zannetmiyorum. Merkez Bankası kanunen özerk bir yapıya sahiptir, bağımsızdır. Biz doğru bildiklerimizi söylemeye devam edeceğiz. Biz bu yıl Türkiye'nin ihracatının yüzde 10 artmasını öngörüyoruz. İlk 4 aya baktığınız zaman Türkiye'de ihracatımız ortalama yüzde 10 seviyesinde arttı. İhracatımızdaki bu artışla, Türkiye'de dış ticaret açığımız, beklentimizin çok üzerinde daralmaya gidiyor. İhracatımızın ithalatı karşılama oranı son 10 yılların en iyi yerine geldi. Cari açığımızın ilk çeyrekte daralması yüzde 30'lar seviyesinde. Türkiye'nin bu yıl 2014 yılındaki cari açık hedefi 50 milyar dolardı, ilk çeyrekte 11 milyarla gerçekleşti. Bu şekilde giderse yıl sonu itibariyle 40 milyarlar seviyesindeki bir cari açıkla karşılaşmamız Türkiye'nin çok avantajına olacak bir sonuçtur. Dolayısıyla biz bunları söylerken bu beklentilerimiz yönünde Türkiye'de MB'nin politika oluşturmasını, Türkiye'de faizlerin oluşmasını, Türkiye'de cari açığın ve dış ticaret açığının bu şekilde oluşmasını talep etmekten daha doğal bir şey olamaz. Onun için ben burada bunu bir Merkez Bankası yönetimi veya başkanlık tartışması olarak görmüyorum. O polemiğin içine de asla girmem. Herkesin bu ülkeyi sevdiğini ve menfaatlerinin savunucusu olduğunu düşünüyorum."

Zeybekci, kanunun değişmesi ve görev tanımlarının yeniden yapılıp yapılmayacağı yönündeki soruyu ise, "O konuda bir görüş beyan etmeyeceğim. Bizim şu anda Hükümetimizin, Bakanlar Kurulumuzun ve bizim gündemimizde öyle bir şey yok" şeklinde yanıtladı.


- "Kurdaki bu tarz oynamaları dikkate değer bulmuyorum"

Bakan Zeybekci dün Başbakan Erdoğan'ın açıklamalarının ardından dolar seviyesinde gerçekleşen değişiklikleri nasıl değerlendirdiğinin sorulması üzerine, göreve ilk geldiği zamanlarda, TL'nin dramatik şekilde düştüğünü, kurun 2,39 seviyesine geldiği dönemleri hatırlatarak, "O dönemde benim ısrarla söylediğim bir şey vardı, 'Dokunmamak, müdahale etmemek lazım, bırakmak lazım, serbest bir şekilde dengesinin oluşmasını sağlamak lazım' diye. Ben kurdaki bu tarz oynamaları dikkate değer bulmuyorum" dedi.

Geçtiğimiz günlerde AB Merkez Bankası Başkanı'nın, 'Avronun değerlenmesine müsaade etmeyeceğiz' açıklamasını anımsatan Zeybekci, buna ilişkin de şu yorumda bulundu:

"Düşünün ki AB Merkez Bankası Başkanı avronun değerlenmesini istemiyor. Neden? Avro değerlendiği zaman bu ihracatın önünde bir engel haline geliyor. İthalatı teşvik eden bir hale geliyor. İhracatın yavaşlaması, üretimin, istihdamın düşmesi, piyasanın canlılığını kaybetmesi demek. Büyümenin, yani Avrupa'nın şu anda içinden çıkmaya çalıştığı durgunluk ve yavaşlama döneminin yeniden tehlikeye girmesi demek. Türkiye olarak biz hep bunu söylüyoruz."

Zeybekci, gereksiz ithalatın, lüks ithalatının, tüketim malları ithalatının önünde bir engel oluşturmaya başladığı, ihracatı teşvik ettiği seviyeyi, TL'nin değerinin uygun seviyesi olarak gördüklerini belirterek, "Bizim için barem budur. Başbakanımızın açıklamaları veya Merkez Bankası'nın söyledikleri veya Ekonomi Bakanı'nın açıklamalarıyla kur dengeleri, faiz dengeleri aşırı şekilde hareket etmez, özellikle kur dengesi hareket etmez ama şu anda biz piyasaların faizle ilgili eğiliminin aşağı yönde olduğunu görüyoruz. Aşağı yönde bu eğilimin arkasından değil, Merkez Bankası'nın bu eğilimin önünden devam ederek piyasanın bir an önce yüksek faiz endişesinden kurtulması gerektiğine inanıyoruz" ifadelerini kullandı.


- "Uluslararası kuruluşlar temmuz, ağustos gibi Türkiye'nin büyümesini yukarıya doğru revize edecek"


Yıl sonu için büyüme beklentisini de açıklayan Zeybekci, "Enteresan bir şekilde göreceksiniz, ilk defa belki böyle rakamları yavaş yavaş telaffuz etmeye başlıyoruz ama Türkiye'nin birinci çeyrek büyümesi, geçen yılın son çeyreğindeki büyümesinden çok daha fazla olacak. Belki yüzde 4,5'ları geçen bir rakam ortaya çıkacak. İkinci çeyrekle ilgili de birinci çeyrekten çok farklı olmayacak" dedi.

Zeybekci, ilk iki çeyrek göz önüne alındığında Türkiye'nin büyümesinin kesinlikle, beklentilerini aşağı doğru revize eden uluslararası kuruluşların öngörülerinden çok daha fazla olacağını belirterek, "Göreceksiniz, temmuz, ağustos gibi, uluslararası kuruluşların Türkiye'nin büyümesiyle ilgili yukarıya doğru revizyonları yapacaklarını inşallah hep beraber göreceğiz" ifadelerini kullandı.

Türkiye'nin 2014 büyümesinin beklentilerin aşağısında olmayacağını dile getiren Zeybekci, şöyle devam etti:

"Bu çünkü matematik olarak, değer olarak ortada. Türkiye'de sanayi üretim endeksinin bize gösterdiği seviye budur. Türkiye'de ocak-şubat aylarındaki istihdam oranlarının bize gösterdiği budur. Türkiye'de sanayideki elektrik tüketiminin önümüzdeki dönemle ilgili beklentileri budur. TİM'in bu seneki yüzde 10 seviyesindeki ihracat artışıyla ilgili beklenti anketlerinde elde ettiğimiz sonuçlar da bunları destekler noktada."


- "Ekonomi Koordinasyon Kurulu'nun toplanmasına gerek yok"

Bu konjonktürde Ekonomi Koordinasyon Kurulu'nun toplanmasına ihtiyaç duyup duymadıkları sorusuna Zeybekci, gerek duymadıkları cevabını verdi. Zeybekci, Standard & Poor's'un, "faiz indiriminin, kredi notunda bir baskı yaratabileceği" açıklamasına ilişkin ise kuruluşla aynı görüşte olmadıklarını söyledi.

Dizilerde buzlanma uygulamasının sona erdirilmesi konusunda yapılan çalışmaların ne aşamada olduğunun sorulması üzerine Zeybekci, şu bilgileri verdi:

"Çok yakında makul bir çözüm mutlaka getirilecek. Özellikle Altın Palmiye ödülü bizim için gurur duyulacak bir ödüldür. Onun için ben oradaki yönetmenimize ve emeği geçen herkese çok teşekkür ediyorum. Böyle bir ortamda Türk filmlerinin, dizilerinin dünyada bir trend haline gelmeye başladığı bu dönemde özellikle kültür coğrafyamızda büyük bir avantaj olduğu bu dönemde, Türk filmlerinde ve dizilerinde sponsor olan Türk markalarının, Türk ürünlerinin, Türk dağıtım ağlarının oralarda çok başarılı, cesur bir şekilde yer almasının ben Türkiye'nin menfaatine olduğuna inanıyorum. Onun için bu mozaikleme, buzlama, engelleme veya ilkel bir şekilde üstünün kapatılmaya çalışıldığı bazı şeylerin, filmlerimizin genel kalitesine çok çirkin bir görüntü oluşturduğunu düşünüyorum. İnşallah bu sene içinde, aklın yolu birdir, çözeriz inşallah."