Advertisement
KÜRESEL PİYASALAR ABONE OL

Stratfor'un Kurucusu George Friedman, Türkiye'nin kesinlikle Avrupa'nın en dinamik ekonomisi olduğunu belirterek, "Türkiye, Avrupa Birliği tuzağından kurtuldu. Bu da sizin önünüze çok ciddi fırsatlar açıyor" dedi.

"Anadolu Aslanları İşadamları Derneği (ASKON) 2014 Ekonomi Raporu"nun tanıtımı dolayısıyla düzenlenen panelde konuşan Friedman, Türkiye'nin ekonomik, siyasi ve askeri gücü bulunan önemli bir ülke olduğunu belirterek, Türkiye'nin bölgesini nasıl yöneteceği konusunda birtakım kararlar vermesi gerektiğini çünkü bölgede bunu yapacak başka bir ülke olmadığını söyledi.

Türkiye'nin ekonomik büyümesinin yanında, içeride ve dışarıda siyasi olgunluğunun ve bölgede askeri gücünün artıyor olmasının çok önemli olduğuna işaret eden Friedman, "2006 senesinde kendi meslektaşlarıma 'Türkiye çok önemli bir bölgesel güç olacak' dediğim zaman beni pek de ciddiye almamışlardı, Türkiye'nin başarısı, haklı çıktığım için beni çok memnun ediyor" diye konuştu.

Friedman, 2008 Finansal Krizi'nde Avrupa Birliği'nin (AB) ayakta kalabilme yetisinin bölündüğünü belirterek, "Bir yanda agresif bir ihracat politikası uygulayan Almanya, diğer yanda da Doğu ve Güney Avrupa'da bir şekilde kendi dengelerini oturtmaya çalışan ülkeler. 2009 senesinde burayı ziyaret ettiğimde de 'Türkiye AB'ye katılmamalı' demiştim. Çok da hoş karşılanmadı bu yorumum aslında. O zaman, Türkiye, AB'ye katılırsa çok mucizevi bir şey olacak diye düşünülmüştü. Evet hakikaten bir mucize olurdu ama iyi bir mucize olmazdı" değerlendirmesinde bulundu.

Avrupa'da yıllardır toparlanma beklentileri bulunduğunu, ancak krizin üzerinden 4-5 sene geçmesine rağmen sorunun çözülemediğini belirten Friedman, "Neden çözemiyorlar? Çünkü kendi özünde çözülebilecek bir durum değil ve Türkiye de bundan çok faydalandı. Çünkü Brüksel'in kurallarına, Avro Bölgesi'nin sorunlarına tabi olmadığı için ve bu Serbest Ticaret Bölgesi'nin bir parçası olmadığı için Avrupa'daki komşularına nazaran krizden çok daha rahat bir şekilde çıkabildi" ifadelerini kullandı.

Friedman, önceki konuşmalarında Çin'in ekonomik mucizesinin yavaşlayacağını söylediğini hatırlatarak, şunları kaydetti:

"Çin'in kendi içerisinde önemli bir zafiyeti vardı. 600 milyon Çinli hanehalkı günde 1 doların altında kazanıyor. 440 milyon Çinli de günde 2 ila 4 dolar arasında kazanıyor. Herkesin çok konuştuğu Çin, aslında sadece 60 milyon insanın yönettiği bir Çin. Yani Amerikalılar ve Avrupalılar onlardan satın aldıkları için ayakta kalıyor. Ben o zaman Türkiye'ye de 'ihracatınızı büyütün ama ihracata çok bağlı kalmayın' demiştim. Çünkü müşterilerinize bağımlı olduğunuz zaman onların hatalarından etkilenirsiniz. İşte Çin'e de böyle oldu. Çok büyük bir hata yaptı. Onların malını alacaklarına dair ABD'ye ve Avrupa'ya güvendi, ama sonra kriz çıktı."


- "Türkiye'nin son derece dengeli bir ekonomisi var"

George Friedman, ABD'nin de geçmişte çok ciddi stratejik hatalar yaptığına değinerek, "Irak ve Afganistan bunlardan biri ve sonra da çekilmek gibi mantıklı bir karar aldı. Suriye'ye de müdahale etmedi bu çok mantıklı bir karardı. Libya deneyimi de Fransızları dinlemememiz gerektiğini gösterdi. ABD şimdi bölgede farklı bir rol benimsedi. Artık sadece gerçekten mecbur kalındığı zaman müdahale etme yanlısı, onu da yalnız yapmıyor. Yani 10 sene öncesinin hatalarını yeniden işleyemeyiz" diye konuştu.


Friedman, Türkiye için önemli fırsatların ortaya çıktığını belirterek, şöyle devam etti:

"Eğer siz kendinizi Avrupa'nın bir parçası olarak görüyorsanız ki ben böyle görüyorum. Türkiye, Avrupa'nın en dinamik ekonomisi şu anda, son derece dengeli bir ekonomisi var. Finansal birtakım krizler olur, ama nerede olmuyor ki? Siyasi krizler de oluyor, ama bu da nerede olmuyor ki? Bütün bunların yanında Türkiye, kesinlikle Avrupa'nın en dinamik ekonomisi. Türkiye, Avrupa Birliği tuzağından kurtuldu. Bu da sizin önünüze çok ciddi fırsatlar açıyor."

Türkiye'nin gittikçe dış politikasında da olgunlaştığının altını çizen Friedman, "Dün yine gösteriler vardı ama bunlar sadece gösteriydi. ABD'de her hafta sonu bir yerlerde gösteri yapılıyor. Bir rejimin istikrarını, ondan hoşlanmayan insanlara göre yargılayamazsınız. Demokrasinin doğası budur zaten. Beğenenler olacaktır, beğenmeyenler olacaktır" dedi.

Türkiye'nin kalkınmasındaki bir sonraki aşamanın dış politikasındaki olgunlaşma olacağını dile getiren Friedman, şunları kaydetti:

"Gerçekçi bir şekilde Türkiye'nin çıkarlarına hizmet eden bir dış poltika ve aynı zamanda Türkiye'nin ekonomik kalkınmasıyla paralel olacak bir dış politikanın ortaya konması gerekecektir. Türkiye yükselen bir ekonomi, ama tek değil, Polonya ve Japonya da yükselişte. Her zaman ABD ile ilişkilerinizin iyi olması gerekiyor. Dünya ekonomisinin 4'te 1'ini gerçekleştiriyoruz. Okyanusları biz kontrol ediyoruz ve ne kadar saçma işler yapsak da bizimle yaşamak zorundasınız. O yüzden ABD ile ilişkileri geliştirmek her zaman doğru bir strateji olacaktır. Türkiye, böyle yapmamayı da seçebilir, ama en nihayetinde ABD'ye gelecektir. O zaman bunun bedeli daha ağır olacaktır. Türkiye'den ABD'ye ihracat çok düşük. ABD mal satın almayı sever ve aslında böyle ayakta kalır. ABD'yle o eski ilişkileri yeniden restore etmek çok önemli."