Advertisement
TÜRKİYE EKONOMİSİ ABONE OL

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Erdem Başçı, Ankara'da yılın üçüncü enflasyon raporunu açıkladı.

Başçı, enflasyonun yıl sonunda yüzde 70 ihtimalle orta noktası yüzde 7,6 olmak üzere yüzde 6,7 ile yüzde 8,5 aralığında gerçekleşeceğini tahmin ettiklerini bildirdi.

Önceki enflasyon raporundaki yıl sonu tahminlerini değiştirmediklerini belirten Başçı, enflasyonun yıl sonunda yüzde 70 ihtimalle orta noktası yüzde 7,6 olmak üzere yüzde 6,7 ile yüzde 8,5 aralığında gerçekleşeceğini tahmin ettiklerini ifade etti.

Merkez Bankası Başkanı Başçı, 2015 yılı sonuna ilişkin enflasyon tahminlerinin ise ortak noktası yüzde 5 olmak üzere yüzde 3,3 ile yüzde 6,7 aralığında olduğunu söyledi.

Enflasyonun orta vadede yüzde 5 düzeyinde istikrar kazanacağını öngördüklerini ifade eden Başçı, yıllık enflasyonun, döviz kurundan kaynaklanan maliyet baskılarının gecikmeli etkileri ve gıda fiyatlarındaki olumsuz seyir nedeniyle yıl sonunda yüzde 5 hedefinin belirgin bir şekilde üzerinde gerçekleşeceğini tahmin ettiklerini kaydetti.

Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı, "Makro ekonomik dengelerde gözlediğimiz bu iyileşmelerin para politikasındaki sıkı duruşumuzun, alınan makro ihtiyati önlemler ve yurt dışı talepteki toparlanmanın katkıları ile yılın ikinci yarısında devam edeceğini düşünmekteyiz" dedi.

Yılın ikinci çeyreğinde uzun süren küresel belirsizlikler sonrasında finansal oynaklıkların azaldığını ve likidite koşullarında iyileşmeler yaşandığını belirten Başçı, bu dönemde gelişmekte olan ülkelere yönelik portföy akımlarındaki zayıflama eğiliminin tersine döndüğünü anlattı.

Yakın dönemde Amerika Merkez Bankası'nın destekleyici politikalarına uzun süre devam edeceğini açıklayarak uzun vadeli faiz beklentilerini düşürdüğünü anımsatan Başçı, Amerikan kıymetlerinin hem uzun vadeli faizlerinin bir miktar düşmesine yol açtığını, aynı zamanda da buradaki oynaklığın oldukça düşük bir seviyeye inmesine yol açtığını, fiyatlamalarda da belirsizliğin azaldığını söyledi. Avrupa Merkez Bankasının da politika faiz oranlarını indirdiğini ve yeni bir nicel genişleme programını duyurduğunu belirten Başçı, bu kapsamda kredi büyümesini hedeflediklerini, bunu sağlayan bankalara daha fazla uzun vadeli fon sunulacağını açıkladıklarını hatırlattı.

Bu gelişmelerin küresel likidite koşullarında iyileştirici yönde etki yapan önemli faktörler olarak değerlendiren Başçı, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Ilımlı seyretmeye devam eden küresel büyüme görünümü ve risk iştahındaki olumlu seyrin, önümüzdeki dönemde gelişmekte olan ülkelere yönelik sermaye akımlarını desteklemeye devam etmesini bekliyoruz. Türkiye'ye yönelik daha önce bozulan risk algıları, ocak ayındaki güçlü ve önden yüklemeli parasal sıkılaştırmamız sonrasında olumlu yönde gelişmeye başladı. İç ve dış belirsizliklerdeki azalışla birlikte risk pirimi göstergelerinde yılın ikinci çeyreğinde kayda değer bir iyileşme gözledik. YIlın ilk yarısında iktisadi faaliyet ılımlı büyüme eğilimini korurken, ihracat artışı büyümeye olumlu katkıda bulundu. Bu çerçevede cari işlemler açığında önemli bir iyileşme yaşandı. Enflasyon üzerinde gözlenen kur etkisi, ikinci çeyrekten itibaren azalmaya başladı ve temel enflasyon eğilimlerinde iyileşmeler gözlendi. Makro ekonomik dengelerde gözlediğimiz bu iyileşmelerin para politikasındaki sıkı duruşumuzun, alınan makro ihtiyati önlemler ve yurt dışı talepteki toparlanmanın katkıları ile yılın ikinci yarısında devam edeceğini düşünmekteyiz."

-"Para politikasındaki sıkı duruşumuz devam ediyor" -

Başkan Başçı, 2013 yılı sonu 2014 yılı başlarında iç ve dış piyasalardaki belirsizlerin önemli ölçüde artmasıyla diğer gelişmekte olan ülkelere kıyasla Türk lirasında belirgin olarak değer kaybı ve risk pirimi göstergelerinde kayda değer artış gözlemlendiğini belirterek, Merkez Bankası olarak 28 Ocak 2014 tarihinde ara Para Politikası Kurulu toplantısı sonucunda güçlü ve önden yüklemeli bir parasal sıkılaştırmaya gittiklerini anlattı. Başçı, "28 Ocak tarihinde yaptığımız güçlü ve önden yüklemeli parasal sıkılaştırmaya sebep olan şartlarda, Nisan Enflasyon Raporundan bu döneme kadarki zaman diliminde önemli miktarda iyileşmeler yaşandı. İç ve dış belirsizlerin azalmasıyla, Amerikan Merkez Bankası ve Avrupa Merkez Bankasının yakın zamanda aldıkları kararlar, bu iyileşmede önemli etkenler oldu" diye konuştu.

Erdem Başçı, gelişmekte olan ülkelerin sermaye akımlarının bir miktar toparlanma gösterdiğini, enflasyon eğiliminde ilk çeyrekte yaşanan bozulmanın durduğunu ve gıda hariç enflasyon eğiliminde son aylarda önemli bir düşüş gözlendiğini vurguladı.

Başçı, şunları kaydetti:

"28 Ocaktan bu yana geçen süreçte risk primlerindeki düşüşler, küresel likidite koşullarındaki iyileşmeler ve enflasyon eğiliminde düzelmeler kaydedildi. Döviz kurunun enflasyon üzerindeki birikimli etkilerinin de azalmasıyla birlikte Merkez Bankası olarak son dönemde ölçülü oranlarda faiz indirimlerine gittik. İlk olarak nisan ayı Para Politikası Kurulu toplantısında geç likidite penceresi borç verme faiz oranını yüzde 15'ten yüzde 13,5'e indirdik. Mayıs, haziran ve temmuz aylarında da bir hafta vadeli repo faiz oranında sırasıyla 50, 75 ve 50'şer baz puan indirime gittik. Yaptığımız bu faiz indirimlerine karşın para politikasındaki sıkı duruşumuzun devam ettiğini vurgulamak isterim. Son dönemde gerek risk göstergelerinin iyileşmesi, gerek küresel likiditenin artmasına bağlı olarak uzun vadeli faizlerde düşüşler gözledik. Uzun vadeli faizler ile Merkez Bankası fonlama faizi arasındaki farkı ele aldığımızda ise bu farkın sıfıra yakın seyretmeye devam ettiğini görüyoruz. Benzer bir şekilde uzun ve kısa vadeli piyasa faizleri arasındaki farkın da geçmiş yıllar ortalamasının oldukça altında seyrettiğini görüyoruz. Mevcut durumdaki bu göstergelerin para politikasındaki sıkı duruşu ifade ettiğini özet olarak söyleyebiliriz."

Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı, "Enflasyon görünümünün iktisadi faaliyet, döviz kurları ve gıda fiyatlarına bağlı olarak şekilleneceğini ve önümüzdeki dönemde tüketici enflasyonunun aşağı yönlü bir seyir izleyeceğini tahmin ediyoruz" dedi.

Küresel finansal belirsizliklerin arttığı 2013 Mayıs'tan bu yılın başına kadar geçen dönemde diğer gelişmekte olan ülke para birimleri gibi TL'de de değer kayıpları ve ima edilen kur oynaklıklarında artış gözlediklerini belirten Başçı, ocak ayı sonunda uyguladıkları güçlü para politikası sıkılaşması sonucunda ise risk algısında bir iyileşme yaşandığını söyledi.

Başçı, bunun sonucunda da TL'deki değer kaybının bir kısmının geri alındığını ve ima edilen oynaklıkta düşüş kaydedildiğini ifade etti.

Son dönemdeki piyasa koşullarındaki iyileşme sonucunda bankacılık sektörünün fonlama maliyetlerinin azaldığını anlatan Başçı, bu azalmanın hem tüketici hem de ticari kredi faiz oranlarına yansıdığını bildirdi. Öte yandan, kredi faizlerindeki azalmaya karşın BDDK'nın aldığı makro ihtiyati kararların da etkisiyle, tüketici kredilerinin büyüme hızlarının, oldukça altında seyrettiğine işaret eden Başçı, ticari kredilerin büyüme hızına ise geçmiş yıllara kıyasla bir miktar düşüş özlendiğini ancak büyüme hızlarının güçlü seyrini koruduğunu kaydetti.

Bu gelişmeler çerçevesinde finansal koşullar endeksinin, bu yılın ikinci çeyreğinde, küresel enflasyon raporunda verilen tahmin doğrultusunda gerçekleştiğini anlatan Başçı, finansal koşullardaki sıkılaşmanın da bir miktar hafiflediğini söyledi. Başçı, finansal koşullara pozitif yönde etki eden faktörlerin başında ise sermaye akımlarında ve hisse senedi piyasasındaki toparlanmanın geldiğini bildirdi.

- Varsayımlar -

Tahminlere temel oluşturan makroekonomik görünüme ve varsayımlara da değinen Başçı, 2014'ün ikinci çeyreğinde yıllık tüketici enflasyonu yüzde 9,16'ya yükselirken, işlenmemiş gıda ve tütün dışı enflasyonun yüzde 9,09 oranında gerçekleştiğini ve bunun da nisan enflasyon raporu ile uyumlu olduğunu söyledi.

Yılın ikinci çeyreğinde enflasyonda kaydedilen yükselişteki ana unsurlar gıda ve temel mal fiyatlarındaki artışların olduğuna işaret eden Başçı, gıda fiyatlarında yaşanan arz şokları sonucunda endeksin, tarihinin en olumsuz ikinci çeyreğini yaşadığını bildirdi. Söz konusu dönemde çekirdek enflasyon göstergelerindeki artış eğiliminin yavaşladığını anlatan Başçı, bu dönemde ABD doları cinsinden ithalat fiyatlarının yatay seyrettiğini ve TL'deki güçlenmenin de etkisiyle gıda ürünleri dışında kalan maliyet unsurlarının da ılımlı bir seyir izlediğini ifade etti.

Başçı, dolayısıyla hem enflasyonun ana eğilimine hem de fiyatlama davranışlarına ilişkin göstergelerde ilk çeyreğe kıyasla ilerleme kaydedildiğini söyledi.

- "Sıkı para politikası duruşu ile enflasyon beklentilerini kontrol altında tutmak mümkün olacak" -

"Enflasyon görünümünün iktisadi faaliyet, döviz kurları ve gıda fiyatlarına bağlı olarak şekilleneceğini ve önümüzdeki dönemde tüketici enflasyonunun aşağı yönlü bir seyir izleyeceğini tahmin ediyoruz" diyen Başçı, bu düşüşü hem fiyatlama davranışlarındaki kısmi iyileşmenin hem de özel kesim nihai yurt içi talebinde öngörülen ılımlı seyrin destekleyeceğini düşündüklerini bildirdi.

Öte yandan, sıkı para politikası duruşu ile enflasyon beklentilerini kontrol altında tutmanın mümkün olacağını vurgulayan Başçı, son dönemde enflasyonun düşüş hızını sınırlayan temel faktörün, gıda fiyatlarındaki yüksek seyir olduğunu ifade etti.

Çekirdek enflasyon göstergelerinden "I" endeksinin eğilimine bakıldığında, para politikasındaki sıkılaşma sonraki dönemde önemli bir iyileşme görüldüğünü anlatan Başçı, eğilim bozulmadığı sürece her ay çekirdek göstergelerde iyileşmenin devam edeceğini kaydetti.

- "Gıdada yurt içi ile yurt dışı fiyatlar önemli derecede farklılaşmış durumda" -

Yakın dönemde yurt içi gıda fiyatlarındaki gerçekleşmelerin, uluslararası gıda fiyatlarından önemli derecede farklılaşmış durumda olduğuna dikkati çeken Başçı, şöyle konuştu:

"Yılın ilk çeyreğinde arz yönlü olumsuz gelişmeler nedeniyle yurt dışı gıda fiyatları artış göstermişti. İkinci çeyrekte ise bu olumsuz gelişmelerin azalmasıyla yurt dışı gıda fiyatları tüm yükselişini geri aldı ve son 1,5 yıldaki en düşük seviyesine geriledi. Yurt içi fiyatlarda da ilk çeyrekte yurt dışı fiyatlarla birlikte yükselme gözlemiştik fakat ikinci çeyrekte, yurt dışı fiyatlardaki önemli düşüşün aksine, yurt içi gıda fiyatlarında artışlar gözlemeye devam ettik. Bu süreçte, Türkiye'de son dönemde yaşanan kuraklık, gıda fiyatları üzerinde önemli miktarda olumsuz etki yaptı diye düşünüyoruz.

Yurt içi fiyat artışı sergileyen bir çok üründe, yüksek miktarlı dış ticaret vergileri bulunduğunu görüyoruz. Bu çerçevede, belirli tarım ürünlerinde uygulanacak aktif bir dış ticaret politikasının, gıda fiyatlarındaki yukarı yönlü riskleri sınırlamakta etkili olacağını değerlendiriyoruz."

- "Dış ticaretteki gelişmeler büyümeyi destekliyor" -

Dış ticaret gelişmelerinin büyümeyi desteklemeye devam ettiğini belirten Başçı, cari işlemler dengesinde yılbaşından itibaren önemli bir iyileşme gözlediklerini, bu iyileşmenin 2. çeyrekte belirginleşerek devam etmesini beklediklerini kaydetti.

Başçı, iç ve dış belirsizliklerin azalması, tüketici güvenindeki iyileşme ve küresel ekonomideki toparlanma eğilimi ile birlikte yılın ikinci yarısında iktisadi faaliyetin toparlanmaya devam edeceğini öngördüklerini söyledi.

Para politikasındaki sıkı duruş ve makro ihtiyati tedbirlerin etkisiyle toparlanmanın kademeli ve ılımlı olacağını tahmin ettiklerini ifade eden Başçı, bu çerçevede yurt içi talep koşullarının enflasyona düşüş yönünde destek vermesini ve cari açıktaki gözlenen iyileşmenin devam etmesini beklediklerini söyledi.

Başçı, yakın dönemde yaşanan jeopolitik gelişmelerin gerek doğrudan ticaret kanalıyla, gerekse petrol fiyatları kanalıyla büyüme ve dengelenme açısından izlenmesi gereken aşağı yönlü riskler barındırabildiğine dikkati çekti.

Enflasyon tahminlerinde gıda, enerji ve ithalat fiyatlarının önemli rol oynadığını belirten Başçı, yıl sonu enflasyon tahminleri üzerinde yurt dışı fiyatlar kaynaklı herhangi bir güncelleme yapmadıklarını bildirdi.

Gıda fiyatlarındaki yıl sonu enflasyon varsayımını nisan Enflasyon Raporu'nda olduğu gibi yüzde 9 seviyesinde tuttuklarını bildiren Başçı, 2. çeyrek sonu itibariyle gıda enflasyonunun buna göre çok yüksek bir seviyede olduğunu gördüklerini ifade etti.

Yurt içi fiyatları, yurt dışı fiyatlara göre yüksek oranda artan tarım ürünlerinde aktif bir dış ticaret politikası ile gıda fiyatlarındaki yukarı yönlü risklerin sınırlandırılabileceğini ifade eden Başçı, "Orta vadeli tahminlerimizi üretirken, vergi ayarlamalarının ve yönetilen, yönlendirilen fiyatların enflasyon hedefleri ve otomatik fiyatlama mekanizmaları ile uyumlu olacağı bir görünümü esas aldık. Dolayısıyla yıl sonu enflasyon tahminimizde maliyet politikasından kaynaklanan bir güncelleme yapmadık" diye konuştu.