Advertisement
KÜRESEL PİYASALAR ABONE OL

Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı, çekirdek enflasyon yüzde 5'in altında olduğunda manşet enflasyonda da yüzde 5'e ulaşılabileceğini belirterek, "Bunu şimdiye kadar yapamadık ama gelecek sene bunu yapacağız. Gelecek sene de bunu yapamazsak burada yapısal problem var anlamına gelir ki ben böyle problem olduğunu düşünmüyorum" dedi.

Başçı, Bankanın İdare Merkezi'nde düzenlenen Enflasyon Raporu Bilgilendirme Toplantısının ardından analistlerin ve gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Yüzde 12 olan faiz koridorunun üst bandını neden düşürmediklerine ilişkin bir soru üzerine Başçı, bunu hem piyasaların hem de yurt dışındaki analistlerin anlamaya başladığını söyledi. Euro Bölgesi borç krizi döneminde kısa süreli kuvvetli sıkılaştırmalar yaptıklarını anımsatan Başçı, daha sonra borç krizindeki hafiflemenin ardından küresel likidite koşullarında genel bir iyileşme gözlendiğini kaydetti.

Söz konusu dönemde fonlama faizini ve koridoru aşağı çektiklerini dile getiren Başçı, bunun kredi fiyatlamasını yakından ilgilendiren bir parametre olduğunun altını çizdi. Başçı, anılan süreçte bankaların kredi faizlerini ciddi oranda aşağı çektiklerini dile getirdi. Amerikan Merkez Bankasının (Fed) geçen yılın mayıs ayındaki para politikasına ilişkin açıklamalarının ardından ciddi bir fiyatlama belirsizliğinin ortaya çıktığını anlatan Başçı, o dönemde bütün gelişmekte olan ülkeler için bir sıkılaşma ihtiyacının doğduğunu ifade etti.

Bunun çok uzun sürmeyeceğini düşündüklerini belirten Başçı, "Ancak sıkılaşma miktarımız biraz azdı. Bankalararası borçlanma faizi yüzde 4'ten yüzde 6,5'e kadar çıktı. Repo faizi yüzde 4,5 idi" diye konuştu. Bunu yeterli görmeyerek 75 baz puanlık bir artış yaptıklarını anımsatan Başçı, daha sonra koridorun üst sınırını yüzde 7,25'ten yüzde 7,75'e çektiklerini söyledi.

Bunun da yeterli olmadığına işaret eden Başçı, kredilerin yüzde 25 hızla artmaya devam ettiğini ve döviz kurları konusunda da artırımın yeterli olmadığını dile getirdi. Bu yılın ocak ayında faiz koridorunun üst bandını yüzde 12'ye kadar çıkardıklarını belirten Başçı, sözlerini şöyle sürdürdü:

"O yeterli oldu. Bu, en kötü şartların bira araya geldiği bir dönemdi. Bundan sonrasını bilemeyiz. Büyük konuşmamak gerekiyor. Türkiye ekonomisi iki büyük şok yaşadı. Birisi Fed'in açıklamalarının ardından cari açık veren ülkelerden portföy çıkışları oldu ve 8 ay sürdü. 8 ay boyunca sürekli portföy çıkışının olduğu başka bir dönemi ben hatırlamıyorum. İkinci problem, aralık ve ocak aylarında yaşanan iç siyasi belirsizlikler. Bunlar daha önce benzeri görülmemiş oldukça önemli belirsizlikler. Bu iki büyük şoka karşı yüzde 12 yeterli oldu. Bunun krediler üzerinde yavaşlatıcı etkisi oldu. Döviz kurları konusunda da hiç kimsenin beklemediği kadar etkili oldu. Demek ki yüzde 12'lik bir sıkılık yeterli oldu. Bu Brezilya'daki kısa vadeli faiz oranlarının üzerinde bir faiz oranıydı. Neden indirmiyorsunuz? Sütten ağzı yanan yoğurdu üfleyerek yer. O yüzden koridoru indirmedik."

Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı, "Önümüzdeki 3 ay için piyasa bizden 50 baz puan kadar ilave bir faiz indirimi fiyatlıyor. Bu ölçülü bir faiz indirimi sınıfına giriyor. Ancak gerekirse bundan daha sıkı da olabiliriz, ileri de gidebiliriz" dedi.

Başçı, 2014 yılının 3. Enflasyon Raporunu açıkladığı toplantıda, kuraklık tehlikesine ilişkin olarak Orta Vadeli Plan çerçevesinde çalışmalara erken başladıklarını belirterek, gıda ile ilgili tehlikeyi de bu çalışmalarda ele aldıklarını söyledi.

Bu konuda yapılabilecek, iki basit uygulama olduğuna işaret eden Başçı, "Türkiye'de tarımdaki gümrük tarifeleri son derece yüksek. Kuraklık olan yıllarda daha önce indirime gidilmiş. Bu bir politika aracı, ikinci araç ise Toprak Mahsulleri Ofisi'nin, üretici ve tüketici dengesini koruması. Bizim görebildiğimiz kadarıyla Türkiye'deki hububat fiyatları, dünya ortalamalarından olağanüstü yüksek" diye konuştu.

Başçı, "ekonomi içerisinde sanayinin payının düştüğü, konut ve AVM gibi yatırımların payının arttığına" yönelik değerlendirmeler üzerine, bu durumun gelişmekte olan ülkelerde görüldüğünü dile getirdi. Türkiye'de daha dikkat çeken konunun konut piyasasına yönelik olduğunu vurgulayan Başçı, bu durumun hükümetin inisiyatifinde olduğunu ifade etti.

TL'deki aşırı değerlenme riskine ilişkin soruyu da yanıtlayan Başçı, döviz kurlarıyla ilgili referans aldıkları rakamlar olduğunu belirterek, "Türk lirasının değeri makul bir seviyede, pek çok piyasa analisti de bizimle aynı görüşte" dedi.

Başçı, faizlerdeki indirimin devam edip etmeyeceğine yönelik olarak da piyasadaki fiyatlamalara dikkati çekerek, "Önümüzdeki 3 ay için piyasa bizden 50 baz puan kadar ilave bir faiz indirimi fiyatlıyor. Bu ölçülü bir faiz indirimi sınıfına giriyor. Ancak gerekirse bundan daha sıkı da olabiliriz, ileri de gidebiliriz" değerlendirmesinde bulundu.

Jeopolitik gelişmelerin ardından 115 dolara kadar çıkan petrol fiyatının 108 dolara kadar gerilediğine işaret eden Başçı, jeopolitik risklerin çoğu zaman geçici etki bıraktığını kaydetti. Başçı, bunlarla birlikte, oluşabilecek risklere karşı her türlü sigorta mekanizmalarını hazırda tuttuklarını dile getirdi.

Faiz indiriminin enflasyona etkisini de değerlendiren Başçı, faiz indirimlerinin krediler üzerinde gevşetici etkisi görülmediğini, döviz kurlarında ise istikrarlı seyir oluşmasına katkı sağladığını belirtti. Başçı, gelecek döneme ilişkin en büyük riskin ne olarak görüldüğünün sorulması üzerine ise "ABD Merkez Bankası (Fed) 2015'te büyük ihtimalle faiz artırımına gideceğini söylüyor. İletişim de o yönde, herkes tarafından bilindiği için bu çok büyük bir belirsizliğe yol açmaz ancak para politikası belirsizliği ortaya çıkarsa, o zaman bir miktar belirsizlik olabilir. Şu anda öyle bir işaret yok" ifadelerini kullandı.

Başçı, bir başka soruyu yanıtlarken bankanın hükümetle ilişkisinin kurumsallaştığını, bu konuda verilecek iyi örneğin ise Finansal İstikrar Komitesi olduğunu ifade etti.

Finansal istikrar konusunda alınacak kararların büyük önem taşıdığının altını çizen Başçı, iktidarın burada daha çok söz sahibi olmasının faydalı olacağını düşündüklerini söyledi.

- "Önemli olan doğru politikalar"

Başçı, cumhurbaşkanlığı ve genel seçimlerin bir risk oluşturup oluşturmayacağının sorulması üzerine de bu konularda konuşmamayı tercih ettiklerini dile getirdi. Her yıl seçimlerin olabileceğini kaydeden Başçı, bu noktada doğru politikaların uygulanmasının önemine işaret etti.