Advertisement
SEKTÖR HABERLERİ ABONE OL

Türkiye Bankalar Birliği (TBB) Başkanı Hüseyin Aydın, ekonomi yönetiminin aldığı tedbirlerin ilk yarıda işe yaradığını belirterek, "Ekonomide bir dengelenme olduğunu görüyoruz. Doğal olarak bankacılık sektörü de kendisinden beklenenleri yerine getirdi" dedi.

TBB'nin Türkiye ekonomisindeki son gelişmeleri değerlendirdiği ve bankacılık sektörünün güncel rakamlarını aktardığı toplantı Aydın ve TBB Genel Sekreteri Ekrem Keskin'in ev sahipliğinde düzenlendi.

Başkan Aydın, toplantının açılışında yaptığı kısa konuşmada, "yılın ilk yarısında ekonomi yönetiminin aldığı önlemlerin işe yaradığı" yorumunda bulunarak, "Ekonomide bir dengelenme olduğunu görüyoruz. Doğal olarak bankacılık sektörü de kendisinden beklenenleri yerine getirdi. Bu düzenlemelerin karlılığımıza negatif etkisi olduğu hem açıkladığımız bilançolarda hem de kamuoyunda bilinmektedir" diye konuştu.

Genel Sekreter Keskin de yaptığı sunumla, ilk yarı bankacılık sektörü göstergelerine ilişkin detayları paylaşmadan önce, bu performansı etkileyen koşullardan bahsetti.

Küresel ekonomide yaşananlara değinen Keskin, şunları anlattı:

"Küresel ekonomide toparlanma yavaş da olsa sürüyor. Fakat toparlanma dünya genelinde tüm ülkelerde ve ekonomilerde aynı ölçüde değil. Bazı bölgeler, özellikle ABD'de beklenenden daha iyi bir toparlanma var ama bizim asıl ticaret ortağımız olan AB'de toparlanma beklenenden yavaş. Küresel anlamda bir toparlanmadan bahsetmek için henüz erken, kırılganlıklar devam ediyor."

Keskin ABD'deki beklenenden iyi toparlanmanın faiz artırımıyla ilgili beklentileri öne çektiğini dile getirerek, rezerv para niteliğindeki ABD Doları'ndaki faizlerin yükselmesinin ise dünya ekonomisini ve beklentileri önemli ölçüde etkilediğini söyledi.

Jeopolitik alanda bölgede yaşanan gelişmelerin, bölgesel ekonomik ilişkileri olumsuz yönde etkilediğini ifade eden Keskin, Türkiye'nin ikili ekonomik ilişkilerinin olumsuz etkilendiğine işaret etti.

Türkiye ekonomisine ilişkin gözlemlerine de değinen Keskin, şunları kaydetti:

"Türkiye 2014 yılı içerisinde 2 önemli seçim atmosferi yaşamasına rağmen ekonomi, normal seyrinde ve performansında devam etti. Büyüme öngörü doğrultusunda devam ediyor ama küresel ekonomideki belirsizlikler dolayısıyla şu an aşağı yönlü bir baskı var. Yine de beklentimiz 4'e yakın bir büyüme olacağı şeklinde. Bu büyümeyi aşağı çekecek temel 2 faktör var, bir tanesi AB ekonomisindeki toparlanmanın beklenenden yavaş olması bir tanesi de bölgedeki gelişmeler dolayısıyla ikili ticaretimizi etkileyen olumsuzluklar."

Keskin, enflasyonun beklenenin üzerinde seyrettiğine atıfta bulunarak, kaynak maliyetinin ilk yarıda daha yüksek kaldığına, para ve bankacılık politikasında sıkılaştırıcı bir politika izlendiğine, cari açığın milli gelire oranında ise gözle görülür bir düşüş olduğuna vurgu yaptı.

"Geçen yıl sonunda yüzde 7,9 olan cari açığın milli gelire oranının, kendi yaptığımız milli gelir tahminlerini dikkate alırsak ilk yarı sonunda yüzde 6,4 gibi bir yerde olacağını düşünüyoruz" diyen Keskin, ekonomi politikasının ağırlıklı noktasının da bu oranın düşürülmesi olduğunu söyledi.

Türkiye Bankalar Birliği (TBB) Genel Sekreteri Ekrem Keskin, 2014 yılı haziran ayında, yıllık olarak bakıldığında bankacılık sektörünün özkaynak karlılığının yüzde 10,9 olduğunu belirterek, "Yılın sonu itibariyle sektörün aktif büyümesini yüzde 15-20 düzeyinde, kar artışımızı ise eksi 5 ile artı 5 aralığında bekliyoruz" dedi.

Ekrem Keskin toplantıda sektörün ilk yarısına ilişkin verileri paylaştı. Likidite fonlama maliyetinin yükseldiğini belirten Keskin, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB) bankalara verdiği fon maliyetini yükselttiğini, dolayısıyla bankalar açısından borçlanma maliyetinde artış olduğunu söyledi.

Keskin, kredi büyümesinde öngörü çizgisinin, TCMB'nin beklediği kredi büyüme hızının aşağı çekildiğini dile getirerek, şöyle devam etti:

"Aşağı yukarı yüzde 15'lik yıl sonu büyüme hedefi bankacılık sektörüne verildi. Kur ve faizin seyri, reel sektör firmalarının mali yapılarını olumsuz etkiledi. Buna rağmen bankacılık sektörü reel sektörün fonlamasına hassasiyet gösterdi. Zorunlu karşılıklar yüksek kalmaya devam ediyor ve bankacılık sistemine ciddi bir yük oluşturuyor. Son 5 yılda bankacılık sistemine zorunlu karşılıklardan gelen yükün maliyeti 20 milyar liranın üzerinde. Bu da neredeyse sektörün 1 yıllık net karına eşit."

Bireysel kredilerde vadenin azaltıldığını ve Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu'nun (BDDK) politikalarını oluştururken öngördüğü gibi, bireysel kredilerden KOBİ kredilerine bir hareketlilik olduğunu, genel olarak kredi talebinin de daha yavaş olduğunu aktardı.

Ekren Keskin, borçlanma maliyetindeki artışın bankaların karlarını olumsuz etkilediğini belirterek, şunları kaydetti:

"İlk aylarda karlarda ciddi düşüşler olmuştu çünkü mevduat 3 aylık vadede, krediler ve aktif 9 ay ile 12 aylık vadelerde, dolayısıyla ikinci yarıdan itibaren bu etkiyi biraz daha azalmış olarak göreceğiz. Tahsili gecikmiş alacak oranları beklenenden daha yavaş arttı. Bunda büyüme hızının öngörülen şekilde seyrediyor olması önemli bir rol oynadı ve bankacılık sisteminin kredi verme kapasitesi yüksek düzeyde kalmaya devam etti."

Bireysel kredilerin tasarruf mevduatına oranının 2013 yılında yüzde 60'a doğru geldiğini anımsatan Keskin, bunun uzun zamandan beri ilk kez düşüş gösterdiğini, bireysel kredilerin TL tasarruf mevduatına oranının ise yüzde 93'den yüzde 88'e gerilediğini, yıl sonuna doğru bu oranın yüzde 80'lerin biraz üzerinde olmasını beklediklerini bildirdi.

Keskin, "Tasarruf mevduatında önemli bir artış olmadığı halde oranın düşmesinin ana nedeni bireysel kredi hızının yavaşlıyor olması. Bu da alınan önlemlerden bir tanesiydi. Gelişmeler bankacılık sektörünün büyüme hızını doğal olarak yavaşlattı. 2014 yılının haziran ayında reel olarak bankacılık sisteminin aktif büyümesi yüzde 10, ekonomideki büyüme ise yüzde 4. Daha yavaş bir kredi büyümesiyle aynı oranda bir büyümeyi gerçekleştirmeyi, ithalata dayalı bir büyümeden ihracata dayalı büyümeye geçiş olarak aktarabiliriz. Kredilerin daha büyük kısmı, üretime, yatırıma ve ihracata yöneldiği için ekonomik büyümemizde herhangi bir sıkıntı olmadı" diye konuştu.

- "Bireysel krediler yavaşladı, KOBİ kredileri büyüdü"-

En hızlı yavaşlamanın bireysel kredilerde olduğuna işaret eden Keskin, neredeyse yüzde 10'lar düzeyinde bir seyir olduğunu, ticari kredilerin ise normal seyrinde devam ettiğini söyledi.

TBB Genel Sekreteri Keskin, kredi büyümesi ile mevduat büyümesi arasındaki farkın daraldığına vurgu yaparak , "2014 haziran ayı itibariyle en üst noktaya gelmiş. Aradaki fark 12 puanken, şimdi yüzde 5'ler düzeyine indi. Farkın kapanıyor olması, cari işlemler açığının da kapanıyor olduğunun bir göstergesi" dedi.

KOBİ kredilerinin toplam krediler içindeki payının 2 puan arttığını belirten Keskin, bireysel kredilerin yüzde 30'lar düzeyinde olduğunu, otoritenin koyduğu hedefe doğru gidildiğini dile getirdi.

Sektörün sorunlu kredilerinde çok ufak bir artış yaşandığını anlatan Keskin, bankacılık sektörü sorunlu kredilerinin varlık yönetim şirketlerine satışını hatırlatarak, şu bilgileri verdi:

"Bugüne kadar stok olarak toplam 33 milyar liralık sorunlu kredi var, bugüne kadar birikmiş. 17 milyar lira da satılmış sorunlu kredi var, dolayısıyla 50 milyar liralık bir sorunlu kredi üretmiş sektör. Kredi mevduat oranı yüzde 116'lar düzeyinde. Bu da büyümesi istenmeyen bir oran. 8 puanlık bir etki buraya menkul kıymetler ihracından geliyor."

Keskin, bankaların mikro işletmelere açtığı kredilerin yüzde 27, küçük işletmelere açılan kredilerin yüzde 38 olduğunu belirterek, orta ve büyük işletmelere açılan kredilerin ise geçen yıl sonuna göre yüzde 43'den yüzde 29'a gerilediğini anlattı. Keskin, bu azalmanın, söz konusu işletmelerin yurt dışından kolay kredi bulan işletmeler olmaları nedeniyle içerde kaynak maliyeti yükselince dışardan borçlanmayı tercih etmelerinden kaynaklandığını açıkladı.

Ekrem Keskin, KOBİ bazında sorunlu kredilere bakıldığında da ciddi bir sorun olmadığını bildirdi.

"Özkaynaklara baktığımızda ilk yarıda, karların bilançoya eklenmesi, son çeyrekte faiz oranlarında hafif düşüş eğilimi ve kurların yeniden yavaşlıyor olmasından kaynaklanan bir artış var" diyen Keskin, sermaye yeterliliğinin ise yüzde 16,3 gibi son derece iyi, yüksek düzeyde olduğu değerlendirmesini yaptı.

Keskin, özkaynak karlılığında gözle görülür düşüşün devam ettiği bilgisini vererek, "2014 yılı haziran ayında, yıllık olarak baktığımızda özkaynak karlılığımız 10,9, uzun zamandan beri ilk defa yüzde 11'in altına geldi. Devlet iç borçlanma senetleri ise yüzde 8,9, aradaki fark 2 puan" diye konuştu.

- "Bankacılık sisteminin ilk 6 ayda karları yüzde 10 azaldı"-

Sektörün özkaynak karlılığının reel sektörün özkaynak karlılığına yakın olduğunun altını çizen Keskin, gelir-gider tablosunu ise şöyle yorumladı:

"Faiz gelirlerimiz ilk 6 ayda yüzde 26 artmışken, faiz giderlerimiz yüzde 54 artmış. Nedeni de 3 ay sonra mevduat maliyetine faiz giderlerini yansıtmışız, krediler ve aktifler ise daha sonra. Yılın son çeyreğine doğru daha iyi bir seyir izleyeceğiz. Bankacılık sisteminin ilk 6 ayda karları yüzde 10 azalmış, yıllık karlardaki azalma ise yüzde 8-12 düzeyinde seyrediyor."

İkinci yarıya ilişkin beklentilerini de paylaşan Keskin, "Ekonomik büyümemizin yüzde 3 ile 4 arasında olacağını varsayıyoruz" dedi.

Vade uyumsuzluğunun, karlar üzerindeki etkisinin aşağı yönlü yani olumlu olacağı, sorunlu kredilerdeki artış seyrinin devam edeceği tahminlerini paylaşan Keskin, şunları ifade etti:

"Burada artış seyrinin devam etmesi ayrılan karşılıklardan dolayı karı biraz daha aşağı çekebilir. Henüz son halini bilmediğimiz için, ücret-komisyon ve masraf düzenlemesinin de gelirleri aşağı yönlü etkileyeceğini tahmin ediyoruz. BDDK bu konuda düzenlemeyi tamamlamak üzere. Bu çerçevede yılın sonu itibariyle sektörün aktif büyümesinin yüzde 15-20 düzeyinde, kredi büyümesinin yüzde 18-22 olacağını ve reel ekonomik büyümenin üzerinde kalacağını tahmin ediyoruz. Dolayısıyla bankacılık sisteminin ikinci yarıda da ekonomik faaliyeti, özellikle reel sektör üzerinden finanse etmeye devam edeceğini tahmin ediyoruz."

Ekrem Keskin, sermaye yeterliliğini yüzde 15,5 ile yüzde 16,5 arasında değişir diye tahmin ettiklerini belirterek, "Kar artışımız ise eksi 5 ile artı 5 aralığında, ama geçen seneki kar rakamının yakalanacağı yönünde tahmin ediyoruz. Yani yüzde 0'a yakın daha orta nokta gibi gözüküyor, bu varsayımlar altında özkaynak karlılığımız ise yüzde 10,5 ile yüzde 11,3" dedi.

Aracılık maliyetleri ile ilgili seyie de değinen Keskin, şunları kaydetti:

"Bankacılık sisteminin ortalama TL mevduat faizi ticarilerde yüzde 6,7 iken, bunun kredilere yansıması yüzde 14,5, tüketicilerde ise yüzde 6,7'lik ortalama TL-mevduat yüzde 16,6 oluyor. Tüketici kredilerinde yüzde 15 Kaynak Kullanımı Destekleme Fonu (KKDF) oranı var. 'Faiz oranları düşürülerek, aracılık maliyetinin düşürülmesi mümkün mü?' sorusunun cevabını sürekli arıyoruz. Kamusal yüklerden gelen ciddi bir pay var, eğer bu pay aşağı indirilirse bankacılık sisteminin aracılık maliyetinin de düşeceğine inanıyoruz."

Hükümetin attığı adımları desteklediklerine işaret eden Keskin, makroekonomik dengelerin sağlam ve sürdürülebilir olmasının önemine işaret ederek, "Bunlar arasında ilk sırada yer alan tasarruf açığının düşürülmesi geliyor. Bankacılık sistemi açısından en çok talep ettiğimiz konu ise, bizim kaynak maliyetimiz ile kredi kullanan arasındaki farkın açılmasına neden olan kamusal yüklerin hafifletilmesi" diye konuştu.

AA