Advertisement
KÜRESEL PİYASALAR ABONE OL

Uluslararası ekonomi kuruluşlarının uzmanları, yılın ikinci çeyreğindeki yüzde 0,2'lik daralmaya rağmen Almanya ekonomisinde çarkların yılın ikinci yarısında dönmeye devam edeceğini, ancak Ukrayna krizinin uzun vadede ciddi sorunlara yol açabileceğini düşünüyor.

Almanya Federal İstatistik Dairesi'nin (Destatis) geçen haftaki verilerine göre, Avrupa'nın lokomotif ülkesi Almanya ekonomisi bu yılın 2. çeyreğinde önceki çeyreğe oranla yüzde 0,2 daraldı. Böylece ülke ekonomisi 2013 yılından bu yana ilk kez daralmış oldu.

Uluslararası ekonomi kuruluşlarının uzmanları, ülke ekonomisinde büyüme beklentilerinin olumlu yönde olduğu ancak Ukrayna krizinin büyümede risk oluşturabileceği görüşünde birleşti.

Merkezi Hamburg'da bulunan HSH Nordbank Euro Bölgesi ve Gelişen Piyasalar Başekonomisti Cyrus de la Rubia, Alman ekonomisine ilişkin iyimser yaklaşımlarının devam ettiğini söyledi.

Rubia, ülkenin son ihracat rakamlarının, Rusya'ya gerçekleştirdiği ihracattaki azalışın diğer bölgelerle telafi edilebileceğini gösterdiğini anlattı.

Yılın ilk yarısında Almanya'nın Rusya'ya olan ihracatının yüzde 19,1 azaldığını ancak Çin'e gerçekleştirilen ihracatın yüzde 11, ABD'de ye olan ihracatın da yüzde 4,9 artış kaydettiğini anımsatan Rubia, "Ülkenin toplam ihracatının yaklaşık yüzde 3'ünü Rusya'ya, yüzde 6,4'lük ihracatını Çin ve ABD'ye gerçekleştirdiğini dikkate alırsak, Rusya'ya yüzde 8,1 daha zayıf ihracat, Almanya'nın ihracat performansına sadece limitli direk etki yaptı" değerlendirmesinde bulundu.

Rubia, Avrupa Merkez Bankası'nın (AMB) mücadele ettiği yüksek işsizliğin Almanya için sorun olmadığını belirterek, ülkenin Avrupa Birliği (AB) ülkeleri içinde işsizlik sorunu en az ülkelerden biri olduğuna dikkati çekti.

"Yaptırımlar kapsamlı bir ticari savaşa yol açarsa, Rusya Almanya için kolaylıkla daha büyük bir problem olabilir"

Ülkede özellikle genç işsizliğin oldukça düşük olduğunu vurgulayan Rubia, "Ancak diğer taraftan, birçok firma iş gücü piyasalarında yeterince nitelikli insan bulamamaktan şikayet ediyor. Bu, kesinlikle üstünde durulması gereken bir konu ve özellikle İspanya ve diğer ülkelerden kalifiye mühendis temini için çeşitli siyasi girişimler var" dedi.

Uzun vadede altyapı ve makine yatırımlarının da nispeten düşük kalabileceğini ifade eden Rubia, "Bu da Almanya'nın büyümesi açısından büyük bir sorun teşkil edebilir. Aynı durum, yeni karar alınan ve gelecek yıl hayata geçirilecek saatlik 8,50 avro asgari ücret uygulaması için de geçerli" diye konuştu.

AB ve Rusya'nın karşılıklı yaptırımlarının Almanya ekonomisine yansımalarına ilişkin "Yaptırımlar ve karşı yaptırımlar daha kapsamlı bir ticari savaşa yol açarsa, Rusya Almanya için kolaylıkla daha büyük bir problem olabilir" görüşünü dile getiren Rubia, bu durumun günlük değişebildiğini ve piyasalarda oluşacak güvensizliğin yatırım ve büyüme açısından daha büyük etkiye sahip olabileceğini söyledi.

Rubia, AMB'nin faiz oranlarında kesintiye gitmesinin Alman ekonomisine olası etkilerine ilişkin değerlendirmelerde de bulundu. Rubia, avronun dolar karşısındaki zayıflığı göz önüne alındığında bu durumun Euro Bölgesi dışına ihracat yapan şirketlerin karını artırabileceğine işaret etti.

Düşük kısa vadeli faiz oranlarının kredi ve aktivite üzerinde önemli bir etkiye sahip olacağını düşünmediklerini belirten Rubia, "Bunun aksine, eğer insanlar balona sebep olabilecek agresif para politikaları konusunda çok rahat olurlarsa, alınan tedbirler tersine dönebilir ve istenmeyen sonuçlar verebilir" dedi.

"Büyümeye ilişkin riskler aşağı yönlü"

Alman Commerzbank Kıdemli Döviz Stratejisti Peter Kinsella ise, yılın ikinci yarısında Almanya ekonomisinin büyüme hızına ilişkin risklerin aşağı yönlü olduğunu düşündüklerini söyledi.

Rusya'nın AB ülkelerine uygulamaya karar verdiği bir takım yaptırımların Almanya ekonomisine muhtemel etkisine ilişkin Kinsella, "Şimdiye kadar Rusya'nın yaptırımlarının Almanya ekonomisine etkisi ılımlı oldu. Ancak olayların gelişimine bağlı olarak özellikle Alman şirketlerinin Rusya'da yatırım kararları açısından daha ciddi etkilere sebep olabilir" değerlendirmesini yaptı.

Kinsella, AMB'nin faz kararına ilişkin ise, "AMB'nin kararlarının bu noktada en net etkisi Alman tahvillerindeki faiz oranlarının daha da düşmesi açısından olacaktır. Ayrıca bankalar düşük fonlama ücretlerinden yararlanmalılar" yorumunda bulundu.