Advertisement
KÜRESEL PİYASALAR ABONE OL

Ünlü fon yöneticisi ve Allianz SE baş ekonomi danışmanı Muhammed El-Erian, merkez bankalarının son dönemde attığı adımları ve yaptığı açıklamaları Bloomberg News'a değerlendirdi. El-Erian ayrıca, 2008 Financial Times/Goldman Sachs Yılın İş Dünyası Kitabı ödülünü kazanan, "When Markets Collide" adlı çok satan kitabın da yazarı.

El Erian'ın değerlendirmesi şöyle;

Tüm dünyada hisse senedi piyasaları, merkez bankalarının ilave teşviklerine ilişkin haberlere bugün istekli ve anlaşılabilir şekilde tepki veriyor. Merkez bankaları piyasanın en iyi dostu haline geliyor. Merkez bankalarının desteğinin devamı üzerine oynamak, son yıllarda yatırımcılar için çok karlı.

İlginç bir şekilde, merkez bankaları kendi aralarında piyasalardan daha az güvene sahip ve yeniden bu konuda iyi sebepleri var. Özellikle ekonomik büyümenin boyutunun beklentilerinin ve tahminlerinin tekrar tekrar altında kalması dikkate alındığında, kasabada tek politika oyunu olmaktan hoşlanmıyorlar. Tüm bunların yanında, para politikası yapıcıları, altyapı yatırımları ve istihdam piyasası reformları; harcama istekliliği ve gücü arasındaki uyuşmazlığı içeren dengesiz talep kalıpları; ve ekonomik büyümeyi ve yeni yatırımları azaltan aşırı borçluluk durumu gibi büyüme yönlendiricilerinin uzun vadeli ihmalinin çözümü için araçlara sahip değil.

Merkez bankalarını endişeye sevkeden yegane durum bu değil. Tersine, Çin Merkez Bankası'nın Cuma günkü beklenmedik faiz indirimi ve Avrupa Merkez Bankası'nın başkanının ihtiyaç duyulduğunda para politikasını daha da gevşetebileceğine ilişkin yorumları zayıflığı yansıtıyor, güçlülüğü değil. Bu durum tüm dünyada ekonomik büyüme tahminlerinin düşürülmesinde ve Euro Bölgesi durumunda, bölgenin fiyat deflasyonu eşiğinde olduğuna ilişkin işaretlerde görülebilir.

Merkez bankalarının ekonomik büyümeye ilişkin kaygıları piyasalar için kısa vadede pek fazla birşey ifade etmeyecek. Sonuç olarak, yatırımcılar, parasal teşviklerin finansal varlık fiyatlarını şişireceği bahsine göre koşullanmakta. Ve yatırımcılar merkez bankalarının büyüme atılımı sağlamak için çok fazlasını yapamadıklarının farkına varırken, bu durum, merkez bankaları her zayıflık işareti karşısında faizleri düşürme ya da diğer teşvik araçlarını kullanma konusunda istekli oldukların sürece, kısa vadede önemli olmaz.

Piyasasının ilk coşkunluğunun ötesinde, yatırıcılara, ilave merkez bankası desteğine hazırlanmaları ile birlikte, üç noktayı akılda tutmaları tavsiye ediliyor;

--Her yeni merkez bankası destek safhasında, piyasalar bahislerini iki test edilmemiş olgu üzerinde kuruyor. Bunlardan birincisi kusursuz büyüme ya da merkez bankalarının bunu yapacak araçları olmamasına karşın yeni büyüme motorları oluşturmayı başarabilecekleri fikri; diğeri ise, aşırı risk almadan kaynaklanan teminat hasarını sınırlamyı amaçlayan test edilmemiş tedbirlerin etkinliği.

--Tüm merkez bankaları parasal teşvikleri artırmıyor. En göze çarpanı, ABD merkez bankası Fed, (gerçekten dikkatli bir şekilde) ayağını gaz pedalından çekerek, muhtemelen Avrupa Merkez Bankası ve diğerlerinden farklılaşmaya devam edecek. Bu farklılaşma muhtemelen, yalnızca dolardaki güçlenmenin daha ötesine geçecek ayarlamaları gerektirecek 2015 yılındaki daha önemli bir tema olarak ortaya çıkacak ve bu volatiliteye neden olabilir.

--Finans piyasalarında kaydadeğer ölçüde risk alma henüz, kurumların daha fazla risk alma isteklilikleri ile eşleşmedi. Bilançolarında bol miktarda nakti olan şirketler bile genellikle bu parayı temettüler, hisse geri alımları ve savunmaya yönelik şirket alımları için kullanmayı tercih ediyor. Bu değişene kadar ve eğer satış ve kar büyümesi hızlanmazsa, piyasalar şişmiş varlık fiyatlarını makul kılmakta zorluk çekecekler.

Piyasalar, merkez bankalarından gelen ilave teşvikleri memnuniyetle karşılamada haklı. Ancak bunu yaparken, yatırıcılar uzun vadeli sorunları gözden kaçırmamalı. Bu yüzden, ilave riskler alırken, esneklik yeteneğini korumak için likit de kalmalılar.