Advertisement
KÜRESEL PİYASALAR ABONE OL

Bilkent Üniversitesi Öğretim Üyesi Refet Gürkaynak, güçlü dolardan ziyade, zayıf TL üzerine odaklanmak gerektiğini ifade etti.

Bloomberg HT sponsorluğundaki ''Eurofinance Türkiye'de Nakit Hazine ve Risk Yönetimi Konferansı'na'' katılan Gürkaynak, TL'nin bu yıl benzer durumdaki Brezilya realine karşı dahi değer kaybettiğini söyledi.

Konferans kapsamında, Bloomberg HT Ekonomi Koordinatörü Özlem Dalga'nın moderatörlüğünü üstlendiği ''Önümüzdeki zorluklar hakkında zorlu bir konuşma'' adlı bir panel gerçekleştirildi.

Türkiye'nin küresel likiditeden faydalandığını, ancak bunun işe yarar bir şekilde kullanılamadığını söyleyen Bilkent Üniversitesi Ekonomi Profesörü Gürkaynak ''2008-2009 sonrası iktisat politikalarını boşladık. Bunun sebebi de global likiditenin verdiği rahatlıktı. Hikayeyi dolar üzerine kurmak yanlış. O açıdan dışarıdaki gelişmelerden ziyade bizim ne yaptığımızda odaklanmak gerekiyor'' diye konuştu.

2008'de iktisadi temellerin sağlam olduğunun söylenebildiğini belirten Gürkaynak ''Siyasi istikrar sağlanırsa iyi durumda oluruz diyebiliyorduk'' diye konuştu. Bir dönem ABD Merkez Bankası Fed'de görev alan Gürkaynak'a göre temel iktisadi sorunları çözmek için ülkenin temel sorunlarını çözmek gerekiyor.

Gürkaynak ''En önemli sorunlarımızdan bir tanesi iktisat politikasının ciddi bir kısmının Merkez Bankası'na kalması. Ancak faiz artışı olmaksızın bir şeylerin yapılması bekleniyor'' ifadelerini kullandı. MB'nin yalnızca bir faizi değiştirebileceğini hatırlatan öğretim üyesi, ''MB ne zaman beklenmedik şekilde faizi indirirse, uzun vadeli faiz artar'' dedi. Gürkaynak sözlerine şöyle devam etti: ''Bu dünyanın her yerinde böyle. Reformlara gelecek olursak, düzgün bir adalet sistemine ihtiyaç var. Gelir idaresinin özerkleştirilmesi gerekiyor. Yabancıların en büyük çekincesi adalet sistemini anlamamaları. Eğitimi düzeltmek de bir başka çözüm. Dil öğretimi ciddi bir sıkıntıda. Öncelikli ekonomik reformlarımız bunlar olmalı.'' ifadesi kullandı.

Panelin bir diğer katılımcısı HSBC Küresel Piyasalar Direktörü Fatih Keresteci ise, Fed'in tüm dünyaya sağladığı likiditeyi bir aşçının tüm konuklarına sınırsız yemek sağladığı bir açık büfeye benzeterek, bu yemek nedeniyle bazı ülkelerin eski mutfak alışkanlıklarını kaybettiklerini, bazılarının ise bu durumu da ihtiyatlı bir şekilde karşıladığını ifade etti. Türkiye'nin de bu likiditeye yaslanarak önemli özelliklerini kaybettiğini kaydeden Keresteci, Fed'in faiz artışından sonra Türkiye'nin ekonomide atacağı adımların çok önemli olduğunu belirtti. Keresteci ''Seçim sonrası ikinci yarıda yapısal reformlara hız verilmesi gerekiyor. Bu gerçekleşmezse sıkıntılar derinleşir'' diye konuştu.

Keresteci ''MB'nin fazla konuşulmadığı ülkeler başarılıdır. MB'nin ne kadar faiz artıracağı konuşulmamalı, ancak konuşulacaksa, hangi faize müdahale edileceği önemli'' dedi. Finansal piyasalardaki dalga boyunun artma riskine karşı korunmak gerektiğini kaydeden Keresteci, ekonominin aniden durmasına karşı hazırlıklı olunması tavsiyesinde bulundu. Keresteci Dolar/TL 'de 3'e temas edilebileceği tahmininde bulunurken, seçimlerin önemli bir dönüm noktası olacağını hatırlattı.

Ekonomist Murat Yülek, yükselen dolara ilişkin endeksin ne zaman zirveye ulaşacağının önemli olduğunu söyledi. ABD'de güçlü dolar nedeniyle yıl sonuna doğru bazı homurdanmalar yaşanabileceğini belirten Yülek, Türkiye'nin Avrupa ekonomileri arasında iyi durumda olanların arasında yer aldığını kaydetti. Dünya Bankası'nın Türkiye'nin 2015 GSYH büyüme tahminini yüzde 3.5'ten yüzde 3'e indirdiğini hatırlatılması üzerine Yülek ''Yüzde 3 büyümeye ulaşılamayabilir. Güvende bir azalma var. Ancak bu yalnızca tüketimle bir yerlere gelemeyecek bir ekonomi için o kadar da kötü sayılmaz'' dedi.

Global Source Partners Ekonomisti Atilla Yeşilada ise Fed'in ne zaman faiz artıracağına odaklanmanın yanlış olduğunu savunarak, bu sürecin 3 yıl devam edeceğini hatırlamak gerektiğini söyledi. Yeşilada, sıkılaşmanın başlamasıyla bir süre sonra ABD'de kısa vadeli faizler yüzde 3 seviyesine çıkacağını hatırlatarak, bunun yatırımcının yeniden ABD'ye dönmesini getireceğini ve Türk şirketlerinin borç yükünü ciddi şekilde artıracağını ifade etti.

BloombergHT.com Editörü

Enes Tunagür