Advertisement
GÜNCEL / SİYASET ABONE OL

Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, CHP'nin seçim vaatlerine ilişkin, "Kemal Kılıçdaroğlu'nun bu tür, bol keseden attığı şeylerle alakalı, ne diyorsa biz onların hiçbirisini yapmayacağız. 'Önce Türkiye' diye çıktığımız bu yolculukta Türkiye'nin menfaati neyi gerektiriyorsa onları yapacağız" dedi.

Anadolu Ajansı Editör Masasına konuk olan Zeybekci, gündeme ilişkin soruları yanıtladı.

Türkiye'de başkanlık sistemine geçilmesi halinde, ekonomi ve siyasetin bundan nasıl etkileneceğine yönelik soru üzerine Zeybekci, 7 Haziran'da yapılacak seçimlerin, Türkiye'nin demokrasi tarihindeki en önemli seçimlerden biri olacağını söyledi.

Cumhurbaşkanını halkın seçmesinin çok önemli bir adım olduğunu vurgulayan Zeybekci, mevcut sistemin Türkiye'ye bir ayak bağı olmaya başladığını ifade etti.

Artık bu sistemin de Cumhurbaşkanlığı seçimi gibi yeni bir yöne doğru gitmesi gerektiğini belirten Zeybekci, "Şunu asla yapamazsınız artık. Halkın oylarıyla seçtiğiniz bir Cumhurbaşkanının olduğu bir ortamda, 'Ben bundan vazgeçiyorum, eski sistemi devam ettireceğim' diyemeyeceğinize göre, mevcut sistemi, Cumhurbaşkanlığının yeni haline uydurmamız gerekiyor" diye konuştu.

CHP'nin, bugünkü halleriyle yeni oluşturulacak sistemde yerlerinin olmadığını dile getiren Zeybekci, "Türkiye, siyasi ağırlıklarından kurtulacağı o yeni sistemde, yüzde 51 ile başkanını seçerken, yüzde 49 ile de muhalefeti yaratacak. Güçlü muhalefetin olmaması büyük bir eksiklik. Onun için CHP'nin yeni sisteme razı olmayıp, eski sisteme döneceğim demesi son derece anlaşılırdır" dedi. Zeybekci, Türkiye'nin başkanlık sistemine geçmeyi başarması halinde en büyük kazancının da ekonomik olacağını belirtti.

- Muhalefetin seçim vaatleri -

Zeybekci, muhalefet partilerinin ekonomiye ilişkin vaatlerinin sorulması üzerine, bunların kesinlikle ekonomik vaatler olarak değerlendirilemeyeceğini söyledi. Söz konusu vaatlerin, ekonomi içinde yeri olmadığını kaydeden Zeybekci, AK Parti'nin seçim beyannamelerinde böyle vaatlerin bulunmadığını ifade etti.

AK Parti'nin seçim beyannamesinde, çok büyük planların, projelerin ve yatırımların yer aldığına işaret eden Zeybekci, söz konusu beyannamede 2023 hedeflerine nasıl ulaşılacağına yönelik 25 ayrı alanda yaklaşık bin 300 ayrı eylem planının bulunduğunu kaydetti.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun açıkladığı vaatlerde, Türkiye'nin herhangi bir problemiyle ilgili bir projesinin olmadığını belirten Zeybekci, siyasetin itibarının kaybedilmemesi ve tüm sorunların çözümünün siyasette aranması gerektiğini bildirdi. Bakan Zeybekci, siyasete olan saygısından dolayı, CHP ile ilgili daha fazla bir şey söylemeyeceğini belirterek, "Kemal Kılıçdaroğlu'nun bu tür, bol keseden attığı şeylerle alakalı, ne diyorsa biz onların hiçbirisini yapmayacağız. Gelecek nesillerimiz ne diyorsa biz onu yapacağız. 'Önce Türkiye' diye çıktığımız bu yolculukta Türkiye'nin menfaati neyi gerektiriyorsa biz onları yapacağız" dedi.

- "Piyasalar seçimleri sevmez" -

Seçimlerin ekonomiye etkilerine ilişkin soruyu da yanıtlayan Zeybekci, ekonominin, piyasaların seçimleri sevmediğini, dolayısıyla ekonominin özellikle de üst üste yapılan seçimlerden etkilenmesinin normal olduğunu söyledi.

En basit olarak, aile içindeki ihtiyaçların temininin bile, seçimin ardına bırakıldığını anlatan Zeybekci, şunları kaydetti:

"Seçimlere yaklaşırken ekonomiyle ilgili maalesef gerek faizler gerek kur gerekse de enflasyon algılarının üzerinde spekülatif bir köpük var şu anda. Mart ayının ikinci yarısından itibaren bu spekülatif köpük geldi bizim Türk Lirası'nın üzerine oturdu. Bu da yaklaşık olarak 5-6 puan civarında oraya oturdu. Önümüzdeki haftadan itibaren seçim sonuçları öngörülmeye başladığında bu köpüğün gittiğini göreceğiz hep beraber. Piyasalar seçimleri sevmez ama birileri de bunu fırsata dönüştürmeye çalışır. Spekülatörler, manipülatörler, stokçular aradaki dalgalanmaları kendilerine rant olarak toplamaya çalışırlar. Bundan dolayı da piyasalarda, 'Bir dur bakalım' havası var. Bunun para piyasalarında da üretimde de tüketimde de her alanda etkisi var. Hele hele özellikle kur, enflasyon ve faizin üzerinde bir balon oluştu. İnşallah bunun da önümüzdeki 1 hafta, 10 gün içinde kendiliğinden ortadan kalktığını göreceğiz."

Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, "Merkez Bankamızın yapacağı bu ayki toplantılarda faiz indirimine gidebileceğini zannetmiyorum ama faizle ilgili yukarı yönlü bir beklentim de yok. Türkiye'nin de piyasaların da böyle bir beklentisi yok" dedi.

Zeybekci, "Geçmişte Merkez Bankasının faiz politikasına dönük eleştirileriniz oldu. Bugünkü şartlarda Merkez Bankasının faiz politikası nasıl olmalı?" sorusu üzerine, geçmişte Merkez Bankasının faiz politikası konusunda söylediklerinin doğruluğuna hala inandığını söyledi.

Türk ekonomisinin yüksek faize katlanmasının "haksızlık" olduğunu vurgulayan Zeybekci, "Merkez Bankası'nın en son faiz indirimi yaptığında söylediğimiz sözü tekrar ediyorum. Bugüne kadar faizi en az 2 veya 3 defa daha indirmiş olmamız gerekiyordu. Şu an itibarıyla Merkez Bankamızın yapacağı bu ayki toplantılarda faiz indirimine gidebileceğini zannetmiyorum ama faizle ilgili yukarı yönlü bir beklentim de yok. Türkiye'nin de piyasaların da böyle bir beklentisi yok" diye konuştu.

- Kredilerdeki kamu maliyetleri -

Faizle ilgili farklı konuların da konuşulması gerektiğini belirten Zeybekci, seçim sonrasında yeni hükümetin, bunu çok düzgün şekilde tartışacağını ifade etti.

Zeybekci, ticari ve tüketici kredileri üzerindeki kamu maliyetlerine işaret ederek, şu değerlendirmede bulundu:

"Ticari kredilerin üzerindeki yüzde 2,5'in biraz daha üzerinde olan, tüketici kredilerinin üzerindeki yüzde 3,5'in üzerinde olan kamu maliyetlerinin, kamu bundan vazgeçsin anlamında söylemiyorum ama sonraki aşamalara taşımakla ilgili formüller geliştirmemiz gerekiyor. Bırakın önce insanlar üretim, yatırım yapsın, istihdam yaratsın, arz bollaşsın. Kamu alması gereken payı, sonraki bölümlerde tüketimin farklı aşamalarına götürerek, oralardan almalı diye düşünüyorum. Bunu gerçekleştirebilirsek, Türkiye'de reel faizlerin daha aşağılara doğru gidebileceğini, önümüzdeki dönemde bunların daha iyi bir şekilde kurgulanabileceğine inanıyorum."

Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, seçimle ilgili belirsizlikler çıkarıldığında bütün değişkenlerin ülkenin işine yarayacağını belirterek, "Bütün değişkenler, Türkiye'nin menfaatinedir, Türkiye için fırsatlar yaratacak" dedi.

ABD Merkez Bankasının (Fed) faiz artırma kararının Türkiye'yi sıkıntıya sokacağına dair endişesinin olup olmadığı sorusuna Zeybekci, Amerika'nın parasal genişlemeyle ve tedbirlerle istediği sonuçları aldığını ve hızlı bir şekilde rahatladığını, bu nedenle de parasal genişlemeyi durdurup, daralmayı başlatacağını açıkladığını anımsattı. Dünya piyasalarının bundan etkilenmesinin son derece normal olduğunu dile getiren Zeybekci, dış ticaretinin yüzde 40'ının üzerindeki bir kısmını AB'ye yapan, doğrudan yabancı sermaye girişinin yüzde 72'sini AB'den alan Türkiye'nin AB'deki ekonomik gelişmelerden daha çok etkileneceğini, AB'deki etkilenmenin negatifliğini, Avrupa'daki etkilenmenin pozitifliğiyle nötralize edeceğini söyledi.

Dünyada kur savaşları olduğunu ifade eden Zeybekci, bu kur savaşlarında da AB'nin sıkıntılarının olduğunu belirtti. AB'nin 28 ayrı üyesinin ittifakıyla alacağı kararlarla yol almada zorlandığını kaydeden Zeybekci, şöyle konuştu:

"Onun için AB toparlanmada zorlandı, belki önümüzdeki dönemde 'faiz artıracaktım da sabırlı davranacaktım da sabırdan vazgeçtim filan' artırdı mı? Şimdi cevabını bulmak zorundasın bana. Fazi artırdığında, dünyadaki fonlar daha çok dolara aktığında Amerika'daki kapasiteyi, üretimi, istihdamı daha çok artırmasıyla elde ettiğimiz sonuçta dünya piyasalarına çıktığın zamanda Japonya, Avrupa, Türkiye ile rekabet ederken ürettiğin malların pahalılığında böyle bir rekabet imkanı olur mu? Zorlanacaksın. Şimdi 7 yılın en yüksek ticaret açığını verdi, çünkü aşırı değerli dolar seni ithalata yöneltecek, ithalatı teşvik ederken, ihracatını teşvik etmeyecektir. Amerika, sadece mürekkep parasıyla 'ben para basıp da refah artışına devam ederim' derse, bu sürdürülebilir değildir. Bu kadim ekonomik düzeni rahatsız eder, yani bu asıl en büyük ekonomik düzeni rahatsız eder."

- "Değişkenler Türkiye'nin menfaatinedir"-

Seçimle ilgili belirsizlikler çıkarıldığında bütün değişkenlerin Türkiye'nin işine yarayacağını dile getiren Zeybekci, "Bütün değişkenler, Türkiye'nin menfaatinedir, Türkiye için fırsatlar yaratacaktır" dedi. Türkiye'nin seçimden sonra tarihi bir döneme gireceğini anlatan Zeybekci, bugüne kadar edilgen bir ekonomisi olan Türkiye'nin, yeni dönemde etken bir ekonomiye geçeceğini kaydetti.

Türkiye ekonomisi hakkında bilgi veren Zeybekci, şunları kaydetti:

"Sürdürülebilir bir şekilde geleceğine garanti altına almış olan bir Türkiye, önümüzdeki dönemde kurgulanacak. AK Parti'nin seçim beyannamesi, AK Parti'nin bu dönemde halkın önüne koyduğu taahhütnameyi eğer Türkiye'nin 2015'in ikinci yarısı ve 2016'yı, 1,5 yılı, bir yılı tam anlamıyla yüzde yüz dönüşüm yılı olacak şekilde geçireceğini göreceksiniz. Türkiye dönüşecek, Türkiye'nin tüm kurumlarıyla, bildiğimiz kalıplarının değiştiğini göreceğiz. Ön hazırlıkları yapıldı. Başbakanımızın, ekonomi takımı olarak ortaya koyduğumuz bu düzende biz, 1,5 yıl planladık. Ondan sonra hedef 2023, hedef 2053, hedef 2071. Bugün Türkiye'de 2023'ü telaffuz eden, 2053'ü telaffuz eden, 2071'i telaffuz eden başka kimse var mı?"

- "Muhalefetin çaresizliğini halk çok iyi görüyor"-

AK Parti'nin sahadaki durumuyla ilgili değerlendirmesinin sorulması üzerine Zeybekci, Süleyman Demirel'in "tütün fiyatlarında onlar ne veriyorsa 5 fazlası benden" sözlerini anımsatarak, "Türk halkı artık ona itibar etmiyor. Bunun Türkiye'de Demirel'in yaptığı gibi ki hala bedellerini ödüyoruz, bizim çocuklarımız da ödemeye devam edecek. Demirel'in bedellerini benim çocuklarım da ödemeye devam edecek. 32 yaşında kadınları, 33-35 yaşında erkekleri emekli eden o zihniyet artık Türkiye'de karşılık bulmuyor, bulmayacak" diye konuştu.

Türkiye'de eğitim seviyesinin, algının, haberleşme ve iletişim imkanlarının çok yükseldiğini bildiren Zeybekci, "İnsanlar artık manipülasyonlarla, birilerinin uçurduğu asparagaslarla, şunlarla bunlarla, yalanla, iftirayla, çamurla ki muhalefetin çaresizliğinin içine biraz daha girersek diğer bir detayı orada göreceğiz, iftira, yalan, çamur atmak, başkalarının onuruyla, şerefiyle, helaliyle oynamak... Bunları bile bir enstrüman olarak görebiliyor. Çünkü 'siyaset yapıyorum' diyor. Bu seçim döneminde de yaptıkları, söyledikleri her şeyin inandırıcı olmadığını onlarda biliyor ama çaresiz ne yapsın. Muhalefetin bir çaresizliği var, halk bunu çok iyi görüyor" ifadelerini kullandı.

Türkiye'de seçmenin geceleri bir araya gelerek, oturup konuştuğunu ifade eden Zeybekci, "Öyle bir mahşeri vicdan oluşuyor ki milli vicdan oluşuyor ki öyle bir terazi ortaya çıkıyor ki şaşarsın. Bu, göreceksiniz o dediğimiz dönem yaklaştıkça akıl öne çıkacaktır, doğru öne çıkacaktır, önce Türkiye öne çıkacaktır ve gelecek nesiller, geleceğin Türkiyesinin öne çıkacağını göreceğiz. Ben bereket kaçmasın diye söylemek istemiyorum ama çok güzel noktalara gelecek" değerlendirmesinde bulundu.

Seçim sonuçlarının nasıl olacağı sorusuna Zeybekci, partisinin oy oranının ortalama olarak 2011 seçimlerinden ve yerel seçimlerden daha yukarıda olacağını kaydetti.

Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, 7 Haziran'da yapılacak milletvekili seçimlerinde HDP'nin barajı aşamayacağını savunarak, "Bu, Türkiye'nin önüne çok büyük bir şans getirecek" dedi.

Beklentilerin üzerinde gerçekleşen nisan ayı enflasyon rakamlarına ilişkin soru üzerine Zeybekci, enflasyonun üzerinde, üretimin dışında seçimden de kaynaklanan etkilerin bulunduğunu söyledi.

Seçim sürecinin maliyet getirerek piyasanın üzerinde "balon" oluşturduğunu ifade eden Zeybekci, enflasyon artışında tarımın katkısının bulunduğunu, ancak bu konuda geçen yılki sebeplerin bu yıl oluşmadığını dile getirdi.

- "Enflasyonun istediğimiz noktaya gelmesi için pozitif sebepler fazla"-

Enflasyonun bu yıl istenilen noktaya gelmesi için pozitif sebeplerin daha fazla olduğunu ifade eden Zeybekci, şunları kaydetti:

"Bunun mayıs ayına sarktığını görüyorum. Diğer taraftan seçimlerin verdiği rahatsızlıkla piyasada stokların azalması, üretimin azalmasından kaynaklanan köpüğü de bunun üzerinde görüyoruz. Mayıstan başlamak üzere haziran, temmuz diye enflasyonun çok önemli rakamlara ulaşacağını öngörüyoruz. 2015 yılı enflasyon rakamlarında ben normal rakamımızı teyit etmek istiyorum. Merkez Bankamızın geçen hafta yapmış olduğu yüzde 5,5'ten yüzde 6,8'lere giden beklentisini yukarıya çekmesini aceleci bir yaklaşım olarak görüyorum. Bugünkü değerleri alıp da 12 aya uygularsanız belki o rakam çıkıyor olabilir ama mayıs, haziran, temmuzda farklı olacak, mart gibi olmayacak. Yılın diğer yarısında tarımın etkisinin geçen seneki negatif baz etkisi ile birlikte, çifte etkiyle, enflasyona etkileme yapacağını göreceğiz. Ayrıca seçim sonuçlarının tam olarak algılanması piyasalarda canlanma, arzda bollaşmayı beraberinde getireceği için rahatlamayı göreceğiz. 7 Haziran seçimleri ile birlikte finansal piyasaların üzerindeki artı tortunun da gitmesiyle paradan kaynaklanan maliyetlerde ucuzlamayı göreceğimiz için enflasyonun, 2015'te istediğimiz noktaya gelmesi için pozitif sebeplerin fazla olduğunu düşünüyorum."

- "HDP barajı aşamayacak"-

Çeşitli basın-yayın organlarındaki, AK Parti'nin tek başına iktidar olamama olasılığına ilişkin değerlendirmeler ile koalisyon olasılığının Türkiye ekonomisini nasıl etkileyeceğine dair görüşlerini de paylaşan Zeybekci, "HDP barajı aşamayacak. Bu, Tükiye'nin önüne çok büyük bir şans getirecek, önemli bir fırsat getirecek" dedi.

Vatandaşlardan, CHP'nin adayları kendilerinden oy istediğinde "Ne yapacaksın? Ne yapmak istiyorsun?" diye sormalarını istediğini anlatan Zeybekci, şu ifadeleri kullandı:

"(Aldığın cevabı beğeniyorsan oyunu verirsin) diyorum. Aldığı cevap: 'Koalisyon için oy istiyorum'. CHP Genel Başkanı yüzde 27'yi bulursa başarılı olmuş olacak. Kendisini başarı olarak oraya koyuyor. Ben sana vatandaş olarak kalkıp da ülkenin geleceği ile ilgili çocuklarımızın geleceği ile ilgili... Kendi geleceği için yüzde 27'yi gören biri. Böyle bir şeye mi teslim edeceksin? Türkiye'nin geleceği ile ilgili söylenebilecek en yüksek çıta bu mu? Koalisyon ihtimali görmüyorum. Önümüzdeki seçimlerde koalisyonun herhangi bir formülasyonu Türkiye'de çıkmayacak. AK Parti'nin yüzde 40'ların baya altına düşmesi... Böyle bir şey asla ve asla söz konusu değil."

Halkın seçim vaatlerine inanıp inanmadığına yönelik bir soruyu da yanıtlayan Zeybekci, bugün rastladığı bir araştırmaya göre CHP'nin kendi içinde bile yüzde 40'a yakın bir kesimin vaatleri inandırıcı bulmadığını belirtti.

Bugün TBMM'nin en az güvenilen kurum, milletvekillerinin de en az güvenilen insanlar olarak görülmesinin altında, akıl ve mantık dışı vaatlerin yer aldığını dile getiren Zeybekci, bir sonraki seçimlerde aklın, bilginin, doğrunun ve dürüstlüğün öne çıktığı, gelecek nesillerin planlandığı, global bir güç olmak üzere yola çıkan Gazi Mustafa Kemal'in muasır medeniyet diye gösterdiği hedefe doğru ilerleyen, ayakları yere basan projeler beyan eden bir Türkiye'nin seçim meydanlarında konuşulması dileğinde bulundu.

- "Ekonomi yönetimi iki başlık altında toplanmalı" -

Zeybekci, seçimlerin ardından bazı bakanlıkların birleştirilebileceği ihtimali konusundaki bir soru üzerine de bunun kişisel değerlendirmesi olduğunu söyledi.

Ekonomi yönetimin finans piyasaları ve reel ekonomi olmak üzere iki başlık altında toplanması gerektiğini dile getiren Zeybekci, "Bunun Türkiye için faydalı olacağına inanıyorum" diye konuştu. Zeybekci, bu konuda tüm yetki ve kararın Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun takdirinde olduğunun altını çizdi.

Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, patates fiyatlarındaki artışa ilişkin, "Hazırlıklarımızı yaptık. Gerekirse, üreticinin elinden 1 liraya çıkıp, tüketicinin eline 5 liraya varan patatesi, eline alanların elinde patlatacak, onlara dünyanın kaç bucak olduğunu öğretecek noktaya gelmiş bulunuyoruz" dedi.

Paralel Yapı'nın basın-yayın organlarında, yabancı sermayenin Türkiye'den çıkma niyetinde olduğuna ilişkin iddiaların hatırlatılması üzerine Zeybekci, "Sırtımızda yumurta sepeti olduğu için her şeyi gönlümüzce söyleyemiyoruz, sadece 'ya sabır' diyoruz. O arkadaşlar Türkiye'deki doğruları değil, gönüllerinden geçen afetleri ve felaketleri dillendirmek istiyorlar" diye konuştu.

Zeybekci, Türkiye'ye doğrudan yabancı sermaye girişinde yüksek miktarda artış olduğunu da vurgulayarak, "Yabancı sermaye girişinde mayıs sonu itibarıyla çok farklı rakamlar ortaya çıkacak. Geçen sene 12,5 milyar dolar olan doğrudan yabancı sermaye girişi rakamının bu sene çok yüksek rakamlara çıkacağını göreceğiz. Negatifi konuşmak Türkiye'ye büyük haksızlık. Bunların söylentilerini konuşmak bile bunlara verilen bir değerdir" ifadelerini kullandı.

Paralel Yapı'nın medyasını mümkün olduğunca okumamaya çalıştığını anlatan Zeybekci, bazen ekonomi söylemlerini bilmek için baktığında midesinin bulandığını, "bu kadar olamaz" diye düşündüğünü söyledi.

Zeybekci, bir araştırma kuruluşunca yapılan çalışmalarda Türkiye'nin güven endeksinin 2 sıra birden yükseldiğini ve 22'inci sıraya çıktığını bildirerek, "Onlar bunları görmezler, yalan-dolan ne varsa hepsini yapmaya namzetlerdir ve yapacaklardır" değerlendirmesinde bulundu.

- Patatesi speküle edenlere dünyanın kaç bucak olduğunu öğreteceğiz"-

Bakan Zeybekci, patates gibi bazı gıdaların fiyatlarındaki artışa ithalatla tedbir alınıp alınmayacağına ilişkin, geçen sene kuru fasulye fiyatının çok yükseldiğini hatırlatarak, şöyle konuştu:

"Bu tam anlamıyla bir spekülasyondu. Türkiye'nin üretimi ve tüketimi belli. Bu konuda Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığına ithalat yetkisi verdiğimiz anda fiyatlar değişmeye başladı. Bir kilo bile fasulye ithal etmeden fiyatlar istediğimiz noktaya gelmiş oldu. Patates fiyatlarında da son 1 yılda ciddi artış var son iki ayda da bir spekülasyon var. İhtiyaç duyacağımızı zannetmiyorum ama hazırlıklarımızı yaptık. Gerekirse, ürericinin elinden 1 liraya çıkıp, tüketicinin eline 5 liraya varan patatesi, eline alanların elinde patlatacak, onlara dünyanın kaç bucak olduğunu öğretecek noktaya gelmiş bulunuyoruz."

Bu konuşulduğunda "Patates de ithal ettiler" diyeceklerini anlatan Zeybekci, "Henüz daha o noktaya gelmedik. 4,5-5 milyon ton patates üretimimiz var ve bu rakam tüketimimizin çok üzerinde. Birileri bunu speküle ediyor, onlara derslerini verecek noktaya geliyoruz. Önümüzdeki dönemde enflasyonu oynatan diğer ürünlere de bu şekilde müdahalelerimiz olacak. Müdahale etmemiz gereken neresi varsa ona müdahale etmekten çekinmeyiz, gerekirse yaparız" şeklinde konuştu.

- "S&P, görünümü seçimlerden ötürü sabit tutabilir"-

Kredi derecelendirme kuruluşu Standart and Poors'un (S&P) cuma günü açıklayacağı raporda, Türkiye ile ilgili nasıl bir değerlendirme beklediğinin sorulması üzerine Zeybekci,2014 yılında cari açıkla ilgili konulan hedeflerin fazlasıyla yakalandığını söyledi.

Zeybekci, Türkiye'de nüfusun artış hızından çok daha fazla istihdam yaratıldığına işaret ederek, Türkiye'nin yüzde 3 değil, yüzde 5 büyümesi gerektiğini kaydetti.

Son 4-5 yıl içinde istihdama, iş gücüne katılım oranının yüzde 44'ten yüzde 51'e çıktığını anlatan Zeybekci, şöyle devam etti:

" Bu trend yüzde 70'e doğru gidecek. Onun için Türkiye yüzde 5 büyümek zorunda. Yüzde 5'lik bir büyümeyi biz sürdürülebilir bir şekilde önümüzdeki dönemde yakalamak zorundayız. Dış ticaretimizde geçen sene yüzde 22 iyileşme sağladık. Bütün bu olumlu tabloların olduğu bir ortamda kredi derecelendirme kuruluşları Fitch de Moody's de Türkiye'de sabit tuttular, bence pozitife dönmesi lazımdı. Daha pozitif beklentilerimiz vardı. Ben Standart and Poors'ta da sabit tutmalarının seçimlerden kaynaklanan etki olacağını düşünüyorum. Ama pozitif etkiyi de yılın ikinci yarısında, tamamında... Hepsinde de pozitif etkileri göreceğimize inanıyorum."

- "Fed faiz artıramaz"-

Fed'in politikalarına ilişkin soru üzerine Zeybekci, parasal genişlemenin durdurulmasından dünya piyasalarının etkilenmesinin normal olduğunu söyledi. "ABD'deki operasyon doların değerlenmesine sebep olacaktır, doların değerlenmesi fonların ABD'ye akmasına neden olacaktır" dediklerini anlatan Zeybekci, şunları kaydetti:

"ABD'ye akan fonlar, ABD'de kapasite artırımına, yatırım, üretim artırımına gidecektir. Peki ne oldu? Kapasiteyi, üretimi artırdınız, büyümeyi, istihdamı artırdınız, kendinizi bağladınız. Ürettiğin her 100 arabanın 75'ini içeride tüketiyorsunuz, 25-30'unu satmanız gerekiyor ama sizin 2014 yılı haziran ayından bugüne kadar ürettiğiniz Amerikan arabasının değeri, Avrupa arabasının karşısında yüzde 25-30 pahalandı. Yapamazsınız, sürdüremezsiniz. Amerikan ekonomisi için bu sürdürülebilir değildir. Buna müsaade etmezler. Şimdi geldiğimiz noktada ne diyor Amerikan ekonomisi, 'Limanlarda grev vardı, havalar soğuktu, elektrikler kesildi... Bunun için arkadaki sebebini söylemiyor. Tekrar söylüyorum, sürdürülebilir değildir... 'Faiz artıracaktım da sabırlı davranacaktım da sabırdan vazgeçtim filan...' Artıramaz."

AA