Advertisement
SEKTÖR HABERLERİ ABONE OL

Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) Başkanı Mustafa Yılmaz, akaryakıt sektöründe tavan fiyatı uygulamasına yönelik yeni bir düzenleme olmadığını ama gerekirse bu konuda müdahale edebileceklerini söyledi.

Yılmaz, Anadolu Ajansının "Global İletişim Ortağı" olduğu, İstanbul Fuar Merkezi'nde gerçekleştirilen "21. Enerji ve Çevre Fuarı ve Konferansı ICCI-2015 sonrası AA'ya değerlendirmelerde bulundu.

Tavan fiyat uygulamasıyla akaryakıt sektörüne iki aylık bir müdahalenin sonunda bu hususta kalıcı bir düzenlemeyle ilgili sektörle birlikte çalıştıklarını dile getiren Yılmaz, "Şu an akaryakıtta tavan fiyata ilişkin bir düzenlememiz, çalışmamız yok. Bir daha böyle bir şey yaşanmayacağını ümit ediyorum. Haksız kazanç elde etmeye ve tüketiciyi suistimal etmeye çalışılması taktirde bu yasanın hükmü duruyor. Biz ihtiyaç olduğu zaman bu müdahaleyi yaparız" ifadelerini kulandı.

Yılmaz, genelde piyasayı yönlendirme şeklindeki birtakım düzenlemeler, alınmış kurul kararları olduğunu hatırlatarak, "Buna benzer karar alma sürecimiz devam ediyor, bu da piyasayı yönlendirme konusunun gelecekte nasıl oluşacağına dair ciddi bir düzenlemeyi içeriyor" dedi.

Şimdilik bir tavan fiyat uygulaması düşünülmediğini, sadece piyasanın kendi dinamikleri üzerine oturtulmaya çalışıldığını vurgulayan Yılmaz, bunda da ciddi bir mesafe katettiklerinin altını çizdi. Sektörün de bu sinyali aldığını ifade eden Yılmaz, şu an oluşan akaryakıt fiyatlarının da bunun sağlandığının bir göstergesi olduğunu kaydetti.

-"Piyasaya müdahalemiz çok sınırlı"-

EPDK'nın piyasaya son dönemde piyasaya çok müdahale ettiği eleştirilerine yönelik Yılmaz şunları söyledi:

"Bu hususta temel hedefimiz serbest ve liberal bir piyasa oluşturmak. Bizim EPDK olarak piyasaya müdahalemiz çok sınırlı. Tavan fiyat uygulamasıyla akaryakıt sektörüne bir müdahalemiz söz konusu olabiliyor. Bunun dışında özellikle elektrik piyasasına herhangi bir müdahalemiz söz konusu değil. Piyasaya çok müdahaleci olunduğu eleştirileri gerçeği yansıtmıyor.

Eleştirenlerin fiyat oluşumunda, kamunun elinde olan elektrik üretim şirketlerinin fiyatları belirlemedeki etkisinden bahsediyorlar. Serbest piyasada kamuya ait lisanssız santraller de özel sektöre ait lisanslı santraller de tamamen Piyasa Mali Uzlaştırma'da (PMUM) fiyatları serbest piyasaya teklif vererek oluşturuyorlar. 'Serbest piyasa var' diye, 'serbest piyasada özel şirketler elektriği pahalı satacak' diye kamunun elindeki şirketlerin veya santrallerin piyasadaki fiyatlarını özel sektöre göre oluşturmalarını beklemek çok da mantıklı değil, bu haksızlık olur."

Yılmaz, oradaki serzenişin biraz da aşırı kar marjı hırsından kaynaklandığını düşündüğünü belirterek, "Onu diyenler bir ay önce yapılan güneşle ilgili ihalelerde ne kadar büyük fiyatlar verildiğini daha iyi biliyorlar. Bu piyasaya hem güvenmeyeceksin hem de ciddi miktarda yüksek fiyatlarla güneş santralı ve yenilenebilir santralı kurmaya çalışacaksın, bu bir paradoks. Buradaki bir takım değerlendirmelerin de sağlıksız olduğunu düşünüyorum" diye konuştu.

-"Sektörden çıkan olmayacağını düşünüyorum"-

Akaryakıt sektöründe yaşanan sorunları ve bazı yabancı şirketlerin Türkiye pazarından çıkacağına yönelik iddiaları değerlendiren Yılmaz, piyasaya girenlerin de çıkanların da olabileceğini savundu.

Yılmaz şöyle devam etti:

"Şirketler bu konuda çıkan haberleri ne doğruladılar ne yalanladılar. Bir şirket yalanladı. BP, Türkiye'den çıkacağı haberini yalanladı, kaldı ki BP yüzde 30'a yakın büyüme planı içerisinde olduğunu piyasaya açıkladı. Bundan dolayı açıklama yapan şirkete de teşekkür ediyorum. Doğrusu neyse onu söyledi. Diğer şirketten de böyle bir açıklama beklerim. Bana bizzat çıkmayacaklarını söylediler ve bu konuda niye açıklama yapmadınız sorusuna, 'çıkacağız diye bir açıklama da yapmamıştık ama böyle bir haber çıktı' dediler.

Bu piyasaya bir iki ayda yeni ciddi yatırımcılar ve şirketler de girdi. Bu serbest piyasa ve karışamayız. Şirket karlı bulduğu taktirde gelir veya gider. Şimdilik bu sektörden çıkan olmayacağını düşünüyorum. Bilakis bize ciddi şekilde lisans başvuruları da var. Biz piyasaya girişleri şu an kuvvetli şirketler olsun diye zorlaştırıyoruz. Neticede akaryakıt sektöründe daha güçlü rekabet edebilen bir piyasa olması için sermaye yapısı güçlü firmaların girmesini istiyoruz. Gelecekte de yapılanmanın bu şekilde olacağını düşünüyorum."

Suriyelilerin elektrik tüketimini artırdığı yönündeki iddiaları cevaplayan Yılmaz, "Kayıp kaçak bedellerinin hesaplanmasına yönelik teknik bir hadise var. Konuda alınan karar fiyatlara yansıyan bir karar değil, fakat dağıtım şirketlerine rant veya katkı sağlandığı yönünde haberler yazıldı, bu gerçek dışıdır" dedi.

Yılmaz, hiçbir zaman yüzde 1'in altındaki değişikliklerin fiyatlara ve tarifeye yansımadığını ve orada alınan kararın bir düzeltme kararı olduğunu ve fiyatlarla ilgisi olmadığını söyledi.

Rüzgarda çok iyi bir noktaya gelindiğini ifade eden Yılmaz, "On yıl öncesine baktığımızda kurulu gücümüz yoktu, 20 megavat gibi sembolik bir rakam vardı. Bugün itibarıyla 4 bin megavat türbin çalışıyor, işliyor, kanatlar dönüyor ve Türkiye enerjisine katkı sağlıyor. 6 bin megavata yakın da inşaat aşamasında olan lisanslar var. Bunların da bir iki yıl içerisinde tamamına yakınının devreye gireceğini düşünüyoruz" değerlendirmesinde bulundu.

Bunun dışında 3 bin megavatlık yeni bir kapasitenin ilan edildiğini aktaran Yılmaz, "Bununla ilgili geçen hafta beş günlük bir başvuru süreci vardı. Beş günde alınan başvurular yaklaşık bin 96 oldu. 3 bin megavat için 42 bin megavat civarında başvuru alındı, bu da sektörün bu piyasaya özellikle yenilenebilir rüzgar enerjisine olan ilgisinin ne kadar olduğunu göstermesi açısından çok önemli. Bu gurur verici ve motive edici bir durum. En fazla başvuruyu alan bölge Çanakkale, Balıkesir ve Mersin bölgesi oldu. Rüzgar belirli yerlerde daha çok esiyor ve buralara başvurular rağbet görüyor" diye konuştu.

AA