Advertisement
SEKTÖR HABERLERİ ABONE OL

Tüketicinin sağlığını tehlikeye atan gıda sahterkarlıkları, taklit ve tağşiler gündemden düşmüyor. 

Türkiye, geçtiğimiz hafta Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'nın açıkladığı taklit veya tağşiş yapıldığı kesinleşen aralarında et, süt ürünleri, bal, zeytinyağı ve alkollü içeceğin bulunduğu 171 parti ürünü konuştu. Bazı gıda ürünlerinin içinde at ya da eşek eti, bazılarında ise tükrük bezi ya da deri dokusu tespit edilmişti. Bu tür denetimler sonucu halkı kandıran, sağlığını tehdit eden şirketlerin ifşa edilmesi kamuoyunu bilgilendirmek adına önemli.

Peki Türkiye'de gıda denetimleri gerçekten yeterli düzeyde mi? Cevabı, hayır.

İsterseniz denetimlerdeki yetersizliği Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'nın kendi resmi verileri ile ortaya koyalım. 

Gıda ve Kontrol Genel Müdürlüğü'nün raporuna göre Türkiye'de kayıt ve onay kapsamında toplam 646 bin 882 gıda işletmesi bulunuyor. Ancak geçen yıl bakanlık tarafından gerçekleştirilen denetim sayısı 600 bin 924 ile sınırlı.

Konunun daha vahim tarafı ise bu rakam (600 bin 924) 2014’te denetlenen işletme sayısı değil denetim sayısı. Yani söz konusu rakam, ikincil ve üçüncül denetim ile yıllık kontrol planı, rutin, takip, şikayet, ALO 174 ihbar, numuneli ve numunesiz denetimleri de kapsıyor.



Bu da aslında 646 bini aşkın işletmeden belki de sadece yarısının denetlenebildiği sonucunu ortaya koyuyor.

Türkiye'de et ve süt ürünleri başta olmak üzere çok sayıda gıda ürünlerinde gerçekleştirilen sahtekarlıklara her gün bir yenisi ekleniyor. Zeytinyağına pamuk, ayçiçek ya da kanola yağlarının karıştırılması, küflü ve tüketim tarihi geçmiş kaşarların eritilerek krem peynir haline getirilmesi, tereyağına patates ve margarin karıştırılması, arı görmemiş bal imalatı tüketicinin bugüne kadar maruz kaldığı gıda sahtekarlıklarından sadece bazıları.

Son açıklanan taklit ve tağşişlerde yoğurt ve peynirin içinde jelatin, nişasta ve bitkisel yağ karıştırılırken gıda teknolojinin gelişimine paralel olarak hilecilerin her geçen gün yeni yöntemler geliştirdiği belirtiliyor.

Bloomberg HTye konuk olan Gıda Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı Sedat Kuru, tüketicilerin önüne gelen gıda ürünlerinin büyük bir kısmında yapılan hileleri anlamanın mümkün olmadığını söylüyor. Her geçen gün gıda ürünlerine yönelik yeni hileler ortaya çıktığını belirten Kuru, denetimlerin etkin olarak artırılması gerektiği görüşünde.

Kuru, Türkiye'de mevcut şartlarda 650 bin civarındaki gıda işletmesinin ancak yüzde 60-65'inin denetlenebildiğini kaydederek, “3-5 yıldır bu işletmeyi çalıştırıyoruz ama hiç gelen giden olmadı” diyen işletmelerin bile var olduğunu söyledi.

650 bine yakın işletmenin 6 bin kişi ile denetlenmeye çalışıldığı zaman denetimin etkinliğinin de akıllarda soru işareti yarattığına dikkat çeken Kuru, kayıt altına alınmayan işletmelerin de bulunduğunu ve buraların denetimden uzak olduğunu kaydetti.

Türkiye'deki gıda denetimlerinde 'izlenebilirlik' ve 'şeffaflık' sorunlarının öne çıktığını kaydeden Kuru, “650 bin işletmeye 6 bin denetmenin yeterli olmadığı açık” diye konuştu.



Konunun bir diğer vahim tarafı ise denetimler sonucu yapılan hile ve sahtekarlıklara kesilen ceza ve yaptırımların caydırıcılıktan uzak olması. Taklit ve tağşiş edilmiş ürünleri üreten firmalar hakkında 5996 sayılı Kanun kapsamında 14 bin 649 TL idarî para cezası uygulanıyor. Pek çok şirket için devede kulak olarak nitelendirilebilecek bu cezaya karşın şahıslar başka bir isim ya da marka altında taklit ve tağşiş üretimlere rahatlıkla devam edebiliyor.

Sonuç olarak Türkiye'de gıda denetimlerine yönelik tüketicinin aklında bir çok cevaplanmamış soru işareti var. Türkiye’de yeteri miktarda nitelikli gıda denetimleri yapılıyor mu? Tüketici güvenli gıdaya ulaşabiliyor mu? Eldeki resmi veriler ve açıklamalara bakarsak şu an için bu sorulara olumlu yanıt vermek gerçekten zor.

Bloomberg HT Editörü
İrfan Donat
idonat@bloomberght.com