Advertisement
GÜNCEL / SİYASET ABONE OL

Başbakan Ahmet Davutoğlu, kahvaltıda bir araya geldiği Doğu ve Güneydoğu illerinden gelen STK temsilcilerine hitap etti. 

Davutoğlu'nın açıklamalarından öne çıkanlar;

Biz farklı kültürlerde yetişmemize rağmen ortak kültürel maya ile yoğrulduk. Biz tek tipleştirme ve ayrıştırma çabalarına karşı gönülleri birleştirmeyi hedefledik. Çözüm sürecinin özünde de bu vardı.

Adalet perspektifinden bakanlar görürler ki, son 13 yılda tek tipleştirmeye karşı önemli yok katettik. Ortak vicdanımızın gereği acılara aynı ölçüde yaklaştık.

Son 13 yılda Suriye'den gelenler Arap ve Türkmen ise gözlerini kapayıp Kobani'den gelenlere ağıt yakanları gördük. 

7 Haziran'da Ak Parti'ye oy vermiş olsun veya olmasın bütün vatandaşlarımızın acılarını paylaştık ama onlar Ceylanpınar'da şehit edilen 2 polisimiz için seslerini çıkarmadılar. 

Ortak vicdanı temsil eden herkese sesleniyorum. Diyarbakır annelerinin çocuklarını dağa kaldıranlara seslerini yülseltebilecekler mi? 

Ortak akıl silahların bırakılması gerektiğini, hükümet kurma çalışmaları süresince herkesin sessizce beklemesi gerektiğini söylüyor. Ortak akıl herkesin birlikte oturup tartışıp ortak bir yol bulması demektir.

7 Haziran'dan bu yana sayın Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ'ın yaptığı her açıklama Kandil tarafından tekzip edilmiştir.

Demokrasilerde farklı akılların konuşacağı yer TBMM'dir. 80 milletvekili Kandil'e dönerek "Artık akılların konuşacağı yerdeyiz" diyebildiler mi?

"DİKKAT ÇEKİCİ; DEMİRTAŞ İLE GÖRÜŞÜRKEN KCK SÖZDE HALK SAVAŞI TALİMATINI VERDİ"

15 Temmuz, ben Demirtaş ile görüşürken, aynı saatlerde dikkat çekici, KCK sözde halk savaşını başlatma talimatını verdi. 19 Temmuz, Suruç’tan bir gün önce Cemil Bayık açıklama yaptı; "Silahlanın ve halk savaşına hazır olun" diye. Kim adına, hangi savaşı başlatıyorsunuz? Size kim talimat verdi? Nereden talimat aldınız? Şimdi herkesin bu ortak akıl üretme anlamında, son 13 yıl içinde aldığımız mesafelere tekrar tekrar bakmasını rica ediyorum.

Eğer toplumların ortak kader bilinci zayıflatılmışsa orada huzur ve güven kalmaz. 78 milyonun huzuru da kaosu da hep beraber olacak. Bizim siyset felsefemizde kaderleri ayrıştırma yok, olmayacak.

Ortak kader bilinci adına adım attığımızı görenler ülkeleri, şehirleri parçaladılar. 

Türkiye'de her şehir hem Türktür, hem Kürttür, Hem sünnidir, hem de alevidir.

Dışarıdan aldıkları talimatla Ortadoğu'da olduğu gibi ortak kader bilincini ülkemizde de yok etmeye çalıştılar sonra da demokrasiden söz ettiler.

Sayın Cumhurbaşkanımız Diyarbakır konuşmasında "Bu mesele benim meselemdir" dedi; şiddetin karşısına diyaloğu koydu. 

Hangi mesajı verdiğiniz, kullandığınız dilden daha önemlidir. Şimdi yeni bir takım şartlar öne sürenler bu milletin aklıyla alay ediyor. Silahların bırakılması için yeni yeni şartlar koşuyorlar. Verilen sözlerin hiçbiri tutulmamasına rağmen biz kendi felsefemizle süreci yürütmeye devam ettik, Meclis'te gerekli yasak düzenlemeyi yaptık. Yaptığımız her hamleden sonra bir provokasyon ile karşılaştık. Hiçbir şekilde çözüm sürecinden vazgeçmedik, yaklaşan tehlikeyi gördüğümüzden dolayı İç Güvenlik Paketi'ni Meclis'ten geçirdik.

Devletin burada olduğunu göstermemiz gerekiyordu, gösterdik. 

Habertürk