Advertisement
KÜRESEL PİYASALAR ABONE OL

Son dönemdeki finansal çalkantı, Fed’in finansal varlık alımı yaparak parasal genişlemede 4. turu başlatacağı spekülasyonlarının yapılmasına neden oluyor, Fed’in bu sayede fiyatları desteleyeceği ve volatiliteyi bastırmaya çalışacağı söylentileri yapılıyor. Bu ümit dolu beklenti, merkez bankalarını en yakın arkadaşları olarak görmeye koşullanmış piyasalar için şaşırtıcı değil. Ancak El-Erian’a göre Fed’in yakın zamanda destek sağlaması düşük bir ihtimal, zaten sağlamamalı da.

Politika faizi oranlarının son yıllarda sıfır seviyesinde seyretmesi ile birlikte Fed, bilanço tablosunu finans piyasalarını normalleştirmek için kullandı ve istihdamı artırmaya ve enflasyonu istikrarlaştırmaya çalıştı.

QE’nin birinci turu küresel finansal kriz sırasında gerçekleşti ve fonsiyonel olmayan finansal aracılık sisteminin onarılması hedeflendi. 2010’daki 2. tur QE, ekonomik faaliyeti teşvik için yapıldı. Fed, 3. tur QE dahil olmak üzere ek teşvike başvurdu. Ekonomi ardından düşük büyüme seyrinden “yeni normal” dengeye geldi.

Ekonomik büyümenin birkaç kez hayal kırıklığı yaratmasına rağmen geleneksel olmayan parasal önlemler varlık fiyatlarını yükseltmede ve piyasa volatilitesini kontrol altında tutmakta başarılı oldu. Ancak öte yandan merkez bankalarının piyasaların yakın müttefikleri haline getirdi. Dolayısıyla hisse senedi ve diğer risk varlıklarında son dönemde yaşanan sert düşüşler ve volatilitenin artması yeni önlemlerin yakın olduğu beklentilerini artırdı.

İşte yeni önlemler alınmasının uzak bir ihtimal olduğunu gösteren 4 neden:

1.Fed para politikasını normalleştirmek istiyor

Fed şu an para politikasını normalleştirmek istiyor, bilinmeyen bir alanda daha fazla ilerleme risk almak istemiyor. Piyasadaki düşüşün ilk politika sonucu, merkez bankasının ilk faiz artırımı için Eylül ayını seçmeyecek olması. Aslında bu durum Aralık ayı olasılığını da düşürüyor. Ancak bu yine de bir olasılık çünkü piyasadaki çalkantının tüm sonuçları ABD için negatif değil. Bunlar arasında petrol ve diğer emtia fiyatlarının düşmesi, piyasa faiz oranlarındaki gerileme yer alıyor.

2. Olağandışı politikalar etkili olmadı

Olağandışı politikaların, yüksek ve sürdürülebilir büyümeyi desteklemede beklendiği kadar etkili olmadığı ortaya çıktı. gerçekten de, Fed defalarca projeksiyonlarını aşağı yönde revize etti. Merkez bankacılar ayrıca, finans piyasalarındaki bozulmalar, kaynakların yanlış tahsisi ve refah eşitsizliğinin dikkatsiz biçimde bozulması gibi  ek hasar ve istenmeyen sonuçlara daha fazla dikkat etmeye zorlandı.

3. Sorun ABD dışında

Finans piyasasındaki sıkıntının kaynağı bu kez ABD'nin dışında. Kargaşa, Çin dahil gelişen dünyadaki genele yayılmış yavaşlamayı ve bunun yanında, politika yapıcıların hızlı ve etkin bir şekilde tepki göstermek için daha az kapasiteleri olduğuna ilişkin endişeleri yansıtıyor. Daha genel olarak, Hindistan'ın büyük saygı gören Merkez Bankası Başkanı Raghuran Rajan'ın dediği gibi, dünyadaki merkez bankalarının piyasalara sürekli müdahale etmek için kabiliyetlerinin olup olmadığı ya da bunu istemeleri gerekip gerekmediğine ilişkin içten sorular var.

4. Fed'in zor seçimi

Parasal genişlemenin (QE) üçüncü turundan Ekim ayında göreceli olarak sıkıntısız çıktıktan sonra, Fed, yalnızca ekonomik nedenlerden değil, içerdiği siyasi risklerden de dolayı, kendisini yine aynı pozisyona koymakta isteksiz olacaktır.

Bu nedenle, Fed'in piyasaları QE4 yoluyla kurtarmasını beklemek için henüz erken. Ve böylesi bir adım muhtemelen bu safhada ekonominin daha geniş tabanlı çıkarı için uygun olmayacak. Piyasalar, merkez bankalarından daha az istisnai yardım ile dengelerimi bulmaya alışmak durumunda. Bunu yakın gelecekte, daha iyi temel ekonomik koşullara dayanarak yapabileceklerini umut etmeliyiz