Advertisement
KÜRESEL PİYASALAR ABONE OL

Gelişmekte olan ülkelerdeki reel sektör şirketleri son dönemde hedge fonları gibi çalışmaya başladı. Uluslararası Ödemeler Bankası'nın (BIS) araştırmasına göre gelişen ülkelerde imalat firmalarından ulaşım firmalarına kadar birçok firma uluslararası piyasalardan borçlanıp, yurtiçi piyasalara yatırım yapıyor. Bu firmalar kendi işlerinden değil, dolar ve kendi yerel para birimleri arasındaki farklı faiz oranlarından getiri elde ediyor. Başka bir deyişle kurumsal carry trade yapılıyor.

BIS’e göre bu şirketler bir çeşit gölge banka gibi çalışıyorlar. Doların bankalarla ilgili regülasyonların etrafından dolanarak dünya üzerindeki hareketini sağlıyorlar. Bu süreç 2008’den bu yana bol likiditenin desteği ile daha da hızlandı. Gelişmiş ülkelerde faizlerin aşırı düşük olması ‘Yatırım turisti’ olarak adlandırılan grubun gelişmekte olan ülkelere yönelmesine yol açtı. Bu ülkelerdeki dolar cinsi tahvillerin toplam tutarı ABD’dekinden 1.7 trilyon dolar daha yukarıda.

Bu sistemin riskleri de var. Dolar geliri olmayan şirketler yerel para birimindeki aşırı değer kaybı karşısında büyük zarar görebilir. Yatırım turistlerinin ülkelerine dönmesi de refinansmanı güçleştirecek. Aynı dönemde gelişmiş ülke şirketlerinin borçlanmaya soğuk davranması ve yağmurlu günler için nakit biriktirmeleri de durumun önemini vurguluyor. Ancak yine de bu durumun şirketler üzerinde ne kadar olumsuz etkisi olabileceği bilinmiyor. Dolarla borçlanma maliyetinin artmasının kurumsal carry trade’i durdurup durdurmayacağı, eğer durdurursa bunun etkilerinin ne olacağı tartışılmaya devam ediyor.