Advertisement
TÜRKİYE EKONOMİSİ ABONE OL

Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, Brüksel'de katıldığı "Türkiye-AB Bakanlar Düzeyindeki 11. Katılım Konferansı"nda yaptığı konuşmada, Ekonomik ve Parasal Politikalar Faslı'nın, toplum refahına karşılık gelen somut sonuçları nedeniyle büyük önem arz ettiğini söyledi.

Türkiye'nin, AB müktesebatını kabul ettiğini ve Türkiye'de devam eden reform sürecini hızlandırma konusundaki kararlılığın sürdüğünü vurgulayan Şimşek, Türkiye'nin Müzakere Pozisyon Belgesi'nin AB'nin Ekonomik ve Parasal Birlik şartlarını net bir şekilde karşıladığını dile getirdi.

Belgenin müktesebata hukuki ve kurumsal çerçevede uyum bağlamında 3 ana başlıktan oluştuğuna işaret eden Şimşek, bunların AB ile ekonomi politikası ve iktisadi yakınsama, maliye politikası ile para ve kur politikası olduğuna değindi.

Para politikasının, Merkez Bankası bağımsızlığı ile kamunun parasal finansmanının ve kamu otoritelerinin mali kuruluşlara öncelikli erişiminin önlenmesine yönelik tedbirleri içerdiğini ifade eden Şimşek, şöyle konuştu:

"Türkiye, bu alandaki yasal düzenlemeleriyle ilgili müktesebatla önemli ölçüde uyum sağlamaktadır. Bu nedenle, bu fasıl altındaki müktesebatın yerine getirilmesinde herhangi bir sorunla karşılaşılmayacağına inanıyoruz.

Son 10 yıllık dönemde yılda ortalama yüzde 5 ekonomik büyüme ve küresel krizden bu yana ilave 7 milyon istihdamla Türkiye, en iyi performans gösteren ülkelerden biridir. Olumsuz küresel konjonktüre rağmen Türkiye'nin makroekonomik temelleri sağlamdır, bu da ülkemizi dış şoklara karşı korunaklı hale getirmektedir. Bu faslın açılıyor olması, Türkiye'nin sağlıklı politikalar uygulamaya devam edeceği ve AB'ye yakınsama adına yapısal reformları hayata geçireceğinin en somut kanıtıdır."

Şimşek, 2001 Ekonomik Krizi sonrasında hayata geçirilen kapsamlı reformların Türkiye'nin makroekonomik temellerini ve kurumsal altyapısını iyileştirmesine katkı sağladığını söyledi.

Türkiye'nin AB Komisyonu ile başarılı bir işbirliği içerisinde çalıştığını ve bundan sonraki süreçte çok daha yakın işbirliğini sürdürmekte kararlı olunduğunu dile getiren Şimşek, şöyle devam etti:

"Fiyat istikrarı, güçlü, sürdürülebilir ve dengeli büyüme için şarttır. Merkez Bankasının bağımsızlığı enflasyonda elde ettiğimiz kalıcı kazanımlar ile potansiyel büyümeyi artırma konusunda yardımcı olmuştur. Merkez Bankasının bağımsızlığını pekiştirme ve kurumsal altyapısını iyileştirmede kararlıyız. Kamu mali yönetimi ve kontrol sistemindeki köklü reformlar sayesinde, Türkiye'de bütçe açığı ve borç oranlarını düşürdük, mali dengeleri sağlıklı bir yapıya kavuşturduk. Son 10 yıllık dönemde bütçe açığı ve kamu borcu alanlarında Maastricht kriterlerini yerine getirdik. 2015 yılında Türkiye'nin genel devlet açığı ve kamu borç stokunun milli gelire oranı sırasıyla yüzde 0 ve 34'e düşmüş olacaktır. Merkez Bankası orta vadede enflasyonu düşük tek haneye indirerek geriye kalan Maastricht kriterini de yerine getirmiş olacaktır. Türkiye'nin, AB Makroekonomik Dengesizlik Prosedürü'nün birçok kriterini de yerine getirdiğini belirtmek isterim.

"Makro-finansal istikrarı üst düzeyde sağlandı"

Dalgalı seyreden küresel finansal piyasalara ve jeopolitik gerginliklere rağmen, Türkiye, sağlıklı ve iyi işleyen bir finansal sistemle, makro-finansal istikrarı üst düzeyde sağlamıştır. Bankacılık sistemi civarındaki sermaye yeterlilik oranıyla güçlü sermaye yapısına sahiptir. Takipteki kredilerin oranı yüzde 3 ile düşük seviyededir. Öz sermaye karlılığı ile bankacılık sisteminin karlı yapısını göstermektedir. Uygulamaya koyduğumuz makro ihtiyati politikalarla ise kredi büyüme oranını makul düzeye indirdik. Bu fasıldaki uyum düzeyimiz ileri düzeydedir. Bu fasıl çerçevesindeki müktesebatın yerine getirilmesi için gerekli kurumsal ve insan kaynağını içeren Türkiye'nin kurumsal çerçevesi faaldir.

İlerisi için, bu faslın kapanış kriterlerinin karşılanması, Euro Bölgesine katılmamıza da temel oluşturacaktır. Bu kurallar, fiyat istikrarının bulunduğu bir çevrede büyüme ve istihdam üreten ekonomik ve parasal birliğin temel taşlarını oluşturmaktadırlar."

- "Türkiye, AB'ye tam üyelik yolunda kararlı"

Ekonomik ve Parasal Politikalar Faslı'ndaki müktesebata uyum sağlanması ve uygulanmasında gerekli adımları atmaya devam edeceklerini belirten Şimşek, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Hükümet programında da geniş ölçüde yansıttığımız üzere ekonomi ve para politikalarımızın AB standartlarıyla uyum içerisinde olduğunu güvence altına alma konusunda kararlıyı. Bu diyalog sadece 17. fasıldaki müktesebat uyumu değil, diğer fasıllardaki müktesebatla ve ekonomik kriterlerle de uyum sağlanabilmesine katkı sağlayacaktır.

Bununla birlikte Merkez Bankası Kanunu'nda, Merkez Bankasının kurumsal bağımsızlığını AB Müktesebatı ve Avrupa Merkez Bankaları Sistemi mevzuatıyla uyumlu bir şekilde güçlendirecek tüm yasal mevzuatın düzenleneceğini belirtmek istiyorum.

İlave olarak, kamu sektörünün mali kurumlara öncelikli erişiminin önlenmesine yönelik yasal uyumsuzluklar da giderilecektir.

Son olarak Türkiye, AB'ye tam üyelik yolunda kararlıdır. Üyelik koşullarını yerine getirecek tüm adımları atacağız. Bu da hükümet programımızda açıkça yer almaktadır."

AA