Advertisement
SEKTÖR HABERLERİ ABONE OL

Tarım Sigortaları Havuzu (TARSİM) Genel Müdürü Yusuf Cemil Satoğlu, "2006'dan bu yana yaklaşık 2,3 milyar lira hasar ödemesi yaptık. Üreticinin ödediği prim toplamı 1,7 milyar lira, devlet desteği ile 3,4 milyar lira prim toplamına ulaşıldı" dedi.

TARSİM tarafından, Genel Müdür Satoğlu ev sahipliğinde düzenlenen toplantıda, devlet destekli tarım sigortalarının 2015 yılı değerlendirmesi ve 2016 yılı uygulamaları paylaşıldı.

Satoğlu, toplantıda yaptığı konuşmada, tarım sektörünün ekonomi içindeki yerinin önemine işaret etti.

Dünya Ekonomik Forumu (Davos) çerçevesinde her yıl hazırlanan global risk raporuna değinen Satoğlu, bu yılki raporda ilk 5'te yer alan "İklimsel değişiklik", "Olağanüstü hava koşulları" ve "Doğal afetler" başlıklarına dikkati çekti.

Satoğlu, bu başlıkların en çok etkilediği sektörlerden birinin de tarım olduğunu söyledi.

Tarıma yönelik risklere önlem almanın zorluğunun altını çizen Satoğlu, bu kapsamda sigorta konusunun sektör için önemli olduğunu anlattı.

Satoğlu, "Örneğin geçen yıl Manisa'da, üzümde çok büyük kayıplar yaşandı. Oradaki çiftçilerimiz 50-60 yıldır böyle bir don olayı görmediklerini söylediler" diye konuştu.

Bölgesel olarak iklim konusunda tahmin yapmanın çok zor hale geldiğini aktaran Satoğlu, 2016 yılının da böyle başladığını, Antalya'da meydana gelen hortum hasarında ciddi zararlar meydana geldiğini anlattı.

Satoğlu, meydana gelen zararın çiftçinin 1 yıllık geleceğini etkilediğini belirterek, "Tarımda sigorta diğer branşlara göre daha fazla şey ifade ediyor. 1 yıllık geleceğin heba olmasının yanı sıra tarım sigortasının bir de sosyal boyutu var. Köyden kente göçü olumlu anlamda etkileyecek unsurlardan biri de tarım sigortası" değerlendirmesinde bulundu.

"Tarım arazilerinin yüzde 14,1'i sigortalı"

Konuşmasında 2016 yılının TARSİM için önemine değinen Satoğlu,sistemin bu yıl 10'uncu yılı olduğunu hatırlattı.

Satoğlu, "Bu yıl haziran ayında uluslararası bir sempozyum düzenleyeceğiz. Tarım sektöründe sigorta bilincinin oluşması adına, özellikle köylerde çocuklara yönelik çalışmalarımız olacak. 7 bölgenin tamamında bu eğitimi düşünüyoruz, şimdiden 20-30 yıl sonrasına yatırım yapacağız" ifadelerini kullandı.

Milli Eğitim Bakanlığı iş birliğinde eğitimler gerçekleştirecekleri bilgisini veren Satoğlu, eğitimleri marttan sonra başlatmayı planladıklarını, sonraki dönemlerde de bu gibi eğitimlere devam edeceklerini aktardı.

Satoğlu, tarım sigortalarının 1950'li yıllardan beri yapıldığını söyleyerek, şunları kaydetti:

"Geldiğimiz noktada 2015 yılı sonu itibarıyla tarım arazilerinin yüzde 14,1'i sigortalandı. 2006 yılında bu oran yüzde 1'in altındaydı. Hedefimiz yüzde 40'lara ulaşmak. 2011 yılında meyvelere don teminatı verilmesi ile sigortalamada artış görüldü ama asıl ciddi artış 2014 yılından beri oldu çünkü 2014 yılında 7 bölgemizin tamamında ciddi hasar meydana geldi. Üretici hasar yaşadıkça sigortanın önemini anlıyor. Bu yıl ocak ayında geçtiğimiz yılın aynı ayına göre sigortalamada yüzde 72 artış yaşadık. Özellikle talep üzüm, fındık ve narenciyeye oldu."

Satoğlu, sigortalama primlerinin ürünün ekonomik değerine göre belirlendiğini, çeltik, kayısı, buğday gibi ürünlerde biraz daha yüksek olduğunu, bilinçli üretimden dolayı en çok sigortalama oranının da Trakya'da bulunduğunu dile getirdi.

Ayı, domuz ve kurt saldırıları teminat kapsamında

Geçen yıl sadece ocak ayında 130 bin olan poliçe adedinin, 2016 yılı ocak ayında 200 bin poliçeye çıktığını aktaran Satoğlu, "2014 yılı ile 2015 yılının kümülatif mukayesesine baktığımızda, poliçe adetlerinde yüzde 27'lik bir artış söz konusu. Poliçe adedi 2015 yılı sonunda toplam 1,4 milyona ulaşmış durumda. Sigortalanan bedel olarak bakarsak, TARSİM olarak 2015 yılında verdiğimiz teminat miktarı 18 milyar lira. Bu da bir önceki yıla göre yüzde 32'lik artış anlamına geliyor" diye konuştu.

Satoğlu, 2014 yılının başından itibaren arıcılıkla, arılı kovanlarla ilgili teminat vermeye başladıklarını, gezginci arıcılar da dahil olmak üzere 2015 yılı sonu itibarıyla 1,6 milyon kovana ulaştıklarını, bunun da Türkiye'deki toplam kovanların yüzde 20'sine denk geldiğini söyledi.

Arıcıların sigorta işine önem verdiklerinin altını çizen Satoğlu, arıcıların en büyük korkusunun ayı saldırıları olduğunu, 2015 yılı içinde ayı saldırıları da dahil olmak üzere teminat vermeye başladıklarını anlattı.

Satoğlu, bitkisel üretimde ise 2016 yılı itibarıyla domuz saldırılarını da teminat kapsamına aldıklarını, hayvan hayat sigortalarında da kurt saldırılarına teminat verildiğini belirtti.

Sigorta bedellerinin, ürünün ekonomik değeriyle doğru orantılı olduğunu ifade eden Satoğlu, kurt teminatının, hayvanlara verdiği zarardan dolayı daha yüksek olduğunu dile getirdi.

Satoğlu, kurt saldırılarında küçükbaş ve büyükbaş hayvanlar için ciddi hasarlar ödediklerini, Türkiye'de tarımdaki en büyük sorunlardan birinin ölçek problemi olduğunu, bölünmüş arazilerin sigortayı etkilediğini, 10 hayvan altındaki işletme sayısının da çok fazla olduğunu vurguladı.

"İHA ve giyilebilir teknolojileri uygulamaya alacağız"

Reasürans konusunda bir sorun olmadığına dikkati çeken Satoğlu, 3 yılda bir yenilenen reasüransı bu yıl yenilediklerini, gelen talepleri topladıklarında yüzde 200-250'lere ulaşan talep olduğunu anlattı.

Satoğlu, TARSİM'in dünyada örnek gösterilen ve başarılı bulunan sistemlerden biri olduğuna işaret ederek, tüm dünyadan sistemi incelemek adına kendilerine çok fazla talep geldiğini, bu ay sonuna kadar Gürcistan'la imzalayacakları anlaşma kapsamında Gürcistan'a danışmanlık vereceklerini, Çin dahil olmak üzere çok sayıda ülkenin sistemle ilgilendiğini aktardı.

Şu an teminatlar kapsamında bulunmayan "kuraklık teminatı"nı ileriki yıllarda vermeyi planladıklarını söyleyen Satoğlu, yine önümüzdeki yıllarda vermeyi planladıkları "verim sigortası" ve "gelir kaybı sigortası" ile üreticinin verim ve gelir kaybını karşılamayı planladıklarını dile getirdi.

Satoğlu, bunların hayata geçirilmesi için geçmişe yönelik ciddi bir data birikimine ihtiyaç duyulduğunu, topraktaki nem kaybını ölçebilmek ve sigorta sisteminde teknolojiyi kullanarak verimlilik elde edebilmek adına İnsansız Hava Araçları (İHA) kullanacaklarını ifade etti.

Kısa zamanda İHA'ları hasar tespitinde kullanmayı amaçladıklarını belirten Satoğlu, "Bu yıl denemeleri yapacağız. Şu an 1 tane İHA satın aldık, bunu 7'ye tamamlayıp 7 bölgemizde kullanacağız. Hayvan hayat sigortalarında giyilebilir teknolojileri de kullanacağız. İlk uygulamaya 10 veteriner ile Trakya Bölgesi'nde kullanılacak. Özellikle hayvanlara otopsi yapılırken veterinerlerimiz bu akıllı gözlükleri kullanıp, raporlama ve kaydı otomatik yapıp el değmeden raporu sisteme ulaştırmış olacağız. Çalışmalarına geçen yıl başladık" şeklinde konuştu.

"Antalya'daki hortumun maliyeti 8-10 milyon lira oldu"

Satoğlu, verilen teminat kapsamında hortumla ilgili yaptıkları ödemelere dikkati çekerek, bu yıl 17 Ocak tarihinde Antalya'da Demre civarında yaşanan hortumun maliyetinin yaklaşık 8-10 milyon liraya çıktığını, geçen yılki maliyetin bu yıla göre daha kısmi olduğunu söyledi.

Antalya'daki seralarla ilgili tüm ekspertiz çalışmalarının 1 hafta içinde tamamlandığını, hasarlarının bir kısmının ödenmeye başlandığını, bir kısmının ödemelerinin de devam ettiğini belirten Satoğlu, bütün sürecin 1 ayı tamamlamadan biteceğini aktardı.

Satoğlu, bitkisel sigortalarda da ekspertiz çalışmalarını çok hızlı bitirip, ödemelerin hasattan itibaren 1 ay içinde yapıldığını anlattı.

"Bugüne kadar 3,4 milyar lira prime ulaşılırken, 2,3 milyar liralık hasar ödemesi yapıldı"

Satoğlu, 2006'dan bu yana yaklaşık 2,3 milyar lira hasar ödemesi yaptıklarını, üreticinin ödediği prim toplamının 1,7 milyar lira olduğunu, devlet desteği ile 3,4 milyar lira prim toplamına ulaşıldığını, aradaki farkı üreticiye kullanmak üzere fona aktardıklarını söyledi.

Bu yıl sigortalama oranlarını hayvan hayat sigortasında artırmayı planladıklarını dile getiren Satoğlu, şu an büyükbaş ve küçükbaş hayvan toplamında 1,1 milyon hayvanın sigortalı olduğunu belirtti.

Satoğlu, bitkisel tarafta da küçük ölçekli arazilerin sigortalanması konusunda bu yıl daha çok çalışma yapacaklarına işaret etti.

Üreticiden gelen şikayetlere olabildiğince hızlı ve birebir dönüş yaptıklarına dikkati çeken Satoğlu, "Şikayetler ve talepler genellikle mektupla geliyor, üreticiler iletişimde çoğunlukla mektup kullanıyorlar. Çağrı merkezimiz aracılığıyla ulaşan talep ve şikayetler de oluyor fakat sosyal medyanın kullanımı şu an için düşük seviyede" bilgilerini de paylaştı.