Advertisement
KÜRESEL PİYASALAR ABONE OL

Destek Menkul Değerler Genel Müdür Yardımcısı Stratejist Ahmet Mergen, "Çin ekonomisindeki yavaşlama, ABD'de enflasyonun yüzde 2 seviyesine erişememesi, dünya ekonomilerinde verimlilikte beklenenin altında gerçekleşen artışlar, giderek artan jeopolitik sorunlar gelişmiş ülkelerin büyümesini yavaşlatmış ve Fed'in elini kolunu ilk 3 ay itibarıyla bağlamış gözükmektedir" değerlendirmesinde bulundu.

Destek Menkul Değerler açıklamasında piyasalarda bu hafta yaşanacak gelişmelere ve beklentilere ilişkin değerlendirmesine yer verilen Mergen, Avrupa Merkez Bankası (ECB) Başkanı Mario Draghi'nin geçen hafta yaptığı açıklamanın ardından küresel piyasaların bu hafta ABD Merkez Bankası (Fed) toplantısına odaklandığını bildirdi. Mergen, şunları kaydetti:

"Beklentiler her ne kadar Fed'in Çarşamba günkü toplantısında faiz artışına gitmeyeceği yönünde olsa da ECB'nin geçtiğimiz hafta yaptığı indirimle faizi -0,40' a çekmesi, diğer yandan da aylık varlık alım tutarını 60 milyar avrodan 80 milyar avroya yükseltmesi şimdiye kadar alınan tedbirlerin etkili olmadığına işaret ediyor.

ECB'nin kararları, 'hastaya yapılan müdahalelerin işe yaramadığı ve antibiyotiğin dozunun artırıldığı' şeklindeki yorumlara sebep oluyor. Bunun yanı sıra açıklamalar, Avrupa'yı uzun süredir etkileyen ekonomik problemler ve krizin çözümü için ECB tarafından tüm olanakların sağlanacağı, gerekirse Avrupa'daki bankalara tüm desteğin verileceği konusunda da kararlı olunduğunu gösteriyor."

Fed toplantısında yeni bir faiz artışı kararının çıkmasının zor göründüğünü dile getiren Mergen, Fed'in geçen yıl sonundaki faiz artışı sonrasında bu yıl mart ayından başlayarak 4 defa faiz artışı yapacağının konuşulduğunu, ancak dünyanın değişik yerlerindeki finansal kırılganlıkların bu takvime müsaade etmediğini belirtti.

Mergen, "Çin ekonomisindeki yavaşlama, petrol ve emtia fiyatlarındaki düşüşe rağmen ABD'de enflasyonun bir türlü beklenen yüzde 2 seviyesine erişememesi, dünya ekonomilerinde verimlilikte beklenenin altında gerçekleşen artışlar, giderek artan jeopolitik sorunlar gelişmiş ülkelerin büyümesini yavaşlatmış ve Fed'in elini kolunu ilk 3 ay itibarıyla bağlamış gözükmektedir" değerlendirmesinde bulundu.

"Analistler, Fed'den gelecek mesajların tarzına bakacaktır"

Gelişmiş ve gelişmekte olan ülke ekonomilerinde büyüme hızlarının planlandığı şekilde gerçekleşmediğini kaydeden Mergen, şu ifadeleri kullandı:

"Fitch'in son raporunda da dünyadaki gelişmiş ülkelerin büyüme hızı yüzde 2,1'den yüzde 1,7'ye çekilmiştir. Çin’den gelen veriler önümüzdeki aylarda büyük önem taşıyacağı gibi son zamanlarda Fed'in faiz kararını etkileyebilecek yeni bir konu olan Brexit ortaya çıkmıştır. İngiltere'nin Avrupa Birliği'nden çıkıp çıkmama kararının 23 Haziran'da referanduma sunulması, ortaya şimdiye kadar gündemde olmayan yepyeni bir bilinmeyeni getirirken, olası bir ayrılmanın İngiltere için olduğu gibi AB için de olumsuz olacağı dillendirilmektedir.

Brexit nedeniyle Fed'in masasına şimdi bir de İngiltere ve AB ekonomilerinin sarpa sarma ihtimali gelip oturdu. İngiltere'nin AB'den ayrılması halinde oluşabilecek karmaşada Fed haziran ayında da faiz artışına gidemeyebilir. Bu haftaki Fed toplantısında faiz artışından ziyade analistler Fed'den gelecek mesajların şahin veya güvercin, yani sert veya yumuşak tarzda olup olmadığına bakacaktır. Sert mesajlar bu sefer olmasa bile haziran toplantısında faizde artış olabileceği ihtimalini artırabilir. ABD istihdam ve enflasyon verilerinin, Fed'in 15-16 Mart'taki toplantısında ön planda olacağı düşünülüyor."

Mergen, değerlendirmesinde, "Kalıcı oy hakkına sahip olan Fed Guvernörü Lael Brainard'a göre sıkışan finansal şartlar ve zayıf enflasyon beklentileri, enflasyon ve ekonomi için aşağı yönlü risk teşkil edebilir ve bu durum, risk yönetimi açısından görünüm netleşene kadar sabırlı olmayı gerektiriyor. Fed'in ikinci ismi Stanley Fischer ise son toplantısında düşük işsizliğin enflasyonu canlandırdığını ifade ederken faiz artışı konusunda enflasyon rakamlarının ümit verdiğini belirtmektedir" ifadelerine yer verdi.

"Altın fiyatında en büyük etken yeni bir küresel kaos ihtimalinin artması"

ECB'nin toplam varlıklarının 2 trilyon 820 milyar dolara ulaştığını hatırlatan Mergen, 2008 krizinden bu yana dünyanın en büyük 6 merkez bankasının varlıklarının, son 10 yılda yüzde 239'luk artışla 4,9 trilyon dolardan 16,9 trilyon dolara çıkarak tüm zamanların rekorunu kırdığını kaydetti. Mergen, şu açıklamalarda bulundu:

"Ortalıkta dolaşabilecek paranın bu kadar çoğalması ve daha da çoğalma ihtimalinin yüksek olması altın fiyatlarının da aşağı yönde hareket etmesini engelleyebilir, düşüşlerin sınırlı kalmasına neden olabilir. Altın fiyatlarını yükseltecek en büyük etken dünya ekonomilerinin yeniden kaosa sürüklenme ihtimalinin artması olacaktır. Bu durumda gerek altına gerekse güçlü ülke parasına talep olur ki hem altın hem de dolarda artış yaşanabilir.

Gram/altın fiyatlarının hem Dolar/TL kuru hem de altının dünya piyasalarındaki dolar/ons bazındaki fiyatlanmasından etkilenmesi dolayısıyla gerek dolar/TL kurunda gerekse altının ons bazında artışı halinde gram/altın hızlı yükseliş gösterebilecektir. Sene sonu tahminleri olarak bin 350 dolar/ons ve 3,20'lik dolar/TL kuru, gram/altını 140 TL'ye sürükleyebilirken, her ikisinin de değer kaybettiği bir ortamda, örneğin bin 150 dolar/ons ve 2,90'lık bir dolar/TL kuru da gram/altını 107 TL'ye getirebilir ama bu seviyelerin kalıcı olması beklenmemektedir. Kısa vadede ise Fed stresi dolar/TL'de biraz zıplama yaratabilecekken ons/altın değerinin düşmesiyle fiyatta 115 TL' ye geri çekilme yaşanabilir. Yukarı tarafta da fiyatta 122 TL'ye yaklaşıldığında satıcıların belirebileceği düşünülmektedir. Ons/altında sene içinde bin 150-bin 350 bandında fiyatlamalar görülebilir."

Mergen, Fed'in mart ayı toplantısının piyasalarda yaratacağı stresin, 68 binden 80 bine kadar gelen BIST 100 endeksinde 76 bin seviyesine kadar oluşabilecek bir düzeltmeye sebep olabileceğini belirtti. Sonrasında yeniden 80 bin ve hatta 82 bin 500-83 bin denemesi yaşanabileceğine işaret eden Mergen, "ECB'nin aldığı son kararların BIST100'ü etkileyen bankacılık sektöründe olumlu hava yaratabileceği ve bunun da endeksi yukarıya taşıyabileceği düşünülmektedir. Endekste 84 bin 500 seviyesinde satıcıların güçlü olabileceği, aşağıda ise 72 bin ve onun altında 69 binde çok güçlü alıcıların olduğu görülmektedir" ifadelerini kullandı.

 

AA