Advertisement
KÜRESEL PİYASALAR ABONE OL

Fed'in politika yapıcı organı Federal Açık Piyasa Komitesi'nin Çarşamba günkü toplantısıyla ilgili bilinmesi gerekenler şu şekilde.

Fed yetkilileri Haziran ayında gerçekleştirilecek bir sonraki toplantıda gidilebilecek olası bir faiz artırımı için sahneyi hazırlayabilir. Üç ana unsurdan motive olacaklardır: ücret artışlarını da beraberinde getiren istihdam piyasası şartlarındaki iyileşme; kurumsal ve mortgage finansmanı için krediye ulaşım kolaylığı dahil finansal koşullardaki dikkat çekici genişleme, ve daha genel olarak merkez bankasının, onca deneysel yılın ardından dikkatli bir şekilde para politikasında normalleştirmeye devam etme hevesi.

Bununla beraberinde Fed şu noktada hiçbir politika seçeneğini kapatmayacaktır. Yetkililer, Haziran ayında faiz artırımına gidip gitmemek de dahil kararlarının veriye bağlı olduğunun altını net bir şekilde çizeceklerdir. Sonuç olarak, Haziran faiz artırımının bir kesinlik değil, sadece “daha az olası”dan “daha fazla olası”ya evrildiğini ortaya koyacaklardır.

Fed tarafında böyle şartlı bir politika duruşu, yurtiçindeki şartlardan çok ekonomik yavaşlama ve hatta ekonomik olmayan belirsizlikler gibi yurtdışı şartlara bağlı. Daha çok yurtiçi odaklı ve piyasalara öncülük etmeye istekli“eski” Fed bu toplantıda faiz artırımına gitme kararı verebilirdi.

Fakat yüksek Uluslar arası belirsizlik ve bazı aşırı değerlemeler Fed'in piyasaları şaşırtmada isteksiz olduğu anlamına geliyor: Özellikle de Ocak ayı ve Şubat başındaki piyasa bozulmalarının hatırası hala yeniyken.

Fed piyasa oyuncularının dikkatini çekebilir fakat bu haftaki en ilginç olay Perşembe günkü Japonya Merkez Bankası (BOJ) toplantısı olabilir. BOJ, enflasyona ilişkin beklentilerde aşağı yönlü baskıların ve öte yandan yenin güç kazanmasının söz konusu olduğu aşırı derecede ince bir politika kararıyla karşı karşıya. Her ikisi de derinleşen bir deflasyonist tuzağı vurguluyor. Faizlerin sürpriz bir şekilde negatif bölgeye çekilmesi dahil bir önceki coşkulu politika hamlesine bakarak söylenebilir ki, merkez bankasının politika müdahalesi sadece etkisiz kalmak bir yana, olumsuz yönde etki edebileceği tehlikeli bir noktaya gelmiş durumda. Sonuç olarak, BOJ'un hamleleri Avrupa Merkez Bankası (AMB) dahil diğerleri tarafından dikkatle izlenecek. AMB yetkilileri politikaların eşi benzeri görülmemiş bir şekilde genişletirken, BOJ ile aynı yoldan aşağı yuvarlanmanın haklı korkusu içesindeler.

Mohamed A. El-Erian