Advertisement
TÜRKİYE EKONOMİSİ ABONE OL

Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli, darbe girişiminin ardından Türkiye'nin kredi notunun düşürülmesine ilişkin, "Birileri ısrarla darbecilerin amaçlarına uygun hareket ediyor, onların yanında duran adımlar atıyorlar. Bunlardan birisi Standard & Poor's (S&P)" dedi.

Canikli, CNN Türk canlı yayınında gündemdeki konulara ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Nurettin Canikli, "darbe girişimine ilişkin aklında çok soru olup olmadığının" sorulması üzerine şöyle konuştu:

"Resmi açıklamalarda taşlar yerine oturmuyor. O kadarını söyleyeyim. Halka kesintisiz devam etmiyor, mantıksal bütünlük devam etmiyor. Kesintiler, boşluklar var arada. O taşları biz koyacağız yerine. Çok kısa süre içinde önce fotoğrafın tamamı çekilecek, bütünü göreceğiz. Şu anda elbette birtakım değerlendirmeler, bulgular, sonuçlar var, ama fotoğrafın tamamını görmemiz gerekiyor. Kurumlar arasındaki tüm ilişkilerin boyutunu görmemiz gerekiyor. Başka uluslararası boyutlar varsa onları görmemiz gerekiyor. Doğru teşhisi koymamız, doğru tedbirleri almamız için bunları görmemiz gerekiyor. Bu adım atmadığımız anlamına gelmiyor kesinlikle."

"Yeni bir darbe girişimi ihtimali hala kuvvetli mi" sorusuna karşılık Canikli, "Bugün 15 Temmuz öncesine göre yeniden bir darbe teşebbüsü ihtimali çok çok daha düşüktür. Bu, terör örgütü ve yandaşları açısından her şey bitti, artık tehlike, tehdit olmaktan uzaklaştı anlamına da gelmiyor. Aşırı rehavet, iyimserlik de başka bir tehlikedir." dedi.

Kalkışmaya katılan erlerin durumunun Türk Silahlı Kuvvetleri'nin iç işleyişi de dikkate alınarak yargı tarafından değerlendirileceğini belirten Canikli, "Burada dikkat edilmesi gereken şu, kandırılmış olsa bile o andan itibaren silah sıkmışsa, darbe teşebbüsünü kuvvetlendirecek adımlar atmışsa bu kişiler hakkında yine yargı kararı çerçevesinde ona göre değerlendirme yapılacaktır." ifadelerini kullandı.

"Para çıkışı olmadı, yeni yatırım haberleri geliyor"

Canikli, darbe teşebbüsünün ardından Türkiye'den para çıkışı olmadığını, tam tersi yeni yatırım haberleri geldiğini dile getirdi. Canikli, "Lübnan orijinli Odeabank, 1 milyar lira sermayesini artırmak için dün BDDK'ya başvurdu, kabul ettik. Yakında getirecek." diye konuştu.

Ekonomide kalıcı bir tahribat yaşanmayacağını belirten Canikli, kredi derecelendirme kuruluşlarının Türkiye değerlendirmelerine ilişkin ise şunları kaydetti:

"Fakat birileri ısrarla darbecilerin amaçlarına uygun hareket ediyor, onların yanında duran adımlar atıyorlar. Bunlardan birisi S&P. Böyle bir olayın vukundan itibaren 3 gün içinde bir ülkenin ekonomisinin analiz edilerek notunun düşürülüp düşürülmeyeceğine rasyonel, objektif olarak karar verilemez. Kesinlikle kasıt var, başka türlü izah edilmesi mümkün değil. Daha rakamlar ortaya çıkmamış, darbe teşebbüsünün etkisi ortadan kalkmamış, tahribatın kalıcı olup olmadığı, ancak ondan sonra anlaşılabilir. 3 gün içinde not indirmek demek, darbe teşebbüsüne destek vermek demektir. Küresel boyutun ilginç yansımalarından birisi de budur. Bu yeni değil, ama burada bir kez daha gördük ve suçüstü yakalandılar. Şu anda S&P suçüstü yakalandı. Onlar başarılı olamadı, ama ekonomik beklentileri olumsuza çevirerek, özellikle yabancı sermayeye mesaj vererek, notu düşürerek ülke ekonomisinde bir sıkıntıya yol açabilir miyiz amacıyla hareket ediyor. S&P'nin not indirimi başka hiçbir şekilde izah edilemez."

Canikli, kredi derecelendirme kuruluşlarının kanaatlerinin mutlak olmadığını, Türkiye ekonomisinin sadece bu kuruluşlarının değerlendirmelerine bakılarak anlaşılmaması gerektiğini vurguladı.

Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli, kanun hükmünde kararname (KHK) ile kapatılan, Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) ile bağlantılı vakıfların, Vakıflar Genel Müdürlüğüne, diğer kurum ve kuruluşların ise Hazine Müsteşarlığına aktarıldığını belirterek, "Eğitim kurumlarının büyük bir bölümü yine eğitim kurumu olarak faaliyetine devam edecek. Binalar o amaçla kullanılacak. Aynı şey sağlık kuruluşları için de geçerli." dedi.

Canikli, CNN Türk televizyonunun canlı yayınında gündemdeki konulara ilişkin soruları yanıtladı. Kanun hükmünde kararnameyle kapatılan FETÖ ile bağlantılı kurum ve kuruluşlarla ilgili soru üzerine Canikli, kararnameyle örgüte ait eğitim, öğretim, sağlık kuruluşları ile sendika ve özel üniversitelerin tamamının kapatıldığını söyledi.

Bunlar arasında yer alan vakıfların Vakıflar Genel Müdürlüğüne, diğerlerinin Hazine Müsteşarlığına aktarıldığını dile getiren Canikli, "Eğitim kurumlarının büyük bir bölümü yine eğitim kurumu olarak faaliyetine devam edecek. Binalar o amaçla kullanılacak. Aynı şey sağlık kuruluşları için de geçerli." diye konuştu.

Söz konusu kuruluşların artık FETÖ'nün tasarrufundan çıktığının altını çizen Canikli, "Şu sayılar korkutucu. Bir yapı düşünün. Binden fazla özel eğitim kurumu, 35 hastane, bin 229 vakıf ve buna benzer kuruluşları var. Bu kadar sayıda bir örgütlenmeyi ne amaçla bir yapı ortaya koyar?" diye sordu.

FETÖ'nün ekonomik güç olarak hangi seviyelere ulaşmış olabileceğine ilişkin bir soru üzerine Canikli, bugün yayımlanan kararnameyle devlete aktarılan kurum ve kuruluşların gayrimenkullerinin değerlerinin bile çok büyük rakamlara karşılık geldiğine dikkati çekti. Canikli, şöyle devam etti:

"Şu anda Türkiye'de, bu kararnameyle devlete aktarılanları kast ediyorum, onların mülkiyetleri, varlıkları, alacakları... Kaba bir tahminle 1 milyar doların üzerinde. Binin üzerinde özel eğitim kurumu var, bunların hepsinin binaları var. Aynı şey üniversiteler için de geçerli. Biliyorsunuz bunların üniversitelerine de devletin kıymetli arazileri aktarıldı. Dolayısıyla bunların 1 milyar doların çok çok üzerinde olacağını tahmin ediyorum."

"Okulların kime ait olduğunu herkes biliyor"

Devlete aktarılan kurumların geri alınması konusunda hukuk yoluna başvurulup başvurulamayacağının sorulması üzerine Canikli, bu tip kanallar sınırlandırılsın diye kararname çıkardıklarını söyledi.

Kapatma işlemi idare tarafından yapıldığı zaman bütün işlemlerin yargı tarafından denetlendiğine işaret eden Canikli, "O yol büyük oranda kapanmıştır. Kesinlikle bir hata yok. Kime sorsanız bu okulların kime ait olduğunu herkes biliyor." ifadesini kullandı.

"Muhalif kurumlarla ilgili en ufak bir düzenleme yok"

Söz konusu terör örgütünün dışındaki bazı muhalif kurum ve kuruluşlara da operasyon yapılacağına dair spekülasyonlara da yanıt veren Canikli, kararname ile devlete aktarılan bütün kurumların FETÖ'ye ait olduğunu, onun dışında başka hiçbir kurum ve kuruluşa ait devir işleminin söz konusu olmadığını vurguladı.

Canikli, olağanüstü hal (OHAL) kararının hiçbir şekilde özgürlüklerin daraltılmasına, insanların günlük ve ticari hayatlarına yönelik olmadığını kaydetti. Kararnameyle ortaya konulan yaklaşımın da bunu açık bir şekilde gösterdiğini dile getiren Canikli, "Türkiye'de muhalefet çok, ama onlarla ilgili en ufak bir düzenleme yok ve olmayacak. Çünkü hedef belli." değerlendirmesinde bulundu.

"PKK ile iş birliği yaptıkları noktasında ciddi kanaatimiz var"

Terörle mücadelede zafiyet yaşanmamasına karşın darbe teşebbüsünün böyle bir etki yaratma potansiyeli taşıdığını belirten Canikli, "Aslında bugün şunu sorguluyoruz: Paralel yapının terör örgütüyle birlikte, ona destek vererek bölgede yaptığımız mücadelenin daha etkili olmasını engellemek için çok ciddi adımlar attığı, iş birliğine girdiği noktasında ciddi bir kanaatimiz var." dedi.

Az da olsa emniyet içindeki paralel yapıya mensup kişilerin, içeriden bu bilgileri PKK ve uzantılarına aktarma ihtimalinin net bir şekilde ortaya çıktığına işaret eden Canikli, artık içeriden destek olamayacağı için PKK'ya karşı mücadelenin de daha etkili ve kararlı bir şekilde devam edeceğini söyledi.

"Kardeşimden öğrendim"

Darbe girişimi öncesinde istihbarat zafiyeti olduğuna yönelik tartışmaların hatırlatılması üzerine Canikli, istihbarat zafiyetinin kesin olduğunu ifade etti. Canikli, darbe girişimini kardeşinden öğrendiğini belirtti.

AA