Advertisement
GÜNCEL / SİYASET ABONE OL

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının (TCMB) faiz koridorunun üst bandındaki indirimlere devam etmesi bekleniyor.

Küresel piyasalarda ABD Merkez Bankası'na (Fed) ilişkin faiz artırım beklentilerinin azalması, diğer gelişmiş ülke merkez bankalarının negatif faiz ve parasal genişleme adımlarına devam etmesinin yanı sıra yurt içinde enflasyonun piyasa beklentilerinin altına gerilemesi, TCMB'nin faiz indirimi konusunda elini rahatlatan gelişmeler olarak sıralanıyor.

Söz konusu gelişmelerle marjinal faiz oranındaki (faiz koridorunun üst bandı) indirimin, Merkez Bankasının yarın gerçekleştirilecek Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında da devam etmesi bekleniyor.

TCMB'nin ağustos ayı Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında faiz koridorunun üst bandını yüzde 8,50'den yüzde 8,25'e düşüreceği tahmininde bulunan ekonomistler, bir hafta vadeli repo ihale faiz oranı (politika faizi) ve borçlanma faiz oranının (faiz koridorunun alt bandı) sabit bırakılacağını öngörüyor. AA Finans'ın gerçekleştirdiği ankete katılan ekonomistlerden 14'ü 25 baz puan, 1'i ise 50 baz puan indirim bekliyor.

Merkez Bankası, geçen ayki PPK toplantısında faiz koridorunun üst bandını 25 baz puan düşürerek yüzde 8,75'ten yüzde 8,50'ye çekerken, politika faizini yüzde 7,50 ve faiz koridorunun alt bandını yüzde 7,25'te bırakmıştı. Beklentiler doğrultusunda karar alınması halinde TCMB, üst üste 7'nci toplantıda da faiz koridorunun üst bandında indirime giderek, şubat ayında yüzde 10,75 olan faizi 7 ayda toplam 250 baz puan indirmiş olacak.

"TCMB, parasal durum ve likidite için sıkı duruş mesajı veriyor"

AA Finans Analisti ve ekonomist Haluk Bürümcekçi, TCMB'nin üst bantta 25 baz puan daha indirime gitmesini beklediğini ifade ederek, "TCMB, parasal durum ve likidite için sıkı duruş mesajı veriyor. Ancak uygulamada söz konusu alanlardaki koşulları gevşetiyor. Makro ihtiyati gevşeme de buna eşlik ediyor." dedi.

Bürümcekçi, mart-ağustos döneminde PPK toplantılarında, koridorun üst bandında toplam 225 baz puan indirime gidildiğini ve mart toplantısı öncesinde yüzde 8,90'ın üzerinde olan ağırlıklı ortalama fonlama maliyetinin yüzde 7,90 civarına düşerek üst bant indirimine göre daha sınırlı gerilediğini hatırlatırken, kısa vadede enflasyona yönelik yukarı yönlü riskler nedeniyle TCMB’nin sıkı duruştan bahsetmeyi sürdürmesini beklediğini kaydetti.

 Merkez Bankasının, TL zorunlu karşılık ihtiyacını azaltarak TL likiditeyi rahatlatma hamlelerini sürdürebileceğini ifade eden Bürümcekçi, şöyle dedi:

 "TCMB’nin sadeleşme sürecinin makul bir zaman diliminde sonuçlandırılması mesajı da net bir tarih verilmediğinden üst bant indirimlerine bir süre daha devam etmeyi dışlamamaktadır. Ortalama fonlama maliyetinin yüzde 8’in altına gerilediği ortamda politika faizinin bu civarda mı oluşacağı ya da mevcut seviyesinde mi (yüzde 7,50) kalacağı konusu belirsizliğini korusa da gelişmeler risklerin daha düşük olan lehinde olduğunu düşündürmektedir."

"TCMB’nin kararında Fed'in faiz kararı kritik önemde olacak"

Turkey Macro View (TMV) Consulting Yönetici Direktörü İnanç Sözer de TCMB’nin kararında Fed'in faiz kararının kritik önemde olacağını belirterek, Fed’in bir sürpriz yapmaması durumunda TCMB’nin piyasa beklentileri ile uyumlu olarak gecelik borç verme faizini 25 baz puan daha indireceğini tahmin ettiğini söyledi.

Ekonomik aktivitenin güç kaybettiğine, çekirdek enflasyonun ise geçen yılın aynı dönemindeki yüksek baz etkisi nedeniyle ılımlı bir şekilde gerilediğine dikkati çeken Sözer, "Her ne kadar manşet enflasyon vergi ayarlamalarının da etkisiyle yüksek kalsa da mevcut koşullar altında ekonomide ana kaygının büyümedeki yavaşlama olması gerektiği yönündeki görüşümüzü koruyor ve bu doğrultuda TCMB’nin faizden öte, faiz dışı araçlarla son dönemde alınandan daha kuvvetli bir şekilde desteklenmesi gerektiğini düşünüyoruz." ifadelerini kullandı.

Sözer, içinde bulunduğumuz süreçte ekonomi yönetiminin maliye politikaları yoluyla, kayda değer ve basiretli şekilde bir dizi önemli desteğin hayata geçirildiğini, buna karşın bankaların likidite imkanlarını genişleterek ekonomiye daha fazla destek olabilmeleri için TCMB ve BDDK’ya önemli görevler düştüğünü söyledi.

"Paranın kullanım maliyetlerini azaltma çabası sürdürülmek istenebilir"

DenizBank Özel Bankacılık ve Yatırım Grubu Yönetmeni Orkun Gödek ise beklentilerin gerisinde kalan ikinci çeyrek büyüme ve aşağı yönde sürpriz yapan ağustos ayı enflasyon rakamları ile birlikte paranın kullanım maliyetlerini azaltma çabasının sürdürülmek istenebileceğini ifade etti.

Sadeleşme olarak tanımlanan sürecin, iç ve dış risk koşullarının elverdiği ortamda koridorun üst bandında yüzde 7,75 seviyesinde, ekim ayında yayımlanacak olan Enflasyon Raporu ile birlikte son bulabileceğini belirten Gödek, şunları kaydetti:

"Bankanın BoJ ve Fed gibi iki önemli merkez bankasının ardından toplanacak olması her ne kadar risk algısı açısından tehlikeli bir unsur olarak görünse de yakın dönem içerisinde yapılan 225 baz puan indirime verilen iç piyasa tepkisinin olumlu olduğu mutlak suretle gözetilmeli. Yine koşulların imkan verdiği ölçüde karar ve verilecek olan mesajlar ile birlikte getiri eğrisinde sınırlı düzeyde aşağı yönlü hareketlilik gözlenebilir."

"PPK’nın adımlarını engelleyecek bir global ortam görmüyorum"

Tacirler Yatırım Araştırma Müdürü Özlem Bayraktar Gökşen, TCMB'nin fonlama maliyetini aşağı yönlü çekmeye devam ettiğini ve fonlama maliyetinin, mevcut seviye olan yüzde 7,84 ile bir önceki PPK toplantısı sonrasına göre 10-15 baz puan gerilediğini söyledi.

Gökşen, son PPK karar bildirisinde, çekirdek enflasyonda iyileşmenin devam edeceği ve işlenmemiş gıda fiyatlarında kısa vadeli iyileşme olacağı yolunda yorumlar bulunduğunu hatırlatarak, orta vadeli enflasyon beklentilerinde son dönemdeki bozulmanın biraz durulabileceğini, bunun da da PPK'nın elini rahatlatacağını söyledi.

Global risk iştahı tarafında da finansal piyasaları ciddi oranda bozacak ortam bulunmadığını ifade eden Gökşen, "Fed toplantısında daha şahin bir ton olma ihtimaline karşın faiz artırımının aralık ayına kalacağını tahmin ediyoruz. Fed’in daha şahin söyleminin ise global arenada negatif faiz yükü dolayısıyla daha sınırlı bir etkisi olabilir. Bu nedenlerle genel anlamda PPK’nın adımlarını engelleyecek bir global ortam görmüyorum ve kısa vadede de beklemiyorum." diye konuştu.

Son dönemde zorunlu karşılık oranlarına ilişkin değişikliklerin TCMB’nin, TL likiditesi tarafında biraz daha destekleyici bir noktada bulunduğunu gösterdiğini kaydeden Gökşen, önümüzdeki dönemde sadeleştirme adımları ile fonlama maliyetinin yüzde 7,5’e kadar çekileceğini ve bütün fonlamanın bu seviyeden yapılacağını tahmin ettiğini söyledi.

 

AA