Advertisement
KÜRESEL PİYASALAR ABONE OL

Yatırımcılar kendilerini yılın son çeyreği için pozisyonlandırırken, piyasalar henüz önümüzdeki belirsizliği fiyatlandırmış değil. Bunun üç ana nedeni bulunuyor ve tamamı, ekonomik, finansal ve siyasi belirsizlik ortamındaki risk priminin tutarlı bir şekilde belirlenmesindeki zorluklarla ilişkili.

1.En önemli belirsizlik siyasi. Sistemik risk açısından gelecek aylarda en büyük siyasi belirsizlik kaynağı Avrupa. İngiltere, Avrupa Birliği (AB) üyeleri ile Brexit'e ilişkin görüşmeler gerçekleştirecek. İtalya'da ise Aralık ayında Başbakan Matteo Renzi'nin hükümetininkaderini belirleyecek olan referandum yapılacak. Aynı zamanda Yunanistan'daki borç krizi etkisini sürdürmeye devam ediyor. Almanya'da ise Başbakan Angela Merkel'in popülaritesi, mülteci kriziyle sarsılıyor.

2.Merkez bankaları, volatiliteyi baskılayan en önemli unsur olmuştu. Bu kurumlar, alışılmışın dışında bir dizi araç ile finansal varlıkların fiyatlarını desteklemede ve piyasa volatilitesini baskılamada etkin rol oynadı. Merkez bankaları, doğrudan geniş çaplı varlık alımları ile dolaylı olarak yatırımcıları daha fazla risk alma ve şirketleri hisse geri alımları konusunda cesaretlendirdi. Şimdi ise açıkça belli oluyor ki merkez bankalarının tedbirlerinin etkinliğinin azaldığına yönelik giderek artan bir algı var. Japonya'da ise politikaların sorgulanması çok daha ileri bir seviyede. Giderek artan sayıdaki gösterge, Japonya Merkez Bankası'nın (BOJ) politikalarının etkisinin azaldığını işaret ediyor. Dahası, işaretler BOJ politikalarının ters etki oluşturmaya başlayabileceğinin sinyalini veriyor.

3.Uzun süreli düşük büyüme ekonomisi, giderek daha öngörülemez bir hale geliyor.

Göreceli olarak daha az önemli olmasına karşın Uluslararası Para Fonu'nun (IMF) küresek ekonomik tahminlerini olumsuz yönde güncellemesi, gelişmiş dünyadaki cansız büyüme ve bu durumun diğer ülkeler üzerindeki olumsuz etkilerinin kalıcılığı konusunda bir hatırlatıcı oluyor. Çoğu ekonomistin varsayımları, bu vasat performansın görece istikrarlı bir şekilde yıllar boyunca devam edebileceği yönünde. Ben bu tahminin doğru olduğundan emin değilim çünkü yaklaşık yedi yıldır bizimle birlikte olan “yeni normal” sürdükçe kendi yok oluşunun sebeplerini hazırlıyor.

Bu gelişmeler yılın son çeyreğinde önemli ölçüde bir piyasa volatilitesi olabileceğini işaret ediyor. En hassas unsur ise döviz kurları olacak: özellikle alışılmışın dışındaki ekonomik ve siyasi belirsizliklerin ticari ilişkileri etkilediği dikkate alındığında.

Dövizle başlayan şeyin hisse senetlerine, emtia, şirket tahvilleri ve daha az bir ölçüde olsa da hazine tahvillerine yayılma ihtimali yüksek.

Sakin bir yazın ardından piyasalar son çeyrekte daha fazla volatiliteye hazır olmalı. Yatırımcılar ise yatırımlarını hesaplarken belirsizliğe ilişkin daha yüksek risk primini dikkate almalı.

Mohamed A. El-Erian

(Kısaltılarak çevrilmiştir)