Advertisement
TÜRKİYE EKONOMİSİ ABONE OL

Maliye Bakanı Naci Ağbal, "2017 yılı bütçemizde bütçe giderlerini 645,1 milyar lira, faiz hariç bütçe giderlerini 587,6 milyar lira, bütçe gelirlerini 598,3 milyar lira, vergi gelirlerini 511,1 milyar lira, bütçe açığını 46,9 milyar lira, faiz dışı fazlayı ise 10,6 milyar lira olarak öngördük." dedi.

Ağbal, Bakanlıkta, Ocak-Eylül 2016 Dönemi Merkezi Yönetim Bütçe Uygulama Sonuçları, 2016 Yıl sonu Bütçe Gerçekleşme Tahmini ve 2017 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Tasarısı hakkında basın toplantısı düzenledi.

2017-2019 döneminde uygulanacak maliye politikasının büyüme oranını yukarıya çekeceğini belirten Ağbal, bu dönemde bir yandan özel sektör yatırımlarına kaldıraç oluşturacak kamu yatırımlarına, üretim ve ihracatı destekleyecek teşvik ve yardımlara, işletmelerin finansa erişimine katkı sağlayacak desteklere, diğer yandan da Ar-Ge, inovasyon ve nitelikli insan gücünün yetiştirilmesine daha fazla kaynak ayırmak suretiyle büyüme dostu bir maliye politikası çerçevesini uygulayacaklarını anlattı.

Bu dönemde mali disiplini de kararlılıkla korumaya devam edeceklerini aktaran Ağbal, "2017 yılında yüzde 1,7 olacak genel devlet açığının milli gelire oranını program dönemi sonunda yüzde 1'e düşürmeyi hedefliyoruz. 2016 yıl sonunda yüzde 32,8 oranında gerçekleşmesini beklediğimiz AB tanımlı borç stokunun milli gelire oranını 2017 yıl sonunda yüzde 31,9'a, 2019 sonunda ise yüzde 29,9'a düşürmeyi hedefliyoruz." diye konuştu.

Bakan Ağbal, bugün TBMM'ye sevk edecekleri "2017 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Tasarısı"nın AK Parti hükümetlerince hazırlanan 15. bütçe olduğuna dikkati çekerek, "Bu, çok partili siyasi hayatımız döneminde hiçbir iktidara nasip olmamış, rekor niteliğinde bir başarıdır. Bu başarı, bugüne kadar sürekli olarak bizleri destekleyen, güvenen aziz milletimizin sayesinde olmuştur. Bu vesileyle milletimize bize gösterdiği teveccüh ve itimattan dolayı şükranlarımı arz ediyorum." ifadelerini kullandı.

2017 yılı bütçe tasarısının Orta Vadeli Program'a (OVP) uyumlu olarak hazırlandığını belirten Ağbal, 2017 ve takip eden yıllarda mali disiplinden taviz vermeden, kamu maliyesi alanında elde edilen kazanımları korumayı hedeflediklerini vurguladı.

Ağbal, şunları kaydetti:

"2017 yılı bütçemizde bütçe giderlerini 645,1 milyar lira, faiz hariç bütçe giderlerini 587,6 milyar lira, bütçe gelirlerini 598,3 milyar lira, vergi gelirlerini 511,1 milyar lira, bütçe açığını 46,9 milyar lira, faiz dışı fazlayı ise 10,6 milyar lira olarak öngördük. Bu hedefler çerçevesinde 2017 yılında bütçe açığımızın milli gelire oranını yüzde 1,9 olarak öngörüyoruz. 2017 yılı bütçemiz bundan önceki 14 yılda olduğu gibi vatandaşlarımızın refahını artıran, ihtiyaç duydukları hizmetleri karşılayan ve faize değil, kamu hizmetlerine kaynak ayıran bir bütçe olma özelliğini taşımaktadır. Bütçe giderleri içerisinde faiz giderlerinde meydana gelen azalmaya özellikle dikkatinizi çekmek istiyorum. Son 14 yılda bütçeden faiz ödemelerine ayrılan kaynağı sürekli düşürdük. 2002 yılında bütçe giderlerimizin yüzde 43'ü faiz harcamalarına gidiyordu, 2017 yılında bu oranı yüzde 8,9'a düşürdük. Benzer şekilde 2002 yılında toplanan her 100 liralık verginin 86 lirası faize giderken, 2017 yılında sadece toplanan 100 liralık verginin 11 lirası faiz harcamalarına gitmektedir. Geriye kalan kısmı ise eğitime, sağlığa, tarıma, yatırıma, sosyal yardımlara, kısaca halkımızın refahı için harcıyoruz."

Bütçenin Eylül'de 16,9 milyar TL, ocak-eylül döneminde 12 milyar TL açık verdi

Maliye Bakanı Naci Ağbal, bütçenin eylül ayında 16,9 milyar lira, ocak-eylül döneminde ise 12 milyar lira açık verdiğini belirterek, "Geçen sene aynı dönemde bütçe açığının 13,4 milyar lira olduğu dikkate alındığında 9 aylık bütçe gerçekleşmemiz, geçen seneye göre 1,4 milyar liralık bir iyileşmeyi ifade etmektedir." dedi.

Ağbal, Bakanlıkta, Ocak-Eylül 2016 Dönemi Merkezi Yönetim Bütçe Uygulama Sonuçları, 2016 Yıl sonu Bütçe Gerçekleşme Tahmini ve 2017 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Tasarısı hakkında basın toplantısı düzenledi.

Bu yılın ocak-eylül dönemi bütçe gerçekleşme sonuçlarına ilişkin açıklamalarda bulunan Ağbal, bütçenin eylül ayında 16,9 milyar lira açık verdiğini belirterek, "Ocak-eylül döneminde ise bütçemiz 12 milyar lira açık vermiştir. Geçen sene aynı dönemde bütçe açığının 13,4 milyar lira olduğu dikkate alındığında 9 aylık bütçe gerçekleşmemiz geçen seneye göre 1,4 milyar liralık bir iyileşmeyi ifade etmektedir. 9 aylık bütçe sonuçlarımız bir önceki yılla karşılaştırıldığında hala bütçe disiplinine devam ettiğimiz görülecektir." ifadelerini kullandı.

"Büyüme, gelişmekte olan ülkeler kaynaklı olacak"

IMF'nin dünya ekonomisinin 2016 yılında yüzde 3,1 büyüyeceği tahmininde bulunduğunu dile getiren Ağbal, bu oranın, küresel ekonomik krizin başladığı 2009 yılından bu yana görülen en düşük büyüme oranı olacağını belirtti.

Küresel ekonominin gelecek yıl ise toparlanarak yüzde 3,4 büyüyeceğinin tahmin edildiğini kaydeden Ağbal, "Önümüzdeki yıl büyümede görülecek toparlanma, esas olarak gelişmekte olan ülkeler kaynaklı olacaktır." diye konuştu.

Çin ve Hindistan hariç gelişmekte olan ülkelerin bu yıl yüzde 2,1, gelecek yıl da hızlı bir toparlanmayla yüzde 3 büyümesinin beklendiğini anlatan Ağbal, 2017'de küresel ticaret hacminde de önemli bir artış öngörüldüğünü söyledi. Ağbal, "Bu çerçevede 2016 yılı için yüzde 2,3 olarak tahmin edilen küresel ticaretteki artışın 2017 yılında yüzde 3,8'e yükselmesi beklenmektedir." değerlendirmesinde bulundu.

Ağbal, gelecek yıl küresel ekonomik büyüme ve ticaret hacmindeki artışın temelinde, küresel ekonomik koşullarda meydana gelecek normalleşme, finansal piyasalarda elverişli koşulların devam etmesi ve genel olarak gelişmekte olan piyasaların toparlanacak olması gibi faktörlerin bulunduğunu belirtti.

"Krizden bu yana 7 milyon kişiye ilave istihdam sağladık"

Küresel finansal sistemdeki riskleri azaltan, küresel ticareti teşvik eden, potansiyel büyümeyi, istihdam ve yatırımları yukarı çeken yapısal reformlar ile büyüme dostu maliye politikalarına daha fazla önem verileceğinin altını çizen Ağbal, Türkiye ekonomisine ilişkin ise şu değerlendirmelerde bulundu:

"Türkiye ekonomisi 2016 yılının ilk yarısında yüzde 3,9 ile Çin ve Hindistan hariç gelişmekte olan ülkelerin 2,5 katı büyüdü. Böylece ülkemiz olumsuz dış konjonktürel ve jeopolitik sorunlara rağmen gelişmekte olan ülkelerden pozitif yönde ayrışmaya devam etti. Küresel krizden bu yana yaklaşık 7 milyon kişiye ilave istihdam sağladık. Böylece OECD ülkeleri arasında en yüksek istihdam artışı sağlayan ikinci ülke olduk. Yine global ekonomik krizden bu yana iş gücüne katılım oranı da yüzde 44'ten yaklaşık yüzde 52 seviyesine geldi. İş gücüne katılım oranının sürekli bir şekilde yukarıya gitmesi ve özellikle kadınların iş gücüne katılım oranının artması ekonomimizin ileriye dönük potansiyel büyüme oranını yukarıya çekecek önemli bir faktör niteliğindedir."

"Enflasyonu orta vadede yüzde 5'e düşürmeyi hedefliyoruz"

Enflasyonun 2015 yılında yüzde 8,8 olarak gerçekleştiğini, bu yıl sonunda ise yüzde 7,5'e düşmüş olacağını belirten Ağbal, "Orta vadede ise hedefimiz, enflasyonu yüzde 5'e düşürmektir." dedi.

Cari açığın milli gelirine oranının geçen yıl sonu itibarıyla yüzde 4,5 olarak gerçekleştiğini anımsatan Ağbal, bu oranın yıl sonunda 4,3'e gerilemesini beklediklerini söyledi. Ağbal, orta vadede ise söz konusu oranı yüzde 3,5'e indirmeyi hedeflediklerini ifade etti.

Bu yıl ekonomik büyümenin yüzde 3,2 düzeyinde gerçekleşmesinin öngörüldüğünü dile getiren Ağbal, gelecek yıl bu oranın yüzde 4,4'e ulaşacağını tahmin ettiklerini kaydetti. Ağbal, 2018 ve 2019 yıllarına dair büyüme hedefinin ise yüzde 5 olduğunu dile getirdi.

Gelecek 3 yıl boyunca büyüme oranlarını yukarıya çekecek destekleyici unsurlar hakkında da konuşan Ağbal, küresel ekonomide toparlanma ve buna bağlı olarak dış talebin artmasının bu unsurlar arasında yer aldığını belirtti.

Orta Vadeli Program döneminde dış finansman koşullarının elverişli bir şekilde devam edeceğini öngördüklerini dile getiren Ağbal, bu dönemde jeopolitik risklerin azalmasını beklediklerini bildirdi.

Bütçeden yatırıma ayrılan kaynak 2017’de 78 milyar TL'ye çıkarılacak

Maliye Bakanı Naci Ağbal, bütçeden yatırıma ayrılan kaynağı 2017’de 78 milyar liraya çıkaracaklarını belirterek, "Kamu yatırımları içerisinde en yüksek payı 22,1 milyar pay ulaştırma sektörüne ayırıyoruz." dedi.

Ağbal, Bakanlık Konferans Salonu'nda Ocak-Eylül 2016 Dönemi Merkezi Yönetim Bütçe Uygulama Sonuçları, 2016 Yılsonu Bütçe Gerçekleşme Tahmini ve 2017 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Tasarısı hakkında basın toplantısı düzenledi.

Naci Ağbal, 2017 bütçesinde gerek artan kamu yatırımları gerekse reel ekonomiye sağlanacak imkan ve desteklerle özel sektör yatırımlarını ve ihracatı arttırmayı hedeflediklerini ifade etti. Ağbal, bütçeden ayrılacak kaynaklarla Ar-Ge ve innovasyonu güçlü şekilde destekleyerek ekonominin rekabet gücünü ve verimliliği, özel sektör maliyetlerini aşağı çekecek destek ve teşvik unsurlarını arttırmayı amaçladıklarını söyledi.

"Yatırım ödeneklerini yüzde 30 arttırıyoruz"

Gelecek yıl özel sektör yatırımlarına kaldıraç etkisi sağlayacak temel kamu yatırımlarına önemli kaynak ayırdıklarını vurgulayan Ağbal, şunları kaydetti:

"Yatırım ödeneklerini yüzde 30 artırıyoruz. 2016’da bütçeden yatırıma ayırdığımız 60 milyar lira kaynağı, 2017’de 78 milyar liraya çıkarıyoruz. Kamu yatırımları içerisinde en yüksek payı 22,1 milyar lirayla ulaştırma sektörüne ayırıyoruz. Eğitim alanındaki yatırımlar için 13,7 milyar lira, tarım sektöründeki yatırımlar için 10,3 milyar lira, sağlık sektöründeki yatırımlar için ise 7,1 milyar lira kaynak tahsis edildi. Geçen yıl iki katına çıkardığımız reel kesim desteklerini 2017’de yüzde 16 arttırarak 32,4 milyar liraya çıkarıyoruz.

Reel kesim destekleri içinde en yüksek payı istihdam üzerinde de olumlu etkisi olan sosyal güvenlik işveren prim desteklerine veriyoruz. 2017 yılında bu çerçevede işletmelerimiz tarafından SGK’ya ödenmesi gereken 22 milyar lira tutarındaki işveren primini devlet bütçesi tarafından karşılıyoruz."

Ağbal, Bağ-Kur'lu vatandaşların primlerinde 5 puan indirim yapıldığını anımsatarak, böylece esnafın ödediği primde 82 lira ile 530 lira arasında indirim sağlandığını, bu destek için 2017 bütçesinde 1,5 milyar lira kaynak ayrıldığını dile getirdi.

"Turizm sektörü destekleri 4 katına çıkacak"

Özel sektör yatırımlarının 2017 bütçesinde önemli önceliği oluşturduğuna dikkati çeken Ağbal, söz konusu yatırımların arttırılması amacıyla başta kurumlar vergisi indirimi olmak üzere çeşitli vergi indirimleri ve vergi istisnaları sağladıklarını anlattı.

Bütçeden doğrudan ve dolaylı olarak nakit destekler verildiğine işaret eden Ağbal, "Faiz ve enerji desteği önemli destek unsurlarından bazıları. Yatırım yapan işletmelerimize sağladığımız nakdi destekler için 2017 bütçemizden yaklaşık 600 milyon lira kaynak ayırdık. İhracatın desteklenmesi için ayrılan kaynağı 1 milyar liradan 3 milyar liraya çıkarıyoruz. Bu çerçevede yeni destek unsurlarını da hayata geçiriyoruz." diye konuştu.

Ağbal, yeni teşvik programlarının iki ana eksende yoğunlaştığını belirterek, ihracatçının rekabet gücünü arttıracak şekilde maliyetleri aşağı çekecek yeni destek unsurlarının başlatıldığını söyledi.

Teknoloji yoğun ürünlerin ihracatına ve ihracatın finansmanına yeni destekler getirileceğini vurgulayan Ağbal, şöyle devam etti:

"2017’de turizm sektörü destekleri de yaklaşık 4 katına çıkarak yaklaşık 522 milyon lira olacak. Reel sektör içinde hem oluşturduğu katma değer hem de istihdamdaki pay olarak en önemli grubu küçük ve orta ölçekli işletmeler yani KOBİ’ler oluşturuyor. KOBİ’lere KOSGEB üzerinden sağlanan destekler 2016’da 3 kat artırıldı. Özellikle genç girişimcilere KOSGEB üzerinden hibe ve faizsiz kredi olarak 2017 bütçesinden 650 milyon lira kaynak ayrıldı. KOSGEB olarak söz konusu KOBİ’lerimize bunun dışında markalaşma, kurumsallaşma, kapasite geliştirme, Ar-Ge, innovasyon ve işletmecilik destekleri kapsamında verilen diğer destekler de hesaba katıldığında 2017’de 1,1 milyar liralık bir destek paketini ortaya koyuyoruz. Esnafın finansmana ucuz maliyetle erişimini sağlamak amacıyla Halk Bankası aracılığıyla kullandırdığımız esnaf kredileri için ise faiz desteği olarak 1,3 milyar lira kaynak ayırdık."

Ar-Ge ve innovasyona 5,8 milyar lira kaynak

Ağbal, tarım ve hayvancılık sektöründe faaliyet gösteren işletmelerin ihtiyaç duyduğu finansmanı düşük maliyetle karşılaması için Ziraat Bankası aracılığıyla tarımsal kredilere verilen faiz destek tutarını yüzde 37 artarak 2,4 milyar liraya çıkardıklarını ifade etti.

Orta gelir tuzağından kaçınmak için sanayi yapısını ileri teknoloji üreten bir yapıya dönüştürmenin en önemli öncelikler arasında yer aldığına dikkati çeken Ağbal, bu kapsamda bilgi üreten ve bilgiyi nitelikli kullanarak ticari değere dönüştürebilecek bir Ar-Ge ve yenilik ekosistemi oluşturmak istediklerini kaydetti.

Bu hedefe ulaşmak amacıyla 2017 bütçesinden yaklaşık 5,8 milyar lira Ar-Ge ve inovasyona kaynak ayırdıklarını belirten Ağbal, büyükşehir belediyeleri ile il özel idarelerine de bütçeden aktarılacak kaynağın 2017 için 58,4 milyar lira olarak belirlendiğini söyledi.

Kamu görevlilerinin mali ve sosyal hakları

Maliye Bakanı Ağbal, 2016-2017 dönemini kapsayan toplu sözleşme hükümleri uyarınca 2017 yılı ocak ayında tüm kamu görevlilerinin mali ve sosyal haklarının yüzde 3, temmuzda ise yüzde 4 artış yapılacağını belirterek, "Herhangi bir şekilde bu dönem içerisinde enflasyonda beklenmeyen, öngörülmeyen bir artış olması halinde yapılan toplu sözleşme hükümlerine göre enflasyon farkı olarak kamu görevlilerimizin gelirlerinde bir azalmaya meydan vermeyecek değişiklikler ayrıca yapılacak." dedi.

Büyüme sayesinde elde edilen refah artışının sosyal programları aracılığı ile toplumun tüm kesimlerine ulaştırıldığını vurgulayan Ağbal, şunları kaydetti:

"Hükümetlerimiz döneminde sosyal yardım programlarına ayrılan kaynaklarda büyük artışlar yapılmıştır. 2002 yılında sosyal yardım ve hizmetler için harcanan kaynak 1,6 milyar lirayken 2017 yılında bütçeden sosyal yardım amacıyla ayırdığımız kaynak tutarı 45 milyar liraya çıkmış olacak. 2017 yılında ödeme gücü olmayan yaklaşık 9 milyon vatandaşımızın sağlık giderlerini karşılamak amacıyla bütçemizden 7,2 milyar lira kaynak ayırdık. 508 bin engelli vatandaşımızın evde bakımına destek amacıyla 5,8 milyar lira kaynak ayırdık. Ayrıca 65 yaş üstü yaşlılarımızdan bakıma ihtiyacı olan engelli vatandaşlarımızdan ve yakınlarından oluşan yaklaşık 1 milyon 220 bin kişiye bağladığımız aylıklar, yani 65 yaş aylıkları için bütçeden 5,3 milyar lira kaynak ayırdık. Şartlı nakit desteği programı kapsamında, eğitim ve sağlık alanlarında bu desteği alan 2,5 milyon kişi için 1,2 milyar lira, 82 bin çocuk ve gencin faydalandığı ekonomik ve sosyal destek programı kapsamında 782 milyon lira, yaklaşık 1 milyon 200 bin kişiye doğum yardımı için 544 milyon lira kaynak ayırdık."

"Eğitime ayırdığımız kaynağı, 122 milyar liraya çıkarıyoruz"

Maliye Bakanı Naci Ağbal, 2017 bütçesinde en büyük payı yine eğitime ayırdıklarını bildirerek, "Eğitime ayırdığımız kaynağı, 122 milyar liraya çıkarıyoruz. Başka bir ifadeyle 2017 yılında topladığımız vergi gelirlerinin yaklaşık yüzde 24'ünü eğitime harcıyoruz." dedi.

Ağbal, bakanlıkta Ocak-Eylül 2016 Dönemi Merkezi Yönetim Bütçe Uygulama Sonuçları, 2016 Yılsonu Bütçe Gerçekleşme Tahmini ve 2017 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Tasarısı hakkında basın toplantısı düzenledi.

Bütçeden, Köylerin Altyapısının Desteklenmesi (KÖYDES) Projesine bugüne kadar yaklaşık 9,8 milyar lira kaynak aktardıklarının altını çizen Ağbal, 2017 yılında ise söz konusu projeye 840 milyon lira kaynak ayırdıklarını bildirdi.

Ağbal, Belediyelerin Su ve Altyapı Projesi (SUKAP) için bugüne kadar harcanan kaynağın 3,2 milyar liraya çıktığına hatırlatarak, 2017 yılında da projeye devam edileceğini ve bu kapsamda bütçeden 700 milyon lira ilave kaynak ayıracaklarını kaydetti.

Naci Ağbal, bölgesel kalkınmada önemli rol üstlenen kalkınma ajanslarına 2017 bütçesinden 532 milyon lira, Sosyal Destek Programına (SODES) 264 milyon lira kaynak ayırdıklarını söyledi.

"BES'e 3,9 milyar lira kaynak"

Ağbal, 2017 yılında bütçeden tarıma ayrılan kaynağı, yüzde 21,5 artırarak 30,9 milyar liraya çıkardıklarına dikkati çekti. Bu kapsamda tarımsal destek programları için ayrılan kaynağı 12,8 milyar liraya yükselttiklerini dile getiren Ağbal, tarımsal kredi sübvansiyonu, müdahale alımları ve tarımsal KİT'lerin finansmanı için ayrılan kaynağın da 5,1 milyar olarak belirlendiğini bildirdi. Başta sulama olmak üzere yapılacak yatırım harcamaları için bütçeden 10,3 milyar lira kaynak ayırdıklarını belirten Ağbal, "Yem ve gübrede KDV'nin kaldırılmasıyla birlikte çiftçimize bu yolla yıllık yaklaşık 2,7 milyar liralık kaynağı da aktarmış oluyoruz." diye konuştu.

Tasarrufların artırılmasında önemli rol oynayan Bireysel Emeklilik Sistemi'ne (BES) özel önem verdiklerinin altını çizen Ağbal, BES sistemindeki katılımcı sayısının 6,5 milyon kişiye, birikmiş fon tutarının ise devlet katkısı dahil 58,4 milyar liraya ulaştığını kaydetti. BES kapsamında bu yıl sonu itibarıyla bütçeden aktarılacak devlet katkısı tutarının toplamda 8,5 milyar liraya çıkacağına işaret eden Ağbal, "2017 yılı bütçesinden bu amaçla BES'e aktarılmak üzere, bütçemizden 3,9 milyar lira kaynak ayırdık. Böylece 2017 yılı sonunda bütçeden karşılanan toplam devlet katkısı tutarı 12,4 milyar liraya ulaşmış olacak." ifadelerini kullandı.

Bütçede aslan payı eğitimin

Ağbal, 2017 yılı bütçesinde en büyük payı yine eğitime ayırdıklarına dikkati çekerek, şöyle konuştu:

"Eğitime ayırdığımız kaynağı, 122 milyar liraya çıkarıyoruz. Böylelikle bütçe giderlerinin yaklaşık yüzde 20'sini tek başına eğitime ayırıyoruz. Başka bir ifadeyle 2017 yılında topladığımız vergi gelirlerinin yaklaşık yüzde 24'ünü eğitime harcıyoruz. 2002 yılında bütçeden eğitime ayrılan kaynağın sadece 11,3 milyar lira olduğu göz önüne alındığında, 2017 yılında eğitime ayrılan kaynağın 10 kat arttığı görülecektir. Yaptığımız yatırımlarla, başlattığımız yeni uygulama ve programlarla, hükümetlerimiz döneminde eğitimde erişimi ve eğitim kalitesinin arttırılmasını her zaman önemsedik ve bu alanda da önemli başarılar elde ettik."

Ağbal, öğrencilerin eğitime erişimlerinin artırılması ve kaliteli eğitim alımlarına yönelik çok sayıda programı da bu dönemde uygulamaya koyduklarını anlattı. Bu kapsamda 1,6 milyon öğrencinin faydalandığı burs ve öğrenim kredisi için 2017 bütçesinden 9 milyar lira kaynak ayırdıklarını kaydeden Ağbal, "1,3 milyon öğrencimizin faydalandığı taşımalı eğitim ve yemek yardımı programı için bütçemizden 3 milyar lira kaynak ayırdık. 340 bin öğrencimizin faydalandığı özel okul eğitim desteği için bütçemizden, 1,4 milyar lira kaynak ayırdık. 350 bin öğrencimizin faydalandığı pansiyon desteği için 1 lira kaynak ayırdık. 2,3 milyon üniversite öğrencisinin faydalandığı yüksek öğrenim harç desteği için 565 milyon lira kaynak ayırdık. 16,3 milyon öğrencimizin faydalandığı ücretsiz ders kitabı programı için bütçemizden 500 milyon lira kaynak ayırdık." değerlendirmesinde bulundu.

"2017'de yurt sayısı 675 bine çıkacak"

Engelli çocukların eğitime erişebilmelerine imkan sağlayan programlara ayrılan kaynakların artırıldığına işaret eden Ağbal, 2017 yılı bütçesinde 325 bin engelli çocuğun faydalandığı eğitim programı için 2,6 milyar lira kaynak ayrıldığını bildirdi.

Ağbal, bu dönemde dershane sistemlerini kaldırdıklarını anımsatarak, öğrencilerin ihtiyaç duyduğu takviye eğitimi devlet olarak sağlamaya başladıklarını söyledi. Bu çerçevede 2017 yılı bütçesine 1,5 milyar lira ilave kaynak koyduklarını vurgulayan Ağbal, şöyle konuştu:

"Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu (YURTKUR) dahil yüksek öğretime, merkezi yönetim bütçesinden ayırdığımız kaynağı 2002 bütçesine göre 11,4 kat artışla 3 milyar liradan 37 milyar liraya çıkarıyoruz. Üniversitelerimize, merkezi yönetim bütçesinden ayrılan pay 2002 yılında yüzde 2,5 iken, bu payı 2017 yılında yüzde 129 oranında artışla 5,73'e çıkarıyoruz. 2002 yılında 188 bin olan yurt kapasitesini, 2016 yılında artan standartlarla birlikte 550 bine çıkardık. Son 2 yılda 200 bin öğrenci için yurt imkanı sağladık. 2017 yılında da açacağımız yeni yurtlarla toplam yurt kapasitesi 675 bine çıkmış olacak. YURTKUR için bütçeden ayırdığımız kaynağı 2016 yılına göre yüzde 21 artırarak 11,3 milyar liraya çıkardık."

Hükümet olarak ruhen ve bedenen sağlıklı nesillerin yetişmesini önemsediklerini dile getiren Ağbal, 2017 yılında bütçeden sağlığa 111 milyar lira kaynak ayırdıklarını belirtti.

"2017'de kamuya farklı kanal ve sektörlerden 60 binin üzerinde personel alımı gerçekleştirilecek"

Maliye Bakanı Naci Ağbal, 2017'de kamuya farklı sektörlerden 60 binin üzerinde personel alımının gerçekleştirileceğini bildirdi.

Ağbal, Bakanlıkta, Ocak-Eylül 2016 dönemi bütçe uygulama sonuçları, 2016 bütçe gerçekleşme tahmini ve 2017 yılı merkezi yönetim bütçe kanun tasarısı hakkında düzenlediği basın toplantısının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Gelecek yıl kamuya alınacak personel sayısına ilişkin bir soru üzerine Ağbal, 2017 yılı bütçesi hazırlanırken, Orta Vadeli Program'da (OVP) ortaya konulan temel ekonomik çerçeve ve kamu maliyesi çerçevesinin esas alındığını söyledi.

Bu dönemde bir yandan büyümeyi destekleyecek harcamalara ağırlık verildiğini anlatan Ağbal, diğer taraftan mali disiplini devam ettirecek şekilde kamu maliyesinde azalan bütçe açıkları ve borç yükünü ihtiva eden bir bütçe politikasının oluşturulduğunu dile getirdi.

Ağbal, "Dolayısıyla 2017-2019 döneminde özellikle orta ve uzun vadede Türkiye ekonomisinin potansiyel büyümesini yukarı çekecek nitelikli kamu harcamaları önemli ölçüde artırılırken, özellikle cari nitelikli harcamalarda daha ihtiyatlı bir yaklaşım benimsendi." dedi.

Kamu kurumlarının mal hizmet alımları, yolluk ödemeleri, çeşitli malzeme alımları veya bir takım cari transfer niteliğindeki ödemelerinin önümüzdeki dönemde planlanması sırasında ihtiyatlı bir yaklaşım sergilendiğini belirten Ağbal, kamu kurumlarının kaynaklarını daha etkin, verimli ve tutumlu bir şekilde kullanmalarını sağlayacak bir çerçeve oluşturduklarını bildirdi.

Personel harcamalarının da aynı ihtiyatlı yaklaşım sergilenmek suretiyle belirlendiğini vurgulayan Ağbal, "AK Parti döneminde eğer biz hem vatandaşımızın kamu hizmetlerine erişimini artırdıysak, hem kamu hizmetlerinde kaliteyi artırabildiysek, bu en değerli kaynağımız olan kamu çalışanları sayesinde olmuştur. Başta öğretmenler, sağlık çalışanları olmak üzere özellikle vatandaşın en fazla ihtiyaç duyduğu alanlarda çok önemli sayıda personel alımı da bu dönemde gerçekleşmiştir." diye konuştu.

"Artık eskisi kadar personel almayacağız"

Bakan Ağbal, personel alımları planlanırken, uluslararası normlar ile eğitim ve sağlık gibi her alanda ihtiyaca göre belirlenmiş normların esas alındığına dikkati çekti.

Son 7 yıldır önemli sayıda personel alımlarına gidildiği hatırlatan Ağbal, şöyle devam etti:

"Bugün alınan personel sayılarına baktığımız zaman gerek uluslararası normlar, gerekse kamu hizmetlerinin ihtiyaç göstereceği sayıya göre normlara yaklaştık. Dolayısıyla burada önümüzdeki dönemde kamu hizmetleri için alacağımız personel sayısını belirlerken, bu hususları göz önünde bulundurduk. Özellikle uluslararası normlara yaklaşmış veya ihtiyaca göre verimlilik alanı oluşturabilecek alanlarda yine personel almaya devam edeceğiz ama burada artık eskisi kadar almayacağız. Birtakım özel arz eden alanlar vardır, o alanlarda da personel alımına devam edeceğiz. 2017 yılında da yine bu çerçevede kamuya ilave personel alınmasını öngörüyoruz. Alınacak personel sayısı belki önceki yıllara göre azalmış olabilir ama yine de personel alımı olmaya devam edecek."

Ağbal, kamuya bu dönemde, 60 binin üzerinde farklı kanallardan ve sektörlerde personel alımı gerçekleştirileceğin bildirdi.

Gerek eğitim, sağlık, savunma ve güvenlik sektörlerinde, gerekse yargı ve genel kamu hizmetleri sektörlerinde genel planlamaya ve hedeflere uygun, rasyonel bir personel planlamasına gidildiğini anımsatan Ağbal, bu çerçevede yaptıkları hesaplara göre, en az 60 bin personel alımının olacağını kaydetti.

Ağbal, "Bu sayının önceki yılların altında olduğunu söylemek mümkün ama mutlaka bir personel planlaması yapmamız doğru bir yaklaşımdır ve önümüzdeki 3 yıllık süreçte de buna özel bir önem vereceğiz." dedi.

Hangi sektörde hangi sayıda personel alımı yapılacağına ilişkin bir soru üzerine buna ilişkin ilgili kanunlarda farklı prosedürler olduğunu ifade eden Ağbal, "Dolayısıyla zamanı geldiğinde bu sayıların iç dağılımının nasıl oluşacağını, Bakanlar Kurulunda görüşülmek suretiyle Sayın Başbakanımızın talimatları çerçevesinde veririz ama bütçeyi yaparken, temel aldığımız brüt personel sayıları bu şekilde oluştu." diye konuştu.

"Kamu harcamalarımızı vergi gelirleriyle karşılamaya devam ediyoruz"

Maliye Bakanı Naci Ağbal, Musul'u terör örgütü DEAŞ'tan kurtarma operasyonunun bütçeye olası etkileri ile ilgili, "Savunma, güvenlik harcamalarının bir miktar yukarı çekilmesi doğal ama toplam bütçe harcamaları içerisinde sınırlı bir etkiye sahip olduğunu görüyoruz." dedi.

Ağbal, Bakanlıkta, Ocak-Eylül 2016 dönemi bütçe uygulama sonuçları, 2016 sonu bütçe gerçekleşme tahmini ve 2017 yılı merkezi yönetim bütçe kanun tasarısı hakkında düzenlediği basın toplantısının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Vergi gelirlerine ilişkin bir soru üzerine Ağbal, söz konusu gelirlerin 2016 yılında beklentilerinin altında kaldığını söyledi. Ağbal, "2017 yılında özellikle büyüme oranlarında, istihdamda, dış talepte meydana gelecek artışlara bağlı olarak vergi gelirlerimizin ekonomimizdeki genel trende paralel şekilde büyümesini bekliyoruz." diye konuştu.

Vergi gelirlerindeki artışın nominal büyüme oranıyla karşılaştırılmasının yeterli bir karşılaştırma ölçütü olmadığını dile getiren Ağbal, vergi gelirlerinin her bir kalemini bir sonraki yıl artıran faktörlerin farklılaşabildiğini söyledi.

Verginin, mali disiplinin en önemli gelir kaynağı olduğunu belirten Ağbal, "Dolayısıyla biz, kamu harcamalarımızı vergi gelirleriyle karşılamaya devam ediyoruz." ifadesini kullandı.

Ağbal, mali disiplinden hiçbir zaman vazgeçmediklerine dikkati çekerek, sıkı bir şekilde hazırlanmış, tedbirli ve ihtiyatlı olmasının yanında büyümeyi öncelikleyen bir bütçe oluşturduklarını aktardı.

"Kamu harcamalarının kompozisyonunu dönüştürüyoruz"

Kamu harcamalarını büyümeyi artırmak için doğrudan bir faktör olarak görmediklerinin altını çizen Ağbal, şöyle devam etti:

"(Kamu harcamalarını, bütçe açığını daha fazla artırırsak bu büyümeyi daha fazla artırır) demiyoruz. Bu, doğru bir anlayış değil. Biz şunu söylüyoruz. Kamu harcamalarının kompozisyonunu özellikle özel sektör yatırımlarını, ihracatı destekleyecek şekilde değiştiriyoruz, dönüştürüyoruz. Dolayısıyla biz, 2017 yılında da Orta Vadeli Program dönemini kapsayan vadede büyümenin özel sektör yatırımı ve ihracat kaynaklı olmasını arzu ediyoruz. Bütün planı, programımızı buna göre yaptık. Kamu harcamalarının toplam nihai talep içindeki ağırlığına baktığınız zaman zaten bütçe açığında veya kamu harcamalarında meydana gelen bir artışın büyümeyi öyle çok yukarı çekecek bir durumu da yok ama biz şunu öngörüyoruz. Çok güçlü bir hükümetimiz var, bir siyasi istikrar var ve bu ortamda özellikle alacağımız kararlar, gerçekleştireceğimiz yapısal reformlar sayesinde, yatırıma, üretime, istihdama ve ihracata öncelik veren harcama kompozisyonumuzla büyümeyi yüzde 4,4'e çıkarmayı hedefliyoruz. Onun için burada gerek personel meseleleri olsun gerek diğer harcamalar olsun 2017 yılı kamu harcamalarının kompozisyonunu değiştirmek suretiyle büyümeye özel bir öncelik ve veriyoruz ama nasıl bir büyüme? Özel sektör eliyle bir büyümeden bahsediyoruz."

"İlk 8 ayda harcama tarafı hedeflerimizle uyumlu"

Bir başka soru üzerine Ağbal, zaman zaman Hazinenin açıkladığı bütçe dengesi ile Maliye Bakanlığının açıkladığı denge arasında farklılıklar olabileceğini söyledi.

Yılın sonlarında ise iki kurumunun verilerinin birleştiğini dile getiren Ağbal, bu yıl sonu itibarıyla bütçe açığı hedefini 29 milyar liradan 34 milyar liraya çıkardıklarını hatırlattı.

Eylül ayında bütçe açığının artmış olmasının diğer aylardan farklı bir harcama trendine girildiği anlamına gelmediğine işaret eden Ağbal, "Bundan önceki aylara bakacak olursanız bütçenin harcama tarafında hedeflerimize uygun gerçekleşmeler oldu. Bu dönemde özellikle vergi dışı gelirlerden gelen idari gelirlerimiz oldu. Özelleştirme, Merkez Bankasının temettü geliri ve başka gelirler oldu. Dolayısıyla ilk 8 ayda bütçemizin gelir tarafında öngördüğümüz gelirlerle beraber bütçe dengesi pozitifte kaldı." diye konuştu.

Ağbal, özelleştirme geliri açısından yıl sonu hedefinin 15 milyar lira olduğunu anımsatarak, gelecek aylarda bir miktar özelleştirme ve yeniden yapılandırma geliri beklendiğini ifade etti.

"Musul operasyonunun bütçeye etkisi sınırlı"

Ağbal, Musul operasyonu nedeniyle savunma harcamalarında bir artışa gidilip gidilmeyeceğine ilişkin soru üzerine, bütçelerin doğası gereği ekonomik ve politik gelişmelerden etkilendiğini belirtti.

Yıl içerisindeki gelişmelerin beklentileri aşağı çektiğini kaydeden Ağbal, şunları kaydetti:

"Jeopolitik gelişmeler ve riskler doğrudan ekonomi ve bütçeyi etkiliyor. Özellikle sermaye akımları, ticaret ve ihracat kanalından ekonomi etkileniyor. Bölgemiz jeopolitik risklerle baş etmeye çalışıyor. Türkiye, bütün jeopolitik risklere karşı aktif bir dış politika izliyor. Bu çerçevede 2016 bütçesi de gerçekleşen risklerden etkilendi.

Irak sınırları içerisinde başlatılan bir operasyon (Musul) var. Bu operasyon konusunda Türkiye aktif dış politika çerçevesinde gerekli adımları atıyor. Bu adımlar çerçevesinde kamu maliyesi olarak alınması gereken kararlar neyse onların gereğini bugüne kadar yaptık, yapmaya devam ediyoruz.

Savunma, güvenlik harcamaları noktasında son dönemde meydana gelen gelişmeler, bütçenin toplam harcamaları üzerinde çok önemli bir etki yapmadı. Tabii ki savunma, güvenlik harcamalarının bir miktar yukarı çekilmesi doğal ama toplam bütçe harcamaları içerisinde sınırlı bir etkiye sahip olduğunu görüyoruz."

Bakan Ağbal ve beraberindeki heyet, konuşmaların ardından bütçe bağlama seremonisini gerçekleştirdiler. Bu bütçenin, kendisinin bağladığı 11'inci bütçe olduğunu kaydeden Ağbal, "Bir gün gelecek bunu elektronik olarak, tuşa basarak bağlayacağız. Bugünleri de göreceğiz. 2017 yılı bütçesinin vatandaşlarımıza hayırlı olmasını diliyorum." ifadelerini kullandı.