Advertisement
TÜRKİYE EKONOMİSİ ABONE OL

Nomura International Küresel Piyasalar Araştırma bölümünden gelişmekte olan piyasalar ekonomisti İnan Demir'in bugün yayınlanan raporunda, Türkiye'de ekonomik büyümenin yavaşladığı, dış dengenin "yanlış yönde" ilerlediği ve makro politikaların "gevşeme" yolunda olduğu belirtildi.

İnan, "Piyasa faizlerinin arttığı ve ABD dolarının güçlendiği önceki dönemlere benzer şekilde Türkiye finansal piyasaları son dönemde sıkıntı yaşadı ve Türk lirası tarihi düşük seviyelere ulaştı. Küresel makroekonomik arkaplanın olumsuza dönmesi, yurtiçinde bazı endişeler ve büyümenin yavaşlaması, dış açığın yanlış yönde ilerlemesi ve makroekonomik politikaların gevşiyor olması ile aynı döneme denk geldi. Bu kombinasyonun Türk lirasına zarar vermeye devam etmesini bekliyoruz. Hükümetin enflasyondan ve dış dengeden ziyade ekonomik büyümeye öncelik vermesi getiri eğrisinin uzun tarafı için olumsuz olacak" dedi.

Nomura ekonomisti İnan, "Politika tarafında, yeniden aciliyet kazanmış gibi görünen icracı başkanlık ile ilgili gelişmeleri yakından takip ediyor olacağız. Yakın vadede gerçekleşebilecek bir referandum hükümetin büyümeyi destekleme çabalarını artırabilir ki bu durum da piyasaların daha gevşek bir makro politika konusunda endişelenmesine neden olabilir. Daha genel anlamda, Türkiye siyaseti (yurtiçi ve uluslararası anlamda) büyük değişim geçireceği ve statükonun bittiği ancak yerine gelecek yeni bir tablonun gözükmediği bir döneme giriyormuş gibi görünüyor. Henüz oturmamış olan bu düzen, çeşitli gelişmelerin yaratabileceği risklerin kaynağı olabilir" dedi.

Nomura, Türkiye ekonomisinin 2016 yılında yüzde 2.7 büyüyeceğini, yıl sonunda enflasyonun yüzde 7.7, cari açığın GSYİH'ye oranının yüzde 4.8 seviyesinde olacağını ve TCMB'nin Ekim'den itibaren faiz indirimine gitmeyerek haftalık repo faizini yıl sonunda yüzde 7.50 seviyesinde tutacağını tahmin ederken, Dolar/TL kurunun yıl sonunda 3.27 seviyesinde olacağını tahmin ediyor.

Türkiye'nin kredi notu

Demir, "Eğer başlıca kredi derecelendirme kuruluşlarından hiç biri Türkiye'yi yatırım yapılabilir seviyede değerlendirmezse, Türkiye bankalarının elinde tuttuğu Hazine'nin ihraç ettiği eurobondların risk ağırlığı yükselecek ve bu durum da bankaların sermaye yeterlilik rasyosunu düşürebilecek" dedi.

Nomura ekonomisti Demir, bu senaryonun Türkiye bankacılık sektörünün sermaye rasyolarına olası etkisinin 100-150 baz puan seviyesinde olacağını tahmin ediyor. Ancak, Türkiye bankalarının sermaye yeterliliğinin halihazırda yüzde 16 gibi rahat seviyelerde bulunması sebebiyle bu gelişmenin sermaye yeterliliğinde önemli bir etki yaratmayacağını ancak kredi büyümesi ve dolayısıyla politika yapıcıların büyümeyi destekleme planları üzerinde etkili olabileceğini tahmin ediyor. 

Özel sektörün açık Döviz pozisyonu

Demir, Türkiye'de özel sektörün kısa vadeli açık döviz pozisyonunun 200 milyar doları aşarak GSYİH'nin yüzde 25'ini geçtiğini, ancak TL'de ödeme sıkıntısı yaratacak bir eşikten bahsetmenin güç olduğunu kaydetti.