Advertisement
TÜRKİYE EKONOMİSİ ABONE OL

Türkiye'nin en büyük telefon şirketinin sahibi, 2013 yılında ülkenin o zamana kadar en büyük kredisini aldığı zaman, anlaşmayı "muazzam talep gördü" şeklinde nitelemiş ve bankaların istediği rakamdan daha azını kredi vermek durumunda kaldıklarını belirtmişti. Bunun üzerinden üç yıl geçmesinin ardından, kredi taksidinin geri ödenememesi, bankaların daha az kredi verdiklerinden dolayı şükretmelerine sebep olabilir.

Türk Telekom'un ana şirketi Ojer Telekom'a 4.75 milyar dolarlık kredinin verilmesinden bu yana, Türk Lirası dolar karşısında yaklaşık yüzde 40 değer kaybetti ve bu durum, Ojerin kredi geri ödemesi için güvendiği temettülerin değerinin erimesine neden oldu. Geçen ay, şirket aralarında Citigroup Inc., JPMorgan Chase & Co., Deutsche Bank ve Türkiye'nin en büyük bankalarının tümünü içeren 29 bankaya yaklaşık 290 milyon dolarlık kredi taksidini ödemedi ve uzatma arayışına girdi.

Türkiye'de en büyük borçlular için ilk büyük stres işareti, yaklaşık 10 yıl süren kredi bolluğunun onları yabancı sermayeye daha bağımlı ve Türk Lirası'ndaki dalgalanmalara daha kırılgan hale getirmesinin ardından ortaya çıktı. Türk şirketlerinin net Döviz açığı Temmuz ayında rekor seviye olan 201 milyar dolara yükseldi ve bu tutar, gayrı safi yurtiçi hasılanın (GSYİH) yüzde 28'ine denk geliyor. Dış borçlardan kaynaklanan güçlükler, bir zamanlar büyümenin Çin ile rekabet ettiği yıllara dönme konusunda fazla işaret vermeyen ekonomideki teklemeler ile daha da artıyor.

Londra'da Nomura Plc gelişen piyasalar ekonomisti İnan Demir, "Bu, diğer şirketler için bir uyarı işareti," dedi ve "Eğer geri ödemelerinde güçlük çeken şirketler bu ödemelerini yapsa bile, işten çıkarmalar ve yatırım harcamalarının ertelenmesi gibi diğer alanlarda maliyet düşürücü tedbirlere gitmek zorunda kalacakşar. Bu durum iç talep için kötü haber" dedi.

Talebin güçlenmesi, Türk politika yapıcılarının, bu yıl için GSYİH büyüme tahminini yüzde 4.5'ten yüzde 3.2'ye indirmelerinin ardından, güvendikleri bir durum. Ancak kredi büyümesi yüzde 5 seviyesinde ve  bu durum, borçyükünün yüzde 30 civarında seyretmesinden yıllar sonra yeniden artmakta olduğunu işaret ediyor.

Londra'da Aberdeen Asset Management Plc portföy yöneticisi Viktor Szabo, "Türkiye, düşük iç tasarruflar ve süregelen dış borçlanmadan dolayı, büyüme-küçülme çevrimlerinin olduğu bir geçmişe sahip," dedi ve "Özel sektörün döviz borcu, bu sorunun yalnızca en zayıf yansıması ve bu, eğer Türk Lirası'nda ciddi bir çöküş olmazsa, yönetilebilir bir durum" şeklinde konuştu.

Türk Lirası'nda ciddi bir çöküş beklenmiyor, ancak liradaki düşüş muhtemelen henüz sona ermedi. Son Merkez Bankası anketine göre, Türk Lirası önümüzdeki 12 aylık dönemde muhtemelen yüzde 5 daha değer kaybederek dolar başına 3.2559 seviyesine çıkacak.

Türk Lirası dolar karşısında TSİ 06:00'da 3.1031 seviyesinde seyrediyordu ve bu yılın kaybını yüzde 6'ya genişleterek, Meksika ve Arjantin'in paralarınına rdından en kötü performans gösteren üçüncü para oldu.

Politika yapıcılar, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın da cesaretlendirmesiyle,faizi düşüerek büyümeyi destekleme üzerinde odaklanıyor. Bu strateji de Türk Lirası'nın cazibesinin azalmasına neden oluyor. Merkez Bankası'nın Salı günkü toplantısında faiz koridorunun üst sınırını 25 baz puan indirmesi ve Mart ayında başladığı gevşeme çevrimini 275 baz puana genişletmesi bekleniyor.

-Bloomberg News-