Advertisement
TÜRKİYE EKONOMİSİ ABONE OL

TCMB'nin bugünkü Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında faiz oranları sabit tutulurken, ekonomistler, son haftalarda Türk lirasındaki değer kaybı, küresel risk iştahındaki bozulma ve petrol fiyatlarındaki artış eğilimi nedeniyle Merkez Bankasının faiz oranlarını sabit tuttuğunu belirterek, gelecek aylarda piyasa koşulları elverdiği ölçüde üst bantta indirimlerin sürebileceğini ifade ediyor.

Mart 2016'dan bu yana 7 ay üst üste marjinal fonlama oranı (faiz koridorunun üst bandı) 250 baz puan indirilerek yüzde 10,75'ten 8,25'e çekilirken, bugünkü PPK toplantısında tüm faiz oranları sabit bırakıldı.

Finansinvest Başekonomisti Burak Kanlı, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Merkez Bankasının döviz kuru, diğer maliyet unsurlarındaki gelişmeler ve risk iştahında son dönemdeki bozulmayı dikkate alarak faizleri değiştirmediğini belirterek, "Ancak önümüzdeki dönemde uygun finansal koşulların oluşması halinde ek faiz indiriminin de kapısını açık bıraktı." dedi.

Karar metninde "Parasal koşullardaki sıkılığın azalması ve makroihtiyati alandaki düzenlemeler, genel finansal koşulları desteklemektedir" ifadesine yer verildiğini vurgulayan Kanlı, bir önceki toplantıda da finansal sıkılığa vurgu yapıldığını hatırlattı.

Kanlı, "Bunu, TCMB'nin ek zorunlu karşılık indirimlerine gitmeden önce kredi piyasasını bir süre gözlemleyeceği şeklinde okuyorum. Türk lirası ve Türkiye finansal piyasaları, geçmiş tecrübelerinden dolayı TCMB'nin para politikasında aşırı gevşemeye gitmesine çok hassas. Bu çerçevede, bu karar ile bankanın finansal koşulları göz önünde bulundurduğunu görmek olumlu. Hem TL hem de piyasa açısından... Ancak bu kaygı hala sürüyor." şeklinde konuştu.

TCMB'nin sadeleştirme sürecinin sonunda tek faiz olarak yüzde 7'50'ye çekmeye çalışacağını ve tüm fonlamayı bu faizden yapmayı hedeflediğini öngören Kanlı, bunun da aslında sıfır ya da sıfıra yakın reel faiz demek olacağını söyledi.

Burak Kanlı, bu faiz seviyesi ile gelecek dönemlerde risk algılamalarında ortaya çıkabilecek bozulmalara karşı TL'nin kırılgan hale gelebileceğine dikkati çekerek, "Piyasanın aklındaki kritik soru şu; işler terse dönerse ya da enflasyon sert biçimde artarsa TCMB, faiz indirdiği kadar rahat ve zamanında faiz artırabilecek mi? İşte bu soru konusunda rahat olunduğu anda, hem kurun hem de faizlerin sert bir biçimde aşağı geleceğini ve ekonominin de bundan olumlu etkileneceğini düşünüyorum." ifadesini kullandı.

- "Faiz indirimi devam edebilir"

AA Finans Analisti Haluk Bürümcekçi de karar öncesi gerçekleştirilen anketlerde ekonomistlerin büyük çoğunluğunun faiz koridorunun üst bandında 25 baz puan indirim beklediğini, buna karşılık, politika faizi ve koridorun diğer parametrelerinde bir değişiklik öngörülmediğini söyledi.

Bürümcekçi, "Ancak son günlerde TL'de değer kaybı baskısının artması ve Dolar/TL 'de yeni rekorların kırılması sonrası bu gelişmelere Cumhurbaşkanı danışmanlarından gelen ve faizlerde indirime ara verilmesi gereğini ima eden açıklamalarla birlikte piyasa oyuncularının indirim sürecine ara verilmesi ihtimalini daha fazla fiyatlamaya başladığı görülmüştü." dedi.

Son PPK özetlerinde "sadeleşme sürecinin makul bir zaman diliminde sonuçlandırılması planlanmaktadır. Sadeleşmenin hızı ve zamanlaması ise enflasyon ve finansal istikrarı etkileyen gelişmelere bağlı olacaktır" ifadelerine yer verildiğini hatırlatan Bürümcekçi, "Sonuç olarak, bu toplantıda sürece ara verilse de sürecin bitişine ilişkin bir mesaj verilmemiş ve koşulların uygun olması durumunda devam edilebileceğini düşündürmüştür." dedi.

Kurulun finansal koşullardaki gevşemeye dikkati çekerek, zorunlu karşılıkları kullanmayacağı sinyali verdiğini belirten Bürümcekçi, "Enflasyon görünümünde daha ihtiyatlı bir tavır sergilendi. Karar metnindeki 'bir sonraki adımın yönü' ifadesi, faizlerde hem düşüşe hem de artışa kapıyı açık bırakıyor." diye konuştu.

- "Gelecek dönemde 50 baz puan indirim bekliyoruz"

DenizBank Özel ve Yatırım Grubu Yönetmeni Orkun Gödek ise son dönemde Döviz kuru cephesinde yaşanan yukarı yönlü gelişmelerin TCMB yönetimini, faiz indirim serisine ara verme konusunda teşvik ettiğini söyledi.

Eylül ayında ortalama sepet kurunun 3,1441 seviyesinde oluşurken, ekim ayı performansının yüzde 2,90'lık yükselişle 3,2354 seviyesinde takip edildiğini bildiren Gödek, Türk lirasının yabancı para birimleri karşısında değer kaybı göstermesinin enflasyon cephesinde katılığı artırması ve çekirdek enflasyon kalemlerinde geçişkenlik kanalı üzerinden yükselişe neden olması endişesi nedeniyle faiz koridorunun daraltılmasına ara verildiğini söyledi.

Gödek, para politikası uygulamalarında "faiz oranları üzerinden" hamle yapılması sürecinin limitlerine yaklaşıldığına yönelik düşüncelerini muhafaza ettiklerini belirterek, şunları kaydetti:

"Gelecek dönem içerisinde gerek lügat değişikliğinin PPK metnine girmesi gerekse de sadeleşme olarak tanımlanan sürecin sonuna gelindiğini düşünmemiz ile birlikte faiz koridorunun üst bandında 50 baz puan daha indirim yapılmasını, yeni koridor şekillenmesinin yüzde 7,25-7,50-7,75 olarak belirlenmesini bekliyoruz. İç tüketimin canlandırılması ve likiditeye erişim maliyetinin düşürülmesi çabalarının ön plana çıkmasını, bu kapsamda ise zorunlu karşılık oranlarında başlatılan indirimlerin 200 baz puana ulaşmasını bekliyoruz."

AA