Advertisement
GÜNCEL / SİYASET ABONE OL

Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, Türkiyede faizsiz finans sisteminin daha da geliştirilmesi gerektiğini vurgulayarak, "Sektörün 2 trilyon dolar civarındaki büyüklüğünün önümüzdeki 5 yıl sonunda 3,5 trilyon dolara yükselme potansiyeli bulunuyor. Bu potansiyelden en fazla yararlanan ülkelerden biri olmak için çalışmalarımız süratle devam ediyor." dedi.

Şimşek, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiyede faizsiz bankacılık olarak bilinen katılım bankalarının aktif büyüklüğünün 2015 yılı sonu itibarıyla 120 milyar liraya ulaştığını belirtti.

Katılım bankalarının bankacılık sektörü içerisindeki payının ise yüzde 5,1 olduğuna işaret eden Şimşek, sektörün kendisi için koyduğu hedefin 2025e kadar söz konusu payı yüzde 15e yükseltmek olduğunu bildirdi.

Kamunun desteğiyle, Ziraat Katılım ve Vakıf Katılımın sektörde faaliyetlerine başladığını anımsatan Şimşek, bu kapsamda Hazine Müsteşarlığı tarafından Türk Lirası ve Döviz cinsi kamu kira sertifikası ihraçlarının yapıldığını ve bugüne kadar 15 ihraç gerçekleştirildiğini kaydetti.

Şimşek, "Eylül ayında ilk defa kamu tarafından 5 yıl vadeli TL cinsi TÜFE’ye endeksli kira sertifikası ihracını gerçekleştirdik. Ülkemizin yatırımcı tabanının genişletilmesi, borçlanma araçlarının çeşitlendirilmesi çerçevesinde kira sertifikaları önemli bir araç olarak portföyümüzde yer almaya devam edecektir." diye konuştu.

Özel sektör tarafından 2016 yılında ihraç edilen kira sertifikalarıyla ekim ayı itibarıyla bu yıl içerisinde 2 milyar liranın üzerinde fon temin edildiğine işaret eden Şimşek, Türkiyede faizsiz finans sisteminin daha da geliştirilmesi gerektiğini kaydetti.

Koordinasyon toplantısında sektör masaya yatırıldı

Yaptıkları düzenlemelerle faizsiz finans ürünlerinin üzerindeki vergi kaynaklı ilave maliyetleri kaldırarak diğer finans kurumları ile aynı seviyeye getirdiklerini anımsatan Şimşek, faizsiz finans ürünlerine ilişkin kurumlar ve katma değer vergisi istisnasının kapsamına her türlü varlık ve hakları dahil ettiklerini söyledi.

Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) düzenlemeleri çerçevesinde de farklı kira sertifikası ihraç türlerini kapsayacak şekilde damga vergisi ve harç istisnasının kapsamını genişlettiklerini anlatan Şimşek, bu düzenlemelerin üzerinden sadece 2 ay gibi kısa bir süre geçmesine rağmen sektörde olumlu gelişmeler kendini göstermeye başladığını belirtti.

Şimşek, geçen hafta cuma günü yaptıkları Faizsiz Finans Koordinasyon Kurulunun ikinci toplantısında da faizsiz finansın Türkiye ve dünyadaki görünümünü ayrıntılı bir şekilde ele aldıklarını ifade etti.

İstanbul’un uluslararası finans merkezi olmasının yanı sıra aynı zamanda faizsiz finans merkezi haline gelmesi için çok kapsamlı çalışmaların devam ettiğini vurgulayan Şimşek, şunları kaydetti:

"İstanbul Finans Merkezi programının 7 bileşeninden birisi katılım bankacılığı ve faizsiz finans sisteminin geliştirilmesi olurken, Faizsiz Finans Koordinasyon Kurulu’nun hayata geçmesi bu eylemlerden sadece birisidir. Bu kapsamda, faizsiz finans sistemine yönelik mevcut algının iyileştirilmesi, bu alana ilişkin insan kaynağının geliştirilmesi ve literatürün zenginleştirilmesi, kurumsal yapısının ve hukuki altyapısının geliştirilmesi, faizsiz finans ürün ve hizmet çeşitliliğinin artırılması politika hedefleri arasındadır. Kurul, faizsiz finans ekosisteminin geliştirilmesi için çok kritik bir rol icra etme hüviyetine sahiptir.

Bu kapsamda yaptığımız ikinci toplantıda katılım bankacılığı ve faizsiz finans sisteminin geliştirilmesi bileşenindeki eylemler üzerinden teker teker geçtik. Eylemlerde gelişmeler ile birlikte yapılması gerekenleri ayrıntılı bir şekilde değerlendirdik."

Türkiye 2 trilyon dolarlık pastadan daha fazla pay alacak

Şimşek, katılım bankalarının dünya genelinde karşılaştığı en büyük zorluklardan birinin likidite sorunu olduğuna dikkati çekerek, Türkiyede bu konuda Merkez Bankasının uygulamalarının katılım bankacılığı sektörünün likidite zorluğunu kolaylaştırdığını ifade etti.

Faizsiz finans sisteminin uluslararası finans ve kalkınma camiasının dikkatlerini çevirdiği bir alan olduğuna ve bu alanın önümüzdeki dönemde ağırlığını artırmaya devam edeceğine işaret eden Şimşek, "Son yayımlanan raporlar sektörün şu an 2 trilyon dolar civarında olan büyüklüğünün önümüzdeki beş yıl sonunda 3,5 trilyon dolara çıkabilecek potansiyeli olduğunu göstermektedir. Bu potansiyelden en fazla yararlanan ülkelerden biri olmak için çalışmalarımız süratle devam etmektedir." değerlendirmesinde bulundu.

Şimşek, reel sektörü desteklemesi, varlığa dayalı ve risk paylaşımı esasına uygun finansman temini, finansal istikrara katkı sağlaması açısından Türkiyede faizsiz finans sektörünün geleceğinin parlak olduğunu düşündüklerini kaydetti.

"Cazibesi yüksek"

Başbakan Yardımcısı Şimşek, faizsiz finans sektörünün, Londra, Dubai, Hong Kong ve Lüksemburg gibi dünyanın önde gelen finans merkezlerinin de ilgisini çektiğini ve sektöre yatırımların giderek arttığını belirterek, "Cazibesi yüksek. Bu merkezlerin yanı sıra son dönemde Avustralya, Güney Kore, Filipinler ve Azerbaycan da bu alanda gelişme gösteren yeni piyasalar olarak ortaya çıkmaktadır. Çin, İpek Yolu Projesi kapsamında Müslüman ülkelerle bağını geliştirmek ve alt yapı yatırımlarında kaynak çeşitliliği sağlamak amacıyla İslami finans ürünleri kullanmak üzere girişimlerde bulunmaktadır. Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerinin gerçekleştirilmesinde İslami finans önemli bir alan olarak görülmektedir" diye konuştu.

Şimşek, Türkiyede faizsiz finans ekosisteminin geliştirilmesi için Faizsiz Finans Koordinasyon Kurulunun katalizör görevi gördüğünü hatırlatarak,"Ülkemizin potansiyeli ve attığımız adımlar uluslararası camianın da dikkatini çekmeye devam etmektedir. İstanbul’un faizsiz finans alanında uluslararası bir merkez olması için kapsamlı çalışmalarımız bulunmakta. Ayrıca bildiğiniz üzere, Dünya Bankasının İslami finans alanında araştırma yapan küresel tek merkezi İstanbul’da bulunmaktadır" ifadesini kullandı.

AA