Advertisement
GÜNCEL / SİYASET ABONE OL

Katıldığı bir televizyon programında sarf ettiği sözler nedeniyle hakkında açılan soruşturma kapsamında sevk edildiği mahkemece serbest bırakılan AKUT Başkanı Nasuh Mahruki, sorgusunda, cumhurbaşkanını tehdit etmediğini savunarak, "Hatta yanlış anlamadan dolayı daha sonra kendisinden bütün kamuoyu önünde özür diledim. Bunun dışında kalan hususlar fikir özgürlüğü bağlamında sözlerdir. Olayın yanlış anlaşılmasından dolayı pişmanım." dedi.

Tutuklama istemiyle sevk edildiği nöbetçi İstanbul 6. Sulh Ceza Hakimliğince adli kontrol tedbiri uygulanarak serbest bırakılan Mahruki, mahkeme sorgusunda, suçlamaları kabul etmedi.

- "Cumhurbaşkanı Erdoğanın adı geçmedi"

Savcılığa verdiği ifadeyi tekrar ettiğini ancak birkaç şey daha eklemek istediğini belirten Mahruki, "Dosyaya son anda, bu devran değişecek şeklinde bir kayıt geçmiş. Televizyon programında hiçbir şekilde Recep Tayyip Erdoğanın adı geçmedi, sadece, adaları veren kişilerin vatana ihanet suçundan yargılanacağını dile getirdim. Bunu herkes söylemektedir." ifadelerini kullandı.

"Devran değişecek" ifadesinin Türk Dil Kurumunda ve her yerde kullanılan bir ifade olduğunu, ifadeyi kötü niyetli veya bir şeye işaret olarak kullanmadığını öne süren Mahruki, şunları söyledi:

"Programda zaten cumhurbaşkanının adını zikretmedim. O tarihte (2004) sayın Erdoğan cumhurbaşkanı değil başbakandı. Başbakan olarak sorumluluğu bulunduğunu söyledim. Bunun dışında ifadelerim doğrudur. Suçlamaları kabul etmiyorum. Ben kesinlikle Sayın Cumhurbaşkanını tehdit etmedim. Hatta yanlış anlamadan dolayı daha sonra kendisinden bütün kamuoyu önünde özür diledim. Bunun dışında kalan hususlar fikir özgürlüğü bağlamında sözlerdir. Olayın yanlış anlaşılmasından dolayı pişmanım. Benim Sayın Cumhurbaşkanına hakaret ya da tehdit gibi bir amacım yoktur. Suçlamaları kabul etmiyorum."

- "Tutuklama ağır tedbir olur"

Nöbetçi İstanbul 6. Sulh Ceza Hakimliği, "cumhurbaşkanına hakaret" suçundan tutuklanma talep edilen Mahrukinin, atılı suçun niteliği, mevcut delil durumu, delillerin büyük oranda toplanmış olması, kaybolma veya karartılma şüphesinin bulunmayışı, atılı suçun yasada öngörülen cezasının alt ve üst sınırı, suç vasfının değişme ihtimali dikkate alınarak, tutuklamanın ağır bir tedbir olacağı ve bunun yerine adli kontrol hükümlerinin uygulanmasının yeterli olacağı kanaatiyle serbest bırakılmasına hükmetti.

Mahruki hakkında, her hafta pazartesi günleri evine en yakın güvenlik birimine imza verme zorunluluğundan oluşan adli kontrol tedbiri uygulanmasını da karara bağlayan hakimlik, "tehdit" suçundan ise, atılı suç için öngörülen cezanın alt ve üst sınırı, mevcut delil durumunu dikkate alarak Mahruki hakkındaki tutuklama talebinin reddini kararlaştırdı.

- Mahrukinin açıklaması

Serbest bırakılmasının ardından Mahruki, kendisine destek vermek için gelen CHP Milletvekilleri Mahmut Tanal, Barış Yarkadaş, Onursal Adıgüzel, Ali Şeker ve Selina Doğan, kimi gazeteciler ile Türkiye Gençlik Birliği (TGB) Genel Başkanı Çağdaş Cengiz ile birlikte açıklama yaptı.

İşin aslında buralara geleceğini tahmin etmediğini ve bir televizyon kanalında ifade, düşünce özgürlüğü anlamında eleştiri hakkını kullanarak bir kelime kullandığını aktaran Mahruki, "Bunda da Sayın Cumhurbaşkanının adını zikretmedim. Ama öbür konuk onu oradan anladı. Ben genel bir ifade kullandım. Başbakan, genelkurmay ve başbakan diye. O dönemde yetkili olan kişiler diye kullandım. Buralara kadar geldi iş, ama hakim bey konunun bu tarafını anladı ve tutuksuz olarak devam etmesini uygun buldu. Şu aşamada yeterli sonuç. Kesinlikle cumhurbaşkanına hakaret kastı aklımdan bile geçirmedim." diye konuştu.

Bir konuşma yapan Mahmut Tanal da, düşünce açıklama özgürlüğüne vurgu yaparak, Mahruki hakkında soruşturma açılmasının Anayasaya ve uluslararası sözleşmelere aykırı olduğunu ve suskun bir toplum yaratılmaya çalışıldığını savundu. Tanal, siyasetle uğraşanların bu tür eleştirilere tahammül etmesi gerektiğini de sözlerine ekledi.

AA