Advertisement
TÜRKİYE EKONOMİSİ ABONE OL

Türkiye'nin ekonomik yavaşlamayı önlemek için harcamaları artırma planı, hükümetin kendi verisinin mali durum konusunda iki çok farklı tablo çizmesi ile birlikte, kamu maliyesinin yakından izlenmesine neden oluyor.

Maliye Bakanlığı tarafından açıklanan ve yatırımcılar ve kredi derecelendirme kuruluşları tarafından övgüyle karşılanan faiz dışı fazla, Hazine tarafından Uluslararası Para Fonu (IMF) standartları kullanılarak hesaplandığında açığa dönüşüyor. Her iki hesaplama arasındaki fark Ağustos ayında 37.1 milyar lira (11.9 milyar dolar) ile rekor seviyeye çıktı.

Bu fark, Türkiye'nin açıkladığı ve IMF hesaplamalarını kullanan Orta Vdeli Program'ın (OVP) en az 2019 yılına kadar faiz dışı fazla öngörmemesi ile birlikte önem kazandı. Bu durum, aynı zamanda, son dört seçimden dolayı bütçeden meydana gelen mali hasarı, yetkililerin vergi toplamada artan yetersizliği ve Temmuz ayındaki başarısız darbe girişiminden bu yana yavaşlayan ekonomiyi işaret ediyor.

Berlin'de Barenberg Bank ekonomisti Wolf-Fabian Hunderland, "Ülkelerin iki farklı raporlama yöntemi kullanması az görülen bir durum değil, ancak bu iki yöntem arasındaki farkın boyutu, Maliye Bakanlığı'nın rakamlarına ihtiyatla yaklaşılması gerektiği anlamına geliyor," dedi ve "Kısaca, Türk hükümeti ekonominin geleceği, bütçe ve aynı zamanda büyüme konusunda aşıır iyimser" şeklinde görüş bildirdi.

Maliye Bakanlığı'nın rakamları, gelirlerin son 10 yılda sürekli oarak faiz dışı giderleri aştığını gösteriyor ve bütçenin dengeli olduğunu ve kamu borçlarının kontrol altında tutulduğunu işaret ediyor.

Ancak bakanlığın rakamları özelleştirme gelirlerin ta da aralarında merkez bankasının da bulunduğu kamu kuurluşlarından gelen temettü gelirlerini de kapsıyor. IMF ise bu kalemleri bir defalığa mahsus olarak kabul ediyor ve hesaplamalarına dahil etmiyor. Dolayısıyla IMF standartlarını kullanarak Hazine'nin yaptığı hesaplamalar, son 10 yılın büyük bölümünde daha düşük miktarlı ve ikinci çeyrekte yıllıklandırılmış rakamla açığa dönüşen fazlayı gösteriyor.

Global Source Partners Inc.  ekonomisti Murat Üçer, "Bu veri, özelleştirmeye gelirleri ve merkez bankası karı gibi bir defalığına olan ve tekrarı olmayan gelirlere yönelik artan bağımlılığını gösteriyor ve bu durum, mevcut mali pozisyondaki yapısal bozulmayı işaret ediyor" dedi.