Advertisement
GÜNCEL / SİYASET ABONE OL

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Darbe teşebbüsü başarılı olsaydı bugün demokrasi ve özgürlük havarisi kesilen uluslararası medya, kamerasını, kalemini darbeyi meşrulaştırmak için seferber edecekti." dedi.

Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenlenen "TRT World Tanıtım Gecesi"ne, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve eşi Emine Erdoğan'ın yanı sıra, Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Kültür ve Turizm Bakanı Nabi Avcı, Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç, Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın ve Cumhurbaşkanlığı başdanışmanlarıyla, Anadolu Ajansı (AA) Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Şenol Kazancı, TRT Genel Müdürü Şenol Göka, TRT Genel Müdür Yardımcısı İbrahim Eren, TRT World çalışanları, Diriliş Ertuğrul dizisinin oyuncularıyla iş, sanat, spor ve medya dünyasından bazı isimler katıldı.

Konuşmalar öncesinde konuklara, TRT'nin tanıtım filmi izletildi, ardından TRT Genel Müdür Yardımcısı Eren, TRT World ile ilgili sunum gerçekleştirdi. Daha sonra Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) tarafından 15 Temmuz akşamı düzenlenen darbe girişiminde, TRT World'ün yaptığı yayınlara ilişkin kısa bir film gösterildi.

Programda konuşan Erdoğan, sözlerine "TRT'ye ve TRT World ailesine uzun soluklu ve başarılı bir yayın hayatı temenni ediyorum." diyerek başladı.

TRT'nin 52 yıllık bir geçmişe sahip olduğunu belirten Erdoğan, kurumun son dönemde gerçekleştirdiği başarılı projelerle, ulusal ve uluslararası alanda yayın hayatına yaptığı katkılarla dikkatleri üzerine çektiğini söyledi.

Erdoğan, daha önce hayata geçirilen TRT kanallarını hatırlatarak, TRT World'ün kendi alanında çok önemli bir boşluğu dolduracağına inandığını ifade etti.

Bugün 14 televizyonuyla, 16 radyo kanalıyla, 5 dergisiyle, 41 dil ve lehçede yapılan internet yayınlarıyla, 13 ülkedeki temsilcilikleriyle TRT'nin, dünyanın sayılı medya kuruluşları arasında yer aldığını vurgulayan Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Ben arkasına böyle bir birikimi ve gücü alan TRT World'ün, sloganında ifade edildiği gibi gerçekten de Türkiye'nin dünyaya açılan penceresi olacağına inanıyorum. TRT World'ün yeni bir dil ile hikayeyi yeniden anlatmak, mikrofonu konuşturulmayanlara uzatmak, kamerayı görülmeyenlere çevirmek hedefini de son derece kıymetli buluyorum. Uluslararası medyanın büyük ölçüde birbirine benzediği, sunucular ve kanallar farklılaşsa da haberin kurgusunun ve dilinin tek düze hale geldiği bir dönemde, böyle bir misyonla ortaya çıkmak takdire şayandır."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, iddia sahibi olmanın, zorlukları göğüslemeyi daha başından kabul etmek demek olduğunu kaydederek, TRT World'ün, aralarında dünya çapında üne sahip 36 farklı ülkeden gazetecilerin yer aldığı deneyimli kadrosuyla, bu misyonu yerine getirecek donanıma fazlasıyla sahip olduğunu gördüğünü vurguladı.

Erdoğan, bu projenin hayata geçmesinde katkısı olan tüm TRT çalışanlarını da tebrik etti, başarılar diledi.

"Türkiye'nin etrafında yaşanan hadiselere sırtını dönmesi mümkün değildir"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Tarihi, kültürel ve coğrafi bakımından bu derece güçlü derinliğe sahip bir ülkenin, etrafında yaşanan hadiselere kayıtsız kalması, gözünü kapatması, sırtını dönmesi mümkün değildir. Türkiye 2002'den beri dış politikasını bu gerçeğin idrakinde olarak şekillendiriyor, adımlarını da bu çerçevede atıyor." dedi.

"Dış politikada ciddi bir paradigma değişikliğine gitmiştir"

Türkiye'nin dış politikada yaşadığı değişime dikkat çeken Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü:

"Şüphesiz ülkemizin son 14 yılda yaşadığı sessiz devrimin en görünür olduğu alanların başında dış politika geliyor. Burada şunu açık ve net olarak ifade etmek isterim. Türkiye bizim dönemimizde dış politika tasavvurunda ciddi bir paradigma değişikliğine gitmiştir. Bugün Türk dış politikasının ana ekseni, insani değerler bunun yanında milli çıkarların tam uyumu üzerine kuruludur."

"Kudüs'ü, diğer inançlara olan saygımız dolayısıyla da savunuyoruz"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Dünya 5'ten büyüktür" derken de "Gazze sahili uçurtma uçuran, top oynayan çocuklara mezar olmasın" diye haykırırken de meseleye tamamen insan ve adalet odaklı baktıklarını belirterek, "Kudüs'ü sadece kendi inancımızın bir gereği olarak değil, diğer inançlara olan saygımız dolayısıyla da savunuyoruz. Sadece diplomatlarımız da değil, sivil toplum kuruluşlarımızda da, AFAD'la, TİKA'mızla, Kızılayımızla, Anadolu Ajansımızla, askerimiz, polisimizle kardeşlerimizin yaralarına merhem olmaya çalışıyoruz. Bütün bunları da yalnızca inancımızın, insanlığımızın bu topraklarda tevarüs ettiğimiz kadim değerlerimizin bir gereği olarak yapıyoruz." diye konuştu.

"Manşetler hazırdı ama hepsi boşa gitti"

FETÖ'nün darbe girişiminin başarılı olması halinde, bazı uluslararası medya kuruluşlarının darbeyi meşrulaştırma çabası içine gireceğine dikkat çeken Erdoğan şunları söyledi:

"Şayet o gece darbe teşebbüsü başarılı olsaydı bugün demokrasi ve özgürlük havarisi kesilen uluslararası medya, kamerasını, kalemini darbeyi meşrulaştırmak için seferber edecekti. Bugün bizi basın özgürlüğü üzerinden eleştirenler, terör yardakçılarını bağırlarına basanlar böyle bir durumda ekranlarını ve sayfalarını cuntacıların emrine vereceklerdi. Geçmişte bunu yaptılar zaten. Tıpkı Mısır'da olduğu gibi eli kanlı darbeci katiller demokrasi kahramanı gibi yansıtılacaktı ama başarılı olamadılar. Hazırlanan manşetler boşa gitti, manşetler hazırdı ama hepsi boşa gitti."

"Türkiye'nin başarıları dışarıya yeterince anlatılamıyor"

Erdoğan, "Türkiye'nin uluslararası alandaki başarıları, ülke içinde yaşadığı büyük değişim, ne yazık ki dışarıya yeterince anlatılamıyor. Hatta çoğu zaman başarılarımız yok sayılıyor. Ülkemizde meydana gelen hadiseler tamamen çarpıtılarak, olduğundan farklı bir şekilde gösteriliyor. Medya organları vasıtasıyla oluşturulan algı, hakikatin önüne geçiyor." diye konuştu.

"Kimse bize el kol hareketi yapmasın"

DEAŞ'a karşı en büyük mücadeleyi veren, yüzlerce vatandaşını örgütün kanlı eylemlerinde kaybeden Türkiye'nin, yine bu medya kuruluşları tarafından kara propagandasının hedefi haline geldiğine işaret eden Erdoğan, "15 Temmuz gecesi ve sonrasında yaşadıklarımız Türkiye'ye yönelik çifte standardın artık ayyuka çıktığı en çarpıcı örnektir. Bu süreçte gördüklerimiz, okuduklarımız, izlediklerimiz, bize, kendi göbeğimizi kendimizin kesmesi gerektiğini bir kez daha hatırlatmıştır. Yıllardır her fırsatta bize demokrasi ve özgürlük dersi verenler 7'den 70'e milletimizin tamamının seferber olduğu, 248 şehit, 2 bin 193 gazi pahasına yazdığı demokrasi destanını adeta görmezden geldiler. Diyorum ki, kimse bize parmak sallamasın, kimse bize el kol hareketi yapmasın. Bu millet, kendi kaderini tayin etme iktidarına sahiptir, bu böyle bilinsin." diye konuştu.

"Yeni Türkiye'nin önünü kesme çabalarından vazgeçmediler"

Özel medya kuruluşlarının çoğunun demokrasi ve hukuk adına örnek gösterilecek bir tavır sergilediğine işaret eden Erdoğan, darbe girişiminden sonra teşekkür ettiği bu kuruluşlara bir kez daha teşekkür etti.

"Milletimiz, medyamız, siyasi partilerimiz, sivil toplum kuruluşlarımız, polisimiz, üniformasına ihanet etmeyen askerlerimiz o gece yek vücut oldu ve tüm Türkiye'yi darbecilere dar etti." diyen Erdoğan, "Şimdi önümüzde yeni ve kritik bir dönem bulunuyor. O gece Feto'cu teröristlerin başarılı olması için dua edenler, ülkemizi karalama, yeni Türkiye'nin önünü kesme çabalarından vazgeçmediler, şunu hatırlatayım, vazgeçmeyecekler. Bu kesimler milletimizi 2023 hedeflerinden alıkoymak ve öz güvenini törpülemek için ellerinden geleni yapmaya devam ediyorlar." değerlendirmesinde bulundu.

"Bu millet sizi bağrınıza basmış"

Diriliş Ertuğrul dizisini milletin bağrına bastığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan şunları aktardı:

"Az önce Diriliş'in yönetici ve kadrosuna onu söyledim. Onların o şekilde yorum yapmalarına, değerlendirmelerine hiç kafanızı takmayın, yola devam edin. Bu millet sizi bağrınıza basmış, onlar bassa ne yazar, basmasa ne yazar. Onların orada verilecek şekli bir ödülü önemli değil, asıl önemli olan şu milletin gönlünü siz kazandınız, işte asıl mükafat, asıl ödül bu."

"Benim torunlarım bile bırakamıyorlar"

"Baki kalan bu kubbede hoş bir seda imiş meğer" diyoruz ya, mesele bu" diyen Erdoğan, Diriliş Ertuğrul dizisi ekibini alkışlayarak, "Benim torunlarım bile bırakamıyorlar, tamamını izlemek yetmiyor, bir de özetini izliyorlar. Bu denli artık gönülleri fethetmiş bir dizi bu, sıradan değil. Ama onlar, beyefendi izleyememiş, fırsat bulursa izleyecekmiş." dedi.

Başkalarının kendilerini anlamasını ve hakkıyla anlatmasını beklemenin boş bir çaba olduğunu artık çok iyi bildiklerini dile getiren Erdoğan, bu çerçevede tüm görüntülü ve yazılı medya kuruluşlarına, bilhassa da TRT World'e çok önemli görevler düştüğünün altını çizdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, TRT World kanalından en iyi haberciliği, en iyi televizyonculuğu yaparak, Türkiye'nin ve milletinin gerçeklerini dünyaya anlatmasını beklediklerini ifade etti.

İlerleyen günlerde Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi'nde daha farklı programlarla daha güçlü mesajların verileceğini belirten Erdoğan, "Bu sahne gerçekten henüz görevini tam yapmış değil, görevini de tam yapacağı günler yakındır diye inanıyorum." şeklinde konuştu.

"Mazlumların gür sesi olarak görmek istiyoruz"

"TRT World'ün kameralarının vizörünü güce ve güçlüye değil, mazlumlara, ezilenlere, hikayesini anlatacak birini arayanlara odaklamasını arzu ediyoruz." ifadesini kullanan Erdoğan, şunları kaydetti:

"Bu kanalımızı zalimlerin propaganda bülteni değil, mazlumların gür sesi olarak görmek istiyoruz. TRT, bugüne kadar diğer medya kuruluşlarımız içinde gerçekten büyük bir okul oldu. Sunucularıyla, habercileriyle, teknik personeliyle TRT kadroları her zaman el üstünde tutuldu. İnşallah TRT World de İngilizce yayın alanında, Türkiye'yle birlikte tüm dost ülkelerin insan kaynağı haline dönüşecektir, ben buna inanıyorum. Kanal çalışanlarının her birinin ülkemizin dış dünyaya açılan yüzü olduğu bilinciyle, taşıdığı ağır sorumluluğun şuuru ile hareket edeceğine yürekten inanıyorum. Sizlere yakışan dünyada ses getirecek, medyadaki statükoya meydan okuyacak, yayıncılık alanında yeni bir çizgi oluşturacak, kaliteli, nitelikli projeler hayata geçirmektir ve bu kadro bunu gerçekleştirecektir."

TRT World'ün hayırlı olmasını dileyerek, tüm ekibine başarılar dileyen Erdoğan, Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş'a, TRT Genel Müdürü Şenol Göka ve tüm ekibine, Anadolu Ajansına (AA) teşekkür etti.

Konuşmalar sonrasında TRT Genel Müdürü Göka, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a eski bir radyo takdim etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan ve eşi Emine Erdoğan, Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş ve eşi Sevgi Kurtulmuş, TRT Genel Müdürü Göka, AA Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Şenol Kazancı ve diğer katılanlarla fotoğraf çekildi.

AA