Advertisement
GÜNCEL / SİYASET ABONE OL

ABD ve uluslararası kamuoyu, sürpriz bir zaferle ABD'nin 45. Başkanı seçilen Donald Trump'ın yeni kabinesine gelecek kilit isimlerin açıklanmasını bekliyor.

ABD başkanlığına seçilen Trump, kabinesini oluşturma çalışmalarını sürdürüyor.

Kabinede yer alacak beş kişinin ismi belli olurken, dışişleri bakanlığı gibi önemli pozisyonları kimlerin dolduracağı ise merakla bekleniyor.

- Trump'ın kabinesi "ırkçı" ve "cinsiyetçi" mi olacak?

Trump'ın bugüne kadar önemli görevlere seçtiği beş kişinin kişinin tamamının beyaz erkeklerden oluşması dikkati çekiyor. Şimdiye kadar açıklanan isimler arasında hiç siyahi Amerikalı ve kadınların olmaması "Trump'ın kabinesi ırkçı ve cinsiyetçi mi olacak? sorusunu akıllara getiriyor.

Öte yandan Trump'ın yakın çalışma arkadaşı olarak belirlediği bu isimlerin azınlıklar, Müslümanlar ve diğer göçmenlere yönelik olumsuz sözleriyle tanınıyor olması söz konusu kesimler arasında tedirginlik yaratıyor.

- Muhafazakar Başkan Yardımcısı

Trump'ın sağ kolu ABD'nin yeni Başkan Yardımcısı Mike Pence koyu muhafazakar olarak biliniyor. Trump tarafından başkan yardımcısı adayı seçilmeden önce Indiana Valisi olan Pence bu görevinden önce ABD Temsilciler Meclisinde Indiana eyaletini temsil etmişti.

Hukuk eğitimi alan ve radyo sunucusu olarak da çalışan 57 yaşındaki Pence, göçmenlik, kürtaj, eşcinsel hakları gibi konularda muhafazakar duruş sergiliyor.

Trump’ın, başkan seçildikten sonra ilk üst düzey görevlendirmeleri geçiş ekibi tarafından duyuruldu.

Beyaz Saray Özel Kalem Müdürlüğüne Cumhuriyetçi Parti Ulusal Komite Başkanı Reince Priebus’u getirmeyi kararlaştıran Trump, baş strateji danışmanı olarak ise kampanya menajeri Stephen Bannon’u belirledi.

Donald Trump, kampanyasını birlikte yürüttükleri Priebus ve Bannon’ı “nitelikli liderler” olarak tanımladı.

Seçim kampanyası sırasında Trump'ın güvenini kazanan 44 yaşındaki politikacı Priebus, Washington’ın işleyişini yakından bilen tecrübeli bir isim olarak dikkati çekiyor. Temsilciler Meclisi Başkanı Paul Ryan’ın yanı sıra partinin önde gelen diğer isimleriyle iyi bir ilişki içinde olduğu bilinen Priebus, yaklaşık 5 yıldır partinin sözcülüğünü yapıyor.

Priebus, Trump yönetiminin idari kadrosunu yönetecek, Beyaz Saray ile Kongre arasında iletişimi düzenleyecek.

Özel Kalem Müdürü tercihi özellikle partililer tarafından olumlu karşılansa da Priebus’un, Trump’ın Müslümanlar ve göçmenlerle ilgili kampanya sürecindeki sözlerine sıkı destek vermesi ülkedeki bu kesimlerde tedirginliğe neden oldu.

Trump'ın baş strateji danışmanı olarak belirlediği seçim kampanyası menajeri Stephen Bannon, Cumhuriyetçi Parti içinde dahi tartışmalara yol açtı.

Trump’ın kıdemli danışmanı olarak belirdiği Stephen Bannon, partililerin “ırkçı ve aşırı sağcı” görüşleriyle mesafeli yaklaştığı bir isim.

Bannon, Trump’ın seçim kampanyası menajeri olmadan önce, yabancı düşmanlığı ve nefret söylemi yaptığı eleştirilerinin odağındaki Breitbart adlı yayın kuruluşunu yönetiyordu. Cumhuriyetçi Partinin çizgisi dışındaki açıklamalarıyla zaman zaman tepki toplayan Bannon’ın bu göreve getirilmesi ülkedeki birçok kesim tarafından “endişe verici” olarak yorumlandı.

Bannon’ın yönetimde kritik bir pozisyonda yer bulmasına karşı çıkanların arasında Amerikalı Müslümanlar da var. ABD’nin en büyük Müslüman sivil toplum kuruluşu olan Amerikan-İslam İlişkileri Konseyi (CAIR), Bannon’ın üst düzey göreve getirilmesini kınadı.

- Jeff Sessions - Adalet Bakanı

Trump'ın Adalet Bakanlığına getirmeyi düşündüğü isim ise kendisine desteğini ilk açıklayan Cumhuriyetçi Partiden Alabama Senatörü Sessions. 69 yaşındaki eski savcı Sessions, 1997'den itibaren bulunduğu Senato'nun Adalet Komitesinde görev yaparken göçmenlik reformuna karşı durdu. 1980'li yıllarda Alabama Savcısı olarak görev yapan Sessions, 1986'da eski Başkan Ronald Reagan tarafından federal hakimliğe aday gösterildi, Cumhuriyetçi ağırlıklı Senato Adalet Komitesi, ırkçı yorum ve eylemleri nedeniyle Sessions'u bu göreve uygun bulmadı. 1995'te Alabama Savcısı seçilen Sessions, 1996'da girdiği seçimden zaferle çıkarak senatör oldu, daha sonra federal hakimliğini reddeden komitede görev aldı.

- Mike Pompeo - CIA

Trump'ın Kongre üyesi Mike Pompeo'yu da ABD Merkezi İstihbarat Teşkilatının (CIA) başına getireceği belirtiliyor.

Üç dönem Temsilciler Meclisi İstihbarat Komitesinde görev yapan Pompeo, Libya'nın Bingazi kentindeki ABD Konsolosluğuna düzenlenen saldırıya ilişkin soruşturma sırasında aldığı görevle Demokrat Partinin adayı Hillary Clinton'a yönelik sert eleştirilerinden sonra partisinde yükselen isim oldu.

Kendi adına hazırlanan internet sitesine göre, West Point'teki Harp Okulunu birincilikle bitiren 52 yaşındaki Pompeo, süvari subayı olarak göreve başladı. Daha sonra ordudan ayrılan Pompeo, Harvard Hukuk Fakültesinden mezun oldu ve "ekipman imalatı, dağıtım ve hizmet şirketi" kurdu.

İran ile varılan nükleer anlaşmaya şiddetle karşı çıkan Pompeo, basına sızdırdığı belgelerle ABD Ulusal Güvenlik Ajansının (NSA) bazı dinleme faaliyetlerini ortaya çıkaran kurumun eski sistem analisti Edward Snowden'ın vatan haini olduğunu ve idam edilmesi gerektiğini savunuyor.

- Michael Flynn - Ulusal Güvenlik Danışmanlığı

Ulusal Güvenlik Danışmanlığı koltuğuna ise seçim kampanyası döneminde Trump'ın yakın ekibinde yer alan 57 yaşındaki emekli Korgeneral Michael Flynn'in oturması bekleniyor.

Trump'ın kampanya sürecinde "güvenlik ve istihbarat başdanışmanı" olarak görev yapan Flynn, daha önce Afganistan ve Irak'ta da bulunmuş "deneyimli bir asker" olarak biliniyor.

Flynn'in görevi kabul etmesi halinde Kongre onayına gerek duyulmayacak olması, emekli korgeneralin göreve başlama sürecini hızlandırabilir.

Adı Savunma Bakanlığı için de geçen Flynn'in bu göreve gelebilmesi için emekliliğinin üzerinden 7 yıl geçmesi gerekiyor. Buna göre, 2014 yılında ordudan emekli olan Flynn'in, en az 5 yıl daha beklemesi gerekebilir ancak Kongrenin ilgili maddeyi geçici olarak ötelemesi durumunda Flynn'in bakan olabilmesinin yolu da açılabilir.

Barack Obama döneminde Savunma İstihbarat Ajansı Direktörü olarak görev yapan Flynn'in 2014 yılında işine son verilmişti.

Emekli Korgeneral Flynn, kısa bir zaman önce Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) elebaşı Fetullah Gülen'e ilişkin de bir yazı kaleme almıştı.

Flynn yazısında, "Arka bahçemiz Pensilvanya'ya rahatça yerleşmiş olan bu maskeli terör ve istikrarsızlık kaynağı tarafından Washington'ın gözü boyanırken NATO müttefikimiz Türkiye'ye engel olmak mantıksızdır. Türkiye'nin bakış açısıyla Washington, Türkiye'nin Usame bin Ladinine sığınak oluyor. 11 Eylül'den sonra Usame bin Ladin'in Türkiye'de güzel bir köyde yaşadığını ve aynı anda Türk vergi mükelleflerinin vergileriyle fonlanan 160 okulu işlettiğini öğrenseydik ne yapardık?" ifadesini kullanmıştı.

- Yeni kabine için adı geçenler

ABD ve uluslararası kamuoyu, Trump'ın dış politikayı emanet edeceği ismi açıklamasını bekliyor.

Amerikan diplomasini yürütecek Dışişleri Bakanlığına ise kimin geleceği henüz bilinmiyor ancak Trump'ın bu kilit görev için seçim kampanyası döneminde kendisine ağır eleştiriler yönelten Cumhuriyetçi Partinin 2012 başkan adayı Mitt Romney'yi düşündüğü iddia edildi.

Trump ve Romney geçen hafta Trump'ın New Jersey'deki golf kulübünde bir araya geldi. Amerikan medyasında görüşmede Trump'ın Romney'ye kabinesinde Dışişleri Bakanlığı görevini teklif ettiği haberleri yer alsa da ne Trump cephesinden ne de Romney'den konuya ilişkin açıklama geldi.

Trump'ı sahtekarlık ve düzenbazlıkla suçlayan Romney, Cumhuriyetçilere Trump'a oy vermeme çağrısında bulunmuştu. Romney, seçimleri kazanmasının ardındansa Trump'ı arayarak kutlamıştı.

Trump ise Romney'yi "ezik" olarak nitelendirmişti. Romney'nin destek için kendisine yalvardığını, çok kötü bir seçim kampanyası yürüttüğünü ve "köpek gibi" kaybettiğini söylemişti.

2003-2007 yılları arasında Massachusetts Valisi olarak görev yapan Romney, 2012 yılında Cumhuriyetçi Partinin başkan adayı olmuş ancak Obama'ya karşı kaybetmişti.

Dikkat çekici diğer bir nokta ise dış politikada ikili arasındaki görüş ayrılıkları. Trump seçim öncesi ve sonrası yaptığı açıklamalarla Rusya ile ilişkileri geliştirmek istediğini söylemişti. Romney ise Rusya’yı ABD’nin düşmanı ilan etmişti.

- James Mattis - Savunma Bakanlığı

Donald Trump, Savunma Bakanlığına ise emekli General James Mattis'i getirmeyi düşünüyor.

Trump, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, Savunma Bakanlığı için emekli General James Mattis'i düşündüğünü duyurdu, Mattis'i "çok etkileyici" ve "gerçek bir general" olarak nitelendirdi.

James Mattis, 44 yıllık görev süresi sırasında ABD'nin Afganistan ve Irak işgallerinde önemli roller üstlendi. Felluce'de 2004'teki kanlı çatışmaları yöneten Mattis, CNN'in haberine göre, 2005 yılında San Diego'da askerlere yaptığı konuşmada, "Bazı insanlara ateş etmek eğlenceli." sözleri nedeniyle tepki çekti.

- Ben Carson - Konut ve Kentsel Gelişim Bakanlığı

Trump, yakından tanıdığı ve "yetenekli" olarak nitelendirdiği Ben Carson'ı Konut ve Kentsel Gelişim Bakanlığına getirmeyi düşündüğünü açıkladı.

Kabinede başka görevler için de adı geçen Carson'ın bakanlık görevine sıcak bakmadığı belirtiliyor.

Carson, Washington Post'a yaptığı açıklamada, kabine içinde değil dışında çalışmayı tercih ettiğini söyledi.

Ben Carson, Trump'ın teklifini kabul ederse kabinedeki ilk siyahi Amerikalı olacak.

65 yaşındaki emekli beyin cerrahı ve Cumhuriyetçi Partinin başkan aday adaylarından Carson mart ayında adaylık kampanyasını sonlandırmış ve Trump'a desteğini açıklamıştı.

AA