Advertisement
GÜNCEL / SİYASET ABONE OL

Başbakan Binali Yıldırım, İstanbul Sağlık Fuarının kapanış programında konuştu. Yıldırım'ın açıklamalarından satırbaşları: 

"SAĞLIK VE ULAŞIM YÜZ GÜLDÜRÜYOR"
Sağlıktaki dönüşümü öyle sıradan bir iş olarak görmeyelim. Vatandaşlarım şunu bilsin ki Türkiye'de AK Parti birçok hizmete imza attı 14 yılda. Ama bu hizmetlerden iki tanesi hep zirvede oldu; biri sağlık, biri ulaşım. Ulaşım ve sağlık hizmetleri iktidarımızın yüzünü güldüren hizmetler olarak devam ediyor. Olmayan işe 'Sağlık olsun' derken demek ki eskiden işlerimizin olmadığı sağlık kurumlarından geri dönüyorduk. Sağlık olsun demekle olmuyor. Gereğini yapacaksınız, vatandaş sağlık hizmetini alacak. İnsanca muamele görecek. Bütün bunlar var çok şükür.

"KORUYUCU SAĞLIK HİZMETİ ÖNEMSENMELİ"
Biz istiyoruz ki son kerteye gelmeden sağlığımızın kıymetini bilelim. Birinci, ikinci, üçüncü kademe sağlık hizmetleri var. Aile hekimleri var. Sağlıkla ilgili sorunlar büyümesin ve ikinci, üçüncü kademe sağlık merkezlerinde birikim olmasın. Sağlık aynen kalp atışları gibi takip edilsin. Koruyucu sağlık hizmetlerini tedavi amaçlı sağlık hizmetlerine göre çok daha fazla önemsememiz gerekiyor.

"AVRUPA BİRLİĞİ KARARINI VERMELİ"
AB bir karar aldı. Milletvekilleri AP'de toplandılar. Bu kararın bizim için kıymeti harbiyesi yoktur. Kendi kendilerine gelin güvey oluyorlar. İstedikleri kadar karar alsınlar. Aziz milletimizin kararları karşısında boynumuz kıldan incedir. Onun dışındaki kararların bizim için önemi yoktur. Avrupalı dostlarımız mesele Türkiye olunca objektiflikten uzaklaşıyorlar. AP bu kararla kendilerini küçük düşürmekten başka hiçbir iş yapmamıştır. Milletimizin AB'ye zaten azalmakta olan güven duygusu daha da zedelenmiştir. AB Türkiye ile mi, yoksa Avrupa'da kol gezen terör örgütleri ile mi işbirliği içinde olacak bunun kararını vermelidir. Türk milleti bunu beklemektedir. Ben inanıyorum ki bu karar AB liderler zirvesinde hiçbir şekilde dikkate alınmayacak. Avrupa'da vizyon sahibi liderler olduğunu düşünüyorum. 

"TEMELİ SAĞLAM BİR EKONOMİYE SAHİBİZ"
Türkiye ekonomisi son 14 yıl içinde bugünlerde yaşadığımız dalgalanmalara benzer en az beş tane dönem geçirdi. 2006'da, 2009 küresel krizde, Gezi olaylarında, 17-25 Aralık'ta, 15 Temmuz'da Türk ekonomisi zorlu sınavlardan geçti ve bunların hepsini atlatmasını bildi. ABD seçimlerinden sonra bütün dünyada İngiltere hariç euro da dahil para birimleri değer kaybetti. Bunun kaynağı yeni ABD Başkanı Trump'ın uygulayacağı politikalar. 'Ben önce ülkemin sorunlarını bitireceğim' diyor. Yani dışarıdaki ABD sermayesini içeriye çekmek için gerekirse faiz yükselecek. Bu haberler bütün dünyada Trump'ın kazanmasıyla birlikte değer bulmaya başladı. Bunu kalıcı bir dalgalanma olarak görmek büyük bir hatadır. Temeli sağlam bir ekonomiye sahip olduğumuzu bilmenizi istiyorum. Piyasalarımızın, işadamlarımızın ufak da osla tedirginliklerini gidermek bizim görevimiz. Bir parasal tedbirler. Bunlarla ilgili Merkez Bankası çalışmalarını yapıyor. Hükümet olarak biz de Dövize olan ihtiyaçta bir sıkıtnı yaşanmaması için birtakım önlemler aldık. Dolar cinsinden olan sözleşmeleri Türk lirasına çevirdik.

"EKONOMİDEKİ DALGALANMA GEÇİCİ"
Türkiye'nin düşmanları 'Sermayeye kısıtlama gelecek, döviz çıkışı olacak' gibi aslı olmayan haberlere yer veriyorlar. Bunlar külliyen yalandır. Vatandaşlar endişeye kapılmasın. Türkiye'de ekonomi ile ilgili bu dalgalanma bütün dünyada var olan bir durumdur ve geçicidir. 

"ORADA DA DERSİNİZİ ALACAKSINIZ"
2019'a kadar seçim meçim yok. Vatandaşın kafasını karıştırıp yatırım kararlarını erteletmeye çalışıyorlar. 15 Temmuz'da tanklarla yapmaya çalıştıkları alçakça girişimi Türkiye'nin ekonomisini bozmaya çalışarak yapıyorlar. Orada da dersinizi alacaksınız. Açıkça söylüyorum.

HT