Advertisement
TÜRKİYE EKONOMİSİ ABONE OL

Odeabank Genel Müdürü Hüseyin Özkaya, son yıllarda görece zayıf bir performans sergileyen Türk finansal varlıklarının ülkenin ekonomik temellerini yansıtan fiyatlamalara geri dönmesi ve Türkiye'nin tekrar cazibe merkezi haline gelebilmesi için ciddi bir potansiyel olduğunu düşündüklerini bildirdi.

Özkaya, AA muhabirine yaptığı açıklamada, belirsizliklerin ve risklerin yüksek olduğu 2016'nın herkes için zorlu geçtiğini ifade ederek, 2016'nın, hem küresel ekonomi hem de Türkiye ekonomisi için hassas bir süreç, 15 Temmuz’da karşı karşıya kalınan darbe girişimi ve Orta Doğu’da yaşanan çatışmaların etkisiyle artan terör tehdidi gibi ciddi sosyopolitik sorunlarla da mücadele edilen bir yıl olduğunu söyledi.

Odeabank olarak tüm bu olumsuzluklara karşın kuruldukları günden bu yana sürdürdükleri sektörün üzerindeki büyümeyi bu yıl da devam ettirdiklerini, bugün 16 ilde 50 şube ve bin 600’ün üzerinde çalışanla hizmet kalitelerini her geçen gün daha da iyileştirmeyi sürdürdüklerini belirten Özkaya, şunları kaydetti:

"Çok genç ve sıfırdan kurulmuş bir banka olarak sektördeki diğer bankalara kıyasla yüksek seviyede yatırım harcaması yapıyoruz. Odeabank olarak karlı bir şekilde büyümeye devam ediyoruz ve hedeflediğimiz büyüme ve karlılığı 2016 yılında yaşanan tüm olumsuzluklara rağmen sürdürmeyi başardık. Yılın 3'üncü çeyreğinde net karımız, geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre yüzde 214 artarak 115,3 milyon TL’ye yükseldi. Aynı dönemde Odeabank’ın toplam kredileri 23,5 milyar TL’ye, mevduatları 25,5 milyar TL’ye, aktifleri ise 33,1 milyar TL’ye ulaştı. Mevcut durumda özel mevduat bankaları arasında mevduatlarda 8’inci, toplam aktiflerde ise 9’uncu büyük bankayız.

Elde ettiğimiz başarılı finansal sonuçlar ile önümüzdeki yıllarda sıralamada daha da yukarı tırmanacağımıza inanıyoruz. 2016’nın geride kalan dönemi bizim açımızdan bu hedefler doğrultusunda başarılı bir şekilde yürüdüğümüz bir dönem oldu. Karlılığımızı koruyarak sektör ortalamasının üzerindeki büyüme hızımızı sürdürmek ve sıralamada üst basamaklara tırmanmaya devam ederek Türk bankacılık sektörünün büyükler liginde yerimizi almak istiyoruz."

Elde ettikleri bu başarı ve Türkiye ekonomisinin sahip olduğu potansiyele duyulan güvenin çok önemli uluslararası yatırımcıların da dikkatini çektiğini belirten Özkaya, 15 Temmuz'daki darbe girişimine karşın ana hissedarları Bank Audi’nin yanı sıra IFC ve EBRD gibi uluslararası finans kuruluşlarının Türk bankacılık sektörünün potansiyeline duydukları güvenin sonucu sermayelerini 1 milyar TL artırdıklarını hatırlattı.

"Altyapı yatırım ve projelerine kredi desteğimizi büyütüyoruz"

Hüseyin Özkaya, "Söz konusu sermaye artırımı ile Türkiye ekonomisinin gelişimine katkıda bulunacak altyapı yatırım ve projelerine kredi desteğimizi büyütüyor, Türkiye'deki istihdamın yüzde 70'ini oluşturan ancak kredilerin sadece yüzde 30'undan faydalanabilen KOBİ'lere daha fazla destek sağlıyoruz." dedi.

Odeabank olarak bu yıl içinde kurumsal, ticari, KOBİ ve bireysel bankacılıkta da pek çok başarıya imza attıklarını belirten Özkaya, 2016'da kurumsal ve ticari bankacılık çatısı altında planlarına uygun şekilde büyümeye devam ederken, öncelikli segment olarak belirledikleri KOBİ’lere de Odeabank'ın "Kişiye Özel Bankacılık" anlayışı doğrultusunda daha kapsamlı hizmet verebilmek amacıyla organizasyonel değişiklikler yaptıklarını ve KOBİ bankacılığı iş kolunu kurduklarını anlattı.

"2017, dünya ekonomisi için zorlu bir yıl olabilir"

Odeabank Genel Müdürü Özkaya, 2016'da gelişmiş ekonomilerde yaşanan politik gelişmelerin etkisiyle küresel ekonomide önemli değişimlerin gözlenebileceği bir yıla girildiğini ifade ederek, şöyle devam etti:

"Bu değişimler şüphesiz ki 2017 yılında belirsizliklerin yükselmesine neden olabilir. Önce İngiltere’nin AB’den ayrılması yönündeki referandum kararı, sonrasında ise ABD’deki başkanlık seçimlerinin dünya siyasetinde ve küresel ekonomide bazı değişikliklere neden olabileceği öngörülüyor. Bu değişimlerle korumacı politikaların artabileceğine yönelik kaygılar dünya finansal piyasalarında risk iştahını zayıflatırken, küresel büyüme üzerinde aşağı yönlü riskleri artırıyor. Özellikle ABD’deki yeni yönetimin ekonomi yönetiminin Fed’in para politikası duruşunda yol açabileceği değişiklikler dünya piyasalarını tedirgin edecek bir faktör olabilir. Ayrıca 2017 sonuna kadar Avrupa’da yapılacak seçimler nedeniyle belirsizliklerin ve oynaklığın yüksek kalabileceği düşünülüyor. Bununla birlikte, dünyanın en büyük ikinci ekonomisi Çin’in kontrollü bir şekilde yavaşladığına yönelik işaretler Çin’e ilişkin endişelerin bir miktar hafiflemesini sağladı. Bazı gelişmekte olan ekonomilerde de 2015 ve 2016 ilk yarıdaki kırılganlıkların hafiflemesi ile dünya büyümesine yönelik risklerin bir miktar dengelendiği görülüyor. Bütün bunları bir arada değerlendirdiğimizde 2017, dünya ekonomisi için zorlu bir yıl olabilir."

"Türkiye’nin uzun vadeli temelleri ile uyumlu patikaya dönüşü de hızlı olabilecek"

Söz konusu ortamda, küresel risk iştahındaki kırılganlıklarla birlikte jeopolitik belirsizlikler ve yurt içi politik gündemdeki yoğunluk nedeniyle Türkiye ekonomisi üzerinde de her iki yönde riskler olduğunu düşündüklerini kaydeden Özkaya, aşağı yönlü risklerin, gelişmiş ekonomilerdeki belirsizlikler ve jeopolitik sorunlardan beslenirken yurt içi politik belirsizliklerin kısa sürede sona ermesi ile Türkiye’nin, uzun vadeli temelleri ile uyumlu patikaya dönüşünün de hızlı olabileceğini vurguladı.

Hüseyin Özkaya, "Zira son yıllarda görece zayıf bir performans sergileyen Türk finansal varlıklarının ülkenin ekonomik temellerini yansıtan fiyatlamalara geri dönmesi ve Türkiye’nin tekrar cazibe merkezi haline gelebilmesi için ciddi bir potansiyel olduğunu düşünüyoruz. Bunu sağlayabilecek ortamın oluşması ile Türkiye’nin büyümesini hızlandırabileceğini, finansal istikrarla birlikte fiyat istikrarı hedefine doğru da bir ilerleme kaydedilebileceğini öngörüyoruz. 2016'nın ikinci yarısında alınan kamu maliyesi tedbirleri ve sağlıklı bankacılık sektörü ile Türkiye’nin bu başarıları sağlayabilecek güce sahip olduğuna inanıyoruz." şeklinde konuştu.

"Tüketici kredilerinde yüzde 10-12 bandında büyüme kaydedileceğini tahmin ediyoruz"

Odeabank Genel Müdürü Özkaya, Türk bankacılık sektöründe 2016'daki düşük baz etkisiyle gelecek yıl tüketici kredilerinde yüzde 10-12 bandında bir büyüme kaydedileceğini tahmin ettiklerini, finansal piyasalarda artan belirsizlik ve yatırım kararlarının önemli bir bileşeni olan kurlarda bekledikleri oynaklık nedeniyle kurumsal kredilerde büyümenin 2016 seviyelerine yakın, yüzde 14-16 seviyesinde gerçekleşeceğini öngördüklerini kaydetti.

Toplam kredi büyümesinin 2017'de yüzde 13-15 bandında olacağını tahmin ettiklerini belirten Özkaya, "Dolardaki yükselişle birlikte risk primindeki artışın etkisi ile yaşanan piyasa faizlerindeki yükselişler tüm bankacılık sektöründe fonlama maliyetlerini artırırken finansal koşulları sıkılaştırıyor. Bu sıkılık, sektörde büyüme ve karlılığı olumsuz etkileyebiliyor." dedi.

Kurlardaki artışın sektörün tahsili gecikmiş alacaklarına olumsuz etkisinin şu aşamada sınırlı kaldığını gördüklerini ifade eden Özkaya, 2015 sonunda yüzde 3,10 olan tahsili gecikmiş alacakların toplam kredilere oranının, kurlardaki oynaklık ve büyümedeki ivme kaybına karşın 2016 Eylül sonunda "sadece" yüzde 3,32 seviyesine çıktığını kaydetti.

Büyümedeki yavaşlamanın sona ermesi ile tahsili gecikmiş alacaklardaki artışın biraz gecikmeli de olsa duraksayacağını öngördüklerini, sektörün mevcut güçlü sermaye yapısı ve basiretli risk yönetimi ile ciddi bir sorunla karşılaşılmayacağını düşündüklerini ifade eden Özkaya, Odeabank olarak, bu yıl yaptıkları sermaye artırımı ile 2017'de Türkiye’nin büyümesine daha fazla katkı yapabilmek için gerekli hazırlığı gerçekleştirdiklerini söyledi.

AA