Advertisement
GÜNCEL / SİYASET ABONE OL

Yıldırım'ın konuşmasının satırbaşları şöyle:

"HAYAT TARZLARI DEVLETİN GÜVENCESİNDE"

Karanlıktan beslenen terör örgütleri, Türkiye'nin gün ışığına kavuşmasından rahatsız oluyorlar. Ne yaparlarsa yapsınlar, yok olmaya mahkumlar. 2017 Türkiye'nin terörle mücadelede mutlak bir hakimiyet sağlayacak yıl olacaktır. Millet olma vasfımızı kimse zedeleyemez. 1000 yıllık kardeşlik, dayanışma ruhumuzu hiçbir alçak girişim bozamaz. 

Masum ve savunmasız sivil insanları mutlu ve güzel anlarında katleden alçakların amacı ülkemize korku sarmak, ülkemize zarar vermek. Farklı yaşam tarzı, inançlar üzerinden ayrışacağımızı bekliyorlarsa yanılıyorlar. Türkiye bir hukuk devletidir, hayat tarzları, inançlar, düşünceler devletin güvencesindedir. Her türlü ayrımcılığı, kin ve nefret söylemini reddediyoruz. Bir insanı öldüren bütün insanlığı öldürmüş gibidir. Bizler çoğulcu, demokratik hukuk düzenimizi özenle muhafaza edeceğiz. 

REİNA SALDIRISI

Bu alçak saldırılar karşısında millet olarak birbirimize daha fazla kenetleneceğiz. Uluslararası toplumdan tek bir beklentimiz var, terör işinde ikircikli davranışları bir tarafa bırakalım, hakkaniyetli olalım. Yurtiçinde ve yurtdışında terör örgütleriyle mücadelemiz sürüyor. Karşımızda aynı merkezden yürütülen farklı örgütler var. Türkiye sadece bir terör örgütüyle mücadele etmiyor. Türkiye 40 yıldır PKK terör örgütüyle mücadele ederken, bugün DEAŞ, FETÖ, DHKP-C gibi örgütlerle aynı anda mücadele ediyor. Dünyanın hiçbir ülkesinde bu kadar terör örgütüyle mücadele eden başka bir ülke yok. Bunun sebebi emperyal hayallerin ülkemizin civarındaki hesaplarıdır. Suriye'de, Irak'ta son 5-6 yıl içerisinde yaşanan istikararsızlık, otorite boşluğu, terör örgütleri için mükemmel ortam oluşturmuştur. En büyük zararı gören Türkiye olmuştur. Terörle mücadeleyi yaparken sadece yurtiçinde bu mücadeleyi yapmamız mümkün değil. Hatay'da, Kilis'te masum insanlar ölürken 'Niye mücadele etmiyorsunuz' diyenler, terör örgütlerini inlerinde yok ederken 'Orada ne işiniz var' diyorlar. Türkiye terörü kendi topraklarında değil, nerede insanlarımıza zarar veriyorsa orada yok etme kudretine sahiptir, Fırat Kalkanı ile de bunu gerçekleştirmektedir. 

İstanbul'da gerçekleştirilen terör saldırısı, seçilen mekan ve zaman dikkate alındığında ne amaçlandığı açıktır. Kışkırtmaya yönelik bir süreç başlatılmaya çalışılıyor. Biliyoruz ki bu kirli tuzaklar toplumun sağduyusunu hedef alıyor. Caniler ve onları azmettirenler toplumsal barışımızı bozmaya çalışıyor. Onlar biliyor ki Ortaköy'de cami, kilise, havra hep yan yanaydı. Biz birarada yaşamayı bin yıllardır tecrübe ediyoruz. 7'den 70'e uyanık olma mecburiyetindeyiz.

SOSYAL MEDYA UYARISI

Sosyal medya üzerinden yapılan kışkırtıcı paylaşımlar ülkemize zarar veriyor. Özellikle sosyal medya mecrasını kullanan kardeşlerime önemli bir uyarım var. Sosyal medya sorumsuz medya değildir. Başınıza bela olabilir. Hiç kimsenin bir başkasının kin ve nefret duygularıyla bilenmesine, motive edilmesine karşı yapılan faaliyetin kabul edilebilir bir yanı yoktur ve suçtur. Nitekim, bu türde paylaşımlar yapanlar hakkında gerekli hukuki işlemler başlatılmıştır. 

Milletimizin sağduyusuna ve bin yıllık müktesabatı bizim en büyük hazinemizdir. Teröre karşı dimdik birlikte karşı çıkacağız. Bu alçakların hedefine ulaşmasına katiyen müsaade etmeyeceğiz.

2016 yılında zor günler yaşandı. Dünya genelinde yaşanan terör olayları ve ekonomik kriz yanı sıra, ülkemizde yılın ikinci yarısından başlayan birçok olayı kısa sürede yaşadık. Bunlardan en önemlisi 15 Temmuz darbe girişimidir. 

OHAL SÜRESİ: Bu hafta içinde Afganistan'daki görev gücümüzün süresinin uzatılması ile ilgili bir tezkere ve OHAL'in 3 ay uzatılmasına yönelik bir kararı da Meclisimiz görüşecek.

HT