Advertisement
TÜRKİYE EKONOMİSİ ABONE OL

Ekonomistler, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının (TCMB) yarınki Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında politika faizinde ve faiz koridorunda değişiklik beklemezken, geç likidite penceresi (GLP) borç verme faiz oranında artış olacağı tahmininde bulundu.

Halk oylaması öncesinde belirsizlik nedeniyle Türk lirası varlıklar emsallerine göre negatif ayrışırken, halk oylamasında "evet" sonucu çıkmasının ardından yabancı yatırımcılar ve iş dünyasında beklentiler iyiye giderken, Fransa'da cumhurbaşkanı seçimininde "Yürüyüş Hareketi"nin lideri Emmanuel Macron'un önde olması da küresel risk iştahını artırdı.

Ekonomistler, Türk lirasının son dönemde dolar karşısında değer kazanması ve belirsizliğin ortadan kalmasıyla Merkez Bankasının yarınki toplantısında elinin rahat olacağını, ancak enflasyonun çift hanede bulunmasını da göz önünde bulunduracağını söyledi.

Bu yılın üçüncü PPK toplantısında, bir hafta vadeli repo faizi (politika faizi), Merkez Bankası borçlanma faizinde (faiz koridorunun alt bandı) ve marjinal fonlama oranında (faiz koridoru üst bandı) değişiklik olmayacağını öngören ekonomistler, geç likidite penceresi (GLP) borç verme faiz oranında artış olabileceğini ifade etti.


- "TCMB 'bekle-gör' stratejisi uygulayabilir"


AA muhabirine değerlendirmede bulunan Odeabank Ekonomik Araştırma ve Strateji Planlama Müdürü Şakir Turan, son PPK toplantısından bu yana açıklanan verilerin enflasyon görünümündeki bozulmanın derinleştiğini teyit etse de finansal piyasalardaki gelişmelerin TCMB'yi bir süre "bekle-gör" stratejisi uygulamaya yöneltebileceğini ifade etti.

ABD Başkanı Donald Trump'ın büyümeyi hızlandırıcı maliye politikası adımlarını yılın sonlarına doğru ve kademeli bir şekilde uygulayabileceğini belirten Turan, küresel faizler üzerindeki yukarı yönlü baskının da hafiflediğine dikkati çekti.

Turan, bu sayede dolar ve emtiadaki yükselişin de hız kestiğinin altını çizerek, "Referandum belirsizliğinin ortadan kalkmasının yanında küresel risk iştahındaki toparlanma ile ülke risk primimiz iyileşti. Bu sayede döviz kurlarında oynaklık azalırken, TL güçlendi. TL'nin güçlenmesinin yanında ham petrol fiyatlarının dar bir bantta hareket etmesi maliyet baskısının önümüzdeki dönemde bir miktar azalabileceğine işaret ediyor." dedi.

Öte yandan bozulan enflasyon görünümüne karşın TCMB'nin son günlerde daha da sıkılaştırdığı likidite duruşunda matematiksel limitlerine çok yaklaştığını belirten Turan, PPK'nın bir sonraki toplantısına bir buçuk ay gibi uzun bir süre olduğunu söyledi.

Turan, şunları kaydetti:

"Türk varlıklarına yönelik risk iştahında ani bir kötüleşme olması halinde tabi ki TCMB bir sonraki toplantı tarihi olan 15 Haziran’ı beklemeden de toplanarak para politikası duruşunu değiştirebilir. Ancak bir sonraki olağan toplantıya kadar elini güçlendirmek için bu toplantıda sembolik bir faiz artırımına gitmeyi de seçebilir. Bu ihtimali tümüyle göz ardı etmiyoruz. Fakat TCMB'nin geçmiş karar eğilimlerini dikkate aldığımızda iyimser taraftaki gelişmelere daha fazla önem atfedeceğini değerlendiriyoruz. Bu çerçevede, TCMB'nin sembolik bir faiz artırımı yapmasının kredibilitesini artırarak Türk finansal varlık fiyatlarını ve enflasyon dinamiklerini destekleyebileceğini düşünsek de bu toplantıda faizleri sabit tutacağını tahmin ediyoruz."


- "Heyecan yaratmayan bir PPK toplantısıyla karşı karşıyayız"


Finansinvest Başekonomisti Burak Kanlı ise uzunca bir sürenin ardından heyecan yaratmayan bir PPK toplantısı ile karşı karşı olunduğunu belirtti.

TL'de değer kazanma eğiliminin mevcut olduğunu ve referandum sonrası politika kaynaklı belirsizliğin ortadan kalktığını ifade eden Kanlı, bu sebeple TCMB'nin bu toplantı öncesi, geçmiş toplantılara kıyasla oldukça rahat olduğunu dile getirdi.

Kanlı, yıllık enflasyonun son yılların en yüksek seviyelerine çıktığını, buna ilaveten enflasyonun tek hanelere düşmesi için belki de aralık ayına kadar beklenebileceğini söyledi.

Enflasyondaki bu olumsuz görünümün TCMB'nin para politikasında yakın dönemde belirgin bir gevşemeye gitmesinin önünde engel teşkil ettiğine işaret eden Kanlı, "İşte tüm bunlar bizi, önümüzdeki PPK toplantısında faizlerde herhangi bir değişikliğe gidilmeyeceği sonucuna ulaştırıyor." dedi.

Burak Kanlı, yılın son çeyreğinde Avrupa Merkez Bankasının (ECB) tahvil alımlarını azaltmasının gündeme gelmesi ve ABD Merkez Bankasının (Fed) bilanço küçültmeyi tartışmaya başlamasıyla, gelişmekte olan piyasalarda ciddi oynaklığın görülebileceğini kaydetti.

O vakite kadar, Türkiye finansal piyasalarında ve TL'de nispeten sakin bir seyir gözlenebileceğini belirten Kanlı, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Bu dönemde, TCMB de ilk olarak sıkı likidite politikasını kademeli olarak gevşetmek isteyecektir. İlerleyen safhada ise geç likidite faizini tekrar kullanılmayan bir enstrüman haline getirmek isteyecektir. İşte bunu sağlayabilmek için TCMB'den politika faizinde ve üst bantta sınırlı bir artış bekleyebiliriz. Ancak bu şekilde geç likidite imkanından fonlama yapmayı bırakması mümkün olabilir. Bu çok iyi planlanması, zamanlaması hayati olan ve piyasa ile iletişimi iyi yapılması gereken bir süreç. Zira politika faizini ve üst bandı artırmadan denenecek bir geçiş güvende tekrar bozulmaya ve TL üzerinde yine baskı oluşmasına yol açabilir."


- "Faizlerde değişiklik beklemiyorum"


AA Finans Analisti ve ekonomist Haluk Bürümcekçi de anketlerde, PPK toplantısında haftalık repo faizinde, marjinal fonlama oranında ve gecelik borçlanma faiz oranında değişiklik öngörülmediğini söyledi.

Geç likidite penceresi (GLP) borç verme faizinde ise azınlıkta da olsa 25-75 baz puan aralığında artış bekleyenlerin bulunduğunu ifade eden Bürümcekçi, "Beklenti anketlerinde uzun vadeli enflasyon beklentisinin yükselmesi, mart sonunda yüzde 11,3 olan manşet enflasyonun ve çekirdek enflasyonun yükselişini nisanda da sürdürecek olması, ortalama fonlama maliyeti ile GLP faizi arasındaki makasın daralması, geç likidite oranında bir miktar yükselişi gerektiriyor." dedi.

Bürümcekçi, ancak TCMB'nin son dönemde kurlarda görülen geri çekilmeyi fırsat bilerek bir değişikliğe de gitmeyebileceğini belirtti.

Merkez Bankasının marttaki toplantısında sadece geç likidite borç verme oranını yüzde 11'den 11,75 seviyesine yükselttiğini anımsatan Bürümcekçi, ancak toplantıdan sonra likiditeyi kısarak ortalama fonlama maliyetini kademeli olarak artırdığını ve son dönemde yüzde 11,50 seviyesinde dengelediğini söyledi.


- "GLP'de ölçülü bir artırım olabilir"


Tacirler Yatırım Araştırma Müdürü Özlem Bayraktar Gökşen ise PPK'nın GLP borç verme oranında ölçülü bir artırıma gidebileceğini ifade etti.

Beklentilerinin GLP'de 25 baz puan bir artırım olsa da, 50 baz puanlık bir artışı da sürpriz olarak algılamayacaklarını kaydeden Gökşen, piyasadaki genel beklentinin faizlerde herhangi bir değişikliğe gidilmeyeceği yönünde olduğunu söyledi.

Gökşen, TCMB’nin fonlama kompozisyonunun 15 Haziran'da gerçekleşecek olan sonraki PPK toplantısına kadar ek manevra alanına ihtiyaç duyulabileceğini işaret ettiğini belirtti.

Ağırlıklı ortalama fonlama maliyetinin (AOFM) yüzde 11,5 ile GLP borç verme faizine oldukça yakın bir yerde olduğuna dikkati çeken Gökşen, bu çerçevede günlük fonlamanın sadece yüzde 10'unun gecelik borç verme faizinden, yüzde 90'lık kısmının ise GLP üzerinden sağlandığını ifade etti.

Gökşen, şöyle devam etti:

"Enflasyon görünümünün kısa vadede gevşeme için herhangi bir alan yaratamayacağını düşünüyoruz. Enflasyon tahmin patikamız, olumsuz baz etkisi ve döviz kuru geçişkenliği nedeniyle enflasyonun mayıs ayı itibarıyla yüzde 12 seviyesine yakın bir yere ulaşacağının sinyalini veriyor. Gerçekleşmelere güçlü şekilde adapte olan orta vadeli enflasyon beklentilerinde görünümdeki kötüleşmenin etkileri net bir şekilde görülüyor. 24 ay ileriye yönelik TÜFE beklentileri Ekim 2016'dan bu yana 85 baz puan artış kaydetmiş durumda. TCMB Başkanı Murat Çetinkaya konuşmalarında para politikasındaki sıkı duruşun enflasyon görünümü belirgin bir iyileşme kaydedene kadar süreceğinin altını çiziyor. TL likiditesindeki sıkılaşmaya rağmen finansal koşullarda önemli bir baskı unsuru görülmüyor. Bu durumun, TCMB'nin likidite hamleleri için daha rahat hareket ortamı sağladığı görülüyor. AOFM Ekim 2016'dan bu yana 370 baz puan yükseldi."

GLP'de yapılacak ölçülü bir artırımın, sıkı para politikası koşularının geçici olmadığına yönelik önemli bir sinyal olarak algılanacağını belirten Gökşen, böyle bir hamlenin TL üzerinde pozitif etki yaratmasını ve getiri eğrisindeki ters eğimi beslemesini beklediklerini sözlerine ekledi.

- "AA Finans Para Politikası Kurulu Beklenti Anketi"

AA Finans'ın, TCMB'nin yarınki PPK toplantısına yönelik 21 ekonomistle gerçekleştirdiği piyasa beklenti anketine göre ekonomistlerin tamamı yüzde 8 olan politika faiz oranı, yüzde 7,25 olan faiz koridorunun alt bandı ve yüzde 9,25 olan faiz koridorunun üst bandının sabit tutulacağını öngörüyor.

Ankete katılan ekonomistlerin 13'ü yüzde 11 olan geç likidite penceresi (GLP) borç verme faiz oranının sabit kalacağını, ekonomistlerin 8'i ise 25-75 baz puanlık artış olabileceğini tahmin ediyor.

Mart ayındaki PPK toplantısında politika faizi, faiz koridorunun alt ve üst bandı sabit tutulurken, GLP borç verme oranı yüzde 11'den 11,75'e yükseltilmişti. TCMB takvimine göre, PPK'nın bir sonraki toplantısı 15 Haziran 2017'de yapılacak.

AA